Kriz kadına şiddet uyguladı!

Kemer sıkma politikaları kadınları daha fazla sıktı

Küresel ekonomik kriz ve uygulanan kemer sıkma politikalarıyla işsizlikte cinsiyet uçurumu daha da büyüdü.
Rapora göre, 2002'den 2007'ye kadar işsizlikteki cinsiyet uçurumu durağan bir şekilde yüzde 0,5 puan civarındaydı.
Söz konusu dönemde erkek işsizlik düzeyi olan yüzde 5,3'le karşılaştırıldığında kadın işsizlik oranı yüzde 5,8 ile daha yüksek düzeydeydi. 2007'de 72 milyon kadın işsiz, 98 milyon işsiz erkek bulunuyordu.
Krizle birlikte 2012 yılı için cinsiyet uçurumu 0,7 puan arttı. Kriz kadınlar için 13 milyon işi ortadan kaldırdı. Erkekler için işsizlik oranı yüzde 5,7'ye çıkarken, kadınlar için bu yüzde 6,4'e yükseldi.
Bu tabloda 2017 yılından önce herhangi bir gelişme beklenmiyor.
Krizle birlikte gelişmiş ya da gelişmemiş, krize uzak ya da yakın hiç fark etmeden işsizlikteki cinsiyet uçurumunda tüm bölgelerde durum daha da kötüleşti. Kriz öncesi cinsiyet uçurumu, krizle birlikte tersine dönerek Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Afrika'da daha da arttı. Gelişmiş ekonomiler ile Orta ve Doğu Avrupa'da eksi olarak seyreden cinsiyet uçurumu giderek sıfır düzeyine yaklaştı.
Cinsiyet uçurumu, Orta Doğu, Latin Amerika ve Karayipler'de pozitif düzeyde ve fazla. Doğu Asya'da ise krizden etkilenmemiş şekilde negatif düzeyde devam ediyor.

Ülkelerin izlediği politikalar

ILO/Dünya Bankası Envanter Politikaları verilerine göre, 55 düşük ve orta gelirli ülkenin 39'u, 22 yüksek gelirli ülkenin 17'si, istihdam ve işgücüne katılımda cinsiyet uçurumuna dair yeni önlemlere başvuruyor. Ayrımcılık, eşitlik, cinsel taciz, seçme ve seçilmede tam eşitlik, istihdamda eşitlik gibi konularda yeni önlemler alınıyor.
Kriz bağlantılı cinsiyet politika önlemleri ise ülkelerin gelir düzeyine göre değişiyor. Bazı yüksek gelirli ülkeler çocuk bakımını desteklerken, düşük ve orta gelirli ülkeler işsiz kadınlara ağırlık veriyor.
Vasıfsız kadın aile reislerini kapsamına alan Şili, kamu istihdam programlarındaki kadın kotalarını yükselten Güney Afrika, kadın istihdamına teşvik veren Türkiye ve Ulusal Kırsal İstihdam Garanti Programı'nı hayata geçiren Hindistan gibi düzenlemeler yapmış olan ülkelerin kadın işsizliğine ilişkin işgücü piyasasına yönelik politikalar geliştirebildiği belirtiliyor.

Öneriler

Kadınlar işgücü piyasasına erişimde pek çok engelle karşılaşmaya devam ediyor. Bu engeller, sadece kadınları değil, aynı zamanda ülkelerin cinsiyet uçurumuna yönelik olarak ekonomik büyüme ve kalkınmasını da olumsuz etkiliyor.
ILO'nun raporun sonuç bölümünde, genel ve özel politika önlemlerine yer verildi. Genel politikalar bağlamında kadınların kırılgan istihdamını azaltmak üzere sosyal koruma önlemlerinin geliştirilmesi, beceri ve eğitimlerinin yükseltilmesi, istihdamda meslek ve iş seçimlerindeki geleneksel yapının aşılması gerekliğine değinildi. Genel politikaların yanında odaklanılan 6 politika önlemi ise şöyle:
-İlke olarak elektrik, su, sağlık, mobilite ve eğitime erişim gibi konularda daha iyi bir altyapı için ev işleri yükü azaltılmalıdır.
-Kadınların işgücüne katılımında en büyük sorunlardan biri olan bakım hizmetleri (çocuk bakımı, yaşlı bakımı, engelli bakımı) yükü azaltılmalıdır.
-Cinsiyet ayrımı konusunda ücretli ve ücretsiz işler dengelenmeli, özellikle babalık sorumlulukları artırılmalıdır.
-Toplumsal cinsiyet, fayda ve maliyet değişimi özellikle de çift kazançlı aileleri teşvik edici vergi ve transfer uygulamaları değerlendirilmelidir.
-Toplumsal cinsiyet temelli eşit olmayan istihdam fırsatları telafi edilmeli. Bu, kariyer engellerinin olumsuz etkisini azaltıcı ücretli izin ve işe dönüş hakkının tanınması şeklindeki uygulamalar aracılığıyla sağlanmalıdır.
-Toplumsal cinsiyete ilişkin kalıp yargılarla mücadele edilmeli ve ayrımcılık karşıtı mevzuatın usulünce uygulanması amacıyla kamuoyunu aydınlatıcı kampanyalar düzenlenmelidir.

Kadın istihdamı kritik önemde

Türk-İş Kadın İşçiler Uzmanı Hülya Uzuner Duransoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik kriz öncesinde kadınların işgücüne katılımı ve istihdamı açısından dünyada oluşan olumlu seyrin büyük ölçüde ortadan kalktığını, birçok ülkede kaydedilen ilerlemelerin geriye gittiğini söyledi. Duransoy, kriz sonrası kadın istihdamında ortaya çıkan tabloyu ''kaygı verici'' olarak nitelendirdi.
Türkiye'de ise son yıllarda kadınların işgücüne katılımı ve istihdamında olumlu gelişmeler sağlandığını dile getiren Duransoy, ancak kadın istihdamındaki artışın ağırlıklı olarak güvencesiz, düşük ücret ve niteliksiz işlere dayandığını belirtti. Duransoy, bu tür işlerle istihdama katılan kadınların uzun süre işgücü piyasasında kalmalarının mümkün olmadığına dikkati çekti.
Yeterli eğitim ve niteliğe sahip olmayan ya da eğitimli ve nitelikli olsalar da cinsiyete dayalı iş bölümü gereği evdeki sorumluluklarını yerine getirmesi beklenen kadınların, esnek çalışma modelleri ile çalışmasının uygun görüldüğünü belirten Duransoy, şöyle konuştu:
''Oysa kadının tam zamanlı ve insan onuruna yakışır iş koşulları ile istihdamının, kadının karar alma süreçlerine katılımını artıracağı, dolayısıyla sürdürülebilir ekonomik büyüme ve bütün bölgelerde sosyal kalkınmanın sağlanmış olacağı, yoksulluğun azalmasına katkı sağlayacağı, ailenin yaşam standardının artacağı ve toplumsal hayata ve çalışma hayatına katılımın kadının özgüvenini artıracağı unutulmamalıdır. Böyle bakıldığında kadınların istihdama katılımı kritik bir önemi sahiptir.''
Sonraki Haber