Marmara Bölgesi elektriksiz kalabilir
Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik Türkiye'yi etkileyebilir
Uzun zamandır devam eden Ukrayna-Rusya krizi, Marmara’yı karanlıkta bırakabilir. Türkiye’nin gaz alternatiflerini kısa vadede artırmasının mümkün olmadığı belirtilen Ankara Strateji Enstitüsü raporuna göre, bu yüzden Ukrayna üzerinden gelen gazın aktarıldığı Marmara’yı karanlığa gömebilir. Krizin faturalara yansıması ise kaçınılmaz olacak...
Milliyet'in haberine göre, Ankara Strateji Enstitüsü’nün hazırladığı raporda, Türkiye’nin, doğalgazının yüzde 56’sını Rusya’dan, yüzde 18’ini İran’dan aldığı anımsatıldı. Rus gazının, Batı Hattı (Ukrayna-Romanya-Bulgaristan) ve Mavi Akım ile geldiği belirtilen raporda, “Türkiye Batı Hattı’ndan yıllık yaklaşık 10 milyar m3 doğalgaz almakta. 2013 yılına kadar Batı Hattı’ndan gaz çeken tek kuruluş olan BOTAŞ, hattan yıllık 6 milyar m3 gaz alırken, 2013’te 4 şirkete kontrat devri yaptı. Bununla birlikte, söz konusu şirketlerin daha önce aldıkları 4 milyar m3 gaz da bu hatta eklenmiş ve sonuçta hattan çekilen gaz miktarı yıllık 10 milyar m3’e çıkmıştır. Dolayısıyla Batı Hattı, Türkiye için önemli bir doğalgaz tedarik yoludur” denildi.
Alternatif kaynak yok
Ukrayna’ya verilen Rus gazının, 1.9 milyar dolarlık borç nedeniyle kesildiği anımsatılan raporda, “Avrupa ve Türkiye’ye yapılan gaz akışında köprü olması nedeniyle Ukrayna’ya gaz akışının kesilmesi, Avrupa’yı ve Türkiye’yi endişelendirmekte” denildi. Gazprom Başkanı Alexei Miller’in, Ukrayna’ya gaz akışının kesilmesinin Avrupa ve Türkiye’yi etkilemeyeceği yönündeki açıklamalarının riski ortadan kaldırmadığı da ifade edilen raporda şöyle denildi:
“Ukrayna üzerinden gaz taşınması noktasında büyük risk söz konusudur. Her ne kadar Ukrayna’daki gaz kesintisi, Avrupa ve Türkiye’ye gaz akışını siyasi olarak etkilemeyecek olsa da, ülkedeki kargaşa ortamının, Rusya’nın istemi dışında Avrupa ve Türkiye’ye gaz tedarikini aksatacağı oldukça muhtemeldir. 2006 yılında yaşanan kriz sırasında Batı Hattı’ndaki gaz akışında azalma olduğunu unutmamak gerek. Boru hatlarına saldırının bile söz konusu olabileceği ve Batı Hattı’nda herhangi bir kesinti olması durumunda, Türkiye’nin yıllık 10 milyar m3 doğazgazı telafi edecek alternatif bir kaynağa sahip olmadığı da bilinen bir gerçektir.”
Marmara’da kesinti olabilir
Olası gaz sıkıntısının, LNG ithalatı ile ancak kısmen telafi edilebileceği belirtilen raporda, “Türkiye’nin ne İran, ne de Azerbaycan gazını kısa dönemde artırma şansının olmadığı açıktır. Bu durumun Marmara Bölgesi’nde elektrik kesintisine dahi sebep olma durumu söz konusu. Çünkü Batı Hattı’ndan gelen doğalgazın büyük kısmı, Marmara’da elektrik üretiminde kullanılmaktadır” denildi.
Ukrayna krizinin, enerji arzı konusunda fiyatları da etkileyebileceği belirtilen raporda, “Ukrayna enerji krizinin Türkiye’ye hem arz olarak, hem de fiyat olarak olumsuz yapsıması kaçanılmazdır. Kriz kaynaklı doğalgaz fiyatlarındaki artış da Türkişe’nin enerji faturasına orta ve uzun vadede yansıyacaktır” denildi.
10 numara yağda sorun ‘hayalet’ler
Yasak olmasına karşın yakıt olarak kullanımı devam eden 10 numara yağ ile ilgili olarak yeni düzenleme yolda. Düzenleme, daha çok yasal işletmelerdeki yağ üretimini kontrol altına almaya odaklanırken, uzmanlar, asıl sorunun dışardan bakanın anlamayacağı kayıtdışı yani “hayalet” işletmelerde.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, çeşitli kurumlarla birlikte hazırlanan taslağa göre 10 numara yağın üretiminde kullanılan atık yağlar kayıt altına alınacak. Atık yağ dönüşüm tesisi kurmak isteyenler, çevre lisansı alacak. Atık yağları piyasaya sürenler, belli bir miktarın üzerinde satış yaptıkları noktaların adres ve iletişim bilgilerini 5 yıl saklamak zorunda olacak. Düzenlemeye göre atık yağa benzin ve mazot gibi katkılar yapmak da yasak olacak.
Kaçağa ‘haberli denetim’
Bakanlık düzenlemesi, daha çok yasal işletmeleri hedef alıyor. Atık yağlar ise daha çok merdivenaltı tabir edilen kayıtsız yerlerde yakıta çevriliyor. Özellikle şehir çıkışlarında üslenen yerler hem üretim yapıyor, hem de otobüs ve kamyon şoförlerine el altından satış yapıyor.
Bir sektör yetkilisi, “Asıl sorun Ankara-İstanbul, Eskişehir yolu gibi yerlere üslenen yasadışı yerler. İlanı ya da levhası bile olmayan yerlerde hem üretiyor, hem satıyorlar. Dışardan gelen anlamaz. Sadece kamyon, otobüs şoförlerinin bildiği yerler bunlar” ifadesini kullanıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da, özellikle İstanbul’da yaptığı “haberli emisyon denetimleri”yle kaçağın ödüne geçmeye çalışıyor. Yetkililer, hangi gişede ne zaman denetim yapılacağının bilinmesi yerine habersiz denetimlerin daha etkili olacağını belirtiyor.
Milliyet'in haberine göre, Ankara Strateji Enstitüsü’nün hazırladığı raporda, Türkiye’nin, doğalgazının yüzde 56’sını Rusya’dan, yüzde 18’ini İran’dan aldığı anımsatıldı. Rus gazının, Batı Hattı (Ukrayna-Romanya-Bulgaristan) ve Mavi Akım ile geldiği belirtilen raporda, “Türkiye Batı Hattı’ndan yıllık yaklaşık 10 milyar m3 doğalgaz almakta. 2013 yılına kadar Batı Hattı’ndan gaz çeken tek kuruluş olan BOTAŞ, hattan yıllık 6 milyar m3 gaz alırken, 2013’te 4 şirkete kontrat devri yaptı. Bununla birlikte, söz konusu şirketlerin daha önce aldıkları 4 milyar m3 gaz da bu hatta eklenmiş ve sonuçta hattan çekilen gaz miktarı yıllık 10 milyar m3’e çıkmıştır. Dolayısıyla Batı Hattı, Türkiye için önemli bir doğalgaz tedarik yoludur” denildi.
Alternatif kaynak yok
Ukrayna’ya verilen Rus gazının, 1.9 milyar dolarlık borç nedeniyle kesildiği anımsatılan raporda, “Avrupa ve Türkiye’ye yapılan gaz akışında köprü olması nedeniyle Ukrayna’ya gaz akışının kesilmesi, Avrupa’yı ve Türkiye’yi endişelendirmekte” denildi. Gazprom Başkanı Alexei Miller’in, Ukrayna’ya gaz akışının kesilmesinin Avrupa ve Türkiye’yi etkilemeyeceği yönündeki açıklamalarının riski ortadan kaldırmadığı da ifade edilen raporda şöyle denildi:
“Ukrayna üzerinden gaz taşınması noktasında büyük risk söz konusudur. Her ne kadar Ukrayna’daki gaz kesintisi, Avrupa ve Türkiye’ye gaz akışını siyasi olarak etkilemeyecek olsa da, ülkedeki kargaşa ortamının, Rusya’nın istemi dışında Avrupa ve Türkiye’ye gaz tedarikini aksatacağı oldukça muhtemeldir. 2006 yılında yaşanan kriz sırasında Batı Hattı’ndaki gaz akışında azalma olduğunu unutmamak gerek. Boru hatlarına saldırının bile söz konusu olabileceği ve Batı Hattı’nda herhangi bir kesinti olması durumunda, Türkiye’nin yıllık 10 milyar m3 doğazgazı telafi edecek alternatif bir kaynağa sahip olmadığı da bilinen bir gerçektir.”
Marmara’da kesinti olabilir
Olası gaz sıkıntısının, LNG ithalatı ile ancak kısmen telafi edilebileceği belirtilen raporda, “Türkiye’nin ne İran, ne de Azerbaycan gazını kısa dönemde artırma şansının olmadığı açıktır. Bu durumun Marmara Bölgesi’nde elektrik kesintisine dahi sebep olma durumu söz konusu. Çünkü Batı Hattı’ndan gelen doğalgazın büyük kısmı, Marmara’da elektrik üretiminde kullanılmaktadır” denildi.
Ukrayna krizinin, enerji arzı konusunda fiyatları da etkileyebileceği belirtilen raporda, “Ukrayna enerji krizinin Türkiye’ye hem arz olarak, hem de fiyat olarak olumsuz yapsıması kaçanılmazdır. Kriz kaynaklı doğalgaz fiyatlarındaki artış da Türkişe’nin enerji faturasına orta ve uzun vadede yansıyacaktır” denildi.
10 numara yağda sorun ‘hayalet’ler
Yasak olmasına karşın yakıt olarak kullanımı devam eden 10 numara yağ ile ilgili olarak yeni düzenleme yolda. Düzenleme, daha çok yasal işletmelerdeki yağ üretimini kontrol altına almaya odaklanırken, uzmanlar, asıl sorunun dışardan bakanın anlamayacağı kayıtdışı yani “hayalet” işletmelerde.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, çeşitli kurumlarla birlikte hazırlanan taslağa göre 10 numara yağın üretiminde kullanılan atık yağlar kayıt altına alınacak. Atık yağ dönüşüm tesisi kurmak isteyenler, çevre lisansı alacak. Atık yağları piyasaya sürenler, belli bir miktarın üzerinde satış yaptıkları noktaların adres ve iletişim bilgilerini 5 yıl saklamak zorunda olacak. Düzenlemeye göre atık yağa benzin ve mazot gibi katkılar yapmak da yasak olacak.
Kaçağa ‘haberli denetim’
Bakanlık düzenlemesi, daha çok yasal işletmeleri hedef alıyor. Atık yağlar ise daha çok merdivenaltı tabir edilen kayıtsız yerlerde yakıta çevriliyor. Özellikle şehir çıkışlarında üslenen yerler hem üretim yapıyor, hem de otobüs ve kamyon şoförlerine el altından satış yapıyor.
Bir sektör yetkilisi, “Asıl sorun Ankara-İstanbul, Eskişehir yolu gibi yerlere üslenen yasadışı yerler. İlanı ya da levhası bile olmayan yerlerde hem üretiyor, hem satıyorlar. Dışardan gelen anlamaz. Sadece kamyon, otobüs şoförlerinin bildiği yerler bunlar” ifadesini kullanıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da, özellikle İstanbul’da yaptığı “haberli emisyon denetimleri”yle kaçağın ödüne geçmeye çalışıyor. Yetkililer, hangi gişede ne zaman denetim yapılacağının bilinmesi yerine habersiz denetimlerin daha etkili olacağını belirtiyor.