Aile şirketlerine elti faturası 300 milyar!
Türkiye’de aile şirketleri, genellikle elti kavgalarıyla başlayan ve kardeşlerin ayrılığa düşmesiyle sonlanan süreçler ekonomiyi baltalıyor.
Araştırmaya göre aile şirketlerinin yüzde 80’i 5 yılda faaliyetine son veriyor. Anlaşmazlıkların ekonomiye faturası ise 300 milyar doları buluyor.
Türkiye’deki aile şirketlerinin kısa ömürlü olması Türk ekonomisine büyük zarar veriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre, Türkiye’deki 1 milyon 350 bin şirketin yüzde 94’ünü aile şirketleri oluşturuyor. Aile şirketlerinin yüzde 80‘i beş yıl, yüzde 96‘sı ise on yıl içinde faaliyetlerine son veriyor. Aile şirketlerinin kısa ömürlü olmasının en önemli sebeblerinden biri, aile bireyleri arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar olarak görülüyor.
KAPANANLARIN YAŞI 5'İ GEÇMİYOR
Bu anlaşmazlıklar ekonomiye de olumsuz yansıyor. Yapılan hesaplamaya göre kayıp 300 milyar dolara yakın. TOBB da geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir araştırmayla Türkiye’de aile şirketlerini genellikle ‘elti’ kavgalarının batırdığını açıklamış ve sadece son bir yıl içinde kapanan şirketlerin yarısından çoğunu 5 yaşındaki firmaların oluşturduğunu duyurmuştu. TOBB’un çalışmasına değinen Avukat Cevat Kazma aile şirketlerinin kısa ömürlü olmasının ekonomiye 300 milyar dolar faturası olduğunu belirterek sorunun çözümü için Adalet Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıllarda yürürlüğe koyduğu ‘Arabuluculuk Sistemi’ne başvurulması gerektiğini söyledi. Aile bireyleri arasında yaşanan anlaşmazlıkların mahkemeye intikal etmesinin, şirketleri ticari anlamda zarara uğrattığını, piyasadaki algısını değiştirdiğini söyleyen Arabulucu Avukat Cevat Kazma, bu durumun büyük aile şirketlerinde daha büyük kayıplarla sonuçlandığını belirtti.
Avukat Cevat Kazma, "Mahkemelere sirayet eden dosyaların yarısından fazlasının arabulucukla çözülmesi mümkün" dedi.
Kazma “Uyuşmazlıklar arabuluculuk sistemi ile çözülmeye çalışılırsa, orta yol bulunur, şirket faaliyetleri de zarar görmez” dedi. “Anlaşmazlıklar mahkemeye taşındığında, iki taraftan biri kaybediyor. Dosya kamuoyuna yansıdığında şirketin itibarı zarar görebiliyor. Ancak arabuluculuk sisteminde kaybeden yok” diyen Kazma, hem ekonomik kayıpların hem de şirket ölümlerinin ortadan kalkabileceğine değindi. “Mahkemelere sirayet eden dosyaların yarısından fazlasının arabuluculuk ile çözülmesi mümkün”diyen Kazma, toplum olarak ne yazık ki uzlaşmacı bir kültüre sahip olmadığımıza vurgu yaptı. Arabuluculuk sisteminin daha çok tercih edilmesi ve bu konudaki farkındalığın arttırılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Kazma “Arabulucunun vereceği karar mahkeme kararı yerine geçiyor. Dosya gizlilik kuralları çerçevesinde yürütülüyor, kamuoyuna yansımıyor. Mahkemeye göre çok daha kısa sürede karar veriliyor” dedi.
Kaynak : Yeni Yüzyıl