500 milyon dolarlık çöküş

BİR dönem Türkiye’nin en büyükleri arasında yer alan ve varlıkları 500 milyon doları aşan ATAÇ İnşaat A.Ş.’nin alacaklıları iflas isterken, şirketi iflastan kurtarmak için yönetime gelen fon şirketinin yönetim kurulu da iflas erteleme istedi. Şirketin iki kurucu ortağından Hüseyin Çalık’ın kızı Lale Çalık Sarper ise yeni yönetim kurulu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

500 milyon dolarlık çöküş

ATAÇ İnşaat ve Sanayi A.Ş. 1960 yılında Hikmet Ataman ve Hüseyin Çalık tarafından kuruldu. Hisselerin yüzde 75’ine Ataman, yüzde 25’ine ise Çalık’ın sahip olduğu Antalya’nın sanayi devi, bünyesinde ANTEKS iplik, boya ve dokuma fabrikaları, Ataç Tarım, Nisan Enerji, Antalya Koleji, Doruknet, Khan ve Kemer Resort gibi çeşitli otelleri barındırıyordu.

2011 öncesinde cirosu 1 milyar liraya yakın olan Ataç İnşaat, 2011’de cirosunu en çok artıran Türkiye’nin üçüncü şirketi seçildi ve çoğu kez de Türkiye’nin en büyük ilk ve ikinci 500 şirketi arasında yer aldı. Bünyesindeki ANTEKS’in Armani, Lacoste, Versace gibi dünya devlerine yönelik üretimler yaptığı Ataç’ın çöküşü, 2011’in Haziran ayında yapılan halka arzla başladı. Batış sürecine giren Türkiye’nin devlerinden Ataç’ın kurucularından Hikmet Ataman 2005’te hayatını kaybederken, yerine oğlu Halil Ataman geldi. Tanınmış işadamı Hüseyin Çalık ise şirket batış sürecine girdikten kısa süre sonra geçen Haziran ayında hayatını kaybetti. Kurucu ortakların ailelerine ait mal varlıklarına yönelik haciz işlemlerinin yanı sıra, şirket bünyesindeki birçok değer de satıldı. Şirketlerin kurtarılması amacıyla anlaşma yapılan fon şirketinin oluşturduğu yeni yönetim kurulu da ATAÇ ve ANTEKS için iflas erteleme istedi. Birçok alacaklı ise şirketin iflası için başvurdu.

ÇÖKÜŞ 2013’TE BAŞLADI

Borsa’da halka arz sonrasında yaşanan süreçte zarar etmeye başlayan ve borçlanan ATAÇ ve bünyesindeki diğer şirketler, 2013’ün Eylül ayında Lüksemburg merkezli Telos Fon şirketine devredildi. Şirket hisselerini şahsi mal varlıklarına dokunulmayacağı garantisiyle devreden Ataman ve Çalık ailelerinin temsilcileri, yönetimden çıktı. Ancak bu süreçte Hüseyin Çalık’ın şahsi mal varlıklarına borçlar nedeniyle haciz işlemi uygulandı. Evindeki eşyalar da dahil Çalık’ın çeşitli gayrimenkullerden oluşan 6 parça malına haciz uygulandı.

BİRÇOK DEĞERİ SATILDI

Alacaklı bankaların Ataman ve Çalık ailelerinin mal varlıklarına yönelik haciz girişimleri devam ederken, Hüseyin Çalık’ın vefatı sonrasında ailesi tereke tespit davası açarak, Çalık’a ait mal varlığına dönük haciz işlemlerinin durdurulmasını sağladı. Ancak bu süreçte Doruknet, Kemer Resort Hotel, Khan Hotel satıldı. Antalya Koleji ise 150 aylığına doğa koleji’ne kiralandı. 2013 Eylül’de şirket yönetimini devralan Telos fon şirketi, 2014’ün Eylül ayında anlaşmayı iptal ederek yönetimden çekildiğini borsa’ya bildirdi. Ardından Telos firmasının yönetiminde de olan isimlerin oluşturduğu Boğaziçi A.Ş. şirketlerin yönetimine geçti.

ÇALIK’IN KIZINDAN SUÇ DUYURUSU

Tereke tespit davası açarak babasına ait mal varlıklarına haciz işlemi uygulanmasını durduran ve yüzde 25 hisseyi temsil eden Hüseyin Çalık’ın kızı Lale Çalık Sarper, şirketin uzun yıllar muhasebe ve finans müdürlüğünü yapan ve fon şirketine devir sonrasında da yönetim kurulu üyesi olan M.D.A., yönetim kurulu üyeleri M.U., S.U., A.S.A., M.Y., A.E.E., K.F.Ö., Ö.K.G., A.S. ve dışardan işadamı S.B.K. hakkında Antalya Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

ŞOK SUÇLAMALAR

Avukat Arif Karabağ aracılığıyla yapılan suç duyurusunda, tüm yöneticiler hakkında güveni kötüye kullanma, şirketi zarara uğratma, şirket mallarının gayriresmi elden çıkmasına göz yumma, rekabet yasağının ihlali, kamu görevlisine yalan beyan, sahte belge kullanma ve dolandırıcılık suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine göre 5 yıldan 21 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

’BİRÇOK DEMİRBAŞIN AKIBETİ BELLİ DEĞİL’

Haciz ve ipotekleri kaldırmak, borçları yapılandırmak için çaba sarfetmesi gereken Telos şirketiyle bu yönde sözleşme yapıldığı, ancak borcun azalmak yerine daha da artırıldığı belirtilen dilekçede, kayıtların eksiksiz, doğru ve zamanında tutulmadığı, şirket demirbaş ve stoklarının dikkatli ve özenli şekilde elde tutulmadığı, stokların çalınmasına ve fabrikadan çıkarılmasına göz yumulduğu belirtildi. Birçok demirbaşın akıbetinin belli olmadığı, araçlar ve makinelerin yok olduğu veya büyük hasar gördüğü belirtilen dilekçede, "Haciz yoluyla götürülen birçok araç ve makine bulunmaktadır. Hangileri satıldı, hangileri duruyor belli değil. Envanter kayıtlarının incelenmesi gerekir. Yönetim kurulu sorumludur" denildi.

20 MİLYONLUK KARŞILIKSIZ ÇEK

Suçlamalar arasında şirketin içine girdiği mali krizde hukuki yardım alınan avukat M.U.’nun aynı zamanda danışmanlığını yaptığı fon şirketi Telos’un ATAÇ’ı yapılandırması için aracı olduğu ve anlaşmaları sağladığından da bahsedildi. Devir sonrası ise yönetimde görev alan M.U. ve kardeşi S.U.’nun, kiralanan ve çalışmayan bir şirket durumundaki Antalya Koleji A.Ş. adına 4 ayrı toplam 19 milyon 754 bin TL’lik SETAPP A.Ş. adlı şirket adına hiçbir ticari ilişki olmamasına rağmen çek kestikleri ifade edildi. Bu çeklerin iki kardeş tarafından ATAÇ adına da kaşe ve imzalanarak ciro edilmesiyle şirketin borçlandırıldığı ve İstanbul 19’uncu İcra Dairesi kararıyla şirkete ait birçok malın bu yüzden haczedildiği öne sürüldü.

YETKİLİ OLMADIĞI HALDE İMZA

Bu haciz işleminin gerçekleşme biçiminde de ’şirketi perişan eden ve şirketin bu hale gelmesinde büyük rol oynadığı ve emanete ihanet eden kişi’ olarak gösterilen finans müdürü M.D.A.’nın, SETAPP A.Ş.’nin haciz işlemi sırasında şirket yetkilisi olmamasına rağmen, ’her iki şirketin yetkilisi benim’ diyerek borcu kabul ettiği, haczedilen mallara yediemin olduğu, haciz zaptlarını her şirketin yetkilisi olarak imzaladığı ve suç işlediği ileri sürüldü.

SAHTE İMZA SORUŞTURMASI

Dilekçede, şirketin devri yapılmadan önceki yönetim kurulu üyelerinden Sevinç Ataman adına bir bankaya ipotek vermek için düzenlenen vekaletnamede imzasının sahte olarak kullanıldığı olayda da M.D.A. suçlanıyor. Sevinç Ataman adına A.Ö. adlı yönetici asistanına imza attırıldığı ve ifadesinde de M.D.A. tarafından sahte belgelerin imzalatıldığının ikrar edildiği kaydedildi.

ÇALIK’IN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU TUTULUYORLAR

Antalya’nın tanınmış işadamlarından Hüseyin Çalık’ın ölümünün de bu olaylara bağlı gerçekleştiği belirtilen suç duyurusunda, yöneticilerin ATAÇ A.Ş. aleyhine her türlü hileli işlem, sahte belgeler, yalan beyanlarla zarara sebebiyet verdikleri gibi kendilerine ve başka şirketlere menfaat sağladıkları ileri sürüldü.

ONAYLANMAYAN YÖNETİM GÖREVDE

Telos şirketinin vazgeçmesi sonrasında aynı isimlerin Boğaziçi A.Ş. şirketi adı altında oluşturduğu yönetim kurulu ise Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce onaylanmadı. ATAÇ’ın son üç yönetim kurulu teşkilinde (B) grubu hisseye sahip şirket ortakları tarafından aday gösterilmemesine rağmen S.U., B grubu adayı olarak yönetime girdi ve başkanvekilliğine seçildi.

ALACAKLILAR İFLAS, YÖNETİM İFLAS ERTELEME İSTEDİ

Diğer yandan alacaklılar, Antalya ticaret mahkemelerine yaptıkları başvurularla ATAÇ’ın iflasını istedi. Alacak miktarı belirtilmeyen Expo Factoring, iflas için başvuruda bulundu. 62 bin TL alacağı bulunan Özden Akaryakıt ile 53 bin TL kıdem tazminatı alacaklısı olan işçi İsmail Kök de şirketin iflasını isteyen başvuruda bulundu. ATAÇ’ın çeşitli iddialarla suçlanan yönetim kurulu ise 4 Aralık tarihi itibariyle Antalya Ticaret Mahkemesi’nden iflas erteleme talebinde bulundu. Ataç A.Ş.’nin aktifleri 326 milyon TL, pasifleri 372 milyon TL, batık borç ise 46 milyon TL olarak gösterildi. ANTEKS A.Ş. için yapılan başvuruda ise aktifler 130 milyon TL, pasifler 210 milyon TL ve batık borç 80 milyon TL olarak gösterildi.