Hükümetten işçiye asgari teklif!

Açılışta kriz başladı: Sendika hükümetin teklifine isyan etti!

TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit
Komisyonu'nun açılışın toplantısında yaptığı konuşmada, 2013 yılı
programında asgari ücretin Ocak ve Temmuz aylarında %3 oranında
arttırılmasının öngörüldüğünü belirterek bunun kabul edilemez olduğunu
söyledi.
Ağar, konuşmasında şunları söyledi:
"Asgari ücret, milyonlarca işçiyi ve ailesini doğrudan
ilgilendirmektedir. Asgari ücret, çalışanların ekonomik ve sosyal
durumlarını düzenlemek için bir araçtır. Hükümetin çalışanlara
bakışını ortaya koyan önemli bir göstergedir. Çalışanların, işsizlik
gerekçesiyle düşük ücretlerle çalıştırılmasına karşı korunmasıdır.
Ülkemizde “insan onuruna yaraşır yaşam düzeyini” belirleyen en az
geçim düzeyidir.
Belirlenecek asgari ücretin, işçinin ailesiyle birlikte gıda,
konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını,
günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılaması gerekmektedir.
Toplumun temeli olan ailenin korunması, huzur ve refahının
sağlanması, elde edilen gelirle doğrudan bağlantılıdır.
2013 yılı programında “asgari ücretin Ocak ve Temmuz aylarında
yüzde 3 oranında arttırılması” öngörülmektedir. Bu kabul edilemez.
Bugün, var olan asgari ücret tutarını temel alarak, hedeflenen
enflasyon ya da birkaç puan üzerinde bir zamla asgari ücreti
belirlemek söz konusu olmamalıdır.
Asgari ücreti enflasyonu hedef alarak belirlemek yoksulluğun
sürdürülmesi anlamındadır. Bu mekanizma ile büyük ölçüde emek
maliyetleri düşürülmekte, çalışanlar emeklerinin karşılığını adil
olarak alamamaktadır. Asgari ücret gibi sosyal koruma mekanizmasının
etkinliği ortadan kaldırılmaktadır.
Asgari ücretin belirlenmesinde çalışanların geçim koşullarının
dikkate alınması anayasal bir zorunluluktur. Bu konuda devletin resmi
istatistik kurumu, kendisine verilen görev çerçevesinde, güvenilir ve
objektif verileri kullanarak bilimsel bir hesaplama yapmaktadır. Ancak
yapılan müzakerelerde belirlenen bu tutar dikkate alınmamakta ve
işveren-hükümet kesimi tarafından pazarlık konusu yapılmaktadır.
Aile unsuru dikkate alınmadan, insana yaraşır geçim koşullarını
sağlamaktan uzak belirlenen asgari ücret -yürürlükte olduğu her ay-
eksik ödenmektedir. Bu eksik ödeme, bekar bir işçi için aylık 270 lira
olarak hesaplanmaktadır.
Devletin bütün resmi verilerinde ve yapılan açıklamalarda ekonomik
durumun olumlu olduğu söylenmektedir. Bu nedenle, ekonomide yaşanması
muhtemel olan kriz bahane edilerek, başta asgari ücretliler olmak
üzere ücretli çalışanlar, sorumlusu olmadıkları politikaların
faturasını ödemek durumunda bırakılmaktadır.
Çalışanlar, özellikle geçtiğimiz aylarda doğalgaz ve elektriğe
yapılan zamların tetiklediği fiyat artışlarıyla karşı karşıyadır.
Bunun sonucu geçim koşulları daha da bozulmuştur.
Öncelikle asgari ücretin günün geçim koşullarına intibakı
yapılmalıdır.
Aslında asgari ücret ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal
politikaların önemli bir göstergesidir. Ülkedeki vergi ve sosyal
güvenlik sisteminin yansımasını asgari ücrette görmek mümkündür. Çoğu
mükellefin ödemediği vergi tutarından fazlasını asgari ücretli devlete
vergi olarak ödemektedir. Asgari ücretlinin nafakasından keserek işsiz
kalma riskine karşı ödediği işsizlik sigortası primi, işverenlere
teşvik, hükümet harcamalarına kaynak olarak aktarılmaktadır.
Daha güç durumdaki kesimleri, örneğin asgari ücretliyi korumak
yerine işverene sağlanan teşvik ve muafiyet, refah kaybı ile birlikte
gelir eşitsizliğini de ciddi biçimde bozmaktadır.
Yapılan düzenleme ile sosyal güvenlik işveren primi 5 puan
düşürülmüştür. Böylece, istihdam ettiği her asgari ücretli işçi için
her ay 46,70 lira işveren sübvanse edilmektedir. Bu tutar bazı
bölgelerde 183,40 liraya ulaşmaktadır.
Asgari ücret belirlemelerinde en düşük devlet memuru maaşı da
dikkate alınmalıdır. Burada sağlanan artışın asgari ücretin
belirlenmesi çalışmalarında dikkate alınmaması hükümet açısından ciddi
bir çelişki ve ayırımcı bir yaklaşım olmaktadır. Öncelikle yapılması
gereken, asgari ücretin bu düzeyin altında kalmayacak tutarda
belirlenmesi için gereken adımların atılmasıdır.
Hükümetin ve işverenin çalışana yaklaşımı 1 Ocak 2013 tarihinden
itibaren yürürlüğe girecek yeni asgari ücret ile ortaya çıkacaktır.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarında yer alan işçi kesimi
temsilcileri olarak
Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımının dikkate alınması
İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına
göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak
bir tutarın esas olması
İşçinin ve ailesinin harcama kalıbının esas alınması ve
hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin kullanılması
Bilimsel verilerle hesaplanan net tutarın işçinin eline geçmesinin
sağlanması
Sanayi/tarım veya bölge, yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan asgari
ücretin ulusal düzeyde tek tutar olması
İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik
amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınması,
ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal ve “insan onuruna yaraşır” bir
ücret olarak kabul edilmesi
İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için
gerekli bir iyileştirmenin ayrıca TÜİK tarafından bilimsel olarak
belirlenecek tutara ilave edilmesi
Belirleme yapılırken en düşük devlet memuru maaşının dikkate
alınması
Gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan
pay içermesi
şeklinde özetlediğimiz görüşleri savunuyoruz ve bu görüşlerin
Komisyon çalışmalarında dikkate alınmasını talep ediyoruz. TÜRK-İŞ, bu
ilkeler temel alınarak belirlenecek asgari ücretin yeterli ve “insan
onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” sağlayacağı görüşündedir.
Bu görüş ve düşüncelerle, yapılacak çalışmaların ülkemize, çalışan
ve işverenlere yararlı sonuçlar getirmesini dilerim."
Sonraki Haber