Tarımdaki büyüme, gıda fiyatlarına yansımadı
Yılın ilk çeyreğinde gözlenen tarım sektöründeki büyümenin, gıda fiyatlarında aşağı yönlü etki yaratması beklenirken, rakamların tam tersi bir durumu ortaya koyması soru işaretleri yarattı
Tarım sektörünün büyümeye katkısı yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,7 olurken, aynı dönemde gıda enflasyonunun da artması soru işaretleri yarattı.
TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile beklentilerin üzerinde büyüdü. Bu dönemde, tarım, ormancılık ve balıkçılık grubunun büyümeye katkısı ise yıllık bazda yüzde 2,7 oldu.
Bununla birlikte, yıllık bazda gıda fiyatlarındaki artış ise ocakta yüzde 10,97, şubatta yüzde 13,71 ve martta yüzde 14,12 düzeyinde gerçekleşti.
Yılın ilk çeyreğinde gözlenen tarım sektöründeki büyümenin, gıda fiyatlarında aşağı yönlü etki yaratması beklenirken, rakamların tam tersi bir durumu ortaya koyması ise soru işaretleri yarattı.
Değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, bu yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde gelen büyümenin, Türkiye'de son dönemde tarımsal üretime yönelik yatırım ve çalışmaların başarıya ulaştığının somut bir göstergesi olduğunu söyledi.
Büyümenin lokomotifi tarım ve hizmet sektörleri
Sektörler itibarıyla bakıldığında, tarım ve hizmet sektörlerinin büyümede lokomotif olarak ortaya çıktığına işaret eden Kopuz, şunları kaydetti:
"2015'in ilk çeyreğinde tarımsal büyüme ile gıda enflasyonu arasında ilginç ilişkiler olduğu ortaya çıkıyor. Tarımsal üretim artmış ama buna paralel gıda enflasyonu da artmış. Oysa tarımsal büyümenin arttığı bir yerde, gıda fiyatlarında düşüş yaşanması gerek. Eğer bu olmuyorsa, ortada derhal çözülmesi gereken sorun ya da sorunlar var demektir. Bu durum ülkemizde üretilen özellikle tarımsal emtia ile ilgili arz, talep ve fiyat ilişkisinin yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılıyor. Ekonomi yönetiminin bu konuyu dikkatle ele alması gerek. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi ile Tarım Ürünleri Piyasası İzleme Koordinasyon Birimi bu veriyi değerlendirmelidir."
Gıdadaki artışa "Kooperatif" ve "Lisanslı Depoculuk" önerisi
Kopuz, tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin görüşlerini aktararak, çıkarılan Hal Kanunu ile büyük marketlerin tarımsal ürünleri üreticiden alıp, tüketiciye satmalarının sağlandığını anımsattı.
Bu kanunla, tüketicinin daha ucuza mal satın almasının hedeflendiğini belirten Kopuz, "Ancak son 2 yıl boyunca ortaya çıkan uygulama sonuçları, beklenen ucuzlamanın olmadığını ortaya koydu. Üretim fazlasına rağmen, fiyatlarda yaşanan artışların bir sebebi de budur. Buna ilişkin önlemler de alınmalıdır. Toptancı hallerinde hem üreticiyi, hem de tüketiciyi zarara uğratan gereksiz rantçı aracıların ortadan kaldırılması için bir çözüm üretilmelidir. Çünkü aracılar, hem üreticiden ucuza alıp, hem de tüketiciye pahalı satıyor. Bunların yerine, kooperatifler toptancı hallerinde doğrudan işlem yapmaya başlamalı" diye konuştu.
Kopuz, kooperatiflerin üreticilerin karlarını artıracağını, fiyatların da yükselmesini önleyeceğini savunarak, kooperatiflerin hallerde işlem yapması teşvik edildiğinde, toptancı hallerindeki aracıların azalacağını ifade etti.
Böylece reel piyasayla ilişkili olmayan, spekülatif fiyat artışlarının da önleneceğini kaydeden Kopuz, nihai tüketicinin de en uygun fiyattan ürün temin edebileceğini söyledi.
Kopuz, "Lisanslı Depoculuk" sisteminin de yaygın ve etkin hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Lisanslı depoculukla arz kontrolü sağlanmış ve spekülatif fiyat artışları önlenmiş olacak. Lisanslı depoculuk yerleşmediği sürece, spekülatif artışları önlemek oldukça zor olacaktır. Bu sisteminin yerleşmesiyle kurulacak Ürün İhtisas Borsaları, serbest piyasanın oluşumunu temin edecektir. Bölgesel maliyet farklarını ortadan kaldırmak için de lojistik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Anadolu'daki tüccar ile İstanbul'daki gıda tüccarı arasında maliyet kalemleri farkı çok fazladır. Doğal olarak tüccar da bu fiyat farkını sattığı ürüne yansıtmaktadır. Eğer bakanlık ve hükümet, Türkiye çapında lojistik altyapısını geliştirmeye yönelik çalışmalara ağırlık verirse, bunun fiyatlara yansıması da gözle görülür şekilde olacaktır. Dolayısıyla çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki lojistiğe yapılacak yatırım, gıda enflasyonun azalması demektir."
TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ile beklentilerin üzerinde büyüdü. Bu dönemde, tarım, ormancılık ve balıkçılık grubunun büyümeye katkısı ise yıllık bazda yüzde 2,7 oldu.
Bununla birlikte, yıllık bazda gıda fiyatlarındaki artış ise ocakta yüzde 10,97, şubatta yüzde 13,71 ve martta yüzde 14,12 düzeyinde gerçekleşti.
Yılın ilk çeyreğinde gözlenen tarım sektöründeki büyümenin, gıda fiyatlarında aşağı yönlü etki yaratması beklenirken, rakamların tam tersi bir durumu ortaya koyması ise soru işaretleri yarattı.
Değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, bu yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde gelen büyümenin, Türkiye'de son dönemde tarımsal üretime yönelik yatırım ve çalışmaların başarıya ulaştığının somut bir göstergesi olduğunu söyledi.
Büyümenin lokomotifi tarım ve hizmet sektörleri
Sektörler itibarıyla bakıldığında, tarım ve hizmet sektörlerinin büyümede lokomotif olarak ortaya çıktığına işaret eden Kopuz, şunları kaydetti:
"2015'in ilk çeyreğinde tarımsal büyüme ile gıda enflasyonu arasında ilginç ilişkiler olduğu ortaya çıkıyor. Tarımsal üretim artmış ama buna paralel gıda enflasyonu da artmış. Oysa tarımsal büyümenin arttığı bir yerde, gıda fiyatlarında düşüş yaşanması gerek. Eğer bu olmuyorsa, ortada derhal çözülmesi gereken sorun ya da sorunlar var demektir. Bu durum ülkemizde üretilen özellikle tarımsal emtia ile ilgili arz, talep ve fiyat ilişkisinin yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılıyor. Ekonomi yönetiminin bu konuyu dikkatle ele alması gerek. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi ile Tarım Ürünleri Piyasası İzleme Koordinasyon Birimi bu veriyi değerlendirmelidir."
Gıdadaki artışa "Kooperatif" ve "Lisanslı Depoculuk" önerisi
Kopuz, tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin görüşlerini aktararak, çıkarılan Hal Kanunu ile büyük marketlerin tarımsal ürünleri üreticiden alıp, tüketiciye satmalarının sağlandığını anımsattı.
Bu kanunla, tüketicinin daha ucuza mal satın almasının hedeflendiğini belirten Kopuz, "Ancak son 2 yıl boyunca ortaya çıkan uygulama sonuçları, beklenen ucuzlamanın olmadığını ortaya koydu. Üretim fazlasına rağmen, fiyatlarda yaşanan artışların bir sebebi de budur. Buna ilişkin önlemler de alınmalıdır. Toptancı hallerinde hem üreticiyi, hem de tüketiciyi zarara uğratan gereksiz rantçı aracıların ortadan kaldırılması için bir çözüm üretilmelidir. Çünkü aracılar, hem üreticiden ucuza alıp, hem de tüketiciye pahalı satıyor. Bunların yerine, kooperatifler toptancı hallerinde doğrudan işlem yapmaya başlamalı" diye konuştu.
Kopuz, kooperatiflerin üreticilerin karlarını artıracağını, fiyatların da yükselmesini önleyeceğini savunarak, kooperatiflerin hallerde işlem yapması teşvik edildiğinde, toptancı hallerindeki aracıların azalacağını ifade etti.
Böylece reel piyasayla ilişkili olmayan, spekülatif fiyat artışlarının da önleneceğini kaydeden Kopuz, nihai tüketicinin de en uygun fiyattan ürün temin edebileceğini söyledi.
Kopuz, "Lisanslı Depoculuk" sisteminin de yaygın ve etkin hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Lisanslı depoculukla arz kontrolü sağlanmış ve spekülatif fiyat artışları önlenmiş olacak. Lisanslı depoculuk yerleşmediği sürece, spekülatif artışları önlemek oldukça zor olacaktır. Bu sisteminin yerleşmesiyle kurulacak Ürün İhtisas Borsaları, serbest piyasanın oluşumunu temin edecektir. Bölgesel maliyet farklarını ortadan kaldırmak için de lojistik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Anadolu'daki tüccar ile İstanbul'daki gıda tüccarı arasında maliyet kalemleri farkı çok fazladır. Doğal olarak tüccar da bu fiyat farkını sattığı ürüne yansıtmaktadır. Eğer bakanlık ve hükümet, Türkiye çapında lojistik altyapısını geliştirmeye yönelik çalışmalara ağırlık verirse, bunun fiyatlara yansıması da gözle görülür şekilde olacaktır. Dolayısıyla çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki lojistiğe yapılacak yatırım, gıda enflasyonun azalması demektir."