ABD Merkez Bankası Fed faizi değiştirmedi
Piyasaların merakla beklediği Fed kararları açıklandı. ABD Merkez Bankası beklenildiği gibi faiz oranlarında değişikliğe gitmedi
ABD Merkez Bankası Fed, politika faizinde değişikliğe gitmedi. Fed minimum faiz oranını yüzde 0,25 olarak bıraktı.
Beklentiler de bu yöndeydi.
Maksimum faiz oranı ise yüzde 0,50 olarak bırakıldı.
Fed yetkililerinin açıklamalarında, ABD ekonomisindeki kısa vadeli risklerin azaldığına dikkat çekildi ve bu yıl içinde yeni bir faiz artırımına gidilebileceğine işaret edildi.
Yetkililer, "Eylül ayında bir faiz artışı mümkün" dedi.
Yetkililer aynı zamanda Haziran ayındaki toplantıdan bu yana ABD istihdam piyasasında bir iyileşme yaşandığına da işaret etti.
Aralıktan bu yana faize dokunmuyor
Fed, 10 yıl sonra ilk kez faizleri sıfır seviyesinden yüzde 0,25 seviyesine çektiği Aralık ayı toplantısından bu yana faizlerde değişikliğe gitmedi.
Fed'in politika faizini artırması dolara olan ilginin artması ve dolarla işlem gören varlıklara yatırımcıların daha fazla ilgi göstereceği anlamına geldiğinden, faizlerin yükselmesi aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişen ülkelerden ABD'ye para çıkışı yaşanabileceği anlamına da geliyor.
Fed'in bu yıl faiz kararı açıklayacağı üç toplantısı daha olacak. Bunlar Eylül, Kasım ve Aralık aylarında gerçekleşecek.
Kasım ayında Fed'den bir faiz artışı beklenmiyor çünkü Fed toplantısı ABD Başkanlık seçimlerinin bir hafta öncesine denk geliyor.
Uzmanlar ne diyor?
İntegral Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Uzmanı Beste Naz Köksal:
Fed Haziran Tedirginliğini Üzerinden Attı
Fed’in Temmuz ayı toplantısı sonlandı. Faizlerde değişiklik yapılmayarak politika faizinin yüzde 0.50 düzeyinde bırakılmasında karar kılındı. Piyasa zaten faiz kararında farklı bir aksiyon alınmasını beklemiyordu ama asıl merak edilen nokta, karar metninde yapılacak olan değişikliklerdi. Enflasyon, istihdam ve ekonomik görünüme ilişkin önemli noktalarda nüans değişikliğine gidildi. 15 Haziran Fed kararını hatırlayacak olursak; 38 bin gelen şaşırtıcı tarım dışı istihdam sonrası ve kritik Brexit referandumu öncesinde karışık bir dönemdi. Şimdi ise Brexit atlatıldı ve ABD verileri toparlanmaya başladı. Tam da bu yönüyle FOMC komitesi istihdam piyasasının güçlendiği, ekonomik aktivitelerin de ılımlı bir şekilde genişlediği ve enflasyon oranının ise görece düşük olduğu daha yumuşak bir dille ifade edildi. Faiz karar metninde görüyoruz ki, Fed Haziran ayı tedirginliği yerine daha şahin bir tonlamayla karşımıza çıktı. Piyasanın Eylül ayına ilişkin faiz artış beklentisinde yükselme görülse de Fed’in Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerini bekleyebileceği gerekçesiyle, faiz artışını Aralık ayına da öteleyebilir.
KapitalFX Arastirma Uzmani Enver Erkan
Fed’e göre ekonomik riskler azaldı
Fed 26 - 27 Temmuz FOMC toplantısında halen yüzde 0.25 – 0.50 olan hedef fonlama oranında bir değişiklik yapmadı ve faiz üst bandını yüzde 0.50’de tuttu. Böylece beklentilerin dışında bir aksiyon gerçekleşmemiş oldu. Piyasa zaten bir faiz artırımı olmasını beklemiyordu.
Bununla beraber son politika açıklamasındaki nüansa baktığımız zaman, kullanılan iletişim dilinin bir miktar şahin tonda olduğunu görüyoruz. Fed, ABD ekonomisine ilişkin iyimser yaklaşımına devam ediyor. İstihdamdaki toparlanma ve ekonomik büyümede ilimli artış beklentileri devam ediyor. Anlaşılan o ki; küresel ekonomik trendin momentum kaybetmesinin ABD ekonomisine etkileri oldukça sinirli olacak. Bunu Eylül ayındaki toplantıda ekonomik projeksiyonlar güncellendiğinde daha net anlayacağız, ancak görünen o ki ekonomik aktiviteye ilişkin göstergelerde yüksek ihtimalle aşağı yönlü bir revizyon olmayacak. En önemli nokta, ekonomik risklerin azaldığına yönelik olan ifadedir. Fed’in politika açıklamasında uluslararası risklerin takip edileceği tümcesi yerini koruyor, buna karşılık ekonomik görünüm üzerine risklerin azalmasına vurgu yapması dili bir miktar şahinleştirmiş. Diğer yandan, enflasyon görünümüne ilişkin önceki gibi topun petrol fiyatlarında olmasi ve gecici etkiden kurtulduktan sonra enflasyonun yuzde 2 hedefine yol alacagi ongorusu politika aciklamasinin diger onemli satir baslarindan biri olarak one cikiyor.
En onemli nokta da elbette faiz beklentileri… Fed acikcasi dipte olan faiz artisi beklentilerini biraz beslemek gayesinde. Ancak realistik yaklasim da kuvvetli bir faiz artis sinyali vermemesini gerekli kılıyor. Bu bakimdan Fed yine ceza sahası önünde top çeviriyor ve “Eylül’de faiz artısı olacak” mesajı vermektense, “Eylül’de faiz artışı masada” demeyi tercih ediyor. Bunların ikisi birbirinden çok farklı anlamlar içeren ifadeler, biz ise Fed’in yılsonunda bir faiz artışı yapmasını daha olası bulmaktayız. Ancak ABD verileri iyi geldiği surece Fed faiz artışı beklentisini biraz daha beslemeye devam eder.
Piyasada kayda değer bir etki beklemiyoruz. Fed’in dili sinirli şahin, haliyle gelişen piyasalarda ciddi bir bozulma meydana getirmeyecektir. Bu bakımdan iç piyasada fiyatlamaların da çok bozulmayacağını düşünüyoruz, açıkçası Fed'in Türk piyasaları acısından şimdilik ikinci planda olduğunu belirtmek lazım. Buna karşılık son donemde iyice şişen küresel hisse senedi fiyatları bir miktar dinginleşebilir. Biz Fed’in açıklamalarının küresel piyasalara da sinirli etki yapmasını ve risk iştahı üzerinde kayda değer değişimlere yol açmamasını bekliyoruz.
Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Departmanı
Fed eylüle açık kapı bıraktı
Açıklamaların detaylarına baktığımızda kısa vadeli risklerin azaldığı ve istihdam tarafında toparlanmanın devam ettiği ifadesi dikkat çekiyor. Bilindiği üzere Haziran ayında açıklanan ABD Mayıs ayı istihdam datası grevlerinde etkisiyle rekor düzeyde düşük gelmişti. Fakat Fed’in değerlendirmesinde ise istihdamın güçlü olduğu ve kapasite kullanım oranında artış kaydettiği ifade ediliyor. Yani olumsuz istihdam datasının kalıcı olmadığını anlıyoruz.
Genel olarak bakıldığında Fed piyasa beklentilerini sıcak tutabilmek için yeteri kadar güvercin tonda kalmak istemiyor. Toplantı notlarında net bir ‘’Eylül’’ ifadesi yok fakat ihtimal dahilinde olduğunu anlıyoruz. Özellikle Ağustos ayında kritik ABD verileri beklentileri karşılarsa Eylül ayındaki faiz artırım ihtimali yükselebilir. Brexit kaynaklı risklerin azalması ve son gelen ABD datalarındaki toparlanma Fed’i daha cesaretli kılıyor.
Kurda yükseliş sınırlı kaldı
Piyasa fiyatlamalarına bakıldığında ise Dolar endeksinin yükselişinin sınırlı kaldığını görüyoruz. ABD iki yıllık tahvil faizleri geri çekilirken, Fed vadeli kontratlarında Fed’in Eylül ayında faiz artırım ihtimali %25’den %18’e gerilemiş durumda. Piyasa hala bu yıl tek bir faiz artırımını fiyatlamayı tercih ediyor. İlk olası adım ise muhtemelen Aralık ayında gelecek. Fed cephesi güçlü ekonomik verilere dikkat çekerek Aralık ayında faiz artırımı yapmayı hazırlanırken, Eylül ayına işaret ederek piyasayı olası faiz artışına hazırlamak istiyor şeklinde okuyabiliriz.
Dolar/TL tarafında ise Fed sonrası dalgalı bir seyir izlense de 3.0520 kritik direnci altında fiyatlama sürüyor. Fed toplantısından ziyade TL varlıkları daha çok iç gelişmeleri fiyatlıyor diyebiliriz. Moody’sin 5 Ağustosta yapacağı kredi değerlendirmesi çok daha önemli bir veri. Kredi notunda güncelleme yapma ihtimalinden kaynaklı Dolar/TL’de düşüşlerin sınırlı olduğunu görüyoruz. Kurda geri çekilmenin hız kazandığını izlememiz için 3.0200-3.0000 destek bölgesinin altında bir hareket görmemiz gerekiyor. Dolasıyla bu bölge aşağı yönlü kırılmadığı sürece kurda geri çekilmeler sınırlı kalabilir.
Fed her ne kadar eylül ayında olası bir faiz artışını sıcak tutmuş olsada ons altın doların değer kaybetmesine bağlı olarak 1338 seviyesini geçti. Ons altının bu hareketi içeride gram altını 130 TL seviyesinin üzerine taşıdı. Dolar/TL’deki düşüşlerin sınırlı kalmasından kaynaklı ons altında ki bu yükseliş gram altında güçlü duruşu destekleyebilir. 131.70 – 132.50 direnç noktaları gündeme gelebilir. Günü %1.88 primli kapatan endeks Fed faiz kararı sonrası yaşanan iyimser havayla birlikte yükselişini devam ettirebilir. Japonya Merkez Bankasının açıkladığı ek genişlemeci hamleler Borsa İstanbul’a da pozitif yansıdı. Teknik görünümde ise 74.000 üzerinde kaldığı sürece 75.800 – 76.500 seviyeleri gündeme gelebilir. Ancak lokal tarafta bilanço döneminde olmamızdan kaynaklı gözler endekse yön veren şirketlerin açıklayacağı bilançolarda olacak.
Beklentiler de bu yöndeydi.
Maksimum faiz oranı ise yüzde 0,50 olarak bırakıldı.
Fed yetkililerinin açıklamalarında, ABD ekonomisindeki kısa vadeli risklerin azaldığına dikkat çekildi ve bu yıl içinde yeni bir faiz artırımına gidilebileceğine işaret edildi.
Yetkililer, "Eylül ayında bir faiz artışı mümkün" dedi.
Yetkililer aynı zamanda Haziran ayındaki toplantıdan bu yana ABD istihdam piyasasında bir iyileşme yaşandığına da işaret etti.
Aralıktan bu yana faize dokunmuyor
Fed, 10 yıl sonra ilk kez faizleri sıfır seviyesinden yüzde 0,25 seviyesine çektiği Aralık ayı toplantısından bu yana faizlerde değişikliğe gitmedi.
Fed'in politika faizini artırması dolara olan ilginin artması ve dolarla işlem gören varlıklara yatırımcıların daha fazla ilgi göstereceği anlamına geldiğinden, faizlerin yükselmesi aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişen ülkelerden ABD'ye para çıkışı yaşanabileceği anlamına da geliyor.
Fed'in bu yıl faiz kararı açıklayacağı üç toplantısı daha olacak. Bunlar Eylül, Kasım ve Aralık aylarında gerçekleşecek.
Kasım ayında Fed'den bir faiz artışı beklenmiyor çünkü Fed toplantısı ABD Başkanlık seçimlerinin bir hafta öncesine denk geliyor.
Uzmanlar ne diyor?
İntegral Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Uzmanı Beste Naz Köksal:
Fed Haziran Tedirginliğini Üzerinden Attı
Fed’in Temmuz ayı toplantısı sonlandı. Faizlerde değişiklik yapılmayarak politika faizinin yüzde 0.50 düzeyinde bırakılmasında karar kılındı. Piyasa zaten faiz kararında farklı bir aksiyon alınmasını beklemiyordu ama asıl merak edilen nokta, karar metninde yapılacak olan değişikliklerdi. Enflasyon, istihdam ve ekonomik görünüme ilişkin önemli noktalarda nüans değişikliğine gidildi. 15 Haziran Fed kararını hatırlayacak olursak; 38 bin gelen şaşırtıcı tarım dışı istihdam sonrası ve kritik Brexit referandumu öncesinde karışık bir dönemdi. Şimdi ise Brexit atlatıldı ve ABD verileri toparlanmaya başladı. Tam da bu yönüyle FOMC komitesi istihdam piyasasının güçlendiği, ekonomik aktivitelerin de ılımlı bir şekilde genişlediği ve enflasyon oranının ise görece düşük olduğu daha yumuşak bir dille ifade edildi. Faiz karar metninde görüyoruz ki, Fed Haziran ayı tedirginliği yerine daha şahin bir tonlamayla karşımıza çıktı. Piyasanın Eylül ayına ilişkin faiz artış beklentisinde yükselme görülse de Fed’in Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerini bekleyebileceği gerekçesiyle, faiz artışını Aralık ayına da öteleyebilir.
KapitalFX Arastirma Uzmani Enver Erkan
Fed’e göre ekonomik riskler azaldı
Fed 26 - 27 Temmuz FOMC toplantısında halen yüzde 0.25 – 0.50 olan hedef fonlama oranında bir değişiklik yapmadı ve faiz üst bandını yüzde 0.50’de tuttu. Böylece beklentilerin dışında bir aksiyon gerçekleşmemiş oldu. Piyasa zaten bir faiz artırımı olmasını beklemiyordu.
Bununla beraber son politika açıklamasındaki nüansa baktığımız zaman, kullanılan iletişim dilinin bir miktar şahin tonda olduğunu görüyoruz. Fed, ABD ekonomisine ilişkin iyimser yaklaşımına devam ediyor. İstihdamdaki toparlanma ve ekonomik büyümede ilimli artış beklentileri devam ediyor. Anlaşılan o ki; küresel ekonomik trendin momentum kaybetmesinin ABD ekonomisine etkileri oldukça sinirli olacak. Bunu Eylül ayındaki toplantıda ekonomik projeksiyonlar güncellendiğinde daha net anlayacağız, ancak görünen o ki ekonomik aktiviteye ilişkin göstergelerde yüksek ihtimalle aşağı yönlü bir revizyon olmayacak. En önemli nokta, ekonomik risklerin azaldığına yönelik olan ifadedir. Fed’in politika açıklamasında uluslararası risklerin takip edileceği tümcesi yerini koruyor, buna karşılık ekonomik görünüm üzerine risklerin azalmasına vurgu yapması dili bir miktar şahinleştirmiş. Diğer yandan, enflasyon görünümüne ilişkin önceki gibi topun petrol fiyatlarında olmasi ve gecici etkiden kurtulduktan sonra enflasyonun yuzde 2 hedefine yol alacagi ongorusu politika aciklamasinin diger onemli satir baslarindan biri olarak one cikiyor.
En onemli nokta da elbette faiz beklentileri… Fed acikcasi dipte olan faiz artisi beklentilerini biraz beslemek gayesinde. Ancak realistik yaklasim da kuvvetli bir faiz artis sinyali vermemesini gerekli kılıyor. Bu bakimdan Fed yine ceza sahası önünde top çeviriyor ve “Eylül’de faiz artısı olacak” mesajı vermektense, “Eylül’de faiz artışı masada” demeyi tercih ediyor. Bunların ikisi birbirinden çok farklı anlamlar içeren ifadeler, biz ise Fed’in yılsonunda bir faiz artışı yapmasını daha olası bulmaktayız. Ancak ABD verileri iyi geldiği surece Fed faiz artışı beklentisini biraz daha beslemeye devam eder.
Piyasada kayda değer bir etki beklemiyoruz. Fed’in dili sinirli şahin, haliyle gelişen piyasalarda ciddi bir bozulma meydana getirmeyecektir. Bu bakımdan iç piyasada fiyatlamaların da çok bozulmayacağını düşünüyoruz, açıkçası Fed'in Türk piyasaları acısından şimdilik ikinci planda olduğunu belirtmek lazım. Buna karşılık son donemde iyice şişen küresel hisse senedi fiyatları bir miktar dinginleşebilir. Biz Fed’in açıklamalarının küresel piyasalara da sinirli etki yapmasını ve risk iştahı üzerinde kayda değer değişimlere yol açmamasını bekliyoruz.
Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Departmanı
Fed eylüle açık kapı bıraktı
Açıklamaların detaylarına baktığımızda kısa vadeli risklerin azaldığı ve istihdam tarafında toparlanmanın devam ettiği ifadesi dikkat çekiyor. Bilindiği üzere Haziran ayında açıklanan ABD Mayıs ayı istihdam datası grevlerinde etkisiyle rekor düzeyde düşük gelmişti. Fakat Fed’in değerlendirmesinde ise istihdamın güçlü olduğu ve kapasite kullanım oranında artış kaydettiği ifade ediliyor. Yani olumsuz istihdam datasının kalıcı olmadığını anlıyoruz.
Genel olarak bakıldığında Fed piyasa beklentilerini sıcak tutabilmek için yeteri kadar güvercin tonda kalmak istemiyor. Toplantı notlarında net bir ‘’Eylül’’ ifadesi yok fakat ihtimal dahilinde olduğunu anlıyoruz. Özellikle Ağustos ayında kritik ABD verileri beklentileri karşılarsa Eylül ayındaki faiz artırım ihtimali yükselebilir. Brexit kaynaklı risklerin azalması ve son gelen ABD datalarındaki toparlanma Fed’i daha cesaretli kılıyor.
Kurda yükseliş sınırlı kaldı
Piyasa fiyatlamalarına bakıldığında ise Dolar endeksinin yükselişinin sınırlı kaldığını görüyoruz. ABD iki yıllık tahvil faizleri geri çekilirken, Fed vadeli kontratlarında Fed’in Eylül ayında faiz artırım ihtimali %25’den %18’e gerilemiş durumda. Piyasa hala bu yıl tek bir faiz artırımını fiyatlamayı tercih ediyor. İlk olası adım ise muhtemelen Aralık ayında gelecek. Fed cephesi güçlü ekonomik verilere dikkat çekerek Aralık ayında faiz artırımı yapmayı hazırlanırken, Eylül ayına işaret ederek piyasayı olası faiz artışına hazırlamak istiyor şeklinde okuyabiliriz.
Dolar/TL tarafında ise Fed sonrası dalgalı bir seyir izlense de 3.0520 kritik direnci altında fiyatlama sürüyor. Fed toplantısından ziyade TL varlıkları daha çok iç gelişmeleri fiyatlıyor diyebiliriz. Moody’sin 5 Ağustosta yapacağı kredi değerlendirmesi çok daha önemli bir veri. Kredi notunda güncelleme yapma ihtimalinden kaynaklı Dolar/TL’de düşüşlerin sınırlı olduğunu görüyoruz. Kurda geri çekilmenin hız kazandığını izlememiz için 3.0200-3.0000 destek bölgesinin altında bir hareket görmemiz gerekiyor. Dolasıyla bu bölge aşağı yönlü kırılmadığı sürece kurda geri çekilmeler sınırlı kalabilir.
Fed her ne kadar eylül ayında olası bir faiz artışını sıcak tutmuş olsada ons altın doların değer kaybetmesine bağlı olarak 1338 seviyesini geçti. Ons altının bu hareketi içeride gram altını 130 TL seviyesinin üzerine taşıdı. Dolar/TL’deki düşüşlerin sınırlı kalmasından kaynaklı ons altında ki bu yükseliş gram altında güçlü duruşu destekleyebilir. 131.70 – 132.50 direnç noktaları gündeme gelebilir. Günü %1.88 primli kapatan endeks Fed faiz kararı sonrası yaşanan iyimser havayla birlikte yükselişini devam ettirebilir. Japonya Merkez Bankasının açıkladığı ek genişlemeci hamleler Borsa İstanbul’a da pozitif yansıdı. Teknik görünümde ise 74.000 üzerinde kaldığı sürece 75.800 – 76.500 seviyeleri gündeme gelebilir. Ancak lokal tarafta bilanço döneminde olmamızdan kaynaklı gözler endekse yön veren şirketlerin açıklayacağı bilançolarda olacak.