Kredi faizleri uçtu!

Mevduata da yansıyacak mı?

Geçen yıl haziran ayından itibaren hem Amerika Merkez Bankası'nın (FED) parasal genişlemeden çıkış stratejisine ilişkin açıklamalarının gelişmekte olan ülkelerin para biriminde yarattığı negatif etki hem de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın sıkılaştırıcı para politikası uygulaması kredi faiz oranlarının tüm türlerde yaklaşık 250-300 baz puan artış göstermesine neden oldu.

YÜKSELİŞİN NEDENİ NE?
TCMB verilerine göre, 2013 Haziran-2014 Ocak arasını kapsayan dönemde ihtiyaç, taşıt, konut ve ticari kredi faiz oranlarında ortalama 250-300 baz puan arasında artış gerçekleştiği görüldü. 2013 yılı Mayıs ayından itibaren Fed'in parasal genişlemeden çıkış stratejisine ilişkin açıklamaları ve sonrasında tahvil alımında azaltıma gitmeye başlaması başta ABD 10 yıllık tahvil faizleri olmak üzere küresel faizlerin yükselmesine neden oldu.

Bununla birlikte gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine paralel olarak Türk Lirası'nda hızlı değer kayıpları görülürken TCMB'nin de sıkı para politikaları ve 20 Ağustos 2013 tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan artırarak yüzde 7,25'ten yüzde 7,75'e yükseltmesi yurt içinde faizlerin yükselmesine etki ederken bu durumda bankaların fonlama maliyetinde yaşanan artışla beraber kredi faiz oranlarında yükselişe sebep oldu. TCMB'nin geçen ay gerçekleştirdiği PPK ara toplantısında güçlü bir faiz artımına gitmesinin ardından faizler oranlarındaki yükselişin yılın ilk çeyreğinde de devam edeceğini belirten bankacılar ancak 2014 yılının ikinci yarısından sonra enflasyondaki iyileşme ihtimali ile beraber faiz oranlarında gerileme görülebileceğini ifade ediyor.

BANKACILAR NE DİYOR?
ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun, Son dönemde yaşanan siyasi istikrardaki dengesizliğin, Fed'in tahvil alımlarını azaltma kararı ve enflasyonun resmi hedefin üzerinde seyretmesi, faizlerde Mayıs 2013'ten bu yana yaşanan yükseliş trendinin ve TL'nin değer kaybının artmasına neden olmuştur" dedi. Mayıs 2013'ten bu yana yaşanan faizlerdeki yükseliş trendinin 2014 yılının ilk çeyreğinde de devam edeceğinin öngörülebileceğini belirten Uygun, enflasyonun beklentilerin üzerinde seyretmesi ve TL'deki değer kaybının devam etmesi durumunda faiz koridorunun üst bandında bir miktar daha yükseliş yaşanabileceğini kaydetti.

Uygun, beklentilerin önceden satın alındığı piyasa ortamlarında 2014 yılı ilk çeyreğinde sürmesi beklenen faizlerdeki yükselişin yılın tamamında geçerli olmayabileceğine dikkati çekerek, 2014 yılı kredi büyümesinin piyasa hareketlerinin ve alınan yasal önlemlerin de etkisiyle 2013 yılının gerisinde kalacağını söyledi.

ARTIŞ MEVDUATA YANSIR MI?
Odeabank Stratejik Planlama Müdürü Ferhat Yükseltürk ise, 2013 ilk yarısında piyasalarda yaşanan olumlu havayla beraber hızla gerileyen konut kredisi faizlerinin, yılın ikinci yarısından itibaren fonlama maliyetlerinde yaşanan artışla birlikte kademeli olarak artmaya başladığını ve ortalamada tüm kredi türlerinde 200-250 baz puan artışlar görüldüğünü söyledi.

Artışın temel nedenin aslında bankaların en önemli fon kaynağı olan mevduatlardaki hızlı yükselme olduğuna dikkati çeken Yükseltürk, 2014 yılında ise TCMB tarafından yapılan politika faiz oranındaki artış sonucu artan fonlama maliyetlerine bağlı olarak, Türkiye'de geçen yıla oranla faizlerin daha da yüksek gerçekleşeceğini öngördüklerini kaydetti.

TCMB tarafından yapılan efektif fonlama faizinin yüzde 7 seviyelerinden yüzde 10'a çıkmasının hem mevduat hem de kredi faizlerine yansıyacağını aktaran Yükseltürk, "Ancak, özellikle tüketici kredilerinde alınan son önlemlerin etkisiyle azalacak olan talebe ve bankaların büyüme hedefleri doğrultusunda bütün kredilerde gözlemlenebilecek yüksek rekabete bağlı olarak faizlerdeki bu artışın mevduat faizlerine kıyasla kredi faizlerine bir miktar daha az yansıyacağını düşünüyoruz" dedi. Yükseltürk, bu kapsamda, 2014 yılı tüketici kredisi faizlerinin de 2014 yılı boyunca şu andaki seviyelerinden bir miktar daha yukarıya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, kredi faizlerindeki yükselişin 2014 yılının ilk yarısında daha hızlı olacağını ve ortalamada yaklaşık 150-200 baz puan yukarıda gerçekleşebileceğini ancak iyileşme ihtimali olan enflasyonla beraber belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla 2014'ün ikinci yarısından itibaren sınırlı gevşeyebileceğini ifade etti.

Yüksek faiz oranlarına bağlı olarak kredi talebinde de gelecek dönemde özellikle tüketici kredilerinde bir yavaşlama beklediklerini aktaran Yükseltürk, bu kapsamda kredi büyümesinin TCMB'nin referans değeri olan yüzde 15 seviyelerine yakınsamasının hatta, küresel bazda gelişmekte olan ülkelere yönelik olumsuz algının devam etmesi durumunda yüzde 15'in de altına gerilemesinin söz konusu olabileceğini belirtti.
Sonraki Haber