Gebze, Ford'un Ar-Ge üssü olacak
Ford Otosan'ın Gebze'deki Ar-Ge merkezi dizelde üs oldu!
Ford'un dizel motor geliştirme çalışmaları, Ford Otosan'ın Gebze'deki Ar-Ge merkezi mühendislerince yapılarak, kalibrasyonu sağlanıyor. Ar-Ge Merkezi sayesinde lüks otomobil konforunda, ticari araçlar geliştiriliyor.
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan'ın otomotiv sektöründeki geleceğini garanti altına almak için 2007 yılında ciddi bir operasyon yaparak Ar-Ge Merkezi açtığını hatırlattı.
Gebze'de TÜBİTAK MAM içindeki merkezde bin 240 genç mühendisin görev yaptığını ifade eden Yenigün, Otosan'ın toplamda 2 bin 400 civarında mühendis ve yöneticisinin içinde bin 240'ının sadece araştırma ve geliştirme üzerine çalıştığını bildirdi.
Türkiye'nin özel sektördeki en büyük Ar-Ge merkezine sahip olduklarını ve Türkiye otomotiv sektöründe Ar-Ge harcama oranı en yüksek şirket olmaya devam ettiklerini vurgulayan Yenigün, ''Mevcut projelerimizi geliştirmeye olduğu kadar, Ford Otosan'ın ve Ford'un yurt dışındaki projelerine de hizmet ediyorlar'' dedi.
Yenigün, bu yıl içinde 2 aracın daha devreye alınacağını, bunlardan birinin yapımına geçen ay başlandığını dile getirerek, 3 aracın da mühendislik çalışmalarının Ar-Ge merkezinde yapıldığını kaydetti.
"DİZELLE İLGİLİ TEK MERKEZ HALİNE GELDİK"
Ford'un dizel motor geliştirme açısından tüm motorlarını Gebze'deki mühendislerce geliştirildiğini dile getiren Yenigün, bunların kalibrasyonlarını da kendilerinin yaptığını kaydetti.
Yenigün, dünyada dizelle ilgili Ford'un en önemli ve tek merkezi haline geldiklerine dikkati çekerek, bunların gerek Ford Otosan'a, gerekse Türkiye'ye çok büyük faydasının bulunduğunu bildirdi.
Bunun en önemli faydasının ''know how''ın Türkiye'de oluşması olduğunu vurgulayan Yenigün, ''Önümüzdeki dönem projeleri de Ford Otosan ve Türkiye açısından büyük projeler. Bunu kullandığımız araçlara ya da yeni nesil araçlara yeni teknolojiler üretmek olduğu kadar, mevcut teknolojilerin de yeni nesillerini üretmek üzere yapıyoruz'' diye konuştu.
Yengün, bu güne kadar lüks otomobillerde olan bir çok teknik özelliğin yeni üretilen ticari araçlarda da kullanıcılara sunmaya başladıklarını belirterek, ''Bu türünde bir ilk. Aynı zamanda yeni çıkarttığımız Ford Tourneo, Transit Custom, bağımsız araç güvenlik kuruluşu Euro NCAP'ten en yüksek güvenlik not olan 5 yıldıza layık görülen sınıfındaki ilk araç oldu. Teknoloji ve güvenlikte mükemmel araçlar üretmek için, bir mükemmeliyet merkezi olan Ar-Ge'nizi kuvvetli tutmanız gerekir. Otosan da bu strateji çerçevesinde çalışmalarını sürdürüyor'' ifadelerini kullandı
"1,5 YILDA 15 YENİ MODEL"
Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz, ticari vasıtalar ve otomobillerde yaşanan ekonomik daralmaya rağmen Ford Otosan'ın ihracatını eski seviyesinde tutmak için yoğun çaba harcadıklarını dile getiren Yenigün, farklı piyasalara, farklı marketlere yönelmenin önemli olduğunu anlattı.
Yenigün, çoğunlukla Avrupa'ya ihracat yaparken, ABD, Güney ve Kuzey Amerika, Afrika ve Rusya'ya doğrudan ihracat yapar hale geldiklerini dile getirerek, farklı pazarlar sayesinde ihracat rakamlarını önceki yılla aynı seviyede tutmayı başardıklarını kaydetti.
Avrupa'nın sıkıntılı döneminde Ford Otosan olarak Türkiye'nin ihracatını ''negatif'' yazdırmamak için çabalarının sürdüğünü anlatan Yenigün, gelecek dönemde Türkiye, Avrupa ve dünya piyasasına sunacakları araçların olacağını söyledi.
Yenigün, bunların ilkini ocak ayı içinde İzmir'de yeni kargo çekicileri müşterilerle buluşturarak dünyaya tanıttıklarına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
''16 değişik ülkeden gelen bayilerimizle bu mutluluğu yaşadık, çok özel, otomobil konforu veren bir kamyon yarattık. Bunların hepsini Ar-Ge merkezimizde yaptık. Ford'un Global Ağır Ticari Araç Mühendislik Merkezi olarak, sadece kamyon birimimiz için çalışan 400 Ar-Ge mühendisimiz var. Kamyonlarımızın tasarım ve motor dahil tüm dizaynı Ford Otosan mühendisleri tarafından yapılıyor. Bu proje için 400 mühendis, 3 yıl boyunca ve dünyanın 3 kıtasında, 8 ülkede çeşitli mukavemet, sürüş, fren, basınç testleri yaptılar. Ortaya mükemmel bir araç çıktı. Bu sistemle yaptığımız 2 yeni aracımız da bu yılın üç ve dördüncü çeyreklerinde müşterilerimizle buluşacak.''
Yenigün, ürettiklerinin yüzde 70'inden fazlasını yurt dışına sattıklarını ifade ederek, ''2014 yılının ortasına kadar da ilave bir modelimiz olacak. Bununla birlikte toplamda baktığımızda 1,5 yıllık bir dönemde 15 yeni modeli müşterilerimizle buluşturuyor olacağız'' dedi.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİL
Haydar Yenigün, elektrikli ya da yenilenebilir enerji kaynaklı otomobillere ilişkin şu görüşleri dile getirdi:
''Ford'un genel konsepti olarak elektrikli ve elektrikli hibrit otomobilimiz, son dönemde de 'plug-in hibrit' denilen hibrit ama aynı zamanda fişe de takılabilen, şarj edilebilen bir araç olmak üzere 3 değişik konseptte aracımız var. Bu araçların sadece elektrikli olanlarının şu anda piyasada tutunmaları çok kısıtlı. Önümüzdeki 10 yıllık projeksiyonda da bu oranın yüzde 5-10 mertebesine çıkması planlanıyor. Bu bile fazlasıyla iyimser bir tahmin. Diğer teknoloji olan şarj edilebilir hibrit araçlarda ise ciddi bir gelişme var. Hem şehir içinde kendi akülerinden kullanarak elektrik motoruyla gidiyor, şehir dışında ise içten yanmalı motorlar devreye giriyor, aynı zamanda şarj edebiliyorsunuz. Bu teknolojilerin hepsi var, önümüzdeki dönemde daha çok bu noktada kuvvetleneceğini düşünüyorum.''
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Ford Otosan'ın otomotiv sektöründeki geleceğini garanti altına almak için 2007 yılında ciddi bir operasyon yaparak Ar-Ge Merkezi açtığını hatırlattı.
Gebze'de TÜBİTAK MAM içindeki merkezde bin 240 genç mühendisin görev yaptığını ifade eden Yenigün, Otosan'ın toplamda 2 bin 400 civarında mühendis ve yöneticisinin içinde bin 240'ının sadece araştırma ve geliştirme üzerine çalıştığını bildirdi.
Türkiye'nin özel sektördeki en büyük Ar-Ge merkezine sahip olduklarını ve Türkiye otomotiv sektöründe Ar-Ge harcama oranı en yüksek şirket olmaya devam ettiklerini vurgulayan Yenigün, ''Mevcut projelerimizi geliştirmeye olduğu kadar, Ford Otosan'ın ve Ford'un yurt dışındaki projelerine de hizmet ediyorlar'' dedi.
Yenigün, bu yıl içinde 2 aracın daha devreye alınacağını, bunlardan birinin yapımına geçen ay başlandığını dile getirerek, 3 aracın da mühendislik çalışmalarının Ar-Ge merkezinde yapıldığını kaydetti.
"DİZELLE İLGİLİ TEK MERKEZ HALİNE GELDİK"
Ford'un dizel motor geliştirme açısından tüm motorlarını Gebze'deki mühendislerce geliştirildiğini dile getiren Yenigün, bunların kalibrasyonlarını da kendilerinin yaptığını kaydetti.
Yenigün, dünyada dizelle ilgili Ford'un en önemli ve tek merkezi haline geldiklerine dikkati çekerek, bunların gerek Ford Otosan'a, gerekse Türkiye'ye çok büyük faydasının bulunduğunu bildirdi.
Bunun en önemli faydasının ''know how''ın Türkiye'de oluşması olduğunu vurgulayan Yenigün, ''Önümüzdeki dönem projeleri de Ford Otosan ve Türkiye açısından büyük projeler. Bunu kullandığımız araçlara ya da yeni nesil araçlara yeni teknolojiler üretmek olduğu kadar, mevcut teknolojilerin de yeni nesillerini üretmek üzere yapıyoruz'' diye konuştu.
Yengün, bu güne kadar lüks otomobillerde olan bir çok teknik özelliğin yeni üretilen ticari araçlarda da kullanıcılara sunmaya başladıklarını belirterek, ''Bu türünde bir ilk. Aynı zamanda yeni çıkarttığımız Ford Tourneo, Transit Custom, bağımsız araç güvenlik kuruluşu Euro NCAP'ten en yüksek güvenlik not olan 5 yıldıza layık görülen sınıfındaki ilk araç oldu. Teknoloji ve güvenlikte mükemmel araçlar üretmek için, bir mükemmeliyet merkezi olan Ar-Ge'nizi kuvvetli tutmanız gerekir. Otosan da bu strateji çerçevesinde çalışmalarını sürdürüyor'' ifadelerini kullandı
"1,5 YILDA 15 YENİ MODEL"
Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz, ticari vasıtalar ve otomobillerde yaşanan ekonomik daralmaya rağmen Ford Otosan'ın ihracatını eski seviyesinde tutmak için yoğun çaba harcadıklarını dile getiren Yenigün, farklı piyasalara, farklı marketlere yönelmenin önemli olduğunu anlattı.
Yenigün, çoğunlukla Avrupa'ya ihracat yaparken, ABD, Güney ve Kuzey Amerika, Afrika ve Rusya'ya doğrudan ihracat yapar hale geldiklerini dile getirerek, farklı pazarlar sayesinde ihracat rakamlarını önceki yılla aynı seviyede tutmayı başardıklarını kaydetti.
Avrupa'nın sıkıntılı döneminde Ford Otosan olarak Türkiye'nin ihracatını ''negatif'' yazdırmamak için çabalarının sürdüğünü anlatan Yenigün, gelecek dönemde Türkiye, Avrupa ve dünya piyasasına sunacakları araçların olacağını söyledi.
Yenigün, bunların ilkini ocak ayı içinde İzmir'de yeni kargo çekicileri müşterilerle buluşturarak dünyaya tanıttıklarına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
''16 değişik ülkeden gelen bayilerimizle bu mutluluğu yaşadık, çok özel, otomobil konforu veren bir kamyon yarattık. Bunların hepsini Ar-Ge merkezimizde yaptık. Ford'un Global Ağır Ticari Araç Mühendislik Merkezi olarak, sadece kamyon birimimiz için çalışan 400 Ar-Ge mühendisimiz var. Kamyonlarımızın tasarım ve motor dahil tüm dizaynı Ford Otosan mühendisleri tarafından yapılıyor. Bu proje için 400 mühendis, 3 yıl boyunca ve dünyanın 3 kıtasında, 8 ülkede çeşitli mukavemet, sürüş, fren, basınç testleri yaptılar. Ortaya mükemmel bir araç çıktı. Bu sistemle yaptığımız 2 yeni aracımız da bu yılın üç ve dördüncü çeyreklerinde müşterilerimizle buluşacak.''
Yenigün, ürettiklerinin yüzde 70'inden fazlasını yurt dışına sattıklarını ifade ederek, ''2014 yılının ortasına kadar da ilave bir modelimiz olacak. Bununla birlikte toplamda baktığımızda 1,5 yıllık bir dönemde 15 yeni modeli müşterilerimizle buluşturuyor olacağız'' dedi.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİL
Haydar Yenigün, elektrikli ya da yenilenebilir enerji kaynaklı otomobillere ilişkin şu görüşleri dile getirdi:
''Ford'un genel konsepti olarak elektrikli ve elektrikli hibrit otomobilimiz, son dönemde de 'plug-in hibrit' denilen hibrit ama aynı zamanda fişe de takılabilen, şarj edilebilen bir araç olmak üzere 3 değişik konseptte aracımız var. Bu araçların sadece elektrikli olanlarının şu anda piyasada tutunmaları çok kısıtlı. Önümüzdeki 10 yıllık projeksiyonda da bu oranın yüzde 5-10 mertebesine çıkması planlanıyor. Bu bile fazlasıyla iyimser bir tahmin. Diğer teknoloji olan şarj edilebilir hibrit araçlarda ise ciddi bir gelişme var. Hem şehir içinde kendi akülerinden kullanarak elektrik motoruyla gidiyor, şehir dışında ise içten yanmalı motorlar devreye giriyor, aynı zamanda şarj edebiliyorsunuz. Bu teknolojilerin hepsi var, önümüzdeki dönemde daha çok bu noktada kuvvetleneceğini düşünüyorum.''