'Kurumlar arasında yakın işbirliği yapılmasını istiyoruz'
Ziraat Bankası Genel Müdürü Aydın, rekabet kurullarının tek başına piyasayı düzenleme konusunda yeterli olamadığını ifade etti
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bankacılık sektöründe rekabet kurullarının tek başına piyasayı düzenleme konusunda yeterli olamadığını ifade ederek, ''Rekabete ilişkin düzenlemeler uygulanırken, bankacılığın kendine özgü yapısının ve işleyişinin hassasiyetle dikkate alınmasını talep ediyoruz'' dedi.
Aydın, 12 bankaya ilişkin Rekabet Kurumu'nda yürütülen soruşturmada yaptığı konuşmada, Türkiye'de finansal sektörün geliştirilmesi, bankaların güçlendirilmesi, rekabetçi bir ortamın yaratılması ve kamu müdahalesinin azaltılması ile denetimde etkinliğin sağlanması yönünde çok önemli mesafeler alındığını kaydetti.
Türkiye'de uluslararası rekabete en açık ve rekabetin en yoğun olduğu sektörün bankacılık olduğunu ifade eden Aydın, borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinin 3'te 1'inden fazlasının bankalar olduğuna dikkati çekti.
Bankalarda teknolojiye dayalı hizmet anlayışının hakim olduğunu belirten Aydın, ''Bankalarımız müşterilerine dünya kalitesinde ürün ve hizmet sunmaktadır. Faiz marjı düşerken işlem hacmi büyümüştür. Otoritelerin aldığı kararlar, kararın amacına uygun olarak anında piyasalara yansıtılmaktadır. Bu göstergeler sektörde güçlü rekabetin çok yalın ifadesidir'' diye konuştu.
Aydın, dünyada çok ciddi banka yıkımları ve kaosların yaşanmakta olduğu günümüzde bankaların sapasağlam ayakta durduğunu ve ekonomik fonlamaya devam ettiklerini dile getirerek, kredi portföylerinin de büyüdüğünü ve kredilerin yapısının da değiştiğini söyledi.
Banka sisteminin itibarının ve sisteme duyulan güvenin arttırılmasında sadece bankalara değil, tüm kişi ve kurumlara önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü ifade eden Aydın, bankaların mali bünyelerinin güçlü olmasının her zamankinden daha büyük bir önem arz ettiğini vurguladı.
Aydın, bankacılık sektörünün rekabet kurallarından istisna tutulmasını istemediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Bankacılık sektöründe de rekabet kuralları tek başına piyasayı düzenleme konusunda yeterli olamamaktadır. İşte bu mülahazalar sonucunda sektöre özel düzenleyici kurumlar ortaya çıkmıştır. Böyle bir yapının varlığı Rekabet Kurumu ile sektöre özel düzenleyici kurumlar arasındaki yakın işbirliğini kaçınılmaz kılıyor. Bu nedenle, rekabete ilişkin düzenlemeler yapılırken ve uygulanırken bankacılığın kendine özgü yapısının ve işleyişinin hassasiyetle dikkate alınmasını talep ediyoruz. Sektörde kırılganlığı arttırmaya yönelik değil, istikrarı da gözeten bir yaklaşımın gösterilmesini bekliyoruz. Bankaları çok yakından izleyen düzenleyici ve denetleyici kurumlar arasında daha yakın işbirliği yapılmasını istiyoruz.''
-Akbank Genel Müdürü Binbaşgil-
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de soruşturma dosyasının hem bankacılık sektörü hem de ülke ekonomisini ciddi şekilde etkileme potansiyeli bulunduğuna işaret etti.
Akbank'ın soruşturmaya konu edilen olaylarda her zaman hukuka saygılı bir davranış sergilediğini kaydeden Binbaşgil, ''Ekonomik istikrarın devamına soruşturma konusu alanlarda bankacılık güven ve sorumluluk ilkelerine uygun davranmaya özen göstermiştir'' dedi.
Bankacılık sektörü açısından Türkiye'nin dünyada örnek gösterilir hale geldiğini ifade eden Binbaşgil, bahse konu soruşturma kapsamında Akbank hakkındaki iddiaların değerlendirilirken gösterdikleri sorumlu ve bağımsız davranış modelinin dikkate alınmasını talep ettiklerini söyledi.
Akbank'ın pazarın önemli oyuncalarından biri olduğuna işaret eden Binbaşgil, bu nedenle pazarda her zaman takip edilen ve uygulamaları dikkate alınan bir banka olduklarını dile getirdi.
Binbaşgil, Akbank'ın ticari kararlarını her zaman bağımsız bir şekilde aldığını kaydederek, şöyle konuştu:
''Akbank'ın rakiplerinden farklı yönde davrandığı, soruşturma heyeti tarafından dahi kabul edilmiştir. Akbank olarak her zaman rekabetçi politikalar uyguladık, uygulamaya da devam edeceğiz. Akbank, herhangi bir kartel oluşumunun içinde değildir. Böyle olsaydı bu kadar zamana uygulanan bir kartelden, kartele dayalı menfaatlerin elde edilmesi gerekirdi.''
Aydın, 12 bankaya ilişkin Rekabet Kurumu'nda yürütülen soruşturmada yaptığı konuşmada, Türkiye'de finansal sektörün geliştirilmesi, bankaların güçlendirilmesi, rekabetçi bir ortamın yaratılması ve kamu müdahalesinin azaltılması ile denetimde etkinliğin sağlanması yönünde çok önemli mesafeler alındığını kaydetti.
Türkiye'de uluslararası rekabete en açık ve rekabetin en yoğun olduğu sektörün bankacılık olduğunu ifade eden Aydın, borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinin 3'te 1'inden fazlasının bankalar olduğuna dikkati çekti.
Bankalarda teknolojiye dayalı hizmet anlayışının hakim olduğunu belirten Aydın, ''Bankalarımız müşterilerine dünya kalitesinde ürün ve hizmet sunmaktadır. Faiz marjı düşerken işlem hacmi büyümüştür. Otoritelerin aldığı kararlar, kararın amacına uygun olarak anında piyasalara yansıtılmaktadır. Bu göstergeler sektörde güçlü rekabetin çok yalın ifadesidir'' diye konuştu.
Aydın, dünyada çok ciddi banka yıkımları ve kaosların yaşanmakta olduğu günümüzde bankaların sapasağlam ayakta durduğunu ve ekonomik fonlamaya devam ettiklerini dile getirerek, kredi portföylerinin de büyüdüğünü ve kredilerin yapısının da değiştiğini söyledi.
Banka sisteminin itibarının ve sisteme duyulan güvenin arttırılmasında sadece bankalara değil, tüm kişi ve kurumlara önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü ifade eden Aydın, bankaların mali bünyelerinin güçlü olmasının her zamankinden daha büyük bir önem arz ettiğini vurguladı.
Aydın, bankacılık sektörünün rekabet kurallarından istisna tutulmasını istemediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Bankacılık sektöründe de rekabet kuralları tek başına piyasayı düzenleme konusunda yeterli olamamaktadır. İşte bu mülahazalar sonucunda sektöre özel düzenleyici kurumlar ortaya çıkmıştır. Böyle bir yapının varlığı Rekabet Kurumu ile sektöre özel düzenleyici kurumlar arasındaki yakın işbirliğini kaçınılmaz kılıyor. Bu nedenle, rekabete ilişkin düzenlemeler yapılırken ve uygulanırken bankacılığın kendine özgü yapısının ve işleyişinin hassasiyetle dikkate alınmasını talep ediyoruz. Sektörde kırılganlığı arttırmaya yönelik değil, istikrarı da gözeten bir yaklaşımın gösterilmesini bekliyoruz. Bankaları çok yakından izleyen düzenleyici ve denetleyici kurumlar arasında daha yakın işbirliği yapılmasını istiyoruz.''
-Akbank Genel Müdürü Binbaşgil-
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de soruşturma dosyasının hem bankacılık sektörü hem de ülke ekonomisini ciddi şekilde etkileme potansiyeli bulunduğuna işaret etti.
Akbank'ın soruşturmaya konu edilen olaylarda her zaman hukuka saygılı bir davranış sergilediğini kaydeden Binbaşgil, ''Ekonomik istikrarın devamına soruşturma konusu alanlarda bankacılık güven ve sorumluluk ilkelerine uygun davranmaya özen göstermiştir'' dedi.
Bankacılık sektörü açısından Türkiye'nin dünyada örnek gösterilir hale geldiğini ifade eden Binbaşgil, bahse konu soruşturma kapsamında Akbank hakkındaki iddiaların değerlendirilirken gösterdikleri sorumlu ve bağımsız davranış modelinin dikkate alınmasını talep ettiklerini söyledi.
Akbank'ın pazarın önemli oyuncalarından biri olduğuna işaret eden Binbaşgil, bu nedenle pazarda her zaman takip edilen ve uygulamaları dikkate alınan bir banka olduklarını dile getirdi.
Binbaşgil, Akbank'ın ticari kararlarını her zaman bağımsız bir şekilde aldığını kaydederek, şöyle konuştu:
''Akbank'ın rakiplerinden farklı yönde davrandığı, soruşturma heyeti tarafından dahi kabul edilmiştir. Akbank olarak her zaman rekabetçi politikalar uyguladık, uygulamaya da devam edeceğiz. Akbank, herhangi bir kartel oluşumunun içinde değildir. Böyle olsaydı bu kadar zamana uygulanan bir kartelden, kartele dayalı menfaatlerin elde edilmesi gerekirdi.''