'Kaçakçılara asıl darbeyi bu yasa vuracak'
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'dan kaçakçılara gözdağı!
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, uzun zamandır üzerinde çalıştıkları Gümrük Kanunu, Kaçakçılık Kanunu tasarısının yasalaşması halinde özellikle akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili daha etkin bir mücadelemiz sonuç verici hale gelecek'' dedi.
Yazıcı, Rize'de bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Gümrük Kanunu, Kaçakçılık Kanunu ve 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile ilgili 40 maddeyi içeren değişiklik taslağının yarın Bakanlar Kurulu'nda sunumunu yapacağını belirtti.
Tasarının vize alması halince Meclis'e sevk edileceğini ifade eden Yazıcı, ''Tasarının 2013 yılının başlarında Meclis'te görüşülerek yasalaşmasını sağlayacağız. Taslakta getirdiklerimiz, akaryakıt kaçaklığı ile mücadeleyi daha aktif hale getirmek. Genelde kaçakçılıkla mücadeleyi bugüne kadar yaptığımız uygulamaları dikkate alarak daha etkin hale getirmek, tasfiye aşamasına gelmiş kaçak olarak el konulmuş ürünleri çok daha kısa zaman dilimi içerisinde birikimine yol açmadan, depolama gibi külfete katlanmadan tasfiyelerini sağlamayı amaçlayan bir taslak'' dedi.
Daha önce bazı gazetelerde kaçakçılıkta cezaların indirildiğine dair yazıların yer aldığını kaydeden Yazıcı, kesinlikle böyle bir olay olamayacağını, daha caydırıcı, düzenleyici bir çalışma uyguladıklarını söyledi.
''Örnek vermek gerekirse özellikle akaryakıt kaçakçılığında, kaçak ürün bulunan yerlerde istasyonlardaki sadece marker içermeyen ürünün yakalandığı pompa değil, istasyonun tümüyle alakalı yaptırım uygulamasını bu tasarı ile düzenliyoruz'' diyen Yazıcı, ''Bu tür ürünleri bulunduran, satmasına zemin hazırlayan, bu suça iştirak eden veya doğrudan doğruya işleyen bu tür müesseseler ile ilgili lisansların askıya alınması ve iptaline kadar yaptırımlar uyguluyoruz. Tasarının yasalaşması halinde özellikle akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili daha etkin bir mücadelemiz sonuç verici hale gelecek'' diye konuştu.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Yazıcı, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Diyarbakır Cezaevi'ndeki filancaya işkence edildi, bana da böyle işkence yapılsa bende dağa çıkarım. Hayır bizim yolumuz bu değil'' şeklindeki açıklamalarını hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:
''Başbakanımızın sözünün üzerine söz söylenmez. Başbakanımız görüşünü söylemiştir. Bana göre Başbakanımızın görüşü doğrudur. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bunun ötesinde bir şeyi söylemenin yararlı olmayacağını düşünüyorum. Yani bir şeyi bir şeyle kıyaslarken, bir doğru yanlış şeklindeki değerlendirme Başbakanımızın da ifade ettiği şekilde doğru bir yaklaşım değil. Biz işkenceye karşı sıfır tolerans yaklaşımlarını, yaptığı programlarda ortaya koymuş bir hükümetiz. Bunu izah ederken, kabul etmediğimiz bir başka yöntemi mazur gösterir bir davranış içerisinde olamayız, doğru değil bu. Doğruya doğru, eğriye eğri diyen bir anlayışımız var. Başbakanımız da bu çerçevede hükümetin duruşunu, kendi duruşunu ifade etmiştir. Bunu şuna, buna cevap şeklinde de değerlendirmenin doğru olmadığı kanısındayım.''
TOBB seçimleri Mayıs 2013'te yapılacak
Bakan Yazıcı, bir gazetecinin ''Oda, borsa seçimlerinde bir gecikme söz konusu mu?'' şeklindeki sorusuna ise ''Böyle bir olay söz konusu değil. Seçimleri bilindiği gibi Bakanlar Kurulu kararı ile şubat-mart aylarına öteledik. AB uyum kriterleri kapsamında NACE kodlaması çalışması yürütülüyordu. Bu çalışmayı Gelir İdaresi, TÜİK ve TOBB birlikte yürütüyordu. NACE kodlaması yapılamadan önce herhangi bir faaliyette bulunan müteşebbisler oturup, 'Sen şu meslek kolundan, ben bundan olayım' diye kendi aralarında planlama yapıyordu. NACE kodlaması bittikten sonra hiçbir müteşebbis bu şekilde bir planlama yapamayacak. Herkes NACE kodlamasında ağırlıklı olarak hangi alanda faaliyet yürütüyorsa o alanda aday olacak, seçilecek'' dedi.
NACE kodlama çalışmalarının oda seçimleri ile çakıştığını vurgulayan Yazıcı, ''Kodlama bitmemişti. Tartışmaya yol açılmasın diye, 'kodlamayı bitirelim seçimler yapılsın' diye düşündük. Seçimler şubat-marta ertelendi. Mart sonuna kadar bitecek. İnşallah Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin (TOBB) seçimi hiçbir değişiklik yapılamadan Mayıs 2013 ayında gerçekleşecek'' şeklinde konuştu.
Banka kartı aidatları
Bakan Hayati Yazıcı, ''Tüketicilerin banka aidatları ile ilgili şikayetleri netleşti mi?'' şeklinde bir başka soruyu da şöyle cevapladı:
''4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunla ilgili çalışma yürütüyoruz. Ağustos 2012'de kamuoyu ile paylaştık. Çok geniş kesimi ilgilendiren bir yasa. 75 milyon tüketici insan. Yasa düzenlemesi içerisinde hizmet üreten, para ticareti yapan, finansman, imkan sağlayan bankaların ayrı özel bir durumu var. Bankalar faiz gelirleri dışında 31 kalem isim altında gelir elde ediyorlar. 'Biz bunların hepsini kaldıracağız'. Böyle bir iddia ile ortaya çıkmış değiliz. Kim bu ülkede hizmet üretiyorsa yaptığı hizmetin karşılığını alma hakkı var. Dolayısıyla banka yaptığı hizmetin karşılığını alacak. Bizim buradaki duruşumuz, tüccar basiretli, tüketici de bilinçli olması lazım. Hizmet üretme ismi altında hiç kimsenin bir başkasının saffetinden bir istifade, sömürüye dönük uygulama içerisinde olmaması gerekiyor. Burada 'bankalar kötü, hep yanlış yapıyor, tüketici her alanda haklı' gibi bir duruşumuz yok. Hak ve nesafet ölçüleri içerisinde bir kanun taslağı hazırladık, tartışmaya açtık. Önümüzdeki günlerde taslak tamamlanır. Çok geniş katılımla hazırlanan bir tasarı. Hala süreçleri tartışılıyor. Bunun paydaşları görüşlerini bildiriyor. Bunu da 2013 yılının ilk çeyreği içerisinde Bakanlar Kurulu'na sunar, Meclis'e taşırız.''
Yazıcı, Rize'de bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Gümrük Kanunu, Kaçakçılık Kanunu ve 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile ilgili 40 maddeyi içeren değişiklik taslağının yarın Bakanlar Kurulu'nda sunumunu yapacağını belirtti.
Tasarının vize alması halince Meclis'e sevk edileceğini ifade eden Yazıcı, ''Tasarının 2013 yılının başlarında Meclis'te görüşülerek yasalaşmasını sağlayacağız. Taslakta getirdiklerimiz, akaryakıt kaçaklığı ile mücadeleyi daha aktif hale getirmek. Genelde kaçakçılıkla mücadeleyi bugüne kadar yaptığımız uygulamaları dikkate alarak daha etkin hale getirmek, tasfiye aşamasına gelmiş kaçak olarak el konulmuş ürünleri çok daha kısa zaman dilimi içerisinde birikimine yol açmadan, depolama gibi külfete katlanmadan tasfiyelerini sağlamayı amaçlayan bir taslak'' dedi.
Daha önce bazı gazetelerde kaçakçılıkta cezaların indirildiğine dair yazıların yer aldığını kaydeden Yazıcı, kesinlikle böyle bir olay olamayacağını, daha caydırıcı, düzenleyici bir çalışma uyguladıklarını söyledi.
''Örnek vermek gerekirse özellikle akaryakıt kaçakçılığında, kaçak ürün bulunan yerlerde istasyonlardaki sadece marker içermeyen ürünün yakalandığı pompa değil, istasyonun tümüyle alakalı yaptırım uygulamasını bu tasarı ile düzenliyoruz'' diyen Yazıcı, ''Bu tür ürünleri bulunduran, satmasına zemin hazırlayan, bu suça iştirak eden veya doğrudan doğruya işleyen bu tür müesseseler ile ilgili lisansların askıya alınması ve iptaline kadar yaptırımlar uyguluyoruz. Tasarının yasalaşması halinde özellikle akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili daha etkin bir mücadelemiz sonuç verici hale gelecek'' diye konuştu.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Yazıcı, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Diyarbakır Cezaevi'ndeki filancaya işkence edildi, bana da böyle işkence yapılsa bende dağa çıkarım. Hayır bizim yolumuz bu değil'' şeklindeki açıklamalarını hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:
''Başbakanımızın sözünün üzerine söz söylenmez. Başbakanımız görüşünü söylemiştir. Bana göre Başbakanımızın görüşü doğrudur. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bunun ötesinde bir şeyi söylemenin yararlı olmayacağını düşünüyorum. Yani bir şeyi bir şeyle kıyaslarken, bir doğru yanlış şeklindeki değerlendirme Başbakanımızın da ifade ettiği şekilde doğru bir yaklaşım değil. Biz işkenceye karşı sıfır tolerans yaklaşımlarını, yaptığı programlarda ortaya koymuş bir hükümetiz. Bunu izah ederken, kabul etmediğimiz bir başka yöntemi mazur gösterir bir davranış içerisinde olamayız, doğru değil bu. Doğruya doğru, eğriye eğri diyen bir anlayışımız var. Başbakanımız da bu çerçevede hükümetin duruşunu, kendi duruşunu ifade etmiştir. Bunu şuna, buna cevap şeklinde de değerlendirmenin doğru olmadığı kanısındayım.''
TOBB seçimleri Mayıs 2013'te yapılacak
Bakan Yazıcı, bir gazetecinin ''Oda, borsa seçimlerinde bir gecikme söz konusu mu?'' şeklindeki sorusuna ise ''Böyle bir olay söz konusu değil. Seçimleri bilindiği gibi Bakanlar Kurulu kararı ile şubat-mart aylarına öteledik. AB uyum kriterleri kapsamında NACE kodlaması çalışması yürütülüyordu. Bu çalışmayı Gelir İdaresi, TÜİK ve TOBB birlikte yürütüyordu. NACE kodlaması yapılamadan önce herhangi bir faaliyette bulunan müteşebbisler oturup, 'Sen şu meslek kolundan, ben bundan olayım' diye kendi aralarında planlama yapıyordu. NACE kodlaması bittikten sonra hiçbir müteşebbis bu şekilde bir planlama yapamayacak. Herkes NACE kodlamasında ağırlıklı olarak hangi alanda faaliyet yürütüyorsa o alanda aday olacak, seçilecek'' dedi.
NACE kodlama çalışmalarının oda seçimleri ile çakıştığını vurgulayan Yazıcı, ''Kodlama bitmemişti. Tartışmaya yol açılmasın diye, 'kodlamayı bitirelim seçimler yapılsın' diye düşündük. Seçimler şubat-marta ertelendi. Mart sonuna kadar bitecek. İnşallah Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin (TOBB) seçimi hiçbir değişiklik yapılamadan Mayıs 2013 ayında gerçekleşecek'' şeklinde konuştu.
Banka kartı aidatları
Bakan Hayati Yazıcı, ''Tüketicilerin banka aidatları ile ilgili şikayetleri netleşti mi?'' şeklinde bir başka soruyu da şöyle cevapladı:
''4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunla ilgili çalışma yürütüyoruz. Ağustos 2012'de kamuoyu ile paylaştık. Çok geniş kesimi ilgilendiren bir yasa. 75 milyon tüketici insan. Yasa düzenlemesi içerisinde hizmet üreten, para ticareti yapan, finansman, imkan sağlayan bankaların ayrı özel bir durumu var. Bankalar faiz gelirleri dışında 31 kalem isim altında gelir elde ediyorlar. 'Biz bunların hepsini kaldıracağız'. Böyle bir iddia ile ortaya çıkmış değiliz. Kim bu ülkede hizmet üretiyorsa yaptığı hizmetin karşılığını alma hakkı var. Dolayısıyla banka yaptığı hizmetin karşılığını alacak. Bizim buradaki duruşumuz, tüccar basiretli, tüketici de bilinçli olması lazım. Hizmet üretme ismi altında hiç kimsenin bir başkasının saffetinden bir istifade, sömürüye dönük uygulama içerisinde olmaması gerekiyor. Burada 'bankalar kötü, hep yanlış yapıyor, tüketici her alanda haklı' gibi bir duruşumuz yok. Hak ve nesafet ölçüleri içerisinde bir kanun taslağı hazırladık, tartışmaya açtık. Önümüzdeki günlerde taslak tamamlanır. Çok geniş katılımla hazırlanan bir tasarı. Hala süreçleri tartışılıyor. Bunun paydaşları görüşlerini bildiriyor. Bunu da 2013 yılının ilk çeyreği içerisinde Bakanlar Kurulu'na sunar, Meclis'e taşırız.''