Economist'ten yabancı sermaye uyarısı
Economist dergisi, Türkiye'de devam eden siyasî ve toplumsal gerginliğin piyasalara etkisini değerlendiren bir yazı yayımladı.
"Güçlü ama korumasız" başlıklı yazısında dergi, Türkiye'nin, yabancı yatırımcıların güvenini kaybetmeye çok açık bir dönemden geçtiğini yazıyor.
"Recep Tayyip Erdoğan'ın seçmenleri çekmek için kullandığı başlıca kozlardan birisi ekonomideki performansı. İstikrarsız geçen 1990'ların ardından 2001'de yaşanan büyük çöküş sonrası, AKP istikrarlı bir büyüme oranı ve düşük enflasyonu yakaladı" diyen Economist, 2010 ve 2011'de Türkiye'nin, tıpkı Çin gibi yüzde 9'a varan bir büyüme yakaladığını, bunun piyasalarda 'aşırı ısınma' tehlikesini de beraberinde getirdiğini vurguluyor.
YABANCI SERMAYE BAĞIMLILIĞI
"Türkiye yoğun şekilde nakit akışına, dolayısıyla da yabancı yatırımcıların güvenine bağımlı. İşte bu nedenle, Taksim Meydanı'ndaki protestolar başladığından bu yana para piyasalarındaki sarsıntı çok önemli" diye yazan Economist "22 Mayıs'ta tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkan İstanbul borsası bu hafta ortasında yüzde 20 değer yitirmişti" saptamasında bulunuyor.
Büyüme oranının 2012'de yüzde 2'ye gerilediğini belirten dergi, "Türkiye'yle ilgili en büyük endişe ülke dışında. Yavaşlayan ekonomi cari borç açığını azalttı ama bu yıl yine de yüzde 6 seviyesinde olacak. Dahası, cari açık, kısa dönemli nakit akışlarıyla dengeleniyor. Türkiye aşırı risk karşılığında güçlü büyüme oranı ve iyi bir getiriye sahip bir ekonomi" değerlendirmesinde bulunuyor.
Economist yazısını, "Siyasî huzursuzluk, Türkiye'nin en büyük ihracat ortağı Euro Bölgesi'ndeki resesyon, Suriye ve bölgedeki diğer çatışmalar yatırımcı güvenini kolaylıkla zedeleyebilir. Bu, Erdoğan'ın bu hafta yaptığı gibi, yabancı yatırımcılara ve kendi tanımıyla 'faiz lobisine' karşı saldırgan bir tutum alması için aptalca bir dönem" ifadesiyle tamamlıyor.
"Recep Tayyip Erdoğan'ın seçmenleri çekmek için kullandığı başlıca kozlardan birisi ekonomideki performansı. İstikrarsız geçen 1990'ların ardından 2001'de yaşanan büyük çöküş sonrası, AKP istikrarlı bir büyüme oranı ve düşük enflasyonu yakaladı" diyen Economist, 2010 ve 2011'de Türkiye'nin, tıpkı Çin gibi yüzde 9'a varan bir büyüme yakaladığını, bunun piyasalarda 'aşırı ısınma' tehlikesini de beraberinde getirdiğini vurguluyor.
YABANCI SERMAYE BAĞIMLILIĞI
"Türkiye yoğun şekilde nakit akışına, dolayısıyla da yabancı yatırımcıların güvenine bağımlı. İşte bu nedenle, Taksim Meydanı'ndaki protestolar başladığından bu yana para piyasalarındaki sarsıntı çok önemli" diye yazan Economist "22 Mayıs'ta tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkan İstanbul borsası bu hafta ortasında yüzde 20 değer yitirmişti" saptamasında bulunuyor.
Büyüme oranının 2012'de yüzde 2'ye gerilediğini belirten dergi, "Türkiye'yle ilgili en büyük endişe ülke dışında. Yavaşlayan ekonomi cari borç açığını azalttı ama bu yıl yine de yüzde 6 seviyesinde olacak. Dahası, cari açık, kısa dönemli nakit akışlarıyla dengeleniyor. Türkiye aşırı risk karşılığında güçlü büyüme oranı ve iyi bir getiriye sahip bir ekonomi" değerlendirmesinde bulunuyor.
Economist yazısını, "Siyasî huzursuzluk, Türkiye'nin en büyük ihracat ortağı Euro Bölgesi'ndeki resesyon, Suriye ve bölgedeki diğer çatışmalar yatırımcı güvenini kolaylıkla zedeleyebilir. Bu, Erdoğan'ın bu hafta yaptığı gibi, yabancı yatırımcılara ve kendi tanımıyla 'faiz lobisine' karşı saldırgan bir tutum alması için aptalca bir dönem" ifadesiyle tamamlıyor.