Bir kanunla mevduat faizi belirleyemeyiz!
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Piyasalar derin olmadığı için mevduat faizi çok yüksek, bir kanunla mevduat faizini belirleyemeyiz, empoze edemeyiz" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), her yılın ilk günlerinde düzenlediği ve bir önceki yılın ekonomik değerlendirmesi ile yeni yılın beklentilerinin konuşulduğu Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, burada bir ekonomik değerlendirme yaptı.
"Bankacılık sistemi ile reel sektör birbirinin ayrılmaz parçasıdır" diyen Şimşek, "Piyasalar derin olmadığı için mevduat faizi çok yüksek, biz bir kanunla mevduat faizini belirleyemeyiz, empoze edemeyiz. Ancak kamu üzerinden sübvansiyonlarla destek verebiliriz, Kredi Garanti Fonu böyle bir mekanizma" şeklinde konuştu.
Şimşek, Türkiye'de ve dünyada refahın artmaya devam edeceğini düşündüğünü belirterek, "Türkiye ekonomisi şoklara karşı büyük bir direnç gösterdi. Bu direnç temellerin sağlam olduğunu gösterdi. Türkiye öyle şoklar yaşadı ki bugün, aslında büyüme rakamlarına bu çerçevede bakarsak hayal bile edemezsiniz. 2007 sonrasına bakalım... Kapatma davası var, küresel kriz var, FETÖ'nün yargıyı ele geçirme çalışmaları var, AB borç krizi var, Ortadoğu'da büyük bir kriz var ve devam ediyor, bizde Gezi ayaklanması var, yakın dönemde 4 tane seçim var, hain darbe girişimi var, terör var. Bunların hepsi başlı başına bir şok. Türkiye bu şokların tam merkezinde oldu, buna rağmen 2008-2016 döneminde büyümeye devam etti" dedi.
Terör sorununa değinen Şimşek, "Türkiye terörün gölgesinde başladı yeni yıla, ama inanıyorum ki birlik-beraberlik ruhuyla bu durum aşılacak. Teröre karşı güçlü iktidar çok önemli. Dikkat ederseniz terör örgütleri geçen sene sonuçsuz kalan bir seçimden sonra saldırılarını yoğunlaştırdı. Zamanlama olarak aslında manidardır. Her şeyden çok milletin birliğine beraberliğine ihtiyaç var. Bu konuda da tereddüt yok. Türkiye'de çok güçlü bir hükümet var" diye konuştu.
'Özellikle ihracat yapanın yanındayız'
Mehmet Şimşek, "Biz hükümet olarak yatırım yapanın, istihdam sağlayanın özellikle de ihracat yapanın yanındayız. Devlet elini taşın altına koyuyor. Bankacılıkla reel sektör birbirlerinin ayrılmaz parçasıdır" diyerek şu eleştiriyi yaptı: "Şirketlerin yüzde 80'i ihracat yapmıyorHindistan 2050 yılında belki 40 trilyon dolarla dünyanın bir numarası olacak. Türkiye'nin oradaki firma sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez. Hindistan'da var mıyız?"
'Ar-Ge'de bahane olamaz'
Şimşek reformların yeteri derecede anlaşılmadığını ifade ederek şunları söyledi: "Cari açığa dayalı bir büyüme modeli gitmiyor. Daha çok yatırım daha çok ihracat lazım. Biz devlet olarak sizi teşvik ederken, biz de bu alanlarda bir reform çalışması içerisindeyiz. 2016 yılında belki o kadar çok iş yapıldı ki, MÜSİAD'ın bir çalışma grubu kurarak bütün üyelerini bu konularda eğitmesi gerekiyor. Bazı konularda yeterince farkındalık oluşmadı."
"Ar-Ge'de dünyanın en fazla desteğini veren ülkelerden biriyiz" diyen Şimşek, "Bu konuda hiçbir bahane olamaz" ifadesini kullandı.
'Kurala dayalı yapıdan uzaklaşamayız'
"Başımıza hangi felaket gelirse gelsin. Piyasa ekonomisi olduğumuzu bir kenarı bırakamayız" değerlendirmesini yapan Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Başınıza ne geldiğinden çok ne tepki verdiğiniz çok daha önemlidir. Biz uluslararası normlara uygun bir politika çerçevecesinde yolumuza devam etmek zorundayız. Kurala dayalı bir ekonomik yapıdan uzaklaşamayız. O nedenle Avrupa Birliği ile entegrasyon çok önemlidir. Biz AB ile birlikte tüketici haklarını keşfettik, rekabeti hissettik, aştık, başardık" diye konuştu.
'Dışa bağımlılığı azaltmalıyız'
Dışa bağımlılığın tasarrufla azabileceğini bildiren Şimşek, "100 lira TL mevduata 140 lira kredi veriyoruz. Böyle bir sistemde kalıcı bir şekilde faizlerin inebilmesi için tasarrufların artması gerek. Tasarruflar artmadan daha ucuz finansmana erişim zor. Çünkü o zaman dış kaynağa bağımlısınız. Küresel risk iştahı 2013 Mayıs'ından sonra bir azalma oldu. Bunun gelecek yıl da sürmesi gerekiyor. O yüzden biz dışa bağımlılığı azaltmalıyız. Bu katma değerli üretimin artmasıyla, kamu ve hanehalkının tasarruf yapmasıyla olacak bir şey" dedi.
'Rejim tartışmaları siyasi istismar'
Şimşek başkanlık sistemi çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: "Küresel eşitsizlik dünyanın fay hattıdır. Türkiye'de gelir dağılımında bir iyileşme söz konusudur. Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletidir ve bu asla değişmeyecektir. Rejim bellidir, biz sadece icra makamının nasıl bundan sonra görevini yerine getireceğini belirliyoruz.
Amaç Türkiye'de siyasi istikrarı güvence altına almaktır. İcrada iki başlılık sürdürülebilir bir model değil. Rejim tartışmaları tamamen bu işin siyasi istismarıyla ilgilidir, rejimde bir değişiklik olmayacak. Türkiye reform seferberliği içinde yoluna devam edecek."
"Bankacılık sistemi ile reel sektör birbirinin ayrılmaz parçasıdır" diyen Şimşek, "Piyasalar derin olmadığı için mevduat faizi çok yüksek, biz bir kanunla mevduat faizini belirleyemeyiz, empoze edemeyiz. Ancak kamu üzerinden sübvansiyonlarla destek verebiliriz, Kredi Garanti Fonu böyle bir mekanizma" şeklinde konuştu.
Şimşek, Türkiye'de ve dünyada refahın artmaya devam edeceğini düşündüğünü belirterek, "Türkiye ekonomisi şoklara karşı büyük bir direnç gösterdi. Bu direnç temellerin sağlam olduğunu gösterdi. Türkiye öyle şoklar yaşadı ki bugün, aslında büyüme rakamlarına bu çerçevede bakarsak hayal bile edemezsiniz. 2007 sonrasına bakalım... Kapatma davası var, küresel kriz var, FETÖ'nün yargıyı ele geçirme çalışmaları var, AB borç krizi var, Ortadoğu'da büyük bir kriz var ve devam ediyor, bizde Gezi ayaklanması var, yakın dönemde 4 tane seçim var, hain darbe girişimi var, terör var. Bunların hepsi başlı başına bir şok. Türkiye bu şokların tam merkezinde oldu, buna rağmen 2008-2016 döneminde büyümeye devam etti" dedi.
Terör sorununa değinen Şimşek, "Türkiye terörün gölgesinde başladı yeni yıla, ama inanıyorum ki birlik-beraberlik ruhuyla bu durum aşılacak. Teröre karşı güçlü iktidar çok önemli. Dikkat ederseniz terör örgütleri geçen sene sonuçsuz kalan bir seçimden sonra saldırılarını yoğunlaştırdı. Zamanlama olarak aslında manidardır. Her şeyden çok milletin birliğine beraberliğine ihtiyaç var. Bu konuda da tereddüt yok. Türkiye'de çok güçlü bir hükümet var" diye konuştu.
'Özellikle ihracat yapanın yanındayız'
Mehmet Şimşek, "Biz hükümet olarak yatırım yapanın, istihdam sağlayanın özellikle de ihracat yapanın yanındayız. Devlet elini taşın altına koyuyor. Bankacılıkla reel sektör birbirlerinin ayrılmaz parçasıdır" diyerek şu eleştiriyi yaptı: "Şirketlerin yüzde 80'i ihracat yapmıyorHindistan 2050 yılında belki 40 trilyon dolarla dünyanın bir numarası olacak. Türkiye'nin oradaki firma sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez. Hindistan'da var mıyız?"
'Ar-Ge'de bahane olamaz'
Şimşek reformların yeteri derecede anlaşılmadığını ifade ederek şunları söyledi: "Cari açığa dayalı bir büyüme modeli gitmiyor. Daha çok yatırım daha çok ihracat lazım. Biz devlet olarak sizi teşvik ederken, biz de bu alanlarda bir reform çalışması içerisindeyiz. 2016 yılında belki o kadar çok iş yapıldı ki, MÜSİAD'ın bir çalışma grubu kurarak bütün üyelerini bu konularda eğitmesi gerekiyor. Bazı konularda yeterince farkındalık oluşmadı."
"Ar-Ge'de dünyanın en fazla desteğini veren ülkelerden biriyiz" diyen Şimşek, "Bu konuda hiçbir bahane olamaz" ifadesini kullandı.
'Kurala dayalı yapıdan uzaklaşamayız'
"Başımıza hangi felaket gelirse gelsin. Piyasa ekonomisi olduğumuzu bir kenarı bırakamayız" değerlendirmesini yapan Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Başınıza ne geldiğinden çok ne tepki verdiğiniz çok daha önemlidir. Biz uluslararası normlara uygun bir politika çerçevecesinde yolumuza devam etmek zorundayız. Kurala dayalı bir ekonomik yapıdan uzaklaşamayız. O nedenle Avrupa Birliği ile entegrasyon çok önemlidir. Biz AB ile birlikte tüketici haklarını keşfettik, rekabeti hissettik, aştık, başardık" diye konuştu.
'Dışa bağımlılığı azaltmalıyız'
Dışa bağımlılığın tasarrufla azabileceğini bildiren Şimşek, "100 lira TL mevduata 140 lira kredi veriyoruz. Böyle bir sistemde kalıcı bir şekilde faizlerin inebilmesi için tasarrufların artması gerek. Tasarruflar artmadan daha ucuz finansmana erişim zor. Çünkü o zaman dış kaynağa bağımlısınız. Küresel risk iştahı 2013 Mayıs'ından sonra bir azalma oldu. Bunun gelecek yıl da sürmesi gerekiyor. O yüzden biz dışa bağımlılığı azaltmalıyız. Bu katma değerli üretimin artmasıyla, kamu ve hanehalkının tasarruf yapmasıyla olacak bir şey" dedi.
'Rejim tartışmaları siyasi istismar'
Şimşek başkanlık sistemi çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: "Küresel eşitsizlik dünyanın fay hattıdır. Türkiye'de gelir dağılımında bir iyileşme söz konusudur. Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletidir ve bu asla değişmeyecektir. Rejim bellidir, biz sadece icra makamının nasıl bundan sonra görevini yerine getireceğini belirliyoruz.
Amaç Türkiye'de siyasi istikrarı güvence altına almaktır. İcrada iki başlılık sürdürülebilir bir model değil. Rejim tartışmaları tamamen bu işin siyasi istismarıyla ilgilidir, rejimde bir değişiklik olmayacak. Türkiye reform seferberliği içinde yoluna devam edecek."