Türkiye'ye çok ağır fatura!

İşte o rakam

ABD merkezli Brookings Enstitüsü ile TÜSİAD’ın hazırladığı rapora göre, Avrupa Birliği ve ABD arasında müzakereleri süren serbest ticaret anlaşması Türkiye’nin gelirini yüzde 2,5 düşürecek. Raporda, anlaşmanın zararlarının en aza indirilmesi için Türkiye’nin de ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalaması isteniyor.
Avrupa Birliği ve ABD arasında imzalanması planlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTYO) için müzakere süreci resmi olarak başlatıldı. Ancak Türkiye’nin müzakere sürecine taraf olarak dahil edilmesi seçenekler arasında değil. Müzakere sürecinde anlaşmanın diğer ülkeler üzerindeki olası doğrudan ekonomik etkileri belirsizliğini koruyor. Uzmanlar anlaşmanın Türkiye dahil 3. ülkeler için refah seviyesini azaltacağını öngörmekte.
Brookings Enstitüsü ve TÜSİAD işbirliğinde dün Washington’da düzenlenen ‘ABD-Türkiye Foru-mu’nda, Prof. Dr. Kemal Kirişçi tarafından kaleme alınan ABD-AB serbest ticaret anlaşmasının etkilerini ortaya koyan bir rapor da açıklandı. Rapor, anlaşmaya Türkiye’nin de dahil edilmesi gerektiğini savunuyor. Raporda Türkiye ile ilgili ekonomik dezavantaj oluşturan durumlara dikkat çekiliyor ve atılması gereken adımlarla ilgili öneriler sunuluyor. Rapora göre TTYO imzalanırsa Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ticareti bu durumdan ciddi şekilde olumsuz etkilenecek.
Zaman'ın haberine göre dünya ticaretinde önemli paya sahip iki ekonomi arasındaki kapsamlı bir ticaret ve yatırım ortaklığı girişiminin diğer ülkeler ve dünya ticaret sistemi üzerinde yapacağı etki, konunun Türkiye açısından da en önemli yönünü teşkil etmekte.
Raporda Türkiye’nin transatlantik ekonomik ortaklığına katılımının ekonomik, siyasi ve stratejik avantajları öne çıkarılıyor ve bunun pratikte nasıl gerçekleştirilebileceği konusunda politik önerilerde bulunuluyor. Kirişçi’ye göre TTYO, ABD ürünlerine AB üzerinden Türk pazarına serbest giriş imkanı sağlarken, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı gümrük vergisi gibi uygulamalara tabi olmaya devam edecek. Bu durum, bir yandan ABD ile mevcut ticaret dengesini olumsuz etkileyecek diğer yandan da Türk ürünlerinin AB ürünleri karşısında, ABD pazarındaki rekabet imkanını azaltacak. Daha da önemlisi Türkiye, dış ticaretinde önemli paya sahip bu iki ekonomiyle mal ve hizmet ticareti ile yatırımlarda yeni belirlenecek düzenlemeler ve normlara göre hareket etmek zorunda kalacak. Bu şartlar altında, Türkiye’nin ABD ile bir serbest ticaret anlaşması yapması giderek ve artan şekilde önem kazanmakta.
Rapordan satır araları
Kirişçi’ye göre ABD ile AB arasında imzalanması planlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması, Türkiye dahil 3. ülkeler için refah seviyesini azaltıcı olacak. Halihazırda ABD veya AB ile serbest ticaret anlaşmaları olan ülkeler bu yeni anlaşmadan en çok etkilenen ülkeler olacak. Örneğin Kanada ve Meksika gibi ABD ve AB ile serbest ticaret antlaşmaları olan ülkeler yüzde 9,48 ve yüzde 7,24’lük gelir kaybı yaşayacak. Türkiye’nin potansiyel GSYH kaybının yüzde 2,5 olacağı tahmin edilmekte. Türkiye’nin aynı zamanda 20 milyar dolar gelir kaybı yaşayacağı da öngörülmekte ve gelire yönelik bu kaybın doğrudan Türkiye’nin GSYH’sine yansıyacağı belirtilmekte. Tüm bunlar bu anlaşmanın dünya ve Türkiye ekonomisi üzerine etkilerinin çok önemli olduğunu ortaya koyuyor.
İngiltere ve Amerika yüzde 13,4 ve yüzde 9,7’lik yıllık kazanç ile bu anlaşmadan en yüksek oranda fayda sağlayacak ülkeler olacak. Bu iki ülke ile serbest ticaret açığı olan devletler ise en zararlı çıkanlar arasında yer alacak.
AB ile gümrük birliği, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde üye ülkeler entegrasyonunu hızlandırmak ve ekonomisini AB ile uyumlu hale getirmek üzere uygulanmaya başlanmıştı. Gümrük birliği ile Türkiye, Avrupa Birliği normlarına uygun gelişmeleri ve AB ortak ekonomik politikalarını benimsedi. Türkiye, gümrük birliği anlaşması sebebiyle, AB üçüncü bir ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptığında, AB ile eşit şartlarda ticari ilişkilerde bulunabiliyor. Bu aynı zamanda pratikte şu anlama gelmekte: Bu yeni uygulama ile Türkiye’nin üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapması artık eskisi kadar kolay olmayacak.
Bu durum, Türkiye’nin yaşayacağı en büyük dezavantajı oluştururken aynı zamanda ticari sapmaları da beraberinde getirecek. AB’nin dünyanın önemli ekonomileri ile ayrıcalıklı ticari anlaşmalar imzalaması, Türkiye için farklı bir tablo oluşturmakta. Cezayir, Meksika, Güney Afrika gibi ülkelerin 2000 yılında AB ile yaptıkları ticaret anlaşmalarından sonra Türkiye, bu ülkeler ile müzakere ortamı dahi oluşturamamıştı. Aynı zamanda Türkiye; Hindistan, Kanada, Japonya ve Vietnam gibi ülkelerle ticari ilişkilerini yeterli ölçüde geliştiremedi. Çünkü bu ülkelerin tamamı AB ile serbest ticaret anlaşmaları yapabilmek için müzakere süreci içinde bulunmaktalar. Türkiye’nin bu ülkelerin yanı sıra AB ile paralel yürütmek istediği ticari anlaşma taleplerine olumlu bir cevap gelmedi. TTYO’nun imzalanması ile Türkiye, bu ülkelerin pazarına ulaşma yetkisine sahip olamazken, bu ülkeler Türkiye pazarına girebilecek.
Anlaşma sürecine Türkiye’nin dahil edilmemesinin en belirgin ekonomik dezavantajlarından biri de, halihazırda ABD ile olan 8,5 milyar dolarlık ticaret açığının daha da artacak olması. Anlaşma ile transatlantik ülkeleri ABD pazarına girebilecek. TTYO ortaklığı ile hedeflenen ABD ve AB arasındaki ekonomik canlılık hedefi, Türkiye örneğinde tam tersi bir durum oluşturuyor.
Rapora göre bu anlaşma ile Türk firmaların ABD ve AB firmaları ile rekabet etmesi ciddi anlamda güçleşecek.
Sonraki Haber