Bakan Ağbal'dan bomba açıklama
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Vergi Harcamaları Raporu'nda ortaya konulan rakamlara göre 2017 yılında 102 milyar liralık vergiden vazgçtiklerini belirtti.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin (TÜRMOB) 22. Olağan Genel Kurulu başladı. Ağbal, burada yaptığı konuşmada 15 Temmuz darbe girişimi konusunda değerlendirmelerde bulunurken, hükümetin darbe girişimi sonrası süratle normalleşmenin sağlanması için başta Meclis olmak üzere her platformda iş birliği içinde gayret gösterdiğini söyledi.
Bir daha böyle bir girişimde bulunulmaması, bütün uzantılarının bertaraf edilmesi için de her türlü tedbiri aldıklarını ifade eden Ağbal, "At izinin, it izine karışmaması, mağdurların oluşmaması ve gerçekten bu mücadelenin olması gereken sınırlar içinde olması konusunda da büyük bir titizlik gösteriyoruz." dedi.
Bu örgütle mücadelenin sadece devlet, bürokrasi içinde yürütülecek bir mücadele olmadığını, bunun birçok ayağı bulunduğunu belirten Ağbal, bütün sivil toplum örgütlerinin de kendi içinde bu sinsi örgüt yapılanmasının uzantılarıyla mücadele etmesi gerektiğini bildirdi.
Dünya düzeninin yeniden şekillendiğini, batıdan doğuya doğru eksenin kaydığını, jeopolitik bütün dengelerin de bu değişime paralel olarak kendisine yeniden mecra aradığını anlatan Ağbal, gerek Ortadoğu coğrafyasında yaşanan meseleleri, gerekse ülkede yaşanan bir takım meseleleri bütün bu değişimin bir parçası olarak görmek gerektiğini söyledi.
Ağbal, "Eğer dünyada üretim merkezleri değişiyorsa, Türkiye değişen üretim yapısı içinde kendisine global değer zinciri içinde bir üretim merkezi üretmek zorunda. Eğer dünyada global finans merkezleri değişiyorsa, Türkiye değişen bu yapı içinde, kendisini bir global finans merkezi olarak konumlandırmak durumunda. Eğer Türkiye bölgesinde ve dünyada barışa ve istikrara hizmet edecekse o zaman bugün dünyada üretilmeye çalışılan jeopolitikte aktif olarak yer almak zorunda." şeklinde konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, Türkiye'nin, içeride ve dışarıda yöneltilen saldırılara karşı "Yenikapı ruhunu" çok daha fazla güçlendirmesi ve pekiştirmesi gerektiğini vurguladı.
"EKONOMİDE İSTİKRARI PEKŞİTİRECEĞİZ"
Ekonomide yakaladıkları istikrarı daha da pekiştireceklerini dile getiren Ağbal, 2009 global krizinden sonra 2016 yılının global ekonomi için en sıkıntılı yıl olduğunu söyledi.
Özellikle Fed'in faiz kararının ardından dalgalanan finansal piyasalar, Çin ekonomisine ilişkin kaygılar, Avrupa merkezli istikrarsızlıklar ve finansal sıkıntıların 2016'nın zor bir yıl olduğuna işaret ettiğini belirten Ağbal, bu gelişmelerin doğal olarak Türkiye'yi de etkilediğini dile getirdi.
Türkiye ekonomisinin bütün bunlara rağmen ilk yarıda yüzde 3,9 büyüme sağladığını anımsatan Ağbal, bu oranla Türkiye ekonomisinin gerek bölgede, gerek AB'de gerekse OECD'ye bakıldığında en başlarda yer alan ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.
Ağbal, "Makro ve uluslararası karşılaştırmalarla beraber baktığımızda ekonomimizin geneli iyi durumda, sağlam durumda ve ekonomik istikrara işaret ediyor. Bu açıdan herhangi bir şekilde gündelik veya konjonktürel bir takım dalgalanmalardan yola çıkarak ekonomimizle ilgili bir karamsarlığa kapılmaya gerek yok." değerlendirmesinde bulundu.
Gerek üretimin, yatırımın artırılması, gerekse finans imkanlarının geliştirilmesi noktasında hükümetin çok önemli kararlara imza attığını anımsatan Ağbal, "Bu yılın en önemli karakteri, devam eden yüksek büyüme oranı, düşen enflasyon ve sürdürülebilir bir cari açık sürecini yaşamış olmamız." dedi.
Gelişmekte olan ülkeler içinde Çin ve Hindistan dışında Türkiye'nin büyüme oranlarının çok yüksek olduğunu dile getiren Ağbal, "Daha fazla yatırım, üretim, daha fazla ihracat olacak. İnşallah 2016 sonunda, ekonomimiz 2016'nın bütün sıkıntılarına rağmen önemli bir performansı yakalayacak." ifadesini kullandı.
2017-2019 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Programı da değerlendiren Ağbal, Türkiyeyi ekonomik olarak daha da ileriye taşıyacak, kapsamlı, ayakları yere basan, ekonomide istikrara vurgu yapan ve büyümeyi önceleyen bir program hazırladıklarını kaydetti.
OVP döneminde bundan önceki yıllarda olduğu gibi mali disiplinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Ağbal, ortaya koydukları maliye politikalarının da büyümeyi, üretimi, yatırımı, ihracatı destekleyen politikalar olacağını bildirdi.
"102 MİLYAR LİRALIK VERGİDEN VAZGEÇİYORUZ"
Ağbal, Bakanlığın yayımladığı Vergi Harcamaları Raporu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunurken de özellikle 2002 yılından bu yana özel sektörün gelişmesi, ekonominin büyümesi için önemli vergi indirim ve istisnalarını peş peşe devreye koyduklarını, gelir, kurumlar ve katma değer vergisinde oran indirimi yaptıklarını, yatırımı, üretimi, ihracatı destekleyecek çok sayıda ihracat veya üretim amaçlı vergi istisnaları getirdiklerini hatırlattı.
Bakan Ağbal, "Uluslararası standartlara uygun olarak hazırlanmış Vergi Harcamaları Raporu'nda ortaya konulan rakamlara göre 2017 yılında 102 milyar liralık vergiden vazgeçmiş oluyoruz. Bu indirim ve istisnaları uygulamasaydık 102 milyar lira belki daha fazla vergi almamız lazımdı. Ekonominin büyümesi için bu vergilerden vazgeçtik. Onun için özel sektör yatırımları, üretimi ve ihracatı artıyor." dedi.
Bu dönemde yapılan vergi teşviklerine ilişkin de bilgi veren Ağbal, son bir yılda önemli kararları aldıklarını ve önemli düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Vergi beyannamesi ile SGK bildirgesini birleştirecek bir düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anlatan Ağbal, 2017 ocak ayında bunu fiilen uygulamaya başlayacaklarını kaydetti.
Ağbal, vergi incelemesine ve denetimine gitmeden önce bir ara durak olarak izaha davet müessesi üzerinden gönüllü uyumu artırmak istediklerini ifade etti.
"27,8 MİLYAR LİRALIK ALACAĞI YAPILANDIRDIK"
Yeniden yapılandırma kapsamında, düzenlemenin hayata geçtiği günden 14 Ekim'e kadarki süreçte Gelir İdaresi Başkanlığına 3 milyon 413 bin 757 başvuru yapıldığını bildiren Ağbal, başvurular çerçevesinde bugüne kadar 27,8 milyar liralık alacağı yapılandırdıklarını kaydetti.
Bugüne kadar bu yasa kapsamında yaklaşık 900 milyon liralık da tahsilat yaptıklarını anlatan Ağbal, bu miktarın önümüzdeki günlerde artmasını beklediklerini söyledi.
TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı tarafından dile getirilen taleplere de değinen Ağbal, meslek örgütünün iş yüküne ilişkin olarak, "Gece ışıklar yandığı zaman ya maliyeciler çalışıyor, ya muhasebeciler çalışıyor." dedi.
Serbest muhasebecilerin, mali müşavirlerin ağır iş yükünün azaltılması gerektiğini ifade eden Ağbal, buna yönelik ne gibi bir ihtiyaç varsa bunun gereğini yapacaklarını söyledi.
Ağbal, beyannamelerin süresinin uzatılması talebine ilişkin olarak da "Ne siz bizden böyle bir talepte bulunun ne de biz son gün son dakikada böyle bir iş yapalım. Her ay acaba bu beyanname verme süresini uzatacak mı diye bir beklenti oluşuyor. Bence bu beklentinin arkasındaki esas neden iş yükü. Bu açıdan birinci önceliğimiz bu beyannamelerin süresinde verilmesini engelleyen faktörleri ortadan kaldırmak, buna rağmen eğer beyanname verme süresinin uzatılması gerekiyorsa, bunu yapmak. Bunu yaparız." dedi.
Naci Ağbal, damga vergisi konusunda yapılan çalışmalara ilişkin olarak da "Damga vergisinin bir anda kaldırılabilmesi mümkün değil, ama ne zaman dolaysız vergilerde gerçekten reform yapabilirsek, dolaysız verginin bazını büyütebilirsek, vergi gelirlerimizi artırırsak, zaman içinde bunu yapabiliriz." ifadesini kullandı.
Sektörün KDV indirimi talebine ilişkin olarak da Ağbal, "KDV oranlarına dokunamam, bu başka bir şey. KDV oranları yüzde 18. Biz bunu yüzde 8'e, yüzde 1'e indirdiğimiz zaman sürekli sistem bozuluyor." dedi.
SANLI: ÜLKE KENDİSİNİ BU FIRTINALARDAN KORUMALI
TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı da son zamanlarda ekonomi üzerinde "kara bulutların" dolaştığını belirterek, bu fırtınalardan ülkenin kendisini koruması gerektiğini söyledi.
Meslek örgütlerinin sorunlarını dile getiren Sanlı, "beyanname sürelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve süre uzatımı, hizmet sektöründe KDV oranının yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmesi, meslek mensupları için damga vergisinin kaldırılması, 3568 sayılı meslek yasasındaki antidemokratik hükümlerin kaldırılması, sosyal dayanışma fon yönetim sistemini takviye edecek gelir ihtiyacı" konularında talepte bulundu.
Sanlı, görevine birliğe yeni bir hizmet binası kazandırarak veda ettiğini de sözlerine ekledi.
Bir daha böyle bir girişimde bulunulmaması, bütün uzantılarının bertaraf edilmesi için de her türlü tedbiri aldıklarını ifade eden Ağbal, "At izinin, it izine karışmaması, mağdurların oluşmaması ve gerçekten bu mücadelenin olması gereken sınırlar içinde olması konusunda da büyük bir titizlik gösteriyoruz." dedi.
Bu örgütle mücadelenin sadece devlet, bürokrasi içinde yürütülecek bir mücadele olmadığını, bunun birçok ayağı bulunduğunu belirten Ağbal, bütün sivil toplum örgütlerinin de kendi içinde bu sinsi örgüt yapılanmasının uzantılarıyla mücadele etmesi gerektiğini bildirdi.
Dünya düzeninin yeniden şekillendiğini, batıdan doğuya doğru eksenin kaydığını, jeopolitik bütün dengelerin de bu değişime paralel olarak kendisine yeniden mecra aradığını anlatan Ağbal, gerek Ortadoğu coğrafyasında yaşanan meseleleri, gerekse ülkede yaşanan bir takım meseleleri bütün bu değişimin bir parçası olarak görmek gerektiğini söyledi.
Ağbal, "Eğer dünyada üretim merkezleri değişiyorsa, Türkiye değişen üretim yapısı içinde kendisine global değer zinciri içinde bir üretim merkezi üretmek zorunda. Eğer dünyada global finans merkezleri değişiyorsa, Türkiye değişen bu yapı içinde, kendisini bir global finans merkezi olarak konumlandırmak durumunda. Eğer Türkiye bölgesinde ve dünyada barışa ve istikrara hizmet edecekse o zaman bugün dünyada üretilmeye çalışılan jeopolitikte aktif olarak yer almak zorunda." şeklinde konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, Türkiye'nin, içeride ve dışarıda yöneltilen saldırılara karşı "Yenikapı ruhunu" çok daha fazla güçlendirmesi ve pekiştirmesi gerektiğini vurguladı.
"EKONOMİDE İSTİKRARI PEKŞİTİRECEĞİZ"
Ekonomide yakaladıkları istikrarı daha da pekiştireceklerini dile getiren Ağbal, 2009 global krizinden sonra 2016 yılının global ekonomi için en sıkıntılı yıl olduğunu söyledi.
Özellikle Fed'in faiz kararının ardından dalgalanan finansal piyasalar, Çin ekonomisine ilişkin kaygılar, Avrupa merkezli istikrarsızlıklar ve finansal sıkıntıların 2016'nın zor bir yıl olduğuna işaret ettiğini belirten Ağbal, bu gelişmelerin doğal olarak Türkiye'yi de etkilediğini dile getirdi.
Türkiye ekonomisinin bütün bunlara rağmen ilk yarıda yüzde 3,9 büyüme sağladığını anımsatan Ağbal, bu oranla Türkiye ekonomisinin gerek bölgede, gerek AB'de gerekse OECD'ye bakıldığında en başlarda yer alan ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.
Ağbal, "Makro ve uluslararası karşılaştırmalarla beraber baktığımızda ekonomimizin geneli iyi durumda, sağlam durumda ve ekonomik istikrara işaret ediyor. Bu açıdan herhangi bir şekilde gündelik veya konjonktürel bir takım dalgalanmalardan yola çıkarak ekonomimizle ilgili bir karamsarlığa kapılmaya gerek yok." değerlendirmesinde bulundu.
Gerek üretimin, yatırımın artırılması, gerekse finans imkanlarının geliştirilmesi noktasında hükümetin çok önemli kararlara imza attığını anımsatan Ağbal, "Bu yılın en önemli karakteri, devam eden yüksek büyüme oranı, düşen enflasyon ve sürdürülebilir bir cari açık sürecini yaşamış olmamız." dedi.
Gelişmekte olan ülkeler içinde Çin ve Hindistan dışında Türkiye'nin büyüme oranlarının çok yüksek olduğunu dile getiren Ağbal, "Daha fazla yatırım, üretim, daha fazla ihracat olacak. İnşallah 2016 sonunda, ekonomimiz 2016'nın bütün sıkıntılarına rağmen önemli bir performansı yakalayacak." ifadesini kullandı.
2017-2019 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Programı da değerlendiren Ağbal, Türkiyeyi ekonomik olarak daha da ileriye taşıyacak, kapsamlı, ayakları yere basan, ekonomide istikrara vurgu yapan ve büyümeyi önceleyen bir program hazırladıklarını kaydetti.
OVP döneminde bundan önceki yıllarda olduğu gibi mali disiplinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Ağbal, ortaya koydukları maliye politikalarının da büyümeyi, üretimi, yatırımı, ihracatı destekleyen politikalar olacağını bildirdi.
"102 MİLYAR LİRALIK VERGİDEN VAZGEÇİYORUZ"
Ağbal, Bakanlığın yayımladığı Vergi Harcamaları Raporu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunurken de özellikle 2002 yılından bu yana özel sektörün gelişmesi, ekonominin büyümesi için önemli vergi indirim ve istisnalarını peş peşe devreye koyduklarını, gelir, kurumlar ve katma değer vergisinde oran indirimi yaptıklarını, yatırımı, üretimi, ihracatı destekleyecek çok sayıda ihracat veya üretim amaçlı vergi istisnaları getirdiklerini hatırlattı.
Bakan Ağbal, "Uluslararası standartlara uygun olarak hazırlanmış Vergi Harcamaları Raporu'nda ortaya konulan rakamlara göre 2017 yılında 102 milyar liralık vergiden vazgeçmiş oluyoruz. Bu indirim ve istisnaları uygulamasaydık 102 milyar lira belki daha fazla vergi almamız lazımdı. Ekonominin büyümesi için bu vergilerden vazgeçtik. Onun için özel sektör yatırımları, üretimi ve ihracatı artıyor." dedi.
Bu dönemde yapılan vergi teşviklerine ilişkin de bilgi veren Ağbal, son bir yılda önemli kararları aldıklarını ve önemli düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Vergi beyannamesi ile SGK bildirgesini birleştirecek bir düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anlatan Ağbal, 2017 ocak ayında bunu fiilen uygulamaya başlayacaklarını kaydetti.
Ağbal, vergi incelemesine ve denetimine gitmeden önce bir ara durak olarak izaha davet müessesi üzerinden gönüllü uyumu artırmak istediklerini ifade etti.
"27,8 MİLYAR LİRALIK ALACAĞI YAPILANDIRDIK"
Yeniden yapılandırma kapsamında, düzenlemenin hayata geçtiği günden 14 Ekim'e kadarki süreçte Gelir İdaresi Başkanlığına 3 milyon 413 bin 757 başvuru yapıldığını bildiren Ağbal, başvurular çerçevesinde bugüne kadar 27,8 milyar liralık alacağı yapılandırdıklarını kaydetti.
Bugüne kadar bu yasa kapsamında yaklaşık 900 milyon liralık da tahsilat yaptıklarını anlatan Ağbal, bu miktarın önümüzdeki günlerde artmasını beklediklerini söyledi.
TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı tarafından dile getirilen taleplere de değinen Ağbal, meslek örgütünün iş yüküne ilişkin olarak, "Gece ışıklar yandığı zaman ya maliyeciler çalışıyor, ya muhasebeciler çalışıyor." dedi.
Serbest muhasebecilerin, mali müşavirlerin ağır iş yükünün azaltılması gerektiğini ifade eden Ağbal, buna yönelik ne gibi bir ihtiyaç varsa bunun gereğini yapacaklarını söyledi.
Ağbal, beyannamelerin süresinin uzatılması talebine ilişkin olarak da "Ne siz bizden böyle bir talepte bulunun ne de biz son gün son dakikada böyle bir iş yapalım. Her ay acaba bu beyanname verme süresini uzatacak mı diye bir beklenti oluşuyor. Bence bu beklentinin arkasındaki esas neden iş yükü. Bu açıdan birinci önceliğimiz bu beyannamelerin süresinde verilmesini engelleyen faktörleri ortadan kaldırmak, buna rağmen eğer beyanname verme süresinin uzatılması gerekiyorsa, bunu yapmak. Bunu yaparız." dedi.
Naci Ağbal, damga vergisi konusunda yapılan çalışmalara ilişkin olarak da "Damga vergisinin bir anda kaldırılabilmesi mümkün değil, ama ne zaman dolaysız vergilerde gerçekten reform yapabilirsek, dolaysız verginin bazını büyütebilirsek, vergi gelirlerimizi artırırsak, zaman içinde bunu yapabiliriz." ifadesini kullandı.
Sektörün KDV indirimi talebine ilişkin olarak da Ağbal, "KDV oranlarına dokunamam, bu başka bir şey. KDV oranları yüzde 18. Biz bunu yüzde 8'e, yüzde 1'e indirdiğimiz zaman sürekli sistem bozuluyor." dedi.
SANLI: ÜLKE KENDİSİNİ BU FIRTINALARDAN KORUMALI
TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı da son zamanlarda ekonomi üzerinde "kara bulutların" dolaştığını belirterek, bu fırtınalardan ülkenin kendisini koruması gerektiğini söyledi.
Meslek örgütlerinin sorunlarını dile getiren Sanlı, "beyanname sürelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve süre uzatımı, hizmet sektöründe KDV oranının yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmesi, meslek mensupları için damga vergisinin kaldırılması, 3568 sayılı meslek yasasındaki antidemokratik hükümlerin kaldırılması, sosyal dayanışma fon yönetim sistemini takviye edecek gelir ihtiyacı" konularında talepte bulundu.
Sanlı, görevine birliğe yeni bir hizmet binası kazandırarak veda ettiğini de sözlerine ekledi.