Ya yerli otomobil ya tükenen sanayi
Murat Bartu yazdı...
Türk Ekonomisinin çok temel bir problemi var; Katma Değer Yaratan bir ekonomimiz yok. Yani yarı mamul veya hammadde halindeki malları alıp orasını burasını toparlayıp bir iki ilave yaptıktan sonra satıyoruz. Bu durum ne zaman ekonomi büyüse hızla ithalatın da büyümesine ve cari açık problemine en sonunda, da
krize yol açıyor.
Yani Kore gibi ekonomimizi dönüştürüp topraktan gemi, araba, elektronik eşya yapmayı başaramamış bir ekonomiyiz. Büyük problemimiz bu.Sayın Başbakanın yerli araba istiyorum çıkışını bu nedenle çok anlamlı ve mantıklı buluyorum.
2008 krizinden sonra bu problem T.C. Merkez Bankası tarafından yönetilmeye çalışıldı ancak onlar da siyasilerin düşük faiz baskısı ile hızlı büyümenin yaratacağı cari açık ve krizi endişesi arasına sıkıştılar.
Derken bankaların bankası pratik bir çözüm buldu faizleri düşük tutup siyasileri mutlu edecek ancak faizin sahibi olan bankaları kontrol altında tutarak parasal genişlemeye engel olacaktı. Yaptı da.
Bunun doğal sonucu Bankaların fon kaynaklarını azaltmak (Karşılıkları artırdı) ve onlar üzerindeki otoritesini kullanmaktı ki BDDK ile beraber hareket ederek Bankaların kredi büyümesini sınırladı.
Tedbirler sonuç verdi, büyüme mutedil, enflasyon kontrol altında ancak;
Bu politika Bankaların kar endişesini artırdı. Onlarda bütün kaynaklarını yatırıma yönelik proje kredileri yerine çabuk sonuç veren yüksek getirili Tüketici Kredilerine ayırdılar.
Yukarıda saydığım nedenlerden 2008 den bu yana ülkemizde doğru düzgün yatırım yapılmıyor , yapılamıyor tamamen tüketim toplumu olduk, giderek dışa bağımlılığımız artıyor sanırım geleceği olmayan bir ekonomi olma yolundayız.
T.C. Merkez Bankası ve Bankalar ise bugün için yarınlarını tüketiyor çünkü bu uygulama böyle devam ederse -ki dünyadaki ekonomik kriz ve likidite bolluğu devam ederse etmek zorunda- sanayimiz falan kalmayacak o zaman ne Bankaların para kazanacak bir ekonomisi ne de T.C. Merkez Bankası endişe etmesini gerektirecek bir sorun olmayacak.
Sorunu söyleyip çözümden bahsetmemek sorunun bir parçası olmak anlamına gelir.
Çözüm; derhal katma değeri yüksek entegre demir-çelik savunma sanayi, yatırım malları üretimi, yüksek tonajlı gemi, yerli araba, madencilik, tarım gibi sektörlere çok ciddi teşvik vererek, yıllardır istihdam diye katlandığımız montaj sanayini kontrol altına almaktır. Yapılan yatırımlar oluşan istihdam açığından çok daha fazlasını yaratacaktır. Geleceğimiz aydınlık olacaktır.
krize yol açıyor.
Yani Kore gibi ekonomimizi dönüştürüp topraktan gemi, araba, elektronik eşya yapmayı başaramamış bir ekonomiyiz. Büyük problemimiz bu.Sayın Başbakanın yerli araba istiyorum çıkışını bu nedenle çok anlamlı ve mantıklı buluyorum.
2008 krizinden sonra bu problem T.C. Merkez Bankası tarafından yönetilmeye çalışıldı ancak onlar da siyasilerin düşük faiz baskısı ile hızlı büyümenin yaratacağı cari açık ve krizi endişesi arasına sıkıştılar.
Derken bankaların bankası pratik bir çözüm buldu faizleri düşük tutup siyasileri mutlu edecek ancak faizin sahibi olan bankaları kontrol altında tutarak parasal genişlemeye engel olacaktı. Yaptı da.
Bunun doğal sonucu Bankaların fon kaynaklarını azaltmak (Karşılıkları artırdı) ve onlar üzerindeki otoritesini kullanmaktı ki BDDK ile beraber hareket ederek Bankaların kredi büyümesini sınırladı.
Tedbirler sonuç verdi, büyüme mutedil, enflasyon kontrol altında ancak;
Bu politika Bankaların kar endişesini artırdı. Onlarda bütün kaynaklarını yatırıma yönelik proje kredileri yerine çabuk sonuç veren yüksek getirili Tüketici Kredilerine ayırdılar.
Yukarıda saydığım nedenlerden 2008 den bu yana ülkemizde doğru düzgün yatırım yapılmıyor , yapılamıyor tamamen tüketim toplumu olduk, giderek dışa bağımlılığımız artıyor sanırım geleceği olmayan bir ekonomi olma yolundayız.
T.C. Merkez Bankası ve Bankalar ise bugün için yarınlarını tüketiyor çünkü bu uygulama böyle devam ederse -ki dünyadaki ekonomik kriz ve likidite bolluğu devam ederse etmek zorunda- sanayimiz falan kalmayacak o zaman ne Bankaların para kazanacak bir ekonomisi ne de T.C. Merkez Bankası endişe etmesini gerektirecek bir sorun olmayacak.
Sorunu söyleyip çözümden bahsetmemek sorunun bir parçası olmak anlamına gelir.
Çözüm; derhal katma değeri yüksek entegre demir-çelik savunma sanayi, yatırım malları üretimi, yüksek tonajlı gemi, yerli araba, madencilik, tarım gibi sektörlere çok ciddi teşvik vererek, yıllardır istihdam diye katlandığımız montaj sanayini kontrol altına almaktır. Yapılan yatırımlar oluşan istihdam açığından çok daha fazlasını yaratacaktır. Geleceğimiz aydınlık olacaktır.