Koç Holding: Er ya da geç oradan çıkılacak
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, Ankara'daki Türk Traktör fabrikası arazisini terk edip etmeyeceklerine ilişkin, "Er ya da geç oradan çıkılacaktır." dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, kanunlar ve yönetmeliklerin Avrupa Birliği (AB) ile uyumlu hale getirilmesinin bazen bire bir tercüme şeklinde algılandığını belirterek, "AB ile uyumlu hale gelirken, AB kurallarının gerektirdiğinden daha hassas davranarak Türkiye'nin rekabet gücüne zarar verilmemesinin önemli olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Rekabet Kurumu Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda, "Global Teknolojik Dönüşüm İçinde Türkiye'nin Konumu ve Rekabet Kurumunun Rolü" başlıklı sunum yapan Koç, inovasyon ve teknolojik dönüşümün, rekabetin şeklini sürekli değiştirdiğini söyledi.
Dünyada "veri madenciliği" denilen bir kavramın ortaya çıktığını anlatan Koç, "Bu doğru kullanıldığı takdirde çok güçlü bir rekabet avantajı yaratmanız söz konusu." diye konuştu.
Önemli teknolojik akımlardan birinin "nesnelerin interneti" olduğunu, 2020'ye kadar 26 ile 30 milyar arasında cihazın, birbirleriyle konuşacağının tahmin edildiğini anlatan Koç, teknoloji alanındaki akımların en büyük etkilerinin sanayide yaşandığını, Alman hükümetinin ülkenin sanayideki rekabetçiliğini artırmak için 2013'te Sanayi 4.0 yaklaşımını geliştirdiğini belirtti.
Türkiye'nin, teknoloji alanındaki küresel gelişmelerden muaf olmadığını ifade eden Koç, bu anlamda yaptıklarına ilişkin bilgi verdi. Koç İnovasyon Programı adıyla bir inovasyon stratejisi ortaya koyduklarını kaydeden Ali Koç, Koç Üniversitesi ve bazı yabancı akademisyenlerle çalışarak, Türkiye gerçeklerine uygun ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, Koç İnovasyon Modeli'ni yarattıklarını söyledi. Söz konusu modeli uygulayan holding şirketlerinde çok kısa zamanda çalışma ortamlarının değişmeye başladığını gördüklerini anlatan Koç, "Bizim için inovasyon alanında saçma fikir veya proje yok. Bizim için sadece inovasyon stratejisi uyan ya da uymayan projeler var." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Ar-Ge ve inovasyon kabiliyetlerinin gelişiminde Türk şirketlerin küresel şirketlerle yaptıkları ortaklıkların önemine de dikkati çeken Koç, "Örneğin, otomotiv sektöründe ülkemiz dünyanın önemli üretim merkezlerinden biri oldu. Pek çok global otomotiv firması dünyaya sattıkları modelleri Türkiye'de ürettikçe Türkiye otomotiv sanayinin uzmanlık, işçilik, mühendislik ve Ar-Ge becerileri artıyor, bunlar arttıkça daha fazla yeni model de ülkemizde üretilmeye başlanıyor." dedi.
Türkiye'nin 2023 hedefleri kapsamında Ar-Ge harcamalarının milli gelirin yüzde 3'üne ulaşmasının beklendiğini hatırlatan Koç, "Yüzde 3 aslında çok iddialı, büyük bir rakam. 2014'te ilk defa yüzde 1,01... Yani tarihimizde ilk defa yüzde 1'i aştık. Son derece sevindirici ve hükümetimizin bu konuda attığı tohumların da meyve vermeye başladığını görüyoruz." ifadelerini kullandı. Koç, "Eğer orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna çıkmak istiyorsak inovasyonda en az bu ligdeki oyuncular kadar gelişmiş seviyede olmamız gerekiyor." diye konuştu.
Teknoloji yatırımlarını ve inovasyonu besleyecek iklimin yaratılması için gerekli teşviklerin, teknoloji altyapısının ve yasal çerçevenin geliştirilmesinin önemine işaret eden Koç, "Son yıllarda hükümetimizin bu alanda attığı öncü adımları, reform hedeflerini takdirle karşılıyoruz." görüşünü dile getirdi.
Yatırımcı ve girişimciyi destekleyen ortam ve mekanizmaların kuvvetlendirilmesi gerektiğini kaydeden Koç, Türkiye'nin küresel ekonomide önemli bir ülke olması için dış yatırım çekmesi gerektiğini vurguladı.
'REKABET KURUMU ÖZEL BİR YER EDİNDİ'
Rekabet Kurumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Koç, ülkenin küresel rekabete hazırlanmasında ve yatırımcı dostu bir ortam yatırılmasında Kuruma önemli sorumluluk düştüğünü söyledi. "Şeffaf, adil, öngörülebilir ve tutarlı politikaların izlendiği bir rekabet ortamının güçlendirilmesi, bu ortamın yaratılmasında ilk ve en önemli adım" diyen Koç, bu anlamda Rekabet Kurumunun rolüne dikkati çekti.
Hukuk metinlerini yaratmak kadar onları uygulamanın da önem arz ettiğini belirten Koç, "Rekabet Kurumu 20 yıla yaklaşan uygulamasıyla bize göre Türkiye'deki düzenleyici kurumlar arasında özel bir yer edindi." dedi.
Rekabet alanında Türk hukukunun AB hukuku ile uyumlulaştırılması konusuna da değinen Koç, "Gümrük Birliği kararından sonra Türkiye böyle bir yükümlülük altına girdi. Kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi AB ile uyumlu hale getirmemiz gerekiyor, ancak uyumlu hale getirmenin bazen bire bir tercüme şeklinde algılandığını görüyoruz. Dolayısıyla burada yeni mevzuat hazırlanırken, kurumlara da önemli bir sorumluluk düşüyor. AB ile uyumlu hale gelirken, AB kurallarının gerektirdiğinden daha hassas davranarak Türkiye'nin rekabet gücüne zarar verilmemesinin önemli olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Koç, Türkiye'nin 2023 hedeflerinin çok önemli adımlar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ülkemizin potansiyeline kavuşabilmesi, hak ettiği yerde olması için ulaşılması gereken hedefler bunlar. Biz iş adamları olarak bu konuda son derece motive oluyoruz. İş dünyası olarak da bugüne kadar yaptığımız gibi ülkemize olan sonsuz inancımızla kendi kabiliyetimize ve ülkemizin potansiyeline güvenerek, kısa vadeli çalkantılardan, etkilenmeden bu yolda çalışmaya, yatırım yapmaya azim ve kararlılıkla devam edeceğiz."
TÜRK TRAKTÖR FABRİKASININ YERİ
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Koç, Ankara'daki Türk Traktör fabrikası arazisini terk edip etmeyeceklerine ilişkin soru üzerine, fabrikanın yerinin uzun zamandır konuştukları bir konu olduğunu söyledi.
Fabrikanın şu anki yerinde olmaması gerektiğini belirten Koç, "Dolayısıyla taşıma niyetimiz var ama somut olarak, 'bunu böyle yapacağız, şuraya taşıyacağız' diye bir şey yok ama 3-5 senedir bu konuya ciddi olarak çözüm arıyoruz." diye konuştu. Koç, yeni yeri henüz bulamadıkları için taşınma konusunda net bir tarih veremediklerini ifade ederek, "Er ya da geç oradan çıkılacaktır." dedi.
Rekabet Kurumunu diğer ülkelerdeki benzer otoritelerle özellikle işlem hızı açısından karşılaştırılmasının istenmesi üzerine Koç, Türkiye'de Rekabet Kurumunun 20 yıllık bir geçmişi olduğunun altını çizdi. Koç, şunları kaydetti:
"Bizim düzenleyici kurumlarımız da tecrübeleri, kapasiteleri arttıkça çok daha farklı konumlara gelecektir. Dünya ile karşılaştırdığımızda bir ülkenin başarısında düzenleyici kurumların başarısı olmazsa olmazdır. Dolayısıyla bunların özerk olması tartışmasız bir konudur. Ülkemizde sanki zaman zaman bu konuda yeterince ilerleme sağlayamayabiliyoruz gibi geliyor ama düzenleyici kurumların gerçekten demokrasiye, rekabet ortamına, bir ülkenin gelişimine katkı sağlayabilmeleri için özerk olmaları olmazsa olmazdır."
KOÇ'UN ESPRİSİ SALONDAKİLERİ GÜLDÜRDÜ
Koç, toplantıya katılımına ilişkin ayrıntıyı da paylaştı. Çocukken dedesi Vehbi Koç'un kendilerine bayramlarda harçlık olarak verdiği parayı bazen imzaladığını anlatan Koç, kendilerinin bu imza nedeniyle parayı harcayamadıklarını, hatıra olarak çerçevelediklerini aktardı.
Rekabet Kurumunda sunum yapmak için para teklifi aldığını ve bunun hayatında ilk kez başına geldiğini belirten Koç, şunları söyledi:
"Kendimi çok özel hissettim. Sonra dedim ki 'Olur mu devlet kurumundan para almak?' 'Yok, yapmanız lazım' dediler. 'O zaman bir hayır kuruluşuna verin' dedim. 'Ama, sizin parayı alıp, hayır kuruluşuna vermeniz lazım' dediler. 'O zaman parayı çerçevelettirelim' dedim. 'Yok, para vermiyorlar' denildi. 'O zaman çeki çerçevelettirelim' teklifinde bulundum. 'Çek de vermiyorlar. Banka hesabı vereceksiniz' dediler. 'Neyi çerçevelettireceğiz?' dedim. O zaman dekontu çerçevelettirmeyi istedim. Tabii ki almamak da bir opsiyonmuş ama kaç iş adamına Rekabet Kurumundan para almak nasip olabilir? Sonra hesapladım 'Verdiğimiz cezayı kaç konuşmayla çıkartabiliriz' diye. Onu paylaşmayacağım."
Rekabet Kurumu Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda, "Global Teknolojik Dönüşüm İçinde Türkiye'nin Konumu ve Rekabet Kurumunun Rolü" başlıklı sunum yapan Koç, inovasyon ve teknolojik dönüşümün, rekabetin şeklini sürekli değiştirdiğini söyledi.
Dünyada "veri madenciliği" denilen bir kavramın ortaya çıktığını anlatan Koç, "Bu doğru kullanıldığı takdirde çok güçlü bir rekabet avantajı yaratmanız söz konusu." diye konuştu.
Önemli teknolojik akımlardan birinin "nesnelerin interneti" olduğunu, 2020'ye kadar 26 ile 30 milyar arasında cihazın, birbirleriyle konuşacağının tahmin edildiğini anlatan Koç, teknoloji alanındaki akımların en büyük etkilerinin sanayide yaşandığını, Alman hükümetinin ülkenin sanayideki rekabetçiliğini artırmak için 2013'te Sanayi 4.0 yaklaşımını geliştirdiğini belirtti.
Türkiye'nin, teknoloji alanındaki küresel gelişmelerden muaf olmadığını ifade eden Koç, bu anlamda yaptıklarına ilişkin bilgi verdi. Koç İnovasyon Programı adıyla bir inovasyon stratejisi ortaya koyduklarını kaydeden Ali Koç, Koç Üniversitesi ve bazı yabancı akademisyenlerle çalışarak, Türkiye gerçeklerine uygun ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, Koç İnovasyon Modeli'ni yarattıklarını söyledi. Söz konusu modeli uygulayan holding şirketlerinde çok kısa zamanda çalışma ortamlarının değişmeye başladığını gördüklerini anlatan Koç, "Bizim için inovasyon alanında saçma fikir veya proje yok. Bizim için sadece inovasyon stratejisi uyan ya da uymayan projeler var." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Ar-Ge ve inovasyon kabiliyetlerinin gelişiminde Türk şirketlerin küresel şirketlerle yaptıkları ortaklıkların önemine de dikkati çeken Koç, "Örneğin, otomotiv sektöründe ülkemiz dünyanın önemli üretim merkezlerinden biri oldu. Pek çok global otomotiv firması dünyaya sattıkları modelleri Türkiye'de ürettikçe Türkiye otomotiv sanayinin uzmanlık, işçilik, mühendislik ve Ar-Ge becerileri artıyor, bunlar arttıkça daha fazla yeni model de ülkemizde üretilmeye başlanıyor." dedi.
Türkiye'nin 2023 hedefleri kapsamında Ar-Ge harcamalarının milli gelirin yüzde 3'üne ulaşmasının beklendiğini hatırlatan Koç, "Yüzde 3 aslında çok iddialı, büyük bir rakam. 2014'te ilk defa yüzde 1,01... Yani tarihimizde ilk defa yüzde 1'i aştık. Son derece sevindirici ve hükümetimizin bu konuda attığı tohumların da meyve vermeye başladığını görüyoruz." ifadelerini kullandı. Koç, "Eğer orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna çıkmak istiyorsak inovasyonda en az bu ligdeki oyuncular kadar gelişmiş seviyede olmamız gerekiyor." diye konuştu.
Teknoloji yatırımlarını ve inovasyonu besleyecek iklimin yaratılması için gerekli teşviklerin, teknoloji altyapısının ve yasal çerçevenin geliştirilmesinin önemine işaret eden Koç, "Son yıllarda hükümetimizin bu alanda attığı öncü adımları, reform hedeflerini takdirle karşılıyoruz." görüşünü dile getirdi.
Yatırımcı ve girişimciyi destekleyen ortam ve mekanizmaların kuvvetlendirilmesi gerektiğini kaydeden Koç, Türkiye'nin küresel ekonomide önemli bir ülke olması için dış yatırım çekmesi gerektiğini vurguladı.
'REKABET KURUMU ÖZEL BİR YER EDİNDİ'
Rekabet Kurumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Koç, ülkenin küresel rekabete hazırlanmasında ve yatırımcı dostu bir ortam yatırılmasında Kuruma önemli sorumluluk düştüğünü söyledi. "Şeffaf, adil, öngörülebilir ve tutarlı politikaların izlendiği bir rekabet ortamının güçlendirilmesi, bu ortamın yaratılmasında ilk ve en önemli adım" diyen Koç, bu anlamda Rekabet Kurumunun rolüne dikkati çekti.
Hukuk metinlerini yaratmak kadar onları uygulamanın da önem arz ettiğini belirten Koç, "Rekabet Kurumu 20 yıla yaklaşan uygulamasıyla bize göre Türkiye'deki düzenleyici kurumlar arasında özel bir yer edindi." dedi.
Rekabet alanında Türk hukukunun AB hukuku ile uyumlulaştırılması konusuna da değinen Koç, "Gümrük Birliği kararından sonra Türkiye böyle bir yükümlülük altına girdi. Kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi AB ile uyumlu hale getirmemiz gerekiyor, ancak uyumlu hale getirmenin bazen bire bir tercüme şeklinde algılandığını görüyoruz. Dolayısıyla burada yeni mevzuat hazırlanırken, kurumlara da önemli bir sorumluluk düşüyor. AB ile uyumlu hale gelirken, AB kurallarının gerektirdiğinden daha hassas davranarak Türkiye'nin rekabet gücüne zarar verilmemesinin önemli olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Koç, Türkiye'nin 2023 hedeflerinin çok önemli adımlar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ülkemizin potansiyeline kavuşabilmesi, hak ettiği yerde olması için ulaşılması gereken hedefler bunlar. Biz iş adamları olarak bu konuda son derece motive oluyoruz. İş dünyası olarak da bugüne kadar yaptığımız gibi ülkemize olan sonsuz inancımızla kendi kabiliyetimize ve ülkemizin potansiyeline güvenerek, kısa vadeli çalkantılardan, etkilenmeden bu yolda çalışmaya, yatırım yapmaya azim ve kararlılıkla devam edeceğiz."
TÜRK TRAKTÖR FABRİKASININ YERİ
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Koç, Ankara'daki Türk Traktör fabrikası arazisini terk edip etmeyeceklerine ilişkin soru üzerine, fabrikanın yerinin uzun zamandır konuştukları bir konu olduğunu söyledi.
Fabrikanın şu anki yerinde olmaması gerektiğini belirten Koç, "Dolayısıyla taşıma niyetimiz var ama somut olarak, 'bunu böyle yapacağız, şuraya taşıyacağız' diye bir şey yok ama 3-5 senedir bu konuya ciddi olarak çözüm arıyoruz." diye konuştu. Koç, yeni yeri henüz bulamadıkları için taşınma konusunda net bir tarih veremediklerini ifade ederek, "Er ya da geç oradan çıkılacaktır." dedi.
Rekabet Kurumunu diğer ülkelerdeki benzer otoritelerle özellikle işlem hızı açısından karşılaştırılmasının istenmesi üzerine Koç, Türkiye'de Rekabet Kurumunun 20 yıllık bir geçmişi olduğunun altını çizdi. Koç, şunları kaydetti:
"Bizim düzenleyici kurumlarımız da tecrübeleri, kapasiteleri arttıkça çok daha farklı konumlara gelecektir. Dünya ile karşılaştırdığımızda bir ülkenin başarısında düzenleyici kurumların başarısı olmazsa olmazdır. Dolayısıyla bunların özerk olması tartışmasız bir konudur. Ülkemizde sanki zaman zaman bu konuda yeterince ilerleme sağlayamayabiliyoruz gibi geliyor ama düzenleyici kurumların gerçekten demokrasiye, rekabet ortamına, bir ülkenin gelişimine katkı sağlayabilmeleri için özerk olmaları olmazsa olmazdır."
KOÇ'UN ESPRİSİ SALONDAKİLERİ GÜLDÜRDÜ
Koç, toplantıya katılımına ilişkin ayrıntıyı da paylaştı. Çocukken dedesi Vehbi Koç'un kendilerine bayramlarda harçlık olarak verdiği parayı bazen imzaladığını anlatan Koç, kendilerinin bu imza nedeniyle parayı harcayamadıklarını, hatıra olarak çerçevelediklerini aktardı.
Rekabet Kurumunda sunum yapmak için para teklifi aldığını ve bunun hayatında ilk kez başına geldiğini belirten Koç, şunları söyledi:
"Kendimi çok özel hissettim. Sonra dedim ki 'Olur mu devlet kurumundan para almak?' 'Yok, yapmanız lazım' dediler. 'O zaman bir hayır kuruluşuna verin' dedim. 'Ama, sizin parayı alıp, hayır kuruluşuna vermeniz lazım' dediler. 'O zaman parayı çerçevelettirelim' dedim. 'Yok, para vermiyorlar' denildi. 'O zaman çeki çerçevelettirelim' teklifinde bulundum. 'Çek de vermiyorlar. Banka hesabı vereceksiniz' dediler. 'Neyi çerçevelettireceğiz?' dedim. O zaman dekontu çerçevelettirmeyi istedim. Tabii ki almamak da bir opsiyonmuş ama kaç iş adamına Rekabet Kurumundan para almak nasip olabilir? Sonra hesapladım 'Verdiğimiz cezayı kaç konuşmayla çıkartabiliriz' diye. Onu paylaşmayacağım."