İSO'dan erken seçim çağrısı
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, 2015’i de seçim ortamında geçirmemek için genel seçimin 2014’e alınmasını önerdi
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Oda Meclisi, “Küresel Ölçekte Yaşanan Dış Politika ve Ekonomik Gelişmelerin Ekonomimiz ile Sanayimize Etkileri” konulu aylık geleneksel toplantısından konuşan Bahçıvan, “Uluslararası arenada son derece kritik gelişmeler yaşanırken ülkemizin iç istikrara ve kardeşçe yaşamaya en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçmekteyiz. İşte tam da böyle bir dönemde bu hafta sonu yapılacak yerel seçimlerle birlikte üç seçimi içeren, neredeyse bir buçuk yılı bulacak olan yoğun bir seçim takviminin içine girmiş bulunuyoruz.Seçim takvimindeki değişikliğin önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi genel seçim de bu yıl yapılsın, seçim süreci tamamlansın. Türkiye’nin seçim sürecinin 2014 yılında tamamlanmasının ülkemiz ekonomisi ile toplumsal refah ve barışımıza olumlu katkılar yapacağına inanıyoruz” diye konuştu.
'DÜNYA İYİMSERLİĞİNİ KAYBEDİYOR'
Krizler ve savaşlar gibi uluslararası gelişmelerin yarattığı olumsuz havaya değinen Bahçıvan, “Dünyada bugün iyimserliğin iyice erozyona uğradığı, geleceğe dair endişe ve belirsizliklerin maalesef çok arttığı bir dönemden geçmekteyiz. Artan politik ve ekonomik belirsizlikler karşısında IMF Başkanı başta olmak üzere bazı çevrelerin, 1914 ve 1939 yıllarına atıfta bulunuluyor olması, kuşkusuz boşuna değildir ve endişe vericidir” dedi. Geçmişteki Soğuk Savaş’ın ileri karakol ülkesi durumundaki Türkiye’nin Soğuk Savaş sona erdikten sonra ekonomi başta olmak üzere birçok alanda çok önemli başarılara imza attığını anlatan Bahçıvan, “ihracata dayalı büyüme ivme kazanırken geçmişin anlamsız yasakları ortadan kalktı. İletişim ve ulaşım teknolojisi başta olmak üzere Türkiye’nin altyapısı o günlerden bugüne hepimizi sevindirecek şekilde büyük bir gelişim sergiledi” diye konuştu.Bu olumlu gelişmelerin Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonucu gerçekleştiğine vurgu yapan Bahçıvan, “Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da biz sanayiciler, 18’nci yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi’nden buyana barışın en büyük destekçileriyiz” şeklinde konuştu.
'AB ÖNEMİNİ YİTİRİYOR'
Küresel ekonomik kriz üzerinde duran ve bu olumsuzlukların gelişmekte olan ülkeler gibi gelişmiş ülkeleri de etkilediğini anlatan Erdal Bahçıvan, “2008’de başlayan küresel krizin ardından küresel ekonomide değişmeyen yapısal sorunların başında ABD merkezli küresel sistemdeki rol paylaşımındaki dengesizlikler gelmektedir. Küresel krizin ardından Batılı ülke ve kurumların ekonomi ve siyasette yeni yönelimler üretmekte yetersiz kalmaları, gelişmekte olan ülkeleri de olumsuz etkilemektedir. Batı kaynaklı küresel ekonomi ve siyaset normları itibar kaybetmekte, öte yandan Avrupa Birliği içinde belirsizlik sürdükçe Türkiye için de AB çıpasının önemi geri plana düşmektedir. Hepsinden vahim olanı, gelişmekte olan ekonomilerde bir yandan demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi liberal değerler ve kurumlar yıpranırken Batı karşıtı bölgesel dış politika olaylarında da bir artış yaşanmaktadır" dedi.
'DÜNYA İYİMSERLİĞİNİ KAYBEDİYOR'
Krizler ve savaşlar gibi uluslararası gelişmelerin yarattığı olumsuz havaya değinen Bahçıvan, “Dünyada bugün iyimserliğin iyice erozyona uğradığı, geleceğe dair endişe ve belirsizliklerin maalesef çok arttığı bir dönemden geçmekteyiz. Artan politik ve ekonomik belirsizlikler karşısında IMF Başkanı başta olmak üzere bazı çevrelerin, 1914 ve 1939 yıllarına atıfta bulunuluyor olması, kuşkusuz boşuna değildir ve endişe vericidir” dedi. Geçmişteki Soğuk Savaş’ın ileri karakol ülkesi durumundaki Türkiye’nin Soğuk Savaş sona erdikten sonra ekonomi başta olmak üzere birçok alanda çok önemli başarılara imza attığını anlatan Bahçıvan, “ihracata dayalı büyüme ivme kazanırken geçmişin anlamsız yasakları ortadan kalktı. İletişim ve ulaşım teknolojisi başta olmak üzere Türkiye’nin altyapısı o günlerden bugüne hepimizi sevindirecek şekilde büyük bir gelişim sergiledi” diye konuştu.Bu olumlu gelişmelerin Soğuk Savaş’ın sona ermesi sonucu gerçekleştiğine vurgu yapan Bahçıvan, “Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da biz sanayiciler, 18’nci yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi’nden buyana barışın en büyük destekçileriyiz” şeklinde konuştu.
'AB ÖNEMİNİ YİTİRİYOR'
Küresel ekonomik kriz üzerinde duran ve bu olumsuzlukların gelişmekte olan ülkeler gibi gelişmiş ülkeleri de etkilediğini anlatan Erdal Bahçıvan, “2008’de başlayan küresel krizin ardından küresel ekonomide değişmeyen yapısal sorunların başında ABD merkezli küresel sistemdeki rol paylaşımındaki dengesizlikler gelmektedir. Küresel krizin ardından Batılı ülke ve kurumların ekonomi ve siyasette yeni yönelimler üretmekte yetersiz kalmaları, gelişmekte olan ülkeleri de olumsuz etkilemektedir. Batı kaynaklı küresel ekonomi ve siyaset normları itibar kaybetmekte, öte yandan Avrupa Birliği içinde belirsizlik sürdükçe Türkiye için de AB çıpasının önemi geri plana düşmektedir. Hepsinden vahim olanı, gelişmekte olan ekonomilerde bir yandan demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi liberal değerler ve kurumlar yıpranırken Batı karşıtı bölgesel dış politika olaylarında da bir artış yaşanmaktadır" dedi.