FT: "Merkez Bankası yatırımcıların kafasını karıştırdı"
Financial Times, Türkiye Merkez Bankası'ndan gelen sinyallerin yatırımcıların kafasını karıştırdığını ve bunun da anlaşılabilir bir durum olduğunu yazdı. Bankanın yıl içinde üç kez faiz indirimi yapıp enflasyon hedefini değiştirmemesine rağmen Haziran ayında enflasyon oranının yüzde 9.6'ya çıktığına işaret edildi.
Gazetenin yükselen piyasalar blogu Beyondbrics'te yayımlanan Gavin Jackson imzalı yazıda, bankanın zaten bu yıl içerisinde faizleri üç kez indirdiği ama aynı zamanda enflasyon hedefinin yüzde 7.6'da tutulmasında ısrar edilmesine karşın, Haziran ayı enflasyonunun yüzde 9.6'ya çıktığı belirtildi.
"Böyle neler oluyor?" sorusunun sorulduğu yazıda, ekonominin hala potansiyelinin yüzde 2'nin altında faaliyet gösterdiği ve yüksek enflasyonun aşırı talepten kaynaklandığına dair çok az kanıt bulunduğu da belirtildi.
Bankanın enflasyonun ana nedeninin bir kereye mahsus arz şokundan kaynaklandığına inandığını belirten gazete, aynı zamanda Türk Lirası ve Arjantin Peso'sunun dramatik değer kaybına uğradığı ve bu durumun yükselen piyasalar krizinin kapıda olduğuna dair söylentilere yol açtığı, Ocak ayından bu yana uluslararası ortamın daha yumuşamış halde olduğunu kaydetti.
Risk primlerinin azaldığı ve ABD Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası'nın Türkiye'nin cari açığını finanse eden sermaye akışına katkıda bulunan para politikalarına devem edecek gibi göründüğünün de belirtildiği yazıda, açığın azalmaya başladığına dikkat çekildi.
Altın ve enerjinin çıkarılması halinde Türkiye'nin 2010'dan beri ilk kez fazlası bulunacağının da kaydedildiği yazıda, "Elbette, Ukrayna ve Ortadoğu'da sürmekte olan gerginlik nedeniyle enerji fiyatları yükseleceğe benziyor. Ve Türkiye'nin geçen yıl 65 milyar dolar olan oldukça büyük açığının büyük bölümü enerji ithalatından kaynaklanıyor ama Merkez Bankası başka alanlarda düşen ithalat maliyetlerinin bu durumu dengeleyeceğini söylüyor" diye yazdı.
Yazıda, kredi borçlanmasındaki artışın yavaşladığı, ticari kredilerdeki artış 2007 ile 2013 yılları ortalamasının biraz altında kalsa da daha fazla endişeye yol açan tüketici kredilerilerinde önemli bir düşüş meydana geldiği belirtildi.
"Böyle neler oluyor?" sorusunun sorulduğu yazıda, ekonominin hala potansiyelinin yüzde 2'nin altında faaliyet gösterdiği ve yüksek enflasyonun aşırı talepten kaynaklandığına dair çok az kanıt bulunduğu da belirtildi.
Bankanın enflasyonun ana nedeninin bir kereye mahsus arz şokundan kaynaklandığına inandığını belirten gazete, aynı zamanda Türk Lirası ve Arjantin Peso'sunun dramatik değer kaybına uğradığı ve bu durumun yükselen piyasalar krizinin kapıda olduğuna dair söylentilere yol açtığı, Ocak ayından bu yana uluslararası ortamın daha yumuşamış halde olduğunu kaydetti.
Risk primlerinin azaldığı ve ABD Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası'nın Türkiye'nin cari açığını finanse eden sermaye akışına katkıda bulunan para politikalarına devem edecek gibi göründüğünün de belirtildiği yazıda, açığın azalmaya başladığına dikkat çekildi.
Altın ve enerjinin çıkarılması halinde Türkiye'nin 2010'dan beri ilk kez fazlası bulunacağının da kaydedildiği yazıda, "Elbette, Ukrayna ve Ortadoğu'da sürmekte olan gerginlik nedeniyle enerji fiyatları yükseleceğe benziyor. Ve Türkiye'nin geçen yıl 65 milyar dolar olan oldukça büyük açığının büyük bölümü enerji ithalatından kaynaklanıyor ama Merkez Bankası başka alanlarda düşen ithalat maliyetlerinin bu durumu dengeleyeceğini söylüyor" diye yazdı.
Yazıda, kredi borçlanmasındaki artışın yavaşladığı, ticari kredilerdeki artış 2007 ile 2013 yılları ortalamasının biraz altında kalsa da daha fazla endişeye yol açan tüketici kredilerilerinde önemli bir düşüş meydana geldiği belirtildi.