Aşırı değerli TL en büyük hata

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Aşırı değerli TL bu ülkenin yapabileceği en büyük hatalardan biridir. Aşırı değerli TL olduğu zaman bu ülkede sanayi, üretim yapmak istemez” diye konuştu

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Aşırı değerli TL bu ülkenin yapabileceği en büyük hatalardan biridir. Aşırı değerli TL’den bahsediyorum, değerinde olan TL’den değil. Aşırı değerli TL olduğu zaman bu ülkede sanayi, üretim yapmak istemez. İthalat daha kolay hale gelir” dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri töreninde konuşan Zeybekci, ABD’nin parasal daralmaya gitmesiyle gelişmekte olan ülkelerin bundan etkilenmesinin normal olduğunu belirterek, şöyle dedi:

“Euro 2014 Haziran ayından itibaren dolar karşısında yüzde 28.1, Türk Lirası yüzde 23.5 değer kaybetti. Beklenen, öngörülebilen, hesaplanabilen bir dalgalanma yaşıyoruz. Türkiye de bu dalgalanmaya karşı dünyada doların değer kazanmasını engelleyeceğim diye bir tepki verme durumunda değildir. Akıllı bir şekilde süreci yönetmemiz gerekiyor.”

Endişeye gerek yok’

Bazılarının istikrardan rahatsız olduğunu söyleyen Zeybekci, “Kriz tellallarına ekmek yok. O kriz tellalları dünyanın neresinde olursa olsun olağanüstü hal yaratarak kırılma anlarında farkı almaya programlanmışlardır. Türkiye’ye de bunu yapmak istiyorlar. Endişeye gerek yok” dedi.
Kurdaki oynaklık nedeniyle vatandaşın cebinden 54 milyar lira para çıktığı söylemlerine cevap veren Zeybekci, “TL değer kazanırken vatandaşın cebine para mı girdi?” diye sordu.
Türkiye’deki ekonomik başarılarda Merkez Bankası’nın büyük payı bulunduğunu aktaran Zeybekci, “Merkez Bankamızın hukuken olan bağımsızlığıyla bugüne kadar bizim asla tartışmamız olmamıştır. Sorumluluklarıyla ilgili zaman zaman belki bazı şeyler olmuş olabilir ama milletimizin, reel sektörümüzün taleplerini de hiç kimse kulak ardı etmesin. Etmeyeceğiz de... Biz daha çok üretmek, daha çok istihdam sağlamak için yarışacağız” değerlendirmesini yaptı.
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, cari açığı azaltmak hedefiyle piyasayı soğutma tedbirlerinin ekonomik büyümeyi yavaşlattığını belirterek, “Büyümedeki hız kaybı, daha yumuşak planlanamaz mıydı?” diye sordu. Olpak, şunları söyledi:

Büyümede hız kaybı

“Öncelikli Dönüşüm Programı’ndaki yapısal reformların bir an evvel hayata geçirilmesi, Türkiye ekonomisi için elzemdir. Türkiye’nin, sanayi sektöründen hizmet sektörüne hızlı bir şekilde kayan ekonomisi, yeniden sanayi eksenini ağırlık merkezine almalı ve ‘kur-faiz-enflasyon’ üçlüsüne bağımlı ekonomik yapıdan, ‘verimli üretim’ odaklı modele geçiş sağlanmalıdır. Doların ihracata ve piyasaya olumsuz etkisi çok uzatılmadan hafifletilmelidir”
2019’da, genel, yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı yılda yapılacağına işaret eden Olpak, “Bir Anayasa değişikliğiyle, milletvekilliği seçimlerini tekrar 5 yılda bir yapabilirsek, kesintisiz 5 yıllık seçimsiz dönemlerle devam edip işimize odaklanabiliriz” dedi.


Sonraki Haber