Hükümet bankalara destek mi oluyor?

"Faizi yükseltme" baskısı "çok kazanıyorlar" denen bankalara inanılmaz bir kazanç marjı yaratıyor

PARALİMANI.COM/ÖZEL ANALİZ

Merkez Bankası'nın son faiz kararlarının ardından bankacılık kulislerinde çok ilginç bir tartışma yaşanıyor.
Merkez bankası'nın faizleri her ne kadar artırsa da bu artırımları faiz koridorunun üst bandında yani borç verme faizi tarafında gerçekleştirmesi, borç alma fazilerine yani koridorun üst bandına dokunmayarak faiz makasını giderek açmasının ardından "hükümet bankalara destek mi oluyor" sorusu tartışılmaya başlandı.

HÜKÜMETİN FAİZ BASKISI BANKALARA KÂR YAĞDIRIYOR!
Aslında hükümetin bankaların yüksek kazançlarına yönelik kamuoyunda oluşan tepkilere paralel olarak bankalarla ilgili birbiri ardına yaptırımlar getiriyor. Özellikle kredi piyasasına yönelik getirilen sınırlamalar ve en son da kredi kartı limitlerinin düşürülmesinin bankaları zor duruma sokacağı iddia ediliyordu.
Buna karşılık bankacılık kulisleri piyasada bankalara tanınan bir diğer yüksek kazanç kapısının da hükümetin baskısı ve bundan etkilenen Merkez Bankası'nın faiz politikası nedeniyle giderek açıldığını konuşuyor.

Yani uzun lafın kısası bankacılık kulislerine göre her ne kadar hükümetin bankalar konusundaki tavrı sert olsa da hükümet tarafından Merkez Bankası'na yapılan "faizleri yükseltme" baskısı aslında en çok yine bankalara yarıyor ve bankalara inanılmaz bir kar marjı yaratıyor.

Nasıl mı?

BANKALAR İÇİN PARANIN PİYASA MALİYETİ YÜZDE 9-10!
Hesap basit. Bankaların para bulma konusunda aslında elinde pratikte çok da fazla alternatif yoktur. Ya mevduat toplayarak fon bulur ki bu bulduğu paranın maliyeti yıllık mevduat faizi kadardır. O da şu sıralar eğer e-mevduatla para toplarsa ki, artık para sahipleri için en uygunu daha yüksek faizli olan e-mevduattır, yüzde 9-10 arasında faize sahiptir. yani bankalar için mevduatın maliyeti yüzde 9-10 arasındadır.
Ya da bankalar borçlanarak para bulur. Bu da ya yurtdışından sendikasyon kredileriyle para bulmak veya banka bonosu ihraç etmekle mümkün olabilir. Bunun da maliyeti en azından devlet tahvillerinden en az yüzde 0.5 veya daha üstü bir maliyete katlanmak demektir. Aksi takdirde kimse devlet tahvili dururken gidip banka tahvili satın almaz. Bankaların bu şekilde para bulmasının maliyeti de bugünkü tahvil faizleri üzerinden yüzde 10'un üzerine denk geliyor.

Çok uzatmayalım, bankaların bugün mevduatla veya borçlanarak bulacağı para en azından yıllık yüzde 9.5-yüzde 10 arasında maliyete sahip.

MERKEZ, BANKALARA, "GEL BEN SANA YÜDE 6.5'LA PARA VERİRİM" DİYOR
Buna karşılık hükümetin baskısı nedeniyle borç verme faizlerini agresif şekilde artıramayan veya sadece faizin üst bandını artırabilen Merkez Bankası'nın politikası, bankalara yüzde 7.75 maliyetle para bulma imkanı yaratıyor. Üstelik bu parayı bu faizle veren de Merkez Bankası. Hatta bu yıllık maliyet piyasa yapıcı bankalar için daha da düşük, çünkü piyasa yapıcı bankalara devlet yüzde 1.25 de sübvansiyon veriyor. Böylece Merkez Bankası "çok kar ediyorlar" tepkisi gösterilen bankalara en az 3.5 puan daha düşük maliyetle para yağdırıyor. Halbuki bankalar bu parayı piyasadan almaya kalksa maliyeti yüzde 9.5-10 arasında olacak.
Yani hükümetin "faiz" inadı bankalara yıllık yüzde 3.5 havadan kazanç imkanı sağlıyor.

Halbuki Merkez Bankası üzerindeki baskı kalksa ve faizler global trende paralel olarak (ABD tahvilleri kriz döneminden önceki seviyelerine hızla dönmüş durumda) faizleri agresif şekilde artırsa piyasa ve Merkez Bankası fonlama faizleri arasındaki bant kapanacak ve bankalar için bu marj da kapanacak.
Sonraki Haber