İşte TOBB yönetimine 3. dönemi açan neden!

Kararın gerekçesi yayınlandı!

Anayasa Mahkemesinin, oda ve borsalarda üst üste 2 dönem yönetim kurulu veya meclis başkanlığı yapmış olanların, aradan 2 seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerine ilişkin kanun hükmünü iptal gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.
Ankara 13, 7. ve 5. idare mahkemeleri, baktıkları davalarda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun, ''Üst üste 2 dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve birlik başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan 2 seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler'' hükümünün Anayasa'ya aykırı olduğu sonucuna vararak, Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

DEMOKRATİK SEÇİM VURGUSU

Davaları birleştirerek esastan görüşen Anayasa Mahkemesi heyeti, düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bulmuştu.
Kararın gerekçesinde, Anayasa'nın 135. maddesine göre, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, kanunla kurulan ve organları kendi üyelerince kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileri olduğu belirtildi.
Böylece Anayasa'nın, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim ve işleyişlerinin demokratik hukuk devleti esaslarına uygun olması kuralını öngördüğü ve kurum içi demokratik yapıyı sağladığı vurgulanan gerekçede, demokratik düzenin en belirgin niteliğinin seçimler olduğunun altı çizildi.
Seçimlerin adaletli bir katılımla serbest, eşit ve genel-oy ilkelerine dayalı gerçekleşmesine gerektiği ifade edilen gerekçede, şu değerlendirmeye yer verildi:

"SEÇİMLE İLGİLİ KANUN HUKUK DEVLETİYLE BAĞDAŞMALI"

''Anayasa'nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme uyarınca oda ve borsa organlarında başkanlık yapacakların, kanunda gösterilen usullere göre seçilecekleri açıktır. Ancak bu yetki, seçim usullerinin belirlenmesiyle sınırlı olup, seçme ve seçilme hakkının kullanılmasına yönelik bir yasaklamayı içermemektedir. Kanunla seçim konusunda yapılacak düzenlemelerin demokratik hukuk devletiyle bağdaşır olması gerekir.''

Anayasa'nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğuna atıfta bulunulan gerekçede, hukuk devletinin hak ve özgürlükleri güvenceye alan devlet olduğu anlatıldı.
Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması ve keyfi davranmaması gerektiğine işaret edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Demokratik hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alınması esastır. Demokratik hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi de özgür, genel, eşit ve gizli oya dayalı, hoşgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuk anlayışı içerisinde ilgililerin birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli seçimlerin varlığıdır. Bu şekildeki bir devlette yönetime gelmede ve ayrılmada tek yol seçimler olup, buna ilişkin yasaklar demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.

"DEMOKRATİK GEREKLERLE İZAH EDİLEMEZ"

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile odalar ve borsaların meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve birlik başkanlığı gibi görevlere seçilme hakkı demokratik bir haktır. İptali istenen kurallarla Anayasa'nın 135. maddesinde öngörülmeyen belli süre başkanlık yapanların aradan sekiz yıl geçmedikçe yeniden seçilemeyeceklerine ilişkin yasağın demokratik gereklerle izahı mümkün değildir.
Bu yasak seçime katılan üyelerin kanaatinin serbestçe oluşmasını engellediğinden üyeler yönünden seçme, adaylar yönünden seçilme hakkına müdahale oluşturmuştur. Kamu kurumu niteliğinde olsa da sivil toplum örgütlerine bu tür seçilememe yasakları getirilmesi demokratik hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmayacağından Anayasa'ya aykırılık oluşturur.''
Bu arada, Kanun'da itiraz konusu edilmeyen ancak ''Oda Yönetim Kurulu Başkanlığı'', ''Oda ve Borsa Konseyleri Başkanlığı'', ''Birlik Yönetim Kurulu Başkanlığı'' açısından da aynı kuralı getiren hükümler bulunduğu belirtilen gerekçede, bu organların iptal edilen hükümden etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu anlatıldı.
Gerekçede, iptal edilen hüküm kapsamındaki organların seçiminde herhangi bir kısıtlama olmaksızın seçim yapılacakken itiraz konusu edilmeyen organların seçiminde kısıtlamanın sürmesinin hukuk devleti ilkesiyle çelişeceği vurgulandı.
Bu nedenle itiraz konusu edilmeyen organlarda 2 dönem başkanlık yapanların, 2 dönem geçmedikçe aynı göreve seçilemeyeceklerine ilişkin hükümlerin de iptal edildiği kaydedildi.
Sonraki Haber