Fiyatı uçtu, ayçiçek yağı diye bakın ne satıyorlar!
Ayçiçek yağında yaşanan rekor fiyat artışı, zeytinyağının ardından ayçiçekte de tağşişi patlattı.
Ayçiçek yağında yaşanan rekor fiyat artışı, zeytinyağının ardından ayçiçekte de tağşişi patlattı. Fiyatı daha düşük olan kanola, keten, soya ve pamuk yağları ayçiçeği ambalajında satılarak tüketici kandırılıyor.
Mutfakların olmazsa olmazı ayçiçek yağında rekor fiyat artışı tüketiciyi üzüyor. Türkiye’deki hammadde yetersizliği, ithalattauygulanan yüksek vergiler ve dolar artışı ayçiçek fiyatlarının son bir yılda yüzde 35 artmasına neden oldu. Fiyat artışı beraberinde, tağşişi de patlattı. Sektör temsilcileri, ‘ayçiçek diye kanola, keten, soya ya da pamuk karışımlı ürün tüketiyor olabilirsiniz’ uyarısında bulundu.
Bitkisel yağ sektörünün öncü üreticilerinden Küçükbay Grup YönetimKurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, fiyat artışıyla birlikte zeytinyağında yaşanan tağşişin ayçiçekte de had safhaya ulaştığına dikkat çekti. Küçükbay, “Ham yağ olarak ayçiçekten yüzde 35 daha ucuz olan kanola, keten, soya ve pamuk yağı ayçiçek yağlarına karıştırılıyor” dedi.
Yüksek vergi yükü
Türkiye’nin ayçiçek ham yağ ihtiyacının üçte ikisini ithalettiğine değinen Küçükbay, yerli üreticiyi koruma maksatlı uluslararası piyasalardaki fiyatlara eklenen yüksek vergi oranlarının tüketiciyi zora soktuğunu belirtiyor. Küçükbay, “Yerli üretim gerekli miktarlarda olmadığı için ithalat kaçınılmaz oluyor. Uluslararası piyasalarda CIF bir ton bedeli 850 dolar olan ham ayçiçek yağı için 540 dolar vergi ödüyoruz. Bu hesapla maalesef ürünün üzerinde yüzde 65 gibi çok yüksek bir vergi yükü bulunmaktadır. Halkımızın temel gıdalarının başında gelen ayçiçek yağı için bu vergi oranı çok yüksektir. Acilen makul seviyelere düşürülmesi gerekir.” dedi.
Kanola keten soya ve pamuk yağı
Ayçiçek tohumunda ithal verigisi yüzde 40’ları bulurken kanola tohumu ithalatındaki vergi oranının sadece yüzde 10 olduğunu belirten
Ahmet Küçükbay, “Pamuk ve kanola yağı ile ayçiçek yağı arasında tonda 1.200 TL’ye varan fiyat farkı var. Bu da yüzde 40’a denk geliyor. Neticede hilebazlar zeytinyağında olduğu gibi ayçiçeğinde de tağşişe başvuruyor” tüketiciyi kandırıyor.” diye konuştu.
En fazla büyük ambalajda
“1 ya da 2 litrelik ambalajlarda tağşişçiler dikkatli davranıyorlar. Ev dışı tüketimde 5, 10 ve 18 litrelik ambalajlarda tağşiş olayı had safhada” açıklamasında bulunan Küçükbay, tüketiciyi özellikle büyük boy ambalajlar konusunda uyardı, 5, 10 ve 18 litrelik ayçiçek ambalajlarında kanola, keten, soya ve pamuk yağı karışımlarının yüksek olduğuna dikkat çekti. “Halbuki bu cins yağlar kendi ambalajında daha ucuz, gerçek piyasa değerinde satılmaktadır.” dedi.
“Yerli üreticiye destek artırılmalı”
Ahmet Küçükbay, tağşişin önüne geçmek için alınacak tedbirlerhakkında şu önerilerde bulundu: “Ayçiçek yağı üretimini artırmak için kilo başına doğrudan desteğin en az 60 kuruşa çıkarılması ve ithal vergilerinin de diğer tohum ve ham yağlar seviyesine çekilmesi
gerekir. Yerli üretimi desteklersek hem fiyatları düşürmüş hem de tağşişin önüne geçmiş oluruz. Müstahsil de bunu beklemektedir.”
Tağşişin denetimi ve cezası ne olmalı?
Ahmet Küçükbay, tağşiş denetimi ve cezalandırılması konularında şugörüşlerini bildirdi: “Bilhassa küçük ve sadece dolum yapan işletme şartları göz önünde alındığında haksız ticari kazanç ve tüketiciyi aldatma gibi amaç gütmeyen azami yüzde 3 gibi bir bulaşma riski göz önünde bulundurulup tolerans kabul edilebilir. Bu oranı aşan durumlarda (5,10 ve18 litre ambalajlı yağların kontrollerinde yüzde 100’e varan oranda farklı yağlar çıktığı görülmektedir.) üretici firmaya birincide 10, ikincide 20, üçüncüde 30 misli para ve meslekten men edilme gibi cezalar uygulanmalıdır ki caydırıcı hale gelsin. Aksi halde bu işlere tevessül eden hilebazlar bu haksız kazançtan ve halkımızı aldatmaktan asla vazgeçmezler.”dedi
“Haksız rekabet kan kaybettiriyor”
Sektörde önemli miktarda vergi kaybı ve haksız rekabete sebep olan iki konuya dikkat çekmek isteyen Küçükbay, özellikle boya sanayyiinde kullanılmak üzere yapılan vergisiz ham ayçiçek yağı ithalatı ve Bosna-Hersek’ten yapılan vergisiz ithalatların sektördeki dengeleri alt üst ettiğini belirtti. “Özellikle boya sanayiinde kullanılmak üzere her yıl artan tonajlarda ham ayçiçek yağı, vergiden muaf şekilde ithal ediliyor. 2014 yılı için bu miktar 64 bin tondu. Bu hesapla devletin 1 yıllık ithalatta almadığı vergi tutarı 35 milyon dolardır. Halbuki boya sanayi için sadece yem sanayinde kullanımı serbest olan soya yağı veya gıdada çok tercih edilmeyen ve daha ucuz olan keten yağları kullanılabilir. Neden ayçiçek? Bu araştırılması gereken bir konudur” diyen Küçükbay, ‘olabilecek suistimallere karşı teknik sanayi kullanım amaçlı da olsa ham ayçiçek yağ ithalatında gıdada alınan ithalat vergisi ne ise o uygulanmalıdır’ görüşünde.
Bosna-Hersek’ten yapılan ve gümrük vergisinden muaf bırakılan hamveya rafine ayçiçek yağ ithalat miktarının aylık 5 bin tonlarayaklaştığına işaret eden Ahmet Küçükbay, “Bosna’da yetişen bumiktarlarda bir ürün yok muhtemelen komşu ülkelerden alınıp Türkiye’ye ihraç ediliyor. Bu ithalatlar da sektörde fiyat dengelerini bozmakta haksız rekabete ve vergi kayıplarına sebep olmaktadır. Bu konunun da iyi incelenmesi gerekir” dedi.
Mutfakların olmazsa olmazı ayçiçek yağında rekor fiyat artışı tüketiciyi üzüyor. Türkiye’deki hammadde yetersizliği, ithalattauygulanan yüksek vergiler ve dolar artışı ayçiçek fiyatlarının son bir yılda yüzde 35 artmasına neden oldu. Fiyat artışı beraberinde, tağşişi de patlattı. Sektör temsilcileri, ‘ayçiçek diye kanola, keten, soya ya da pamuk karışımlı ürün tüketiyor olabilirsiniz’ uyarısında bulundu.
Bitkisel yağ sektörünün öncü üreticilerinden Küçükbay Grup YönetimKurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, fiyat artışıyla birlikte zeytinyağında yaşanan tağşişin ayçiçekte de had safhaya ulaştığına dikkat çekti. Küçükbay, “Ham yağ olarak ayçiçekten yüzde 35 daha ucuz olan kanola, keten, soya ve pamuk yağı ayçiçek yağlarına karıştırılıyor” dedi.
Yüksek vergi yükü
Türkiye’nin ayçiçek ham yağ ihtiyacının üçte ikisini ithalettiğine değinen Küçükbay, yerli üreticiyi koruma maksatlı uluslararası piyasalardaki fiyatlara eklenen yüksek vergi oranlarının tüketiciyi zora soktuğunu belirtiyor. Küçükbay, “Yerli üretim gerekli miktarlarda olmadığı için ithalat kaçınılmaz oluyor. Uluslararası piyasalarda CIF bir ton bedeli 850 dolar olan ham ayçiçek yağı için 540 dolar vergi ödüyoruz. Bu hesapla maalesef ürünün üzerinde yüzde 65 gibi çok yüksek bir vergi yükü bulunmaktadır. Halkımızın temel gıdalarının başında gelen ayçiçek yağı için bu vergi oranı çok yüksektir. Acilen makul seviyelere düşürülmesi gerekir.” dedi.
Kanola keten soya ve pamuk yağı
Ayçiçek tohumunda ithal verigisi yüzde 40’ları bulurken kanola tohumu ithalatındaki vergi oranının sadece yüzde 10 olduğunu belirten
Ahmet Küçükbay, “Pamuk ve kanola yağı ile ayçiçek yağı arasında tonda 1.200 TL’ye varan fiyat farkı var. Bu da yüzde 40’a denk geliyor. Neticede hilebazlar zeytinyağında olduğu gibi ayçiçeğinde de tağşişe başvuruyor” tüketiciyi kandırıyor.” diye konuştu.
En fazla büyük ambalajda
“1 ya da 2 litrelik ambalajlarda tağşişçiler dikkatli davranıyorlar. Ev dışı tüketimde 5, 10 ve 18 litrelik ambalajlarda tağşiş olayı had safhada” açıklamasında bulunan Küçükbay, tüketiciyi özellikle büyük boy ambalajlar konusunda uyardı, 5, 10 ve 18 litrelik ayçiçek ambalajlarında kanola, keten, soya ve pamuk yağı karışımlarının yüksek olduğuna dikkat çekti. “Halbuki bu cins yağlar kendi ambalajında daha ucuz, gerçek piyasa değerinde satılmaktadır.” dedi.
“Yerli üreticiye destek artırılmalı”
Ahmet Küçükbay, tağşişin önüne geçmek için alınacak tedbirlerhakkında şu önerilerde bulundu: “Ayçiçek yağı üretimini artırmak için kilo başına doğrudan desteğin en az 60 kuruşa çıkarılması ve ithal vergilerinin de diğer tohum ve ham yağlar seviyesine çekilmesi
gerekir. Yerli üretimi desteklersek hem fiyatları düşürmüş hem de tağşişin önüne geçmiş oluruz. Müstahsil de bunu beklemektedir.”
Tağşişin denetimi ve cezası ne olmalı?
Ahmet Küçükbay, tağşiş denetimi ve cezalandırılması konularında şugörüşlerini bildirdi: “Bilhassa küçük ve sadece dolum yapan işletme şartları göz önünde alındığında haksız ticari kazanç ve tüketiciyi aldatma gibi amaç gütmeyen azami yüzde 3 gibi bir bulaşma riski göz önünde bulundurulup tolerans kabul edilebilir. Bu oranı aşan durumlarda (5,10 ve18 litre ambalajlı yağların kontrollerinde yüzde 100’e varan oranda farklı yağlar çıktığı görülmektedir.) üretici firmaya birincide 10, ikincide 20, üçüncüde 30 misli para ve meslekten men edilme gibi cezalar uygulanmalıdır ki caydırıcı hale gelsin. Aksi halde bu işlere tevessül eden hilebazlar bu haksız kazançtan ve halkımızı aldatmaktan asla vazgeçmezler.”dedi
“Haksız rekabet kan kaybettiriyor”
Sektörde önemli miktarda vergi kaybı ve haksız rekabete sebep olan iki konuya dikkat çekmek isteyen Küçükbay, özellikle boya sanayyiinde kullanılmak üzere yapılan vergisiz ham ayçiçek yağı ithalatı ve Bosna-Hersek’ten yapılan vergisiz ithalatların sektördeki dengeleri alt üst ettiğini belirtti. “Özellikle boya sanayiinde kullanılmak üzere her yıl artan tonajlarda ham ayçiçek yağı, vergiden muaf şekilde ithal ediliyor. 2014 yılı için bu miktar 64 bin tondu. Bu hesapla devletin 1 yıllık ithalatta almadığı vergi tutarı 35 milyon dolardır. Halbuki boya sanayi için sadece yem sanayinde kullanımı serbest olan soya yağı veya gıdada çok tercih edilmeyen ve daha ucuz olan keten yağları kullanılabilir. Neden ayçiçek? Bu araştırılması gereken bir konudur” diyen Küçükbay, ‘olabilecek suistimallere karşı teknik sanayi kullanım amaçlı da olsa ham ayçiçek yağ ithalatında gıdada alınan ithalat vergisi ne ise o uygulanmalıdır’ görüşünde.
Bosna-Hersek’ten yapılan ve gümrük vergisinden muaf bırakılan hamveya rafine ayçiçek yağ ithalat miktarının aylık 5 bin tonlarayaklaştığına işaret eden Ahmet Küçükbay, “Bosna’da yetişen bumiktarlarda bir ürün yok muhtemelen komşu ülkelerden alınıp Türkiye’ye ihraç ediliyor. Bu ithalatlar da sektörde fiyat dengelerini bozmakta haksız rekabete ve vergi kayıplarına sebep olmaktadır. Bu konunun da iyi incelenmesi gerekir” dedi.