Sütte üretici ile sanayici arasında kriz

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticiden süt toplayan sanayicilerin fiyat artırmaması nedeniyle sektörün büyük bir krizin eşiğine geldiğini açıkladı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiğ süt fiyatlarının artmamasının üreticiyi mağdur ettiğini, üretiminin sürdürülebilirliği açısından tehlike oluşturduğunu bildirerek, "Çiğ süt fiyatlarını 19 aya yakın bir süredir, satışlarda sorun olduğu gerekçesiyle artırmayan, hatta son 3 aydır düşüren sanayici, üretimini son gaz sürdürüyor. 2015 yılında süt alımını ve süt ve süt ürünleri üretimini yüzde 2 ile yüzde 37,4 arasında değişen oranlarda artırdı" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, sanayicinin 'satış yapamıyorum' bahanesini öne sürdüğünü ama çiğ süt alımlarını artırarak sürdürdüğünü, 2015 yılında 308 bin 502 ton daha fazla çiğ inek sütü aldığını belirtti. 2014 yılında 8 milyon 625 bin 743 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarının, 2015 yılında yüzde 3,6 artışla 8 milyon 934 bin 245 tona çıktığını hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

"TALEP AZ DİYORLAR AMA..."

"2015 yılında sanayicilerimiz, aktarılan 308 bin 502 fazla sütle, bir önceki yıla göre, daha fazla 68 bin 70 ton içme sütü, 957 ton konsantre süt, 30 bin 564 ton inek peyniri, 21 bin 499 ton yoğurt, 27 bin 897 ton ayran, 5 bin 972 ton tereyağ, 3 bin 284 ton krema, 806 ton kaymak, 6 bin 347 ton yağsız süttozu üretimi gerçekleştirdi. 2015 yılında süt alımını ve süt ve süt ürünleri üretimini yüzde 2 ile yüzde 37,4 arasında değişen oranlarda artırdı. 'Ürünlerimizi satamıyoruz, talep az, stoklar dolu' diyen sanayicilerimiz, geçen yıla göre daha fazla süt ve süt ürünleri üretti. Talep olmadığını iddia ettikleri ürünleri üretmekten vazgeçmediler."

"MARKET FİYATLARI ARTIYOR"

Çiğ süt üreticisinin, Temmuz 2014'den beri fiyat artışı yapmadığını, hatta 1 lira 15 kuruş olan tavsiye fiyatına rağmen, fiyatlar son 3 aydır 1 liraya gerilerken, 2014 Temmuz-2015 Aralık döneminde market fiyatları yüzde 1,56 ile yüzde 23,08 arasında değişen oranlarda zam gördüğünü vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Bu dönemde markette perakende süt fiyatı yüzde 11,92, yoğurt fiyatı yüzde 1,74, peynir fiyatları yüzde 1,56 ile yüzde 23,08, tereyağ fiyatı yüzde 15,86, ayran fiyatı yüzde 18,59, dondurma fiyatı ise yüzde 15,26 oranında arttı. Buna karşılık Temmuz 2014'de 1 lira 15 kuruş olan çiğ süt fiyatı, bugün 1 liraya gerilemiş ve yüzde 13,04 oranında düşmüştür. Sanayiciler, satılamadığı, stokların dolu olduğu iddia edilen ürünlerin; hem üretimlerini hem de market fiyatlarını artıyorlar. Satılamayan bir ürünün hem üretimi hem market fiyatları artmaz.



SİSTEMLİ BİR GİRİŞİM VAR

Bu hesapta bir yanlışlık var. Birileri süt üreticilerini kandırmasın. İşin bir diğer ilginç yanı, bazı büyük sanayicilerin son 2-3 ayda süt bırakıyor olmasıdır. Fakat aldığımız bilgilere göre bırakılan bu süt, üreticinin elinde kalmamakta, küçük mandıralar tarafından çok ucuza üreticiden alınmakta, daha sonra da büyük sanayicilere satılmaktadır. Yani piyasada, dökülen bir süt olmayıp, üreticinin emeğini ucuza, yok pahasına kapatmaya çalışan sistemli bir girişim vardır. Yemciye, veteriner hekime, bankaya borcu olan, ailesinin ihtiyacını karşılamak için nakite ihtiyacı olan üretici ise ne yazık ki hergün ürettiği fakat stoklatamadığı sütü mecburen yok pahasına bu düzende satmak zorunda kalmaktadır."

"PEYNİR, DONDURMA VE YOĞURT İHRACATINDA ARTIŞ"

Bir diğer sorunun da sanayicinin süt ve süt ürünleri ihracatında yaşanan sıkıntıyı bahane etmeleri olduğunu bildiren Bayraktar, "Süt ve süt ürünleri ihracatımız değer olarak yüzde 19,2 oranında azalarak 331 milyon dolardan 267,4 milyon dolara indi ama en çok ihracat yaptığımız peynir, yoğurt, dondurma gibi ürünlerin ihracatı hem değer hem de miktar olarak arttı. Peynir ihracatı yüzde 1,4 artışla 156,5 milyon dolardan 158,7 milyon dolara, dondurma ihracatı yüzde 1,9 artışla 35,7 milyon dolardan 36,4 milyon dolara, yoğurt ihracatı yüzde 135 artışla 6,1 milyon dolardan 14,3 milyon dolara yükseldi. İhracattaki düşüşün sebebi süt ve kremada yüzde 31,7, süttozunda yüzde 68,4, peynir altı suyunda yüzde 57,7, tereyağında yüzde 6,1'lik azalmadır" dedi.



"TÜKETİMDE SORUN YOK. ÖNEMLİ MİKTARLARDA İTHALAT DA YAPILIYOR"

Sanayicilerin 'ürün satamıyoruz' iddialarına rağmen, hem üretimde hem de önemli ürünlerde ihracat rakamlarının arttığını, önemli miktarlarda da ithalat yapıldığını, tüketimde bir sorun olmadığını vurgulayan Bayraktar, peynir ithalatının yüzde 5 artışla 40,8 milyon dolardan 42,8 milyon dolara yükseldiğini, tereyağı ithalatının ise yüzde 30,9 gerilemeyle 98,3 milyon dolardan 67,9 milyon dolara indiğini belirtti. Talep artışı sağlamak için destek verilmesine rağmen, sanayicilerin yine de çiğ süt fiyatlarını düşürdüklerine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

"Buna bir 'dur' denilmelidir. Sanayicilere, süttozu ihracat desteği, ıslak ürün tabir edilen peynir, yoğurt gibi ürünlerin ihracatından kullanılan çiğ süt desteği, süt ve süt ürünlerinde süttozu kullanan ihracatçılara süttozu desteği, okul sütü desteği verilmektedir. Hem dış pazarda rekabet edebilsinler, hem de ürünlerini iç ve dış pazarlarda satabilsinler diye verilen bunca desteğe rağmen, sanayiciler yine de çiğ süt fiyatlarını düşürmektedirler.

"ÇİĞ SÜT FİYATLARININ LİTREDE 1 LİRAYA KADAR DÜŞÜRÜLMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Talebi artıran bu kadar desteğe rağmen bazı yerlerde fiyatları düşürmek için çiğ süt bırakılması, çiğ süt fiyatlarının litrede 1 liraya kadar düşürülmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Üretimde fazlalık olduğu, ürünlerin iç ve dış pazarda satılamadığı gibi gerekçelerle süt bırakılmaya, üretici fiyatları düşürülmeye, üreticiye yapılacak ödemelerin vadesi uzatılmaya çalışılmaktadır.

Sütte patlama besi hayvancılığına da darbe vurur. Tüketicilerimiz et ve sütü daha pahalı yemeye başlar. Bunu 2008 krizi sonrasında gördük. Allah göstermesin böyle bir krizi bir daha yaşamayalım. Yapılması gereken bellidir. Et ve Süt Kurumu sanayicinin almadığı sütü almalı ve stoklamalıdır. İhtiyacı olan sanayici de istediği takdirde bu stoklardaki süttozu ve tereyağını alacaktır. Bu aynı zamanda sanayicilerin pazarda rekabet etmelerini de sağlayacaktır. Devletin belki bir miktar görev zararı olacaktır ama şu anki durumda devam edildiğinde hayvanların kesime gitmesi, işletmelerin kapanması, ette fiyatların yükselmesi, ithalata yönelinmesi, kapanan işletmelerin sosyal etkilerinin maliyeti düşünüldüğünde, bu görev zararı önemsizdir."

"SANAYİCİ BİNDİĞİ DALI KESİYOR"

Sanayicilerin de bindikleri dalı kestiğini, bunu yapmamalarının kendi çıkarlarına olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Sanayiciler, uzun vadeli düşünmeli. Kısa vadeye saplanıp kalmamalı, ceplerinin derdine düşmemeli. Üretimin sürdürülebilirliğinin önemini idrak etmelidir. Et ve Süt Kurumu piyasaya müdahale etmezse, ciddi sorunlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır" ifadelerini kaydetti.


Sonraki Haber