Maalesef göbekten bağlandık!
'Harç bitti yapı paydos'
Milliyet yazarı Güngör Uras bugünkü köşesinde dolardaki fiyat artışını kaleme aldı...
Milliyet yazarı Güngör Uras bugünkü köşesinde Ayşe Hanım Teyze'nin sorduğu “Dolar fiyatı neden artıyor?” sorusuna yanıt verdi. Uras, bazı rakamlar vererek yabancıların Türkiye'ye döviz göndermekten korktuklarını yazdı.
İşte Uras'ın o köşe yazısı;
Ayşe Hanım Teyze'm sordu. “Dolar fiyatı neden artıyor?” Ben de basitleştirerek anlattım.
Dedim ki, ”Adı üzerinde ‘Dolar Fiyatı’... Fiyat denilen şey nasıl oluşur? Önce ‘Maliyet’e göre oluşur. Sonra da ‘Arz ve talebe göre’ fiyat aşağıya iner veya yukarıya çıkar.
- Türkiye’de dövizin “maliyeti” pahalı. Türkiye’ye giren dövizin, Türkiye riskine göre üzerine binen faiz ve faize eklenen risk primi yüksek.
- Türkiye’nin riski arttıkça, yabancılar Türkiye’ye döviz göndermekten çekiniyor. Bu durumda döviz talebi aynen devam ederken döviz arzı duruyor. Fiyatlar yükseliyor.
Sakın ha, “Amerikan Merkez Bankası (FED) piyasaya her ay sürdüğü paraları azaltacak rivayeti çıktı da ondan bize döviz gelmez oldu” palavrasına inanmayınız.
Dövize göbekten bağlandık
Döviz girişinin (arzının) durmasının, duraklamasının nedeni bizden, içeriden kaynaklanıyor.
- Bir süre el kesesinden dövizleri harcayarak parlak bir ekonomi tablosu sergiledik. Ama “harç bitti yapı paydos” misali, yabancılar riskten korkarak dolar göndermeyi kesti.
- Türkiye riski denilen şey nedir? Cari açıktır. Özel sektörün döviz borcudur.
Bizim ekonomimizin çarkları her ay 6-8 milyar dolar döviz açığı ile döner hale geldi. Cari açığı bir türlü kapatamıyoruz. Çünkü ucuz döviz ile ucuz ithalat kanımıza işledi.
Örnek: Temmuz ayında cari açık (döviz açığı) 5.7 milyar dolar oldu. Ama sermaye hareketi ile, doğrudan yatırım olarak gelen, bono ve borsa için gelen, kredi olarak gelen döviz girişi kesildi. Tersine 764 milyon dolar net çıkış gerçekleşti.
Sonuç: Temmuzda cari açığı ancak rezervleri kullanarak ve nereden geldiği belli olmayan döviz ile kapattık.
Ağustosta ne olduğunu, eylülde ne olacağını bilemiyoruz.
Harcamak kolay, ödemek zor
Anadolu’da bir deyim vardır; “Löpür löpür, çekirdeği ile yediğin hurmalar, bir süre sonra bağırsaklarını tırmalar” derler. İşte o biçim. Löpür löpür yediğimiz dolarlar, bizim dış borç rakamlarımızı şişirdi.
Finansal kesim (bankalar ve diğer finans kuruluşları) dışındaki reel kesimin (özel sektörün) nakdi döviz kredileri borcu 2010 yılında 159 milyar dolar iken, 2011 yılında 181 milyar dolar, 2012 yılında 205 milyar dolar oldu. 2013 yılının ilk 6 ayında 222 milyar dolara yükseldi. Unutmayınız 10 yılda ödediğimiz IMF borcu 15 milyar dolar, 6 ayda özel sektör dış borcundaki artış 17 milyar dolar.