Karadeniz'de umutlandıran iddia
Prof. Dr. Doğan Perinçek, Karadeniz’in tabanında donmuş metan gazı olarak bilinen gazhidrat bulunduğunu ve bunun varlığının tek başına petrol ve gaz olduğunun göstergesi olduğunu söyledi
ÇOMÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, 17 yıl Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nda (TPAO) petrol jeologu olarak çalıştığını, 1989 yılından sonra ise Türkiye’nin yanı sıra, Suudi arabistan, Avustralya, Kuveyt, Endonezya ve İran’da petrol arama çalışmalarına jeolog ve jeofizikçi olarak katıldığını anlattı.
Karadeniz karasularımızda ilk kuyuların 1971 yılında kazılan Karadeniz-1 ve İğneada-1 kuyuları olduğunu kaydeden Perinçek, 2011 yılında 5 bin 645 metre ile Karadeniz’in en derin kuyusu Sürmene-1 ve 5 bin 272 metre ile Kastamonu-1 kuyularının delindiğini hatırlattı. 2012 yılında açılan 3 bin 650 metre derinlikteki Istranca-1 kuyusunda gaz emaresine rastlandığını, fakat ekonomik keşif olmadığını ifade eden Perinçek şunları söyledi: "Karasularımızda 21 ayrı alanda açılan kuyulardan sadece bir bölgede gaz keşfi vardır. Karadeniz gibi büyük bir havza için tek keşif yok sayılabilir. Karadeniz’in potansiyeli en az 10- 15 keşif yapılacak ölçülerdedir. TPAO tek başına ve Exxon-Mobil, PetroBras, Toreador, BP, ARCO, Transocean ve Westates gibi büyük petrol şirketleriyle ortak kuyular açmıştır. Bazı nedenlerden dolayı bu güne kadar istenilen düzeyde petrol keşfi olmamıştır. Keşfedilmesi beklenen petrol, Karadeniz’de suyun altında bıkmadan usanmadan bizi beklemeye devam etmektedir. Tecrübelerime dayanarak inancım bana Karadeniz’de ciddi petrol ve doğalgaz rezervi olduğunu söylüyor."
’KARADENİZ’DE YAPILMASI GEREKEN TAM YAPILMADI’
Bugüne kadar yabancı şirketler ve TPAO dahil hiç bir şirketin Karadeniz’de yapılması gerekeni tam manasıyla yapmadığını iddia eden Perinçek, Karadeniz’in jeolojik evrimini dikkate almadan, onun farkına varmadan petrol bulmanın mümkün olmadığını söyledi. Prof. Dr. Perinçek, Karadeniz’de, günümüzden 70- 75 milyon yıl önce kuzey- güney yönünde genişleme başladığını ve buna bağlı olarak 75 milyondan daha yaşlı kayaların parçalanarak Karadeniz’in bazı kesimlerinde deniz tabanının lavlarla kaplandığını ve buralarda okyanussal kabuk oluştuğunu kaydetti.
’FIRSAT VERİLSİN, BAŞARAMAZSAM DİPLOMAMI YAKACAĞIM’
75 milyon yıldan daha yaşlı kayaların petrol için hazne kaya olma olasılığının ortadan kalktığını belirten Prof. Dr. Doğan Perinçek, şöyle devam etti: "Bu nedenle biz petrolcüler çalışmalarımızda 75 milyon yıldan daha genç olan ana kaya, örtü kaya ve hazne kayaları hedefliyoruz ve onların Karadeniz tabanındaki dağılımları ile ilgileniyoruz. Elimizdeki kuyu verisine ve sismik veriye Karadeniz’in jeolojik evrimini anladıktan sonra baktığımızda, sismik verinin içerdiği jeolojik bilgiyi anlamamız onu okumamız daha kolay olacaktır. Bu ise başarıyı beraberinde getirecektir. Karadeniz’in 21 ayrı noktasında derinliği bin 213 metre ile 5 bin 645 metre arasında değişen kuyuların jeolojik bilgisi var. Bu kuyu verisi bizim için bir hazine, işlenmeyi bekleyen Elmas gibi. Elmas değerindeki kuyu verisini işlerseniz, gerçek değerini bulacak ve bizim petrol bulmamızı kolaylaştıracaktır. İlk etapta yapmamız gereken, bugüne kadar yaptığımızdan daha hızlı bir şekilde kuyudaki jeolojik bilgiyi sismik veriyle birleştirmektir. Binlerce kilometre uzunluğunda sismik veri, farklı bir görüş açısıyla yeniden değerlendirmeyi bekliyor. Eldeki sismik verinin bir ekip tarafından eldeki kuyularla karşılaştırılarak yeniden yorumlanması ve bunun sadece belli alanlarda değil, tüm Karadeniz için tek bir ekip tarafından hızlıca değerlendirilmesi gerekiyor. Bu göreve talibim, bıraksınlar ekibi oluşturayım ve çalışmaya başlayayım. Bana TPAO’daki arkadaşlardan bir ekip oluşturma fırsatı verilsin ve 3- 4 sene süre tanınsın. İnanıyorum jeolog ve jeofizikçi meslektaşlarımız ile hep birlikte çalışırsak Karadeniz de başarıyı hayal olmaktan çıkarırız. Fırsat verilsin elimden geleni yapayım. Burada ilan ediyorum. Eğer bu hayalimizi gerçekleştiremezsem, eğer Karadeniz’de yaptığımız yorum sonucu ortaya çıkan modelde başarıyı yakalayamazsak, diplomamı yakacağım."
Prof. Dr. Doğan Perinçek, Karadeniz’de petrol bulunması durumunda dünyanın büyük petrol şirketlerinin buraya tekrar geleceğini ve yatırım yapacağını sözlerine ekledi.
Karadeniz karasularımızda ilk kuyuların 1971 yılında kazılan Karadeniz-1 ve İğneada-1 kuyuları olduğunu kaydeden Perinçek, 2011 yılında 5 bin 645 metre ile Karadeniz’in en derin kuyusu Sürmene-1 ve 5 bin 272 metre ile Kastamonu-1 kuyularının delindiğini hatırlattı. 2012 yılında açılan 3 bin 650 metre derinlikteki Istranca-1 kuyusunda gaz emaresine rastlandığını, fakat ekonomik keşif olmadığını ifade eden Perinçek şunları söyledi: "Karasularımızda 21 ayrı alanda açılan kuyulardan sadece bir bölgede gaz keşfi vardır. Karadeniz gibi büyük bir havza için tek keşif yok sayılabilir. Karadeniz’in potansiyeli en az 10- 15 keşif yapılacak ölçülerdedir. TPAO tek başına ve Exxon-Mobil, PetroBras, Toreador, BP, ARCO, Transocean ve Westates gibi büyük petrol şirketleriyle ortak kuyular açmıştır. Bazı nedenlerden dolayı bu güne kadar istenilen düzeyde petrol keşfi olmamıştır. Keşfedilmesi beklenen petrol, Karadeniz’de suyun altında bıkmadan usanmadan bizi beklemeye devam etmektedir. Tecrübelerime dayanarak inancım bana Karadeniz’de ciddi petrol ve doğalgaz rezervi olduğunu söylüyor."
’KARADENİZ’DE YAPILMASI GEREKEN TAM YAPILMADI’
Bugüne kadar yabancı şirketler ve TPAO dahil hiç bir şirketin Karadeniz’de yapılması gerekeni tam manasıyla yapmadığını iddia eden Perinçek, Karadeniz’in jeolojik evrimini dikkate almadan, onun farkına varmadan petrol bulmanın mümkün olmadığını söyledi. Prof. Dr. Perinçek, Karadeniz’de, günümüzden 70- 75 milyon yıl önce kuzey- güney yönünde genişleme başladığını ve buna bağlı olarak 75 milyondan daha yaşlı kayaların parçalanarak Karadeniz’in bazı kesimlerinde deniz tabanının lavlarla kaplandığını ve buralarda okyanussal kabuk oluştuğunu kaydetti.
’FIRSAT VERİLSİN, BAŞARAMAZSAM DİPLOMAMI YAKACAĞIM’
75 milyon yıldan daha yaşlı kayaların petrol için hazne kaya olma olasılığının ortadan kalktığını belirten Prof. Dr. Doğan Perinçek, şöyle devam etti: "Bu nedenle biz petrolcüler çalışmalarımızda 75 milyon yıldan daha genç olan ana kaya, örtü kaya ve hazne kayaları hedefliyoruz ve onların Karadeniz tabanındaki dağılımları ile ilgileniyoruz. Elimizdeki kuyu verisine ve sismik veriye Karadeniz’in jeolojik evrimini anladıktan sonra baktığımızda, sismik verinin içerdiği jeolojik bilgiyi anlamamız onu okumamız daha kolay olacaktır. Bu ise başarıyı beraberinde getirecektir. Karadeniz’in 21 ayrı noktasında derinliği bin 213 metre ile 5 bin 645 metre arasında değişen kuyuların jeolojik bilgisi var. Bu kuyu verisi bizim için bir hazine, işlenmeyi bekleyen Elmas gibi. Elmas değerindeki kuyu verisini işlerseniz, gerçek değerini bulacak ve bizim petrol bulmamızı kolaylaştıracaktır. İlk etapta yapmamız gereken, bugüne kadar yaptığımızdan daha hızlı bir şekilde kuyudaki jeolojik bilgiyi sismik veriyle birleştirmektir. Binlerce kilometre uzunluğunda sismik veri, farklı bir görüş açısıyla yeniden değerlendirmeyi bekliyor. Eldeki sismik verinin bir ekip tarafından eldeki kuyularla karşılaştırılarak yeniden yorumlanması ve bunun sadece belli alanlarda değil, tüm Karadeniz için tek bir ekip tarafından hızlıca değerlendirilmesi gerekiyor. Bu göreve talibim, bıraksınlar ekibi oluşturayım ve çalışmaya başlayayım. Bana TPAO’daki arkadaşlardan bir ekip oluşturma fırsatı verilsin ve 3- 4 sene süre tanınsın. İnanıyorum jeolog ve jeofizikçi meslektaşlarımız ile hep birlikte çalışırsak Karadeniz de başarıyı hayal olmaktan çıkarırız. Fırsat verilsin elimden geleni yapayım. Burada ilan ediyorum. Eğer bu hayalimizi gerçekleştiremezsem, eğer Karadeniz’de yaptığımız yorum sonucu ortaya çıkan modelde başarıyı yakalayamazsak, diplomamı yakacağım."
Prof. Dr. Doğan Perinçek, Karadeniz’de petrol bulunması durumunda dünyanın büyük petrol şirketlerinin buraya tekrar geleceğini ve yatırım yapacağını sözlerine ekledi.