Başbakan Davutoğlu 16. Türkiye yatırım konferansında konuştu
Londra'ya giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bank of America Merrill Lynch'in düzenlediği 16. Türkiye Yatırım Konferansı'nın açılışında konuştu
Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
* Görüşlerimizi de detaylı bir şekilde paylaşacağız. Global olarak dinamik bir gelişim varsa biz durağan kalamayız.
* Geçen yıl ocakta yine buradaydım. Finans sektörü temsilcileriyle görüştüm. Bir yıllık gelişmelere bakarsak olumlu ve olumsuz gelişmeler olduğunu görüyoruz.
* Tarihin bu noktasında global ekonomik trendlerden ayrışamaz. 3 olumsuz ekonomik gelişmelerden biri büyük oynaklık. Dünya ekonomisindeki büyük oynaklık Türkiye dahil bütün ekonomileri etkiliyor.
* Gelişmekte olan piyasalarda yavaşlama da aynı zamanda bütün geleceğe dair ekonomik öngörülerimizi etkiliyor. Geçen yıl G20 başkanı olarak bu noktalara odaklandık.
"TÜRKİYE GÜVENLİ BİR LİMAN"
* Türkiye ve etrafındaki jeopolitik riskler, yıkılmakta olan ülkeler var ve ekonomileri işlevsel değil. Ancak olumlu gelişmeler de var.
* Bu da Türkiye'yi güvenli bir liman haline getiriyor. En önemlisi siyasi istikrar. Ben Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürürken birkaç ülkede 5-6 farklı mevkidaşımla çalıştım.
* Güney ve doğu komşuluklarımızda siyasi çalkantılar var, ancak bizde istikrar var. Aynı yıl içinde ilk defa genel seçim gerçekleşti.
* Bu seçimleri bir aşı gibi görüyorum. Eğer doğru zamanda yapılırsa olumlu bir etkisi oluyor ancak popülist davranırsanız bir risk kaynağı olabiliyor.
* Bizim seçimlerden önce ve sonraki aşamaları atlatmamızdan sonra 7 Haziran'dan 1 Kasım'a belli bir istikrarsızlık söz konusu oldu.
"4 YILLIK SÜRE VAR ÖNÜMÜZDE"
* Böylece ekonomik istikrarı sağlamanın yanında büyümeyi de sürdürdük.
* 1 Kasım'dan itibaren 4 yıllık süre var önümüzde. Bu da ekonomik planlarımız açısından büyük avantaj sağlıyor.
* İkinci olumlu gelişme; ekonomimiz PKK, DAEŞ gibi etkenlerin yanında büyümeye devam etti. Belirsizliklerin yanında ekonomimiz yüzde 4 oranında büyüme sağladı.
* 3. sorun şu Emtia fiyatlarında düşüş. Enflasyonda da olumlu etkisi oldu. Global ekonomi açısından da etkisi olumlu oldu.
* AB ile ilişkilerimiz olumlu bir şekilde ilerlemeye başladı. Her yıl Türkiye AB Zirvesi'ni iki kez yapacağız. Birkaç farklı fasıl daha açılacak.
* Reform ivmesi de çok önemli. Başbakan ve önümüzdeki 4 yılın sorumlusu olarak bizim reform paketlerimizle ilgili size bilgi vermek istiyorum.
* Söylediğim gibi öncelikle Türkiye 2010-2014 arası en çok gelişen ülkelerden biri oldu. Büyümemiz yüzde 5 oldu. Dünya ekonomisinden en yüksek oranlardan biriydi. Geçen yılki yüzde 4 de, Çin ve Hindistan sonrasında en büyüğüydü.
* İkinci olarak istihdam yaratımı. 2008-2015 arası 7 milyon kişiye istihdam sağladık. Bu dönemde işsizlik artarken AB'de, Türkiye'de istihdam arttı. Şu an yüzde 10 neden, aktif iş gücü ve öğrenci sayısından.
* Enflasyon oranımız yüzde 8,8. Bu beklentimiz üzerinde bunun sebebi Türk Lirası'nın değer kaybı ve gıda fiyat artışı.
"CARİ AÇIKTA GELİŞME KAYDEDİLDİ"
* Cari açıkta da gelişme kaydedildi. 12 aylık rakama bakarsak 34.7 milyar olduğu görüyoruz, iki yıl önce 64.7 milyar olduğunu hatırlayalım.
* Cari açık oranımızın yüzde 4,4 yani yönetilebilir bir rakam olduğunu söyleyelim.
* Emtia fiyatlarındaki artışın enflasyon üzerindeki etkisi olsa da ihracat üzerinde olumlu etkileri olmuyor. Dış ticaret oranı yüzde 50 oldu.
* Bu 40 önce yüzde 31'di. Artık nihai ürünler geniş bir yelpazeye ayrılıyor. 9 ürünü ihraç ederken 32 oldu ve 34 ülkeye ihracat yapıyoruz.
"BİZİM MALİ YAPIMIZ ÇOK GÜÇLÜ"
* Bizim mali yapımız çok güçlü. Hükümet borcumuz da azalacak. Yüzde 10,7'ydi. OECD'de oranlar arasında bu ortalama 4.3'ken bu rakam bizde 0. Bu rakam biraz artar ve yüzde 0,7 olabilir. Dünyanın geri kalanına kıyasla çok düşük bir rakam.
* Kamu sektör borcunun yüzde 74 seviyesinden çok daha aşağıya düştüğünü biliyoruz. Bankacılık sektörü de çok sağlam. Hiçbir Türk bankası sorun yaşamadı. Ödenmeyen borçlar sadece yüzde 2.9, varlıkların geri dönüş oranı yüzde 1.9.
* Gayri safi milli hasılanın yüzde 19,6'sını konut sektörü oluşturuyor. Ben Hükümet'in başına geçtikten sonra kapsamlı bir reform gündemi açıkladım. Bir takvim de yayınladık.
* Tabii sadece tek bir konu yok. Suriye ve Irak yok. Bir yandan sosyal ve siyasi reformlara da ihtiyaç var. Salı günü malesef bir saldırı yaşadık İstanbul'da.
* 10 Alman turist hayatını kaybetti. Perşembe günü AR-GE Reform Paketi'ni duyurduk. Cuma günü şirketlerle paylaştık.
"REFORM GÜNDEMİMİZİ YOĞUNLAŞTIRDIK"
* YÖK yetkilileriyle reform hakkında bir görüşme yaptım. Akşam da Türkiye'deki yabancı yatırımcılarla görüştüm. 70 büyük şirketin CEO'su ile görüştüm. Reformlarımızı açıkladım. Onlardan beklentilerini dinledim. Londra'ya geldim, Davos'a geçeceğim ardından Almanya'ya geçeceğim.
* Almanya'da Türk-Alman hükümetler zirvesini yapacağız. Bütün reform gündemimizi yoğunlaştırdık. İlişkilerimizi sıklaştırıyoruz.
"BİN 250 MİKRO REFORMU İÇEREN BİR DÖNÜŞÜM PROGRAMIMIZ VAR"
* 3 boyutu var. Biri sektörel dönüşüm, ikincisi yapısal ve üçüncüsü AB üyeliğiyle ilgili. Geçen yıl sektörel dönüşüm politikasını açıklamıştık. İlk defa yapısal sektörel dönüşüm programını oluşturdu.
* Bu sadece dilek listesi değil. Yani biz halkımızın bir öğrencisiymişiz gibi vaatlerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili zaman çizelgesi de açıklandı.
"İÇ TASARRUF VE VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
* Bu sektörel dönüşümlerle ilgili önemlileri açıklamak isterim. Yatırım iklimini geliştirmek. Daha çok gelişmeye ihtiyaç var.
* Bir komite oluşturduk. Yatırım ve Reform Komitesi oluşturduk. Ayda iki kere toplanıp reformları takip edeceğiz.
* Başkanlığını Başbakan Yardımcımız Lütfi Elvan gerçekleştirecek. 5. Başbakan Yardımıcımız'ın tek görevi yatırımları takip etmek olacak. Bir başka yatırım ajansımız da var. İç tasarrufu artırmak, sermaye piyasalarını geliştirmek, temel ve mesleki becerileri artırmak, özel sektör alanlarını özelliştirmek, kamu satın almaları vasıtasıyla bilgi işlem konusunda kaliteyi artırmak. En önemli ise sağlık turizmi merkeziyiz. Şimdi bu konuda sinerji yaratmak istiyoruz.
* Görüşlerimizi de detaylı bir şekilde paylaşacağız. Global olarak dinamik bir gelişim varsa biz durağan kalamayız.
* Geçen yıl ocakta yine buradaydım. Finans sektörü temsilcileriyle görüştüm. Bir yıllık gelişmelere bakarsak olumlu ve olumsuz gelişmeler olduğunu görüyoruz.
* Tarihin bu noktasında global ekonomik trendlerden ayrışamaz. 3 olumsuz ekonomik gelişmelerden biri büyük oynaklık. Dünya ekonomisindeki büyük oynaklık Türkiye dahil bütün ekonomileri etkiliyor.
* Gelişmekte olan piyasalarda yavaşlama da aynı zamanda bütün geleceğe dair ekonomik öngörülerimizi etkiliyor. Geçen yıl G20 başkanı olarak bu noktalara odaklandık.
"TÜRKİYE GÜVENLİ BİR LİMAN"
* Türkiye ve etrafındaki jeopolitik riskler, yıkılmakta olan ülkeler var ve ekonomileri işlevsel değil. Ancak olumlu gelişmeler de var.
* Bu da Türkiye'yi güvenli bir liman haline getiriyor. En önemlisi siyasi istikrar. Ben Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürürken birkaç ülkede 5-6 farklı mevkidaşımla çalıştım.
* Güney ve doğu komşuluklarımızda siyasi çalkantılar var, ancak bizde istikrar var. Aynı yıl içinde ilk defa genel seçim gerçekleşti.
* Bu seçimleri bir aşı gibi görüyorum. Eğer doğru zamanda yapılırsa olumlu bir etkisi oluyor ancak popülist davranırsanız bir risk kaynağı olabiliyor.
* Bizim seçimlerden önce ve sonraki aşamaları atlatmamızdan sonra 7 Haziran'dan 1 Kasım'a belli bir istikrarsızlık söz konusu oldu.
"4 YILLIK SÜRE VAR ÖNÜMÜZDE"
* Böylece ekonomik istikrarı sağlamanın yanında büyümeyi de sürdürdük.
* 1 Kasım'dan itibaren 4 yıllık süre var önümüzde. Bu da ekonomik planlarımız açısından büyük avantaj sağlıyor.
* İkinci olumlu gelişme; ekonomimiz PKK, DAEŞ gibi etkenlerin yanında büyümeye devam etti. Belirsizliklerin yanında ekonomimiz yüzde 4 oranında büyüme sağladı.
* 3. sorun şu Emtia fiyatlarında düşüş. Enflasyonda da olumlu etkisi oldu. Global ekonomi açısından da etkisi olumlu oldu.
* AB ile ilişkilerimiz olumlu bir şekilde ilerlemeye başladı. Her yıl Türkiye AB Zirvesi'ni iki kez yapacağız. Birkaç farklı fasıl daha açılacak.
* Reform ivmesi de çok önemli. Başbakan ve önümüzdeki 4 yılın sorumlusu olarak bizim reform paketlerimizle ilgili size bilgi vermek istiyorum.
* Söylediğim gibi öncelikle Türkiye 2010-2014 arası en çok gelişen ülkelerden biri oldu. Büyümemiz yüzde 5 oldu. Dünya ekonomisinden en yüksek oranlardan biriydi. Geçen yılki yüzde 4 de, Çin ve Hindistan sonrasında en büyüğüydü.
* İkinci olarak istihdam yaratımı. 2008-2015 arası 7 milyon kişiye istihdam sağladık. Bu dönemde işsizlik artarken AB'de, Türkiye'de istihdam arttı. Şu an yüzde 10 neden, aktif iş gücü ve öğrenci sayısından.
* Enflasyon oranımız yüzde 8,8. Bu beklentimiz üzerinde bunun sebebi Türk Lirası'nın değer kaybı ve gıda fiyat artışı.
"CARİ AÇIKTA GELİŞME KAYDEDİLDİ"
* Cari açıkta da gelişme kaydedildi. 12 aylık rakama bakarsak 34.7 milyar olduğu görüyoruz, iki yıl önce 64.7 milyar olduğunu hatırlayalım.
* Cari açık oranımızın yüzde 4,4 yani yönetilebilir bir rakam olduğunu söyleyelim.
* Emtia fiyatlarındaki artışın enflasyon üzerindeki etkisi olsa da ihracat üzerinde olumlu etkileri olmuyor. Dış ticaret oranı yüzde 50 oldu.
* Bu 40 önce yüzde 31'di. Artık nihai ürünler geniş bir yelpazeye ayrılıyor. 9 ürünü ihraç ederken 32 oldu ve 34 ülkeye ihracat yapıyoruz.
"BİZİM MALİ YAPIMIZ ÇOK GÜÇLÜ"
* Bizim mali yapımız çok güçlü. Hükümet borcumuz da azalacak. Yüzde 10,7'ydi. OECD'de oranlar arasında bu ortalama 4.3'ken bu rakam bizde 0. Bu rakam biraz artar ve yüzde 0,7 olabilir. Dünyanın geri kalanına kıyasla çok düşük bir rakam.
* Kamu sektör borcunun yüzde 74 seviyesinden çok daha aşağıya düştüğünü biliyoruz. Bankacılık sektörü de çok sağlam. Hiçbir Türk bankası sorun yaşamadı. Ödenmeyen borçlar sadece yüzde 2.9, varlıkların geri dönüş oranı yüzde 1.9.
* Gayri safi milli hasılanın yüzde 19,6'sını konut sektörü oluşturuyor. Ben Hükümet'in başına geçtikten sonra kapsamlı bir reform gündemi açıkladım. Bir takvim de yayınladık.
* Tabii sadece tek bir konu yok. Suriye ve Irak yok. Bir yandan sosyal ve siyasi reformlara da ihtiyaç var. Salı günü malesef bir saldırı yaşadık İstanbul'da.
* 10 Alman turist hayatını kaybetti. Perşembe günü AR-GE Reform Paketi'ni duyurduk. Cuma günü şirketlerle paylaştık.
"REFORM GÜNDEMİMİZİ YOĞUNLAŞTIRDIK"
* YÖK yetkilileriyle reform hakkında bir görüşme yaptım. Akşam da Türkiye'deki yabancı yatırımcılarla görüştüm. 70 büyük şirketin CEO'su ile görüştüm. Reformlarımızı açıkladım. Onlardan beklentilerini dinledim. Londra'ya geldim, Davos'a geçeceğim ardından Almanya'ya geçeceğim.
* Almanya'da Türk-Alman hükümetler zirvesini yapacağız. Bütün reform gündemimizi yoğunlaştırdık. İlişkilerimizi sıklaştırıyoruz.
"BİN 250 MİKRO REFORMU İÇEREN BİR DÖNÜŞÜM PROGRAMIMIZ VAR"
* 3 boyutu var. Biri sektörel dönüşüm, ikincisi yapısal ve üçüncüsü AB üyeliğiyle ilgili. Geçen yıl sektörel dönüşüm politikasını açıklamıştık. İlk defa yapısal sektörel dönüşüm programını oluşturdu.
* Bu sadece dilek listesi değil. Yani biz halkımızın bir öğrencisiymişiz gibi vaatlerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili zaman çizelgesi de açıklandı.
"İÇ TASARRUF VE VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
* Bu sektörel dönüşümlerle ilgili önemlileri açıklamak isterim. Yatırım iklimini geliştirmek. Daha çok gelişmeye ihtiyaç var.
* Bir komite oluşturduk. Yatırım ve Reform Komitesi oluşturduk. Ayda iki kere toplanıp reformları takip edeceğiz.
* Başkanlığını Başbakan Yardımcımız Lütfi Elvan gerçekleştirecek. 5. Başbakan Yardımıcımız'ın tek görevi yatırımları takip etmek olacak. Bir başka yatırım ajansımız da var. İç tasarrufu artırmak, sermaye piyasalarını geliştirmek, temel ve mesleki becerileri artırmak, özel sektör alanlarını özelliştirmek, kamu satın almaları vasıtasıyla bilgi işlem konusunda kaliteyi artırmak. En önemli ise sağlık turizmi merkeziyiz. Şimdi bu konuda sinerji yaratmak istiyoruz.