TÜSİAD'dan açıklama

'Çatışmacı üslup güveni zedeliyor'

Gezi protestolarının 11’inci gününde Tüsiad’dan bir açıklama daha geldi.

Elazığ’da düzenlenen TÜRKONFED 36. Girişim ve İş Dünyası Konseyi’nin açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Gezi Parkı protestolarına da değindi.

Süreci iyi anlamanın demokratikleşme yolunda öenmli bir katkı sağlayacağını düşündüğünü belirten Yılmaz, ‘Çoğulculuk ve katılımcılığın hâkim kılınmaması durumunda bireylerin onurlarının zedelendiğini hissettiklerini görüyoruz. Her ne kadar eksikliklerini tespit ediyor olsak da, önemli bir demokrasi kültürünün ülkemizde yerleşmiş olduğunu da görmekten sanırım hepimiz memnunuz. Bu talebi belirgin bir şekilde ortaya koyan gençleri de takdir etmek gerekir diye düşünüyorum. Onların demokrasi refleksi Türkiye'nin geleceğinin de güvencesidir.’ şeklinde konuştu. Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü, ‘Kaygılara neden olan eksikliklerin yanı sıra siyasetin üslubunu da daha yumuşak bir üsluba geçirmekte yarar var. Güven, uzlaşma ve barışı tesis edecek bir üslubu kurmalıyız, hakim kılmalıyız. Çatışmacı üslup güveni zedelemektedir. Türkiye’nin sorunlarını çözmek için de güven ortamına ihtiyacımız var.’ Türkiye ekonomisinin önemli gelişmeler sağladığına dikkat çene TÜSİAD Başkanı, ekonomide sağlanan gelişmeyle bir itibar oluştuğunu belirterek, ‘Niye deokraside aynı şeyi yapamyalım, Niye Türkiye'nin demokrasi alanında da itibarını artıracak önlemleri almıyoruz? Umut ediyorum ki bu Gezi olayı Türkiye'nin demokrasi alanında da itibarını artırma fırsatı olarak değerlendirilir’dedi.

‘KONUŞARAK SONLANDIRALIM’

Yılmaz, eylemlerin aynı zamanda demokratik standartların yükseltilmesi yönündeki aciliyeti de ortaya koyduğunu, yapılması gerekenin temel hak ve hürriyet talebinin bir kazanıma dönüştürmek olduğunu söyledi.

Yılmaz, ‘Önümüzde devlet – birey ilişkilerini bireyin özgürlükleri lehine geliştirmesi beklenen yeni ve sivil bir anayasa süreci bulunmaktadır. Çoğulculuk ve katılımcılık yönündeki bu beklentilerin yeni anayasa ile karşılanması mümkündür. ihtiyacımız olanın, ön yargılarımızı bir tarafa bırakıp daha fazla konuşmak olduğunun altını çizmek istiyorum. 30 yılı aşkın süredir yaşadığımız terörü silahla sonlandıramadık. Konuşarak sonlandırıyoruz. Demokrasi meselesini mi çözemeyeceğiz, niye konuşmuyoruz? Konuşalım. Daha yumuşak bir üslupla konuşalım. Birbirimizi anlayalım. Birbirimizi dinleyelim. Türkiye'nin bütün sorunlarını çözebiliriz. Türkiye'nin ihtiyacı olan, bütün sorunlarını çözecek güven ortamını ancak böyle sağlayabiliriz diye düşünüyorum.’ dedi.
Sonraki Haber