Başbakan Binali Yıldırım: Bu yaza işler düzelecek

Başbakan Binali Yıldırım, “Önümüzdeki yaz aylarından itibaren işler yoluna girecek. Her şey daha güzel hale gelecek” derken iş dünyasına seslendi: “Dolara hücum etmeye gerek yok. Bunlar gelip geçici diyoruz. Paniklemeyin. ‘Özel sektörün borcu, bana ne’ diyecek halimiz yok”

Türkiye bir yandan FETÖ, diğer yandan DEAŞ ve PKK terörüyle boğuşurken referandum süreci, Suriye ve piyasalardaki dış kaynaklı etkilerin de olduğu gelişmeler ekonomideki dalgalanmanın şiddetini artırıyor. İş dünyası belirsizlikler nedeniyle tedirgin olurken hükümet ise bir dizi önlem paketleri ve teşvik paketleri açıklayarak ekonomideki bu sisli dönemi hasarsız geçirmenin yollarını arıyor.

Tam da bu dönemde Çankaya Köşkü’nde bir araya geldiğimiz Başbakan Binali Yıldırım yaşanan gelişmelere rağmen hükümetin sağlam adımlar attığı, işlerin yakında düzeleceği mesajını veriyor. Başbakan Yıldırım piyasalardan ve yeni yatırımlardan referandum sürecine kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı.

“Önümüzdeki yaz aylarından itibaren işler yoluna girecek. Her şey daha güzel hale gelecek” diyen Yıldırım, yurtdışında bir algı problemimiz olduğunu belirterek şunları ifade etti:

“Türkiye normal şartlarda bütün bu olanları hak eden bir ülke değil ama bir algı problemimiz var. Bölücü terör örgütü ve FETÖ hem Avrupa’da hem Amerika’da her yerde muazzam bir faaliyet içerisinde. Ciddi paralar harcıyorlar, çok ciddi lobicilik yapıyorlar. Bizim yanlış algıları düzeltmek için daha fazla gayret göstermemiz lazım. Bu konuda da bir çalışma içerisine girdik.”

Başbakan Binali Yıldırım gazetelerin ekonomi müdürleri ile Çankaya Köşkü’nde bir araya gelip sorularını yanıtladı.

KREDİDE ‘ZİMMET’ MADDESİ ESNİYOR!

“Şu anda herkeste yapıcı bir tutum var. İşletmelerin yaşatılması esas. (Zor durumda ben de tepesine bineyim) O adamın yok olmasıyla sen ne kazanacaksın? Batık kredi tarafına attım, varlık fonuna devrettim... Ne yapıyor, özkaynakları azalıyor. O yüzden burada zorluklarımız var, ama bir şey getiriyoruz o biraz rahatlatacak. Eskiden beri uygulanan zimmet konusundaki katı tutumu biraz esnetiyoruz. Bunun kararını aldık ve bugünlerde o düzenleme de devreye girecek. Bugün bir kredi verdi, adam yarın emekli oldu. 20 sene sonra çağırıyor, ‘Sen filanca adama kredi vermiştin, o sonradan battı, banka bu kadar zarara uğradı. Şunun hesabını ver.’ Böyle bir şey olmaz. Sen bugünkü şartlara bakarak kredi veriyorsun. Bugün iyiydi, yarın kötü olabilir. 5 sene sonra durumunun bozulacağını nereden bilsin? Bu tabii bankacıyı aşırı tedbirli olmaya sevk ediyor.”



‘BEN SEÇİME GİDERİM, GİT, ALIRSIN HAVAYI’

“Anayasa değişikliğine ilişkin referandum sonucunda “evet” ya da “hayır” çıkması halinde de planlarımız var. Türkiye’nin bulunduğu bölge itibarıyla güçlü olması lazım. Mevcut karma sistemde, 2007’de Cumhurbaşkanı seçimini engelleyenlerin, icat çıkaranların bugün konuşmaya hakkı yok. Ciyak ciyak bağıranların, dönüp 2007’de yaptıklarıyla yüzleşmeleri lazım. Yeni sürecin adı, artık Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Bizim yaptığımız da mevcut durum ile Anayasa’yı uygun hale getirmektir. Çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz.

Türkiye’de 1950’den bu yana 6 darbe oldu ve hemen hemen hepsi cumhurbaşkanı seçimi yüzünden oldu. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın mevcut Anayasa’ya göre geniş yetkileri olacak. Anayasa değişiklikleri uzlaşma ve kriz çözme üzerine kurgulandı. Meclis diyelim ki cumhurbaşkanı ile takıştı, ne yapacak? Seçim kararı alıyor. Kendi de cumhurbaşkanı da seçime gidiyor. Durup dururken neden seçime gideceksin? Yüzde 50 oy vermiş millet ‘uzlaş’ diyor. Şimdi seçildi, ‘Ben beğenmedim bu Meclis’i, Meclis’teki milletvekillerinin çoğunluğu benim fikrimde değil, seçime gidelim.’ Git, alırsın havayı. Millet de hesabını sorar, çocuk oyuncağı mı?”

‘KREDİLERİ AMAN GERİ ÇAĞIRMAYIN’

“Bankaların kredi kanalları açık. Aksini söylemek haksızlık olur. Mesela Halk Bankası, kredi hacmini yüzde 25 artırmış. Tamamen batmış, düzelmesi, ihya olması, iflah olması mümkün olmayanlarla zaman kaybetmeye lüzum yok. Onlar için Esnaf ve Ahilik Fonu kuruyoruz. Biz yaşamak, çalışmak, ayakta kalmak veya yeni yatırımlar yapmak isteyenlere daha çok öncelikli destek vereceğiz. Bankalar mevcut geçici durumdan panikleyip, kredileri geri çağırırlarsa bu yanlış. Biz bu konuda bankalara diyoruz ki, ‘Paniklemeyin. Gerekirse burada biz size destek de verebiliriz.”

İŞADAMLARINA SESLENİYORUM: PANİKLEMEYİN

“Yatırımcılara ve işadamlarına sesleniyorum. Döviz kuruna bakıp da paniklemeyin, bunlar gelip geçici işlerdir. Dolara hücum etmeye lüzum yok. Özel sektör, kamu fark etmez. ‘Özel sektörün borcu, bana ne’ filan diyecek halimiz yok. Buraya gelmiş, yatırıma girmiş, üretime dahil olmuş istihdam oluşturmuş, mutlaka bunların ödeme mekanizması bulunacak. Biz faizin artırılmasını istemeyiz. Ülkede faizin yüksek olması iyi bir şey mi? Değil. Faiz yüksek olursa, yatırımcının iştahı kaçar. Faizle enflasyonu birbirinden ayrı düşünemeyiz. Hepsi birbiriyle ilişkili. Birindeki değişim diğerini de etkiliyor. Dolayısıyla faizlerin artıyor olması bir dalgalanmanın sonucudur. Bu konjonktürel bir durumdur. Aldığımız tedbirlerle öngörülebilirliği artırmak, orta ve uzun vadede yatırımcının kararını kolaylaştırmak adına gayret gösteriyoruz.”

‘CAZİBE İÇİN 10 MİLYAR TL AYIRDIK’

“Doğu ve Güneydoğu’da 23 ilde cazibe merkezi programını başlattık. İlk yıl için 10 milyar lira kaynak ayırdık. Toplam 19 milyar 600 milyon liralık müracaatın yaklaşık 13 milyar liralık kısmı imalat-üretim, kalanı hizmet sektörüne yönelik. Bu elle tutulur, cezbedici bir program. Gerçekten yatırım, üretim yapmak düşüncesinde olanlar için bulunmaz bir fırsat. Son 6 ayda reel sektöre, üretime çok ciddi teşvikler verdik, ancak henüz bunları tanıtma fırsatı bulamadık. En az 200 kalem, hem geçmişteki sıkıntıları gideren hem de gelecekte imkânlar hazırlayan çok ciddi şeyler yaptık.

Kaynak:Habertürk

Sonraki Haber