Türkiye Mısır ve Libya ile anlaşmaya mı hazırlanıyor?
Başbakan Binali Yıldırım'ın, Rusya ve İsrail ile anlaşmaların ardından yeni müjdelerin geleceğini açıklaması, gözlerin Mısır ve Libya'ya çevrilmesine neden oldu!
Libya ve Mısır'da Arap baharının ardından Türkiye'nin iki ülkeyle yaşadığı sorunlar çözülecek mi? Başbakan Binali Yıldırım'ın pazar günü yaptığı açıklamada, Rusya ve İsrail ile düzelme aşamasına geçen ilişkilerin ardından diğer ülkelerden de ilerleyen günlerde yeni haberler geleceğini açıklaması, gözlerin bu iki kritik ülkeye çevrilmesine neden oldu.
Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinin ardından özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD'nin boşluğu doldurması ve ardından Türkiye ile Libya arasında hzıla yeniden kurulan ilikilere rağmen ülkedeki çift kutuplu iktidar ve terör örgütü IŞİD'in Libya'nın bir bölümünde halen faaliyetlerine devam edebilmesi nedeniyle Türkiye geri planda kalmıştı.
Mısır'da Sisi'nin iktidara gelmesi ve Müslüman Kardeşler iktidarını devirmesinin ardından Türkiye'nin demokratik iktidara askeri müdahale gerçekleştiği gerekçesiyle sert tepki göstermesi Sisi rejimini kızdırmış ve Türkiye ile olan ikili ilişkiler donmuştu.
Türkiye'nin daha önce en büyük ticari partnerlerinden ikisi olan Libya ve Mısır'da yaşanacak gelişmeler aslında belki de İsrail ve Rusya'da düzelen ilişkiler kadar önem taşıyor. Neden mi?
Gelin biraz Arap Baharı öncesinde Libya ve Mısır'da Türkiye'nin ve Türk şirketlerinin konumunu hatırlayalım.
LİBYA'DA TÜRKİYE'NİN İNŞAAT PAZARI 20'DE 1'E İNDİ
Libya'da Kaddafi iktidarının uzun bir döneminde aslında Türkiye, ülkein en büyük ticaret partnerlerinden biriydi. Özellikle Türk inşaat sektörü Libya'nın yeniden yapılanmasının müteahhiti olarak bile kabul edilebilir. Kaddafi'nin iktidara geçtiği 1973 yılından günümüze kadar Türk inşaat şirketleri Libya'da toplam 565 projeyle 29 milyar dolarlık müteahhitlik işi gerçekleştirdi. Ve bunun büyük bölümü Kaddafi'nin son yıllarında oldu. Kaddafi devrilmeden önceki iki yılda Türki inşaat şirketlerinin Libya'da aldığı taahhüt işlerinin sayısı 124 ve bu projelerin rakamsal büyüklüğü 8 milyar dolardı. Arap Baharı'yla başlayan halk ayaklanmaları sonrasında Türk şirketleri çalışanlarını hızla ülkeden tahliye ederken geride sadece ele geçirdikleri Libya inşaat pazarını bırakmadılar. Aynı zamanda 2.5 milyar dolarlık varlık, fon veya hak edilmiş inşaat alacaklarını da bıraktı. Yine 1.4 milyar dolarlık gecikmiş alacak ve Libya bankalarında kilitli kalan 100 milyon dolarlık nakit para da cabası.
Kaddafi'nin devrilmesinin ardından aslında Türkiye ülkeye elçi gönderen ilk ülke oldu ve Libya ile Türkiye arasından ikili ilişkiler hızla yeniden kuruldu. Hatta 2014 yılında 32 Türk inşaat şirketleri bnaları yerle bir olmuş Libya'nın yeniden inşaası için 70 yeni projeyi yapması amacıyla Libya'ya davet edildi. Fakat hem ülkedeki siyasi kriz hem de IŞİD terörü nedeniyle Türk şirketleri bunların sadece 18'ini gerçekleştirebildi. Bu işlerden elde edilebilen kar ise 168 milyon dolarda kaldı.
Yani daha önce yılda 4 milyar dolarlar seviyesinde olan taahhüt ve inşaat cirosu neredeyse 20'de birine indi.
DIŞ TİCARET ETKİLENMEDİ
Öte yandan Türkiye ile Libya arasındaki ithalat ihracat hacmi bu süreçten etkilenmedi. Türkiye'nin Libya'ya ihracatı 2 milyar dolarla 1951 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Bu açıdan bakıldığında aslında Libya ile tekrar inşaat alanında ve ilave olarak enerji alanından eski günlere dönmek için en önemli gelişme Libya'daki siyasi krizin çözülmesi olacak.
MISIR TÜRKİYE'NİN İHRACATININ YÜZDE 2.5'İNİ OLUŞTURUYORDU
Asıl büyük sürpriz ise Mısır ile ilişkilerde yeniden düzelme şeklinde olabilir.
Arap Baharı öncesinde Türkiye'nin toplam ihracatı içinde yüzde 2.5 paya sahip olan Mısır, Türkiye ile Sisi darbesi sonrası ilişkilerde durma noktasına geldi. Diplomatik ilişkilerin en alt seviyeye indiği Mısır ile ilişkiler konusunda hem Başbakan Binali Yıldırım'dan hem de Dışişleri Bakanı'dan olumlu mesajlar alınması bu ülkeyle yeniden ikili ekonomik ilişkilerin canlanabileceği beklentisini getirdi. Nüfus olarak Türk mallarının yakın coğrafyada ulaşabileceği en büyük pazarlardan biri olan Mısır, şu sıralar halk ayaklanmaları sonrası cari açık problemleri yaşasa da bölgenin halen en büyük ekonomik güçlerinden biri.
paralimani.com Ekonomi Haberleri Servisi - Özel Analiz
Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinin ardından özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD'nin boşluğu doldurması ve ardından Türkiye ile Libya arasında hzıla yeniden kurulan ilikilere rağmen ülkedeki çift kutuplu iktidar ve terör örgütü IŞİD'in Libya'nın bir bölümünde halen faaliyetlerine devam edebilmesi nedeniyle Türkiye geri planda kalmıştı.
Mısır'da Sisi'nin iktidara gelmesi ve Müslüman Kardeşler iktidarını devirmesinin ardından Türkiye'nin demokratik iktidara askeri müdahale gerçekleştiği gerekçesiyle sert tepki göstermesi Sisi rejimini kızdırmış ve Türkiye ile olan ikili ilişkiler donmuştu.
Türkiye'nin daha önce en büyük ticari partnerlerinden ikisi olan Libya ve Mısır'da yaşanacak gelişmeler aslında belki de İsrail ve Rusya'da düzelen ilişkiler kadar önem taşıyor. Neden mi?
Gelin biraz Arap Baharı öncesinde Libya ve Mısır'da Türkiye'nin ve Türk şirketlerinin konumunu hatırlayalım.
LİBYA'DA TÜRKİYE'NİN İNŞAAT PAZARI 20'DE 1'E İNDİ
Libya'da Kaddafi iktidarının uzun bir döneminde aslında Türkiye, ülkein en büyük ticaret partnerlerinden biriydi. Özellikle Türk inşaat sektörü Libya'nın yeniden yapılanmasının müteahhiti olarak bile kabul edilebilir. Kaddafi'nin iktidara geçtiği 1973 yılından günümüze kadar Türk inşaat şirketleri Libya'da toplam 565 projeyle 29 milyar dolarlık müteahhitlik işi gerçekleştirdi. Ve bunun büyük bölümü Kaddafi'nin son yıllarında oldu. Kaddafi devrilmeden önceki iki yılda Türki inşaat şirketlerinin Libya'da aldığı taahhüt işlerinin sayısı 124 ve bu projelerin rakamsal büyüklüğü 8 milyar dolardı. Arap Baharı'yla başlayan halk ayaklanmaları sonrasında Türk şirketleri çalışanlarını hızla ülkeden tahliye ederken geride sadece ele geçirdikleri Libya inşaat pazarını bırakmadılar. Aynı zamanda 2.5 milyar dolarlık varlık, fon veya hak edilmiş inşaat alacaklarını da bıraktı. Yine 1.4 milyar dolarlık gecikmiş alacak ve Libya bankalarında kilitli kalan 100 milyon dolarlık nakit para da cabası.
Kaddafi'nin devrilmesinin ardından aslında Türkiye ülkeye elçi gönderen ilk ülke oldu ve Libya ile Türkiye arasından ikili ilişkiler hızla yeniden kuruldu. Hatta 2014 yılında 32 Türk inşaat şirketleri bnaları yerle bir olmuş Libya'nın yeniden inşaası için 70 yeni projeyi yapması amacıyla Libya'ya davet edildi. Fakat hem ülkedeki siyasi kriz hem de IŞİD terörü nedeniyle Türk şirketleri bunların sadece 18'ini gerçekleştirebildi. Bu işlerden elde edilebilen kar ise 168 milyon dolarda kaldı.
Yani daha önce yılda 4 milyar dolarlar seviyesinde olan taahhüt ve inşaat cirosu neredeyse 20'de birine indi.
DIŞ TİCARET ETKİLENMEDİ
Öte yandan Türkiye ile Libya arasındaki ithalat ihracat hacmi bu süreçten etkilenmedi. Türkiye'nin Libya'ya ihracatı 2 milyar dolarla 1951 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Bu açıdan bakıldığında aslında Libya ile tekrar inşaat alanında ve ilave olarak enerji alanından eski günlere dönmek için en önemli gelişme Libya'daki siyasi krizin çözülmesi olacak.
MISIR TÜRKİYE'NİN İHRACATININ YÜZDE 2.5'İNİ OLUŞTURUYORDU
Asıl büyük sürpriz ise Mısır ile ilişkilerde yeniden düzelme şeklinde olabilir.
Arap Baharı öncesinde Türkiye'nin toplam ihracatı içinde yüzde 2.5 paya sahip olan Mısır, Türkiye ile Sisi darbesi sonrası ilişkilerde durma noktasına geldi. Diplomatik ilişkilerin en alt seviyeye indiği Mısır ile ilişkiler konusunda hem Başbakan Binali Yıldırım'dan hem de Dışişleri Bakanı'dan olumlu mesajlar alınması bu ülkeyle yeniden ikili ekonomik ilişkilerin canlanabileceği beklentisini getirdi. Nüfus olarak Türk mallarının yakın coğrafyada ulaşabileceği en büyük pazarlardan biri olan Mısır, şu sıralar halk ayaklanmaları sonrası cari açık problemleri yaşasa da bölgenin halen en büyük ekonomik güçlerinden biri.
paralimani.com Ekonomi Haberleri Servisi - Özel Analiz