Altını 3 bin dolara taşıyacak senaryo!
Fiyat doğudan yükselecek!
Dünyanın önde gelen merkez bankalarının para politikaları 2008 yılından bu yana ilk defa farklılık gösteriyor. Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya parasal genişlemeye devam ederken ABD, Çin ile önde gelen diğer gelişen ekonomiler ise sıkılaştırma yolunda ilerliyor.
Wall Street Journal'dan Andy Xie'nin haberine göre Merkez bankalarının politikalarındaki bu farklılık bazı piyasalarda trendler yaratırken bazılarında volatilite ve karmaşaya yol açıyor.
Fed'in tahvil alımlarını azaltacağına yönelik beklentiler sonucunda dolar güç kazanmaya başladı. Sterlin, euro ve yen ise zayıflıyor.
Gelişmekte olan piyasalarda başlayan sermaye çıkışı ise halen devam ediyor. Türkiye, Brezilya ve Mısır gibi ülkelerde yaşanan siyasi sorunlar da belirsizliği arttırırken bu ülkeler, sıkılaşan likidite koşullarına uyum sağlamakta zorlanıyor.
Altın, yılın ikinci yarısında oldukça iyi bir performans gösterecek. ABD dolarının değer kazanması, altın fiyatları üzerinde baskı yaratmaya devam ederken küresel belirsizliklerin artması ise altının güvenli liman rolüne destek sağlıyor. Dahası, altın fiyatlaması doğudan batıya kayıyor.
Şanghay piyasası, beş yıl içinde Londra ya da New York'u gölgede bırakabilir. Bu nedenle altın fiyatı, ABD'den çok Çin'de uygulanan para politikalarını giderek daha fazla izleyecektir.
ABD doları ile altın fiyatları arasında son yıllarda negatif bir korelasyon oluştu. Doların güçlü olması nedeniyle altın ve altın vadelilerinde çok yüksek oranda kısa pozisyon oluştu. Yılın ikinci yarısında söz konusu korelasyonun geçerliliğini yitireceğini düşünüyorum. Bu nedenle kısa pozisyonların sonucu kötü olabilir.
Yılın ilk dönemlerinde ABD dolarındaki güçlenmenin altın fiyatlarını yılın ilk yarısında baskı altına alacağı öngörüsünde bulunmuştum. Ancak ABD hisse senedi piyasalarının yavaşlaması nedeniyle altında yaşanan para çıkışı azalacaktır. Bu nedenle altının, yılın ikinci yarısında daha iyi performans göstermesini beklemek mümkün.
FİZİKİ TALEP TIRMANIŞTA
Altına güç kazandıran yeni bir faktör daha oluştu. Altın fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak fiziki talepte müthiş bir artış görüldü. Bu durum da altın tarihinde bir dönüm noktası olabilir. Bu nedenle altın fiyatlaması batıdan doğuya doğru kayabilir.
Küresel altın talebinin yaklaşık üçte ikisi Çin ve Hindistan'dan geliyor. Talebin kalanının büyük bölümünü ise diğer gelişmekte olan ülkeler sağlıyor. Ancak Londra ya da New York'ta belirlenen altın fiyatı ABD'de uygulanan para politikaları ile yön buluyor. Bu durumun yanlış olduğu çok açık. Ancak alışkanlık önemli bir güçtür. Finans piyasaları muhtemelen geçmişte nasıl işliyorsa yoluna o şekilde devam edecektir.
Altının fiyatlanma yeri ile talebin oluştuğu yerler arasındaki gerginlik kendini iki şekilde hissettiriyor: İlki, Asya'daki kuyumcular talebi karşılayacak kadar fiziki altına sahip değil. İkincisi ise Şanghay'da belirlenen altın fiyatı Londra ve New York'ta belirlenen fiyattan her zaman yüksek oluyor.
ŞANGHAY FİYATI, YAKINDA GERÇEK FİYAT OLACAK
Fiyatlar arasındaki fark nedeniyle fiziki altın talebi batıdan doğuya kayacaktır. Londra ve New York'taki depoların boşalması an meselesi. Stokların doğuya kayması ile Şanghay'da belirlenen fiyat gerçek fiyat olacak.
Dünyada en fazla altına sahip olan ülke Hindistan. Merkez bankaları içinde ise en fazla altın rezervine Fed sahip. Çin gelecek on yıl içinde muhtemelen Hindistan'ı da Fed'i de geride bırakacak.
Çin'in ardından talep listesinin iki numarasında Hindistan bulunuyor. Hindistan ekonomisi bu yıl yüzde 5 büyüse dahi altın talebi yüzde 28 artacaktır.
Japonya Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi yüzde 2. Bu nedenle Japonya da altın talebinde önemli bir rol oynamaya başladı. Ülkede güçlü doların baskı altına aldığı altın fiyatları için durum gelecekte parlak görünüyor. Altının ons fiyatının beş yıl içinde 3 bin doları göreceğine inanıyorum.