Altını yükseltecek 10 neden
Geçtiğimiz yıl yükseliş trendine giren ve bu yıl çıkışını sürdüren altın uzmanlara göre daha güçlenecek.
Altın bu yıla hızlı başladı. Geçtiğimiz hafta 1.220 doları test eden altın, daha sonra ABD Doları’ndaki yükselişin etkisiyle kazanımlarının bir kısmını geri verdi ve spot piyasada bir ara 1.184 dolara geriledi.
Önümüzdeki dönem altın fiyatlarının yönünü belirlemesinde birçok önemli faktör etkili olacak.
İşte o nedenler:
1- Jeopolitik nedenler: ABD’nin korumacı politikalarının yarattığı ticaret savaşı riski, İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci, Avrupa’daki seçimler gibi siyasi ve jeopolitik riskler altın alımına destek olacak. Altın genellikle kriz dönemlerinde en iyi performans gösteren varlık olarak biliniyor.
2- ABD hisse senedi piyasalarının aşırı değerlenmesi: ABD hisse senedi piyasaları rekor seviyede. Ancak Trump’ın ekonomide çok hızlı bir şekilde olumlu etki yaratması beklenmiyor. Rekor seviyedeki hisselerde yaşanabilecek sert bir düzeltme altına talep yaratabilir. Asya’da ekonomik canlanmanın devam etmesi: Asya hala dünyanın geri kalanından hızlı büyüyor ve emtia talebi sürecek.
3- Asya ülkelerinde büyüme ve altın talebi arasında güçlü bir korelasyon bulunuyor.Çin ve Hindistan’ın geçtiğimiz yıl dünya altın talebindeki artışta yüzde 50 olan payının, bu yıl yüzde 60’a çıkması bekleniyor.
4- ABD’de borçlanmanın artarak devam etmesi: ABD’nin federal borcu 19.96 trilyon dolar civarında. Ülkenin kamu borcu 20 trilyon doları aştığında uzmanlara göre bu dolar üzerinde baskı oluşturacak. Bu altına yarayacak.
5- Dünyada enflasyonun yükselmesi: ABD’de enflasyon yüzde 2.3 ile aralık ayında son 5 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Fed, enflasyonun endişe yaratacak seviyede olmadığını düşünüyor, bu da fiyatların yükseliş alanı olduğuna işaret ediyor. Dünya genelinde de enflasyon yükseliyor. Almanya’da 2013’ten bu yana en yüksek enflasyon yaşanıyor. Çin’de de enflasyon aralıkta, 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı. Enflasyon, tahvil ve diğer sabit getirili varlıkların cazibesini azaltırken, altının parlamasına yardımcı olur.
6- Altına erişimin kolaylaşması : İnternet’in yaygınlaşması, ETF’lere hisse yatırım fonları) erişimin kolaylaşması daha ulaşılabilir yaptı.
7- Nakitsiz ekonomik sistemin güçlenmesi: Nakdin azaldığı ve nakitsiz ekonomik sistemlerin güçlenmeye başlandığı ortamda altın güvenli bir işlem aracı olarak ortaya çıkıyor.
8- Artan para arzı: Fed, para politikasını sıkılaştırmaya çalışsa da, dünyanın geri kalanında gevşeme hamleleri sürüyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tahvil alımlarına devam ediyor. Asya ekonomilerinde de merkez bankalarının bilançoları büyüyor. Geçtiğimiz günlerde Çin Merkez Bankası para piyasalarına 164 milyar dolar enjekte etti.
Para arzının para birimlerinin değerinde düşüşü gündeme getirmesi halinde, altının cazibesi artabilir.
9- Altın madenlerinde arzın azalması: Yeni altın rezervleri bulmakta zorlanan madencilerin üretimi yavaşlamaya başladı. Son 10 yılda araştırma bütçeleri 10 kat artsa da, yeni altın rezervi keşfi 2006’ya göre yüzde 85 azalmış durumda. Üstelik yeni keşfedilen yerlerde altın cevheri miktarı daha az. Bu da arz üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
10- Altında güvenli yatırım algısının yeniden güçlenmesi: Geçtiğimiz yılın ilk yarısında altın fiyatları yüzde 26 yükselerek 1.300 dolar/onsun üzerine çıkarken, 2016’nın tümünde fiyatlar yüzde 8’in üzerinde artış gösterdi. Bu yıl da altın fiyatları yükseliş trendinde. Geçtiğimiz hafta fiyatlarda artış yüzde 5’i buldu. 3 yıl art arda yaşanan düşüşlerden sonra 2016’da altına karşı güvenli liman algısının altın lehine değiştiği ve 2017’de de süreceği belirtiliyor.
Önümüzdeki dönem altın fiyatlarının yönünü belirlemesinde birçok önemli faktör etkili olacak.
İşte o nedenler:
1- Jeopolitik nedenler: ABD’nin korumacı politikalarının yarattığı ticaret savaşı riski, İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci, Avrupa’daki seçimler gibi siyasi ve jeopolitik riskler altın alımına destek olacak. Altın genellikle kriz dönemlerinde en iyi performans gösteren varlık olarak biliniyor.
2- ABD hisse senedi piyasalarının aşırı değerlenmesi: ABD hisse senedi piyasaları rekor seviyede. Ancak Trump’ın ekonomide çok hızlı bir şekilde olumlu etki yaratması beklenmiyor. Rekor seviyedeki hisselerde yaşanabilecek sert bir düzeltme altına talep yaratabilir. Asya’da ekonomik canlanmanın devam etmesi: Asya hala dünyanın geri kalanından hızlı büyüyor ve emtia talebi sürecek.
3- Asya ülkelerinde büyüme ve altın talebi arasında güçlü bir korelasyon bulunuyor.Çin ve Hindistan’ın geçtiğimiz yıl dünya altın talebindeki artışta yüzde 50 olan payının, bu yıl yüzde 60’a çıkması bekleniyor.
4- ABD’de borçlanmanın artarak devam etmesi: ABD’nin federal borcu 19.96 trilyon dolar civarında. Ülkenin kamu borcu 20 trilyon doları aştığında uzmanlara göre bu dolar üzerinde baskı oluşturacak. Bu altına yarayacak.
5- Dünyada enflasyonun yükselmesi: ABD’de enflasyon yüzde 2.3 ile aralık ayında son 5 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Fed, enflasyonun endişe yaratacak seviyede olmadığını düşünüyor, bu da fiyatların yükseliş alanı olduğuna işaret ediyor. Dünya genelinde de enflasyon yükseliyor. Almanya’da 2013’ten bu yana en yüksek enflasyon yaşanıyor. Çin’de de enflasyon aralıkta, 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı. Enflasyon, tahvil ve diğer sabit getirili varlıkların cazibesini azaltırken, altının parlamasına yardımcı olur.
6- Altına erişimin kolaylaşması : İnternet’in yaygınlaşması, ETF’lere hisse yatırım fonları) erişimin kolaylaşması daha ulaşılabilir yaptı.
7- Nakitsiz ekonomik sistemin güçlenmesi: Nakdin azaldığı ve nakitsiz ekonomik sistemlerin güçlenmeye başlandığı ortamda altın güvenli bir işlem aracı olarak ortaya çıkıyor.
8- Artan para arzı: Fed, para politikasını sıkılaştırmaya çalışsa da, dünyanın geri kalanında gevşeme hamleleri sürüyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tahvil alımlarına devam ediyor. Asya ekonomilerinde de merkez bankalarının bilançoları büyüyor. Geçtiğimiz günlerde Çin Merkez Bankası para piyasalarına 164 milyar dolar enjekte etti.
Para arzının para birimlerinin değerinde düşüşü gündeme getirmesi halinde, altının cazibesi artabilir.
9- Altın madenlerinde arzın azalması: Yeni altın rezervleri bulmakta zorlanan madencilerin üretimi yavaşlamaya başladı. Son 10 yılda araştırma bütçeleri 10 kat artsa da, yeni altın rezervi keşfi 2006’ya göre yüzde 85 azalmış durumda. Üstelik yeni keşfedilen yerlerde altın cevheri miktarı daha az. Bu da arz üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
10- Altında güvenli yatırım algısının yeniden güçlenmesi: Geçtiğimiz yılın ilk yarısında altın fiyatları yüzde 26 yükselerek 1.300 dolar/onsun üzerine çıkarken, 2016’nın tümünde fiyatlar yüzde 8’in üzerinde artış gösterdi. Bu yıl da altın fiyatları yükseliş trendinde. Geçtiğimiz hafta fiyatlarda artış yüzde 5’i buldu. 3 yıl art arda yaşanan düşüşlerden sonra 2016’da altına karşı güvenli liman algısının altın lehine değiştiği ve 2017’de de süreceği belirtiliyor.