İstanbul'da dev kamulaştırma
İstanbul'da 8 ilçede büyük kamulaştırma...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul'un 8 ilçesinde Afet Yasası kapsamında, 42 bin 300 hektarlık alanda acele kamulaştırma yapacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul ’da Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Esenyurt, Başakşehir, Esenler, Arnavutköy ve Eyüp ilçelerinde 42 bin 300 hektarlık araziyi yeni proje alanı ilan etti.
Radikal'den Elif İnce'nin haberine göre deprem dönüşümü için gerekli rezerv yapı alanları ve üçüncü havalimanı projesinin de yer alacağı bölgedeki binaların dönüşümü için uzlaşılamaz ise kamulaştırma yapılacak. Yeni yapılaşmaya açılan alanda birçok yerleşik mahallenin yanı sıra kent için hayati önem taşıyan içme suyu havzaları, tarım arazileri ve orman alanları da bulunuyor.
Avrupa yakasının 8’de 1’i
Yeni proje alanı ilan edilerek yeni yerleşime açılan bölge, Karadeniz kıyısında yapılacak üçüncü havaalanından başlayıp, Küçükçekmece Gölü’nü de içine alarak Marmara Denizi’ne kadar iniyor. Basınköy, Olimpiyat Stadı çevresi, Taşoluk ve Hadımköy’ü içine alan bölgeye son olarak aralık ayında ‘çarpık yapılaşma’ gerekçesiyle 3 bin 800 hektarlık Bahçeşehir, Hadımköy ile Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyinde yer alan Şahintepe, Güvercintepe ve Tahtakale mahalleleri de eklendi. Bu eklentilerle uygulama yapılacak toplam alan, İstanbul’un Avrupa yakasının yaklaşık 8’de 1’i, Beyoğlu ilçesinin yaklaşık 50 katı büyüklüğüne ulaştı. Rezerv yapı alanı olarak planlanan bölgelerde binlerce konut ve on binlerce kişi yaşıyor. Bakanlık ‘Büyükşehir’e bildirdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, alanın bütününde ‘kamulaştırma ve gerekirse acele kamulaştırma’ yapılabileceğini şubat ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazdığı bir yazı ile bildirdi.
Bakanlığın İBB’ye gönderdiği yazıda, ‘rezerv alan’ içindeki yapıların afet yasası kapsamında dönüştürülmesinde ‘kamu yararı’ olduğu belirtiliyor. Yazıda şu ifadelere yer veriliyor: “Bakanlık oluru ile ‘rezerv yapı alanı’ olarak belirlenen toplamda 42 bin 300 hektarlık sahada imar mevzuatına aykırı, ruhsatsız, iskânsız ve afet riski taşıyan yapıların tasfiye edilmesi ve sağlıklı, güvenli yaşam alanlarının oluşturulması hedeflenmektedir. Bu alan içerisinde kalan, ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma ya da ağır hasar görme riski taşıyan yapılar ile yeni havaalanı ve karayolu güzergâhlarının, 6306 sayılı kanun kapsamında öncelikle anlaşma yoluyla dönüştürülmesi, anlaşma sağlanamayan taşınmazların ise kamulaştırılması veya gerek görülmesi halinde acele kamulaştırılması hedeflenmektedir.”
Uzmanlar, bakanlığın kararının şehrin ‘anayasası’ sayılan, 2009’da onaylanan İstanbul Çevre Düzeni Planı’na aykırı olduğunu vurguluyor. Şehrin ‘anayasası’ sayılan, 2009’da onaylanan İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda da kuzeye doğru yapılaşmanın engellenmesi gerektiği belirtiliyor. İBB’nin plana dair raporunda, projeksiyonların ‘kentin yaşam destek sistemlerinin yok olma sürecinde olduğunu’ gösterdiği, doğal alanların sürdürülebilir olması için kuzeye eğilim gösteren kent gelişiminin engellenerek ekolojik değerlerin korunması, yapılaşmanın doğu-batı aksında ilerlemesi gerektiği belirtilmiş. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar “Bu alanların yapılaşmaya açılması hem üst ölçekli planlara aykırı hem de doğal eşiklerin aşılması anlamına geliyor” dedi.
Reklamlı ‘ekokentler’ yapılacak
Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, “Bu alanın yapılaşmaya açılması korkunç bir çevre felaketi demek. Coğrafi ve jeolojik olarak yapılaşma yasağı olması gereken alanlarda şimdi yeni rant bölgeleri yaratılacak, reklamlı ‘ekokentler’ yapılacak. Bu devasa alanda kamulaştırma mekanizması insanların mülklerine el koymak, ucuza kapatmak için ve açıkça spekülatif amaçlı kullanılıyor” dedi.
Rezerv yapı alanı ne demektir?
Afet yasasına göre bir bölgeyi ‘riskli alan’ ilan etmek için çeşitli teknik raporlar (örneğin yerbilimsel etüt raporu) istenirken yeni yerleşimlerin kurulacağı ‘rezerv yapı alanları’nın tespitinde sadece Maliye Bakanlığı’nın görüşünün alınması yeterli. Rezerv alan ilan edilecek yere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar veriyor. Bakanlık burada istediği gibi plan ve proje yapma yetkisine sahip, ayrıca taşınmazların mülkiyet ve imar haklarını başka bir alana aktarma kararı da alabiliyor. Rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma hizmetleri durdurulabiliyor, taşınmazların satışı, devri ve kiralanması yasaklanabiliyor, yapıların elektrik, su ve doğalgazı kesilebiliyor. Sağlam binalar da proje bütünlüğü gerekçe gösterilerek yıkılabiliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Üç alternatif sunacağız
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nden Bülent Babaoğlu, Afet Yasası’nın “Bina sağlam da olsa proje bütünlüğü için yıkılabilir” hükmünün ‘nitelikli ve kaliteli’ bazı projeler için uygulanabileceğini söyledi. Babaoğlu şunları dile getirdi: “Riskli alan kesinlikle tasfiye edilecek alandır. Rezerv konut alanında ise tüm binalar yıkılacak diye bir şey yok. Tasfiye edilmeyip korunacak alanlar olabilir. Mesela yeni bir site yapılmıştır, iskânı vardır. Deprem yönetmeliğine göre yapılmıştır, orayı korursun. Şu anda rezerv konut alanında sentezlerimizi, analizlerimizi, ulaşım etütlerimizi yapıyoruz. Sonra planlar yapılacak, yıkılması gereken yerleri yıkıyoruz, şuraya taşıyoruz diyeceğiz proje alanı içinde. 42 bin hektarlık alanın tümünü bir kalemde yapmak mümkün değil, etaplar halinde yapılacak. TOKİ bir idare olacak, bir sürü farklı paydaş olacak. Kamulaştırma kararı var diye devlet parayı basıp kamulaştıracak diye bir şey yok. Vatandaşa üç alternatif sunulacak:
1- Proje alanı içinde sana konut veriyoruz.
2- Konutu beklemeyeceksen, hazır konutlarımız varsa elimizde onları teklif edeceğiz
3- Para teklif edeceğiz. Uzlaşılamadığı takdirde kamulaştırma gibi diğer yollara başvurulabilir.”
‘Acele kamulaştırma tehdit unsuru’
Haberin devamı için tıklayın
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul ’da Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Esenyurt, Başakşehir, Esenler, Arnavutköy ve Eyüp ilçelerinde 42 bin 300 hektarlık araziyi yeni proje alanı ilan etti.
Radikal'den Elif İnce'nin haberine göre deprem dönüşümü için gerekli rezerv yapı alanları ve üçüncü havalimanı projesinin de yer alacağı bölgedeki binaların dönüşümü için uzlaşılamaz ise kamulaştırma yapılacak. Yeni yapılaşmaya açılan alanda birçok yerleşik mahallenin yanı sıra kent için hayati önem taşıyan içme suyu havzaları, tarım arazileri ve orman alanları da bulunuyor.
Avrupa yakasının 8’de 1’i
Yeni proje alanı ilan edilerek yeni yerleşime açılan bölge, Karadeniz kıyısında yapılacak üçüncü havaalanından başlayıp, Küçükçekmece Gölü’nü de içine alarak Marmara Denizi’ne kadar iniyor. Basınköy, Olimpiyat Stadı çevresi, Taşoluk ve Hadımköy’ü içine alan bölgeye son olarak aralık ayında ‘çarpık yapılaşma’ gerekçesiyle 3 bin 800 hektarlık Bahçeşehir, Hadımköy ile Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyinde yer alan Şahintepe, Güvercintepe ve Tahtakale mahalleleri de eklendi. Bu eklentilerle uygulama yapılacak toplam alan, İstanbul’un Avrupa yakasının yaklaşık 8’de 1’i, Beyoğlu ilçesinin yaklaşık 50 katı büyüklüğüne ulaştı. Rezerv yapı alanı olarak planlanan bölgelerde binlerce konut ve on binlerce kişi yaşıyor. Bakanlık ‘Büyükşehir’e bildirdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, alanın bütününde ‘kamulaştırma ve gerekirse acele kamulaştırma’ yapılabileceğini şubat ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazdığı bir yazı ile bildirdi.
Bakanlığın İBB’ye gönderdiği yazıda, ‘rezerv alan’ içindeki yapıların afet yasası kapsamında dönüştürülmesinde ‘kamu yararı’ olduğu belirtiliyor. Yazıda şu ifadelere yer veriliyor: “Bakanlık oluru ile ‘rezerv yapı alanı’ olarak belirlenen toplamda 42 bin 300 hektarlık sahada imar mevzuatına aykırı, ruhsatsız, iskânsız ve afet riski taşıyan yapıların tasfiye edilmesi ve sağlıklı, güvenli yaşam alanlarının oluşturulması hedeflenmektedir. Bu alan içerisinde kalan, ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma ya da ağır hasar görme riski taşıyan yapılar ile yeni havaalanı ve karayolu güzergâhlarının, 6306 sayılı kanun kapsamında öncelikle anlaşma yoluyla dönüştürülmesi, anlaşma sağlanamayan taşınmazların ise kamulaştırılması veya gerek görülmesi halinde acele kamulaştırılması hedeflenmektedir.”
Uzmanlar, bakanlığın kararının şehrin ‘anayasası’ sayılan, 2009’da onaylanan İstanbul Çevre Düzeni Planı’na aykırı olduğunu vurguluyor. Şehrin ‘anayasası’ sayılan, 2009’da onaylanan İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda da kuzeye doğru yapılaşmanın engellenmesi gerektiği belirtiliyor. İBB’nin plana dair raporunda, projeksiyonların ‘kentin yaşam destek sistemlerinin yok olma sürecinde olduğunu’ gösterdiği, doğal alanların sürdürülebilir olması için kuzeye eğilim gösteren kent gelişiminin engellenerek ekolojik değerlerin korunması, yapılaşmanın doğu-batı aksında ilerlemesi gerektiği belirtilmiş. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar “Bu alanların yapılaşmaya açılması hem üst ölçekli planlara aykırı hem de doğal eşiklerin aşılması anlamına geliyor” dedi.
Reklamlı ‘ekokentler’ yapılacak
Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, “Bu alanın yapılaşmaya açılması korkunç bir çevre felaketi demek. Coğrafi ve jeolojik olarak yapılaşma yasağı olması gereken alanlarda şimdi yeni rant bölgeleri yaratılacak, reklamlı ‘ekokentler’ yapılacak. Bu devasa alanda kamulaştırma mekanizması insanların mülklerine el koymak, ucuza kapatmak için ve açıkça spekülatif amaçlı kullanılıyor” dedi.
Rezerv yapı alanı ne demektir?
Afet yasasına göre bir bölgeyi ‘riskli alan’ ilan etmek için çeşitli teknik raporlar (örneğin yerbilimsel etüt raporu) istenirken yeni yerleşimlerin kurulacağı ‘rezerv yapı alanları’nın tespitinde sadece Maliye Bakanlığı’nın görüşünün alınması yeterli. Rezerv alan ilan edilecek yere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar veriyor. Bakanlık burada istediği gibi plan ve proje yapma yetkisine sahip, ayrıca taşınmazların mülkiyet ve imar haklarını başka bir alana aktarma kararı da alabiliyor. Rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma hizmetleri durdurulabiliyor, taşınmazların satışı, devri ve kiralanması yasaklanabiliyor, yapıların elektrik, su ve doğalgazı kesilebiliyor. Sağlam binalar da proje bütünlüğü gerekçe gösterilerek yıkılabiliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Üç alternatif sunacağız
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nden Bülent Babaoğlu, Afet Yasası’nın “Bina sağlam da olsa proje bütünlüğü için yıkılabilir” hükmünün ‘nitelikli ve kaliteli’ bazı projeler için uygulanabileceğini söyledi. Babaoğlu şunları dile getirdi: “Riskli alan kesinlikle tasfiye edilecek alandır. Rezerv konut alanında ise tüm binalar yıkılacak diye bir şey yok. Tasfiye edilmeyip korunacak alanlar olabilir. Mesela yeni bir site yapılmıştır, iskânı vardır. Deprem yönetmeliğine göre yapılmıştır, orayı korursun. Şu anda rezerv konut alanında sentezlerimizi, analizlerimizi, ulaşım etütlerimizi yapıyoruz. Sonra planlar yapılacak, yıkılması gereken yerleri yıkıyoruz, şuraya taşıyoruz diyeceğiz proje alanı içinde. 42 bin hektarlık alanın tümünü bir kalemde yapmak mümkün değil, etaplar halinde yapılacak. TOKİ bir idare olacak, bir sürü farklı paydaş olacak. Kamulaştırma kararı var diye devlet parayı basıp kamulaştıracak diye bir şey yok. Vatandaşa üç alternatif sunulacak:
1- Proje alanı içinde sana konut veriyoruz.
2- Konutu beklemeyeceksen, hazır konutlarımız varsa elimizde onları teklif edeceğiz
3- Para teklif edeceğiz. Uzlaşılamadığı takdirde kamulaştırma gibi diğer yollara başvurulabilir.”
‘Acele kamulaştırma tehdit unsuru’
Haberin devamı için tıklayın