CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu TÜSİAD'da konuştu
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu TÜSİAD'da siyasi liderler buluşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın siyasi liderler buluşmasında konuştu.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar:
* Amaçlarımızdan birisi siyasette ahlak yasası çıkarmak, etik kuralları ortaya koymaktır.
* Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa etti, Norveç'te bakan istifa etti. Ancak bizde siyasi sorumluluk yok, yetki var ama sorumluluk yok. Olmaz, bütün uygar dünyayı kendimize güldürüyoruz
* Yüzde 10 seçim barajı demokrasi ayıbıdır, bu ayıbı kaldıralım dedik hayır biz kaldırmayacağız dediler.
* Lider sultasını kaldırmak lazım, yürütme organı ne diyorsa herkes kabul ediyor. Oysa milletvekilleri yürütmenin parçası değil yasamanın parçasıdır. Lider sultasını kaldırmanın yolu ön seçimi getirmektir. Olur olmaz her şeye koşulsuz evet diyen yasama organı Türkiye'ye gölge düşürüyor.
* Yasama, yargı, yürütme ve 4. güç olarak medya var. Medyanın özgür olması gerek. Gazetecilere baskı uygulayarak bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz.
* Politikacının alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Halkın gözü kulağı medyadır. Eleştirileri bize aktaracak olan medyadır.
* Makul şüphe ile bir iş adamını içeri almak, dosyasına gizli kararı koymak bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değildir ve bizim kabul edeceğimiz bir tablo değildir. Bu yüzden yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmemektedir.
* CHP iktidarında rahatlıkla CHP'yi eleştirebileceksiniz. Eleştiriden ders çıkarmamız lazım.
* Bu ülkenin insanı 3. sınıf demokrasiye layık değildir.
* Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım.
* Dış politikanın faturasını toplumun tamamı öder. En somut örneği 2 milyon üzerindeki Suriyelinin Türkiye'ye gelmesidir. Bu insanlar kendi topraklarından ne için kopup geldi buraya bu soruyu sormak zorundayız.
* Eskiden bir sorun olduğunda Ortadoğu'da çözüm için Türkiye'ye danışılırdı, şimdi dışlanan ülke olduk.
EKONOMİK DEĞERLENDİRMELER
* Siyasetin görevi ülkenin ekonomik rekabet gücünü artırmaktır.
* Sıcak siyaset ekonomiye doğrudan müdahale etmez.
* Türkiye orta gelir ve orta teknoloji tuzağında kaldı ve bu politika ile bu sorunları aşmak mümkün değildir. Ben bunları hükümet yetkililerine de anlattım, yeni politikalar hayata geçirilmeli sorunları aşmak içinBu tuzakları nasıl aşabiliriz:
- Önce şu merkez bankasının bağımsızlığını tam sağlayacağız, hiç değilse merkez bankasının itibarını koruyalım aksi takdirde itibarsız bir merkez bankasının aldığı bir karar tesirli olmaz.
- Düzenleyici ve denetleyici kurumlar var, bu kurumların içi boşaltıldı ve sıcak siyaset bunlara müdahale ediyor. Bu kurumlara ve araçlarına siyasetin müdahalaesini kaldıracağız. Halk arasında işi ehline vermek olarak anlatılır bu. O kurumlar parti militanlarının görev alanı değildir, uzmanların, eğitimini almış, nitelikli kişilerin yeridir.
- Vergi idaresinin siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanılmasına son vereceğiz. Vergi idaresini böyle kullanmak demokrasi ayıbıdır.
* Eğer yüksek teknoloji, katma değerli ürün üretmek istiyorsak teşvik politikasını sıfırdan ele almak zorundayız. Makina halısı yapmakta sorun yok, cep telefonu yapabiliryor muyuz bunu düşünelim.
* Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik hareketini yapacağız. Sosyal Güvenlik ve Gelir İdaresi'nin topladığı gelirleri tek çatı altında birleştireceğiz ve Gelir İdaresi'ne aktaracağız. Tasarruf sağlayacağız.
* Her organize sanayi bölgesine yatılı meslek lisesi yapacağız.
* Eğitim programı istihdam ihtiyacına göre süratle değişecek.
* Vergi ve sigorta prim borcu olmayan her KOBİ'ye ödediği vergi ve prim kadar sıfır faizli kredi vereceğiz. Burada devletin zararı değil karı olacak. Bu uygulamayı getirdiğimizde tahsilat sorunu yaşanmayacak. Herkes ödemelerini yapacak ve kredisini alınca yatıırm yapacak. Kayıtdışı azalacak. Bunu yaptığımız zaman bir sıçrama yakalayacağız.
* Bütün bunları yaparken şeffaf bir politika izleyeceğiz, mali disiplini koruyacağız.
* Şimdiye kadar yapılan bütçe tartışmaları hep yapaydır. Biz kesin hesap komisyonu kuracağız, bu komisyonun başkanı ana muhalefeet olacak ve biz o komisyonda iktidar olarak hesap vereceğiz. Kamunun harcanan her kuruşunun hesabı orada verilecek.
EĞİTİM
* 13 yılda 12 kez eğitim programını değiştiren bir iktidarın eğitim politikası var mıdır soruyorum. Bizim çocuklarımız matematik, fen bilgisi, okuma alanlarında OECD ülkeleri arasında en dipte yer alıyor. Sayın Davutoğlu, CHP ile aramızda eğitim konusunda derin ayrılıklar var demişti. Evet çünkü biz bilgi toplumunu savunuyoruz siz ortaçağı savunuyorsunuz.
* YÖK'ü kaldıracağız. Gençlerimiz olağan şüpheli değil bu ülkenin umududur.
* Tam gün eğitim getireceğiz. CHP'li belediyelere mümkün olduğu kadar kreş açmalarını söyledim çünkü kadınlar çocuklarını o kreşlere bırakıp toplujm hayatına katılabilmeli, kenti tanıyabilmeli.
* Onlar pireyi deve diye satarlar biz deveyi pire diye satamıyoruz.
* Öğretmeni toplumun lideri yapmazsanız, o toplum ilerleyemez. Bilgi toplumunu yakalamanın anahtarı eğitimdir. Uygar dünyanın bir parçası mı olacağız yoksa Ortadoğu bataklığına mı gömüleceğiz, işte bunu belirleyecek olan eğitimdir.
* Okul aile birlikleri için düzenlemeler yapacağız. Anneler okul yönetiminde söz sahibi olacak.
* İmam Hatip okullarının kapatılacağı konusunda bir paranoyaları var. Biz niye kapatalım o okulları. Orada okuyan çocuklarımız başka ülkenin çocukları mı, böyle bir anlayış olabilir mi.
* Türkiye şu anda ayrışmış durumdadır. Toplumu komşusunu sorgular hale getirdiler. Siyasetin herkesi kucaklaması lazım. Bizlerin siyasetten kişisel beklentilerimiz yok. Tek derdimiz bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması. Korku içinde değil huzur içinde yaşamalıyız. Türkiye bu sorunların hepsini çözecek kapasitededir.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar:
* Amaçlarımızdan birisi siyasette ahlak yasası çıkarmak, etik kuralları ortaya koymaktır.
* Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa etti, Norveç'te bakan istifa etti. Ancak bizde siyasi sorumluluk yok, yetki var ama sorumluluk yok. Olmaz, bütün uygar dünyayı kendimize güldürüyoruz
* Yüzde 10 seçim barajı demokrasi ayıbıdır, bu ayıbı kaldıralım dedik hayır biz kaldırmayacağız dediler.
* Lider sultasını kaldırmak lazım, yürütme organı ne diyorsa herkes kabul ediyor. Oysa milletvekilleri yürütmenin parçası değil yasamanın parçasıdır. Lider sultasını kaldırmanın yolu ön seçimi getirmektir. Olur olmaz her şeye koşulsuz evet diyen yasama organı Türkiye'ye gölge düşürüyor.
* Yasama, yargı, yürütme ve 4. güç olarak medya var. Medyanın özgür olması gerek. Gazetecilere baskı uygulayarak bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz.
* Politikacının alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Halkın gözü kulağı medyadır. Eleştirileri bize aktaracak olan medyadır.
* Makul şüphe ile bir iş adamını içeri almak, dosyasına gizli kararı koymak bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değildir ve bizim kabul edeceğimiz bir tablo değildir. Bu yüzden yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmemektedir.
* CHP iktidarında rahatlıkla CHP'yi eleştirebileceksiniz. Eleştiriden ders çıkarmamız lazım.
* Bu ülkenin insanı 3. sınıf demokrasiye layık değildir.
* Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım.
* Dış politikanın faturasını toplumun tamamı öder. En somut örneği 2 milyon üzerindeki Suriyelinin Türkiye'ye gelmesidir. Bu insanlar kendi topraklarından ne için kopup geldi buraya bu soruyu sormak zorundayız.
* Eskiden bir sorun olduğunda Ortadoğu'da çözüm için Türkiye'ye danışılırdı, şimdi dışlanan ülke olduk.
EKONOMİK DEĞERLENDİRMELER
* Siyasetin görevi ülkenin ekonomik rekabet gücünü artırmaktır.
* Sıcak siyaset ekonomiye doğrudan müdahale etmez.
* Türkiye orta gelir ve orta teknoloji tuzağında kaldı ve bu politika ile bu sorunları aşmak mümkün değildir. Ben bunları hükümet yetkililerine de anlattım, yeni politikalar hayata geçirilmeli sorunları aşmak içinBu tuzakları nasıl aşabiliriz:
- Önce şu merkez bankasının bağımsızlığını tam sağlayacağız, hiç değilse merkez bankasının itibarını koruyalım aksi takdirde itibarsız bir merkez bankasının aldığı bir karar tesirli olmaz.
- Düzenleyici ve denetleyici kurumlar var, bu kurumların içi boşaltıldı ve sıcak siyaset bunlara müdahale ediyor. Bu kurumlara ve araçlarına siyasetin müdahalaesini kaldıracağız. Halk arasında işi ehline vermek olarak anlatılır bu. O kurumlar parti militanlarının görev alanı değildir, uzmanların, eğitimini almış, nitelikli kişilerin yeridir.
- Vergi idaresinin siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanılmasına son vereceğiz. Vergi idaresini böyle kullanmak demokrasi ayıbıdır.
* Eğer yüksek teknoloji, katma değerli ürün üretmek istiyorsak teşvik politikasını sıfırdan ele almak zorundayız. Makina halısı yapmakta sorun yok, cep telefonu yapabiliryor muyuz bunu düşünelim.
* Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik hareketini yapacağız. Sosyal Güvenlik ve Gelir İdaresi'nin topladığı gelirleri tek çatı altında birleştireceğiz ve Gelir İdaresi'ne aktaracağız. Tasarruf sağlayacağız.
* Her organize sanayi bölgesine yatılı meslek lisesi yapacağız.
* Eğitim programı istihdam ihtiyacına göre süratle değişecek.
* Vergi ve sigorta prim borcu olmayan her KOBİ'ye ödediği vergi ve prim kadar sıfır faizli kredi vereceğiz. Burada devletin zararı değil karı olacak. Bu uygulamayı getirdiğimizde tahsilat sorunu yaşanmayacak. Herkes ödemelerini yapacak ve kredisini alınca yatıırm yapacak. Kayıtdışı azalacak. Bunu yaptığımız zaman bir sıçrama yakalayacağız.
* Bütün bunları yaparken şeffaf bir politika izleyeceğiz, mali disiplini koruyacağız.
* Şimdiye kadar yapılan bütçe tartışmaları hep yapaydır. Biz kesin hesap komisyonu kuracağız, bu komisyonun başkanı ana muhalefeet olacak ve biz o komisyonda iktidar olarak hesap vereceğiz. Kamunun harcanan her kuruşunun hesabı orada verilecek.
EĞİTİM
* 13 yılda 12 kez eğitim programını değiştiren bir iktidarın eğitim politikası var mıdır soruyorum. Bizim çocuklarımız matematik, fen bilgisi, okuma alanlarında OECD ülkeleri arasında en dipte yer alıyor. Sayın Davutoğlu, CHP ile aramızda eğitim konusunda derin ayrılıklar var demişti. Evet çünkü biz bilgi toplumunu savunuyoruz siz ortaçağı savunuyorsunuz.
* YÖK'ü kaldıracağız. Gençlerimiz olağan şüpheli değil bu ülkenin umududur.
* Tam gün eğitim getireceğiz. CHP'li belediyelere mümkün olduğu kadar kreş açmalarını söyledim çünkü kadınlar çocuklarını o kreşlere bırakıp toplujm hayatına katılabilmeli, kenti tanıyabilmeli.
* Onlar pireyi deve diye satarlar biz deveyi pire diye satamıyoruz.
* Öğretmeni toplumun lideri yapmazsanız, o toplum ilerleyemez. Bilgi toplumunu yakalamanın anahtarı eğitimdir. Uygar dünyanın bir parçası mı olacağız yoksa Ortadoğu bataklığına mı gömüleceğiz, işte bunu belirleyecek olan eğitimdir.
* Okul aile birlikleri için düzenlemeler yapacağız. Anneler okul yönetiminde söz sahibi olacak.
* İmam Hatip okullarının kapatılacağı konusunda bir paranoyaları var. Biz niye kapatalım o okulları. Orada okuyan çocuklarımız başka ülkenin çocukları mı, böyle bir anlayış olabilir mi.
* Türkiye şu anda ayrışmış durumdadır. Toplumu komşusunu sorgular hale getirdiler. Siyasetin herkesi kucaklaması lazım. Bizlerin siyasetten kişisel beklentilerimiz yok. Tek derdimiz bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması. Korku içinde değil huzur içinde yaşamalıyız. Türkiye bu sorunların hepsini çözecek kapasitededir.