Erdoğan'ın yeni düşmanı; "Ölçülü" faiz indirimi

Irak'ta Sünni militanların ilerlemesinin, petrol üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmasıyla Türk Lirası pazartesi günü sabah saatlerinde dolar karşısında yüzde 0.67 gerileyerek 2.1363 düzeyini gördü. BIST 100 Endeksi yüzde 1.4, iShares MSCı Türkiye ETF endeksi yüzde 2.1 düştü; Turkcell TCELL.IS -0.76% 'in hisseleri ise yüzde 2.7 değer kaybetti.

Aynı gün iki muhalefet partisi, CHP ve MHP, Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimleri için Ekmeleddin İhsanoğlu'nu çatı adayı olarak açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da AKP'nin adayı olarak cumhurbaşkanlığına aday koyacağı tahmin ediliyor.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına bağlı olsa da, konservatif Sünniler'in evlerinde kalırsa büyük ihtimalle kazanacaktır. New York'taki Teneo Intelligence'tan Wolfango Piccoli'nun konuya dair yaptığı değerlendirme ise şöyle:

"Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi İhsanoğlu'nu seçerek, Erdoğan'ın geleneksel konservatif Sünni tabanından aldığı desteği hedefliyor gibi görünüyor. Bir akademisyen ve eski bir diplomat olan İhsanoğlu, yakın zamana kadar İslam İşbirliği Teşkilatı'nın başkanlığını yapıyordu ve bu nedenşe Sünni müslümanlar arasında güçlü bir itibarı var. Ancak kendisi silik bir sözcü ve daha karizmatik olan Erdoğan'ın Türkiye'de kitlelere seslenme yeteneğine sahip değil.

İhsanoğlu'nun, Erdoğan'ın artan otoriterliği ve genellikle rahatsız eden üslûbundan uzaklaşan konservatiflerin oylarını kazanabilecek olsa da, CHP ve MHP, kendi seçmenini bu adaylarına oy vermeye ikna etme konusunda sıkıntı çekecek. Zira normal şartlarda CHP ve MHP seçmenlerinin çok azı 10 Ağustos'ta kendi partilerini temsil etmesi için İhsanoğlu'ndan yana bir tercih kullanırdı. Bunun sonucunda da Erdoğan'ın seçimin ilk etabını kazanma ihtimali büyük oranda katılım oranına bağlı olacak. CHP ve MHP destekçileri arasında çekimserlerin sayısı yüksek olursa, Başbakan, oyların yüzde 50'sinden fazlasını ilk etaptan garantileyebilir."

Bu gelişmeleren bağımsız olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da aynı gün bankanın yeniden faiz indirimi yapabileceğini, ancak bu indirimin 25-75 baz puan gibi "ölçülü" boyutta olacağını söyledi. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde büyümeyi desteklemek için daha agresif faiz indirimi yapması yönünde merkez bankasına baskı yapan Erdoğan, 25-75 baz puan dolaylarındaki "ölçülü" indirimi "şaka" olarak algılıyor.

Türkiye ilk çeyrekte yüzde 4.3 büyüme kaydetmiş ve cari açığı azalmış olsa da, ekonomi henüz kritik safhayı atlatmadı. Türkiye, Brezilya-Hindistan-Endonezya-Güney Afrika-Türkiye'den oluşan "Kırılgan Beşli" arasında faiz indirmeye başlamış olan tek ülke ve bu 5 ülke arasında en yüksek cari açığa sahip. Geçtiğimiz hafta Gelişen Piyasalar köşesinde de carry trade'in yeniden moda olduğunu ve hızlı paranın, aynı şekilde hızlı bir şekilde çıkış yapacağını söylemiştim.

Yazıda öne çıkan noktalar ise şöyleydi:

"Dünya Bankası 'Küresel finansal koşulların sıkılaşacağını' söyledi. Raporda gelişmekte olan Avrupa ülkelerindeki kur uyumsuzluklarına dikkat çekti. Mesela Türkiye, en çok ihracatı Euro Bölgesi ile yaparak euro kazanıyor ama dolar ile borçlanıyor. Fed'in sıkılaştırması, Avrupa'nın para politikasını gevşetmesiyle euronun düşmesi bekleniyor. Bu da Türkiye'nin değer kaybeden bir para kazanacağı ama borçlarını, değeri artan bir parayla ödeyeceği anlamına geliyor. Cari açığın bu şartlar altında daha kötüye gitmekten başka seçeneği yok.

Geçtiğimiz çarşamba Musul'daki Türkiye Başkonsolosluğu'ndaki diplomatların rehine alındığı haberlerinin ardından yerel piyasaların yüzde 5, TL'nin de dolar karşısında yüzde 1.2 düşmesi, Türkiye'nin kırılganlıklarına dikkat çekti.

Dünya Bankası, "Bugünkü gevşek küresel finansal koşullar, yerel ekonomileri düzene sokma imkanı tanıyor" notu düşmüştü. Geçtiğimiz yazki satışlar, bu şartların ne kadar hızlı değişebileceğini göstermek için bir hatırlatma olabilir."
Sonraki Haber