Merkez Bankası faiz artıracak mı?
Para politikasında Fed'in adımlarının takip edileceğini söyleyen Merkez Bankası, Fed'in 25 baz puanlık faiz artışından sonra nasıl hareket edecek? İşte uzmanların 2016 ekonomik yol haritası...
Vatandaşı etkileyecek karar bugün açıklanacak. Merkez Bankası'nın vereceği faiz kararı kredi faizlerinden mevduat faizlerine, enflasyondan yabancı sermaye girişine ve dolar kuruna kadar birçok alanı etkileyecek.
2 yılı aşkın sözel yönlendirmenin ardından Amerikan Merkez Bankası (Fed) geçtiğimiz hafta yaptığı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında 10 yıla yakın bir zamandır ilk kez faiz artırarak sıfır faiz ortamına son verdi. ABD'de 0,00-0,25 aralığındaki politika faizi 0,25-0,50 aralığına yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise son Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranlarında değişkliğe gitmeyerek Fed'den gelecek adıma göre hareket edileceğini açıklamıştı.
TCMB, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7,25, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,50, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizi yüzde 10,75 seviyelerinde sabit tutmuştu.
Fed'in politika açıklamasında, kademeli ve yavaş faiz artışlarına vurgu yaparken, enflasyonun orta vadede yüzde 2 hedefine ulaşmasının beklendiği söylendi. Fed'in faiz artırımına gitmesinin ardından kuru dolara peg ülkeler faiz artırımına başladı. Peki, politikasını Fed'e endeksleyen Merkez Bankası yılın son PPK toplantısında faiz artıracak mı?. İşte Türkiye'nin yakın zamandaki ekonomik geleceğine dair değerlendirmelerilyle uzmanların faiz beklentileri:
Alan Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut
FED HIZLANIRSA TÜRKİYE'DE NELER OLUR?
Fed endişesi şimdilik bitti. ABD'de makroekonomik verilerin olumlu gelmeye devam etmesi kademeli ve yavaş olacağı vurgulanan adımların hızının artması olasılığını da beraberinde getirebilir.
Hız artarsa bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde stres yaratacak ve bu stres öncekinden çok daha baskın olacaktır. Hızlanma olursa bizim de faizlerde yukarı yönlü seyir başlar, bu da büyümeyi etkiler.
ENFLASYON BEKLENTİLERİ: BİZİ ASIL VURACAK OLAN EMTİAYA BAĞLI ENFLASYON
Bizi asıl vuracak kısım emtiaya bağlı enflasyonda bir artıştır. Bizim son dönem hikayemiz emtia fiyatlarındaki düşüş üzerine kurulmuştu. Petrolde düşüş cari açıkta azalışa yol açtı bu da endeksimizi destekledi. Ancak önümüzdeki sene emtia fiyatlarında dipten bir dönüş olursa Türkiye'ye dair bütün beklentiler değişecek.
1. Emtiada yükseliş ABD'de faiz artışında hızlanma
2. Bizim hikayemizin bitmesi ve Fed'in faiz artışının bu sefer daha sert fiyatlanması
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
Kamu finansmanındaki olumlu seyir var, düşen cari açık ve siyasi istikrar hikayemizin olumlu tarafları. Ekonomi yönetiminin sözel yönlendirmeleri piyasaya destek olabilmesi, Suriye ve Irak tarafında gerginliklerin yatışması Türkiye için pozitif tarafta kalma şansını yaratabilir.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkez Bankası hep faizi bastırdı, faiz silahını büyümeyi etkilememek adına çok kullanmadı. Merkez Bankası'nın şu aşamada yapacak bir şeyi yok. Fed kararından sonra oynaklığın az olması bizim bankamızın işini kolaylaştırdı. Ancak ABD'de hızlanma olur da ikinci faiz artırımı konuşulmaya başlanırsa TCMB bir aksiyon alabilir.
Yapısal reform kapsamında tüketimden çok ihracatı destekleyici, büyüme kompozisyonunu değiştirici adımların atılması, hemen sonuçları görülmese de, piyasanın moralini yükseltecektir.
Emtianın özellikle petrol fiyatlarındaki seyrin de iyi takip edilmesi gerekiyor. Eğer emtia fiyatlarında kuvvetli bir dönüş olursa Fed yine hızlanacak ve Türkiye'nin hikayesi temelden değişecektir.
Saxo Capital Menkul Değerler Stratejisti Cüneyt Paksoy
ENFLASYON BEKLENTİLERİ: KIRILGANLIKLARA VE KURAKLIĞA DİKKAT
1. Enflasyon şimdilik merkezin istediği patikada gitmiyor ama 2016 senesi için kur tarafından önemli bir yükseliş olmazsa, emtia fiyatları özellikle petrol bu seviyelerde kalırsa veya çok yükselmezse enflasyonda bir iyileşme mümkün görünüyor.
2. İyileşme hızlı olmasa da en azından çift haneler üzerine çıkmadan yüzde 7'lere doğru inen bir enflasyon Merkez Bankası'na manevra alanı yaratır.
3. Enflasyonun yüzde 7 altına düşmesi için merkezin politikaları yanında farklı dinamikler gerekiyor. Tüketiminin üzerinde üreten bir Türkiye enflasyonda başarı sağlayabilecektir. Burada da üretime yönelik yapısal reformların bir an önce yapılması gerekliliği öne çıkıyor.
4. Enflasyon hala kırılgan değişkenlere bağlı.
* Kurdaki bir yükselişe hemen cevap veriyor. * Bunun yanında kuraklığın tarım üzerindeki etkileri de dikkatle izlenmeli.
* Rusya ile yaşanan gerginlik nedeniyle iç pazarda kalan ihraç tarım ürünleri fiyatları aşağı itecek olsa da kuraklık bu etkiyi silebilir.
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
TL bir süredir zaten pozitif ayrışıyor. Siyasi istikrar çıpası, yatırım yapılabilir derecemizi korumamız, cari açıkta iyileşme, büyümenin beklenti üzerinde olması, yapısal reformların gerçekleştirileceğinin söylenmesi, AB ile bütünleşme gibi etkenler içeride bir miktar pozitif algı oluşturuyor.
“Çin ve Suriye hikayelerine dikkat”
Dolar kurunda 3,10 – 3,15 seviyeleri hala teknik olarak potada olduğunu unutmadan merkezin bundan sonra açıklayacağı parasal önlemler kamu tarafında bir bütçe dengesizliği getirmezse şimdiki pozitif algının uzunca bir süre devam edeceğini söyleyebiliriz. Dolar küresel hareketlerle yukarı yönlü hareketler gerçekleştirse de dalga boyu kısa olacak. Yurtiçindeki olumlu seyrin devam etmesi yanında Çin ve Suriye başlıklarında negatif gelişmeler olmaması gerekiyor.
Cari açıkta petrole bağlı iyileşme devam ettikçe, büyüme iyi geldikçe ve ihracat iyileştikçe merkezin oynamaya yeri olacaktır. İhracat rakamlarında hala anlamlı bir iyileşme yok. Bundan sonra Avrupa ve diğer önemli pazarlara yapılacak ihracatın, özellikle Rusya'nın kısa vadeli kaybından sonra, önemi iyice artmıştır.
“Yüzü Batı'ya dönük bir Türkiye”
Avrupa Birliği ile müzakerelere tekrar başlanması ve İsrail ile yakınlaşmanın tam bir anlaşmaya dönmesi para piyasaları tarafından da olumlu karşılanacaktır. Zira yüzü batıya dönük bir Türkiye'nin sermaye akışında da anlamlı iyileşmeler olacaktır.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkezin iki ana hedefi var. Birincisi enflasyonda iyileşmeyi sağlamak, ikincisi fiyat istikrarı noktasında kur ve faizin uygun bir patika içinde ilerlemesini sağlamak. Bunu yaparken yabancı sermaye artışını da izlemesi gerekiyor. Şu an dolar kurunda 2,90-2,92 destek test ediliyor. Bu seviyelerde TCMB'den faiz beklentisinin de fiyatlandığı söyleniyor ama gösterge tahvil faizinin 11'in altında, kurun 2,90 TL seviyelerinde olması bence Merkez Bankası'na manevra alanı oluşturuyor. Bankanın bu toplantıda herhangi birşey yapmayıp Fed'in bir sonraki adımına kadar diğer araçları kullanması mümkün olabilir.
"Yüzde 12 aşılmadıkça..."
Merkez Bankası kur ile birlikte faize de bakıyor. Faizde yabancı algısının değiştiği 11-12 bandının altını çiziyorum. Bizim için kritik eşiktir. Oraya her gelindiğinde piyasa tepki veriyor. Yüzde 12'nin aşılması gündeme gelmedikçe TCMB'den agresif bir hareket gelmez.
Cari açıkta petrole bağlı iyileşme devam ettikçe, büyüme iyi geldikçe ve ihracat iyileştikçe merkezin oynamaya yeri olacaktır. İhracat rakamlarında hala anlamlı bir iyileşme yok. Bundan sonra Avrupa ve diğer önemli pazarlara yapılacak ihracatın, özellikle Rusya'nın kısa vadeli kaybından sonra, önemi iyice artmıştır.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Merkez Bankası bundan sonraki toplantılarda çok ölçülü; 25 ile 50 baz puan arasında bir artışa gidebilir. Fed'in faiz artışına rağmen hala manevra alanı var. Artırmazsa sürpriz olmaz. Artırırsa da bunu ancak Fed'in sonraki hamlelerine hazırlık için, Türkiye'ye para girişini canlı tutmak için yapar ki bu da sürpriz olmaz. Ancak koridorun üst bandında oynama yaparsa piyasaların sıkılaştırma algısı ile oynamış olur, burada da farklı tepkiler gelebilir.
KUR 2,75'E KADAR ÇEKİLEBİLİR
Merkez Bankası'nın ilk yapması gereken şey sadeleştirmeyi tamamlamak. Faizi gerçek fonlama maliyetine doğru ayarlamak. Merkez, Fed adım attıkça faiz koridorunun üst bandını düşürmeden oraya doğru ilerleyebilir. Üst bantta indirim yaparsa piyasalarda sıkılaştırmadan vazgeçiyor mu algısı yaratabilir. Herhangi bir değişiklik yapmayıp sıkı para politikası vurgusuna devam edebilir. Önemli miktarda bir artışa giderse kur 2,75 TL'ye geri çekilebilir.
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver Erkan
Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu Fed'in yaklaşık 10 yıl aradan sonra yeniden faiz artırarak faiz aralığını yüzde 0,25 – 0,50 bandına getirmesiydi. Bu hafta da gözler TCMB'de olacak.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Fed kararları sonrasında ilk işlem gününde TCMB’den beklenen adım geldi. TCMB Başkanı Erdem Başçı ‘’2016 Yılı Para ve Kur Politikası’’ konulu sunumunda Fed’in faiz artırması durumunda ertesi gün yabancı para cinsinden zorunlu karşılıklara müdahale edebileceklerini belirtmişti. Merkez Bankası dolar cinsi tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uyguladığı faiz oranını yüzde 0.24'ten yüzde 0.49'a yükseltti. Halihazırda daha öncesinde sözlü yönlendirmesiyle belirtmiş olduğu hamlenin gelmesi piyasalarda çok ses getirmedi.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Piyasa beklentileri yüzde 7,50 olan politika faiz oranını yüzde 8,0’e yükseltilmesi şeklinde olsa dahi, bizler faiz oranlarında herhangi bir değişiklik beklemiyoruz.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova
Gelişmekte olan piyasalar ya önden yüklemeleri ya da Fed faiz artırım kararının hemen ardından faiz artışı yaptılar ya da faiz artırım sürecindeler.
OLASILIKLAR VE RİSKLER
Merkez Bankası normal şartlarda ne yapabilir: Faiz koridorunun alt bandını yukarı çekerek manşet rakama eşitleyebilir. Ancak bunu yapar mı, şüpheler var çünkü hükümetin geçmişte faiz artırımına olan tepkisi malum.
İkinci bir olasılık ise hazır kurlar gevşemişken sonraki toplantıyı bekleyebilir. Ancak orada da şöyle bir risk var: Fed'in faiz artışından sonra esas beklenti doların değer kazanması idi. Ve karadan sonra bir yükseliş başlasa da henüz gelişmekte olan ülke paraları dolara karşı ciddi değer kazanmadılar. Acaba yılbaşından sonra bekleen hareket olur da dolar yükselişe geçerse Merkez Bankası geç kalmış olur mu?
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Geçmiş söylemelerinden hareketle, yani sadeleşme/normalleşme hedeflerine göre faizde alt bant ve üst bandın yavaş yavaş ortadan kalkması gerekiyor. Buna da gecelik borçlanma faizini (alt bant) politika faizine (haftalık repo ihale faizi) eşitleyerek koridorun alt bandını ortadan kaldırmakla başlanabilir.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Sonuçta, Merkez Bankası 7,25 olan gecelik borçlanma faizinde 25 baz puanlık bir artışa giderek bunu 7,50 olan politika faizi ile eşitlerse temelde faiz artırımı oldu diyemeyiz. Bu örtülü faiz artırımı da piyasada dengeyi bozmaz.
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
Faiz artışı olması durumunda bankanın bağımsızlığına ilişkin tartışmaların tekrar su yüzüne çıkacağını düşünmüyorum zira AB ile yeniden başlayan müzakerelerde bu önemli bir konu ayrıca Mehmet Şimşek de bu konuda teminat verdi.
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkez Bankası'nın daha önce Fed'e uyumlu para politikası izleneceği yönündeki açıklamaları ve zorunlu karşılıklara uygulanan faizin yükseltilmesi bize 25 baz puanlık artışın daha olası olduğunu düşündürüyor.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Bizim beklentimiz politika faizinde ve alt koridorda 25 baz puanlık bir atış yapılacağı yönünde. Piyasa 50 baz puanlık artış bekliyor.
“PPK'NIN HERKESİ MEMNUN ETMESİ ZOR”
25 baz puanlık artışın, genel beklentinin altında kalmasına istinaden piyasatı tatmin etmeyeceğini ve oynaklığı artıracağını düşünüyoruz. Bu durumda kursda yukarı yönlü hareketler gözlenebilir.
50 baz puan artış olursa siyasi kanattan eleştiri gelebilir, bu da Merkez Bankası'nın bağımsızlık tartışmalarını tekrar gündeme getirebilir. Nihayetinde son üç dört aylık süreçte piyasada beklentiler geniş bir yelpazeye dağıldı. Bu yüzden faiz artışı olmaması, 25 baz puanlık artış, 50 baz puanlık artış veya fazlası, her ne olursa olsun bir taraf bu adımlara hazır olmayacak ve pozisyonunu değiştirmek zorunda kalacak. PPK'nın herkesi memnun etmesi zor.
Kaynak:Fulya Öktem/ Haberturk.com
2 yılı aşkın sözel yönlendirmenin ardından Amerikan Merkez Bankası (Fed) geçtiğimiz hafta yaptığı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında 10 yıla yakın bir zamandır ilk kez faiz artırarak sıfır faiz ortamına son verdi. ABD'de 0,00-0,25 aralığındaki politika faizi 0,25-0,50 aralığına yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise son Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranlarında değişkliğe gitmeyerek Fed'den gelecek adıma göre hareket edileceğini açıklamıştı.
TCMB, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7,25, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,50, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizi yüzde 10,75 seviyelerinde sabit tutmuştu.
Fed'in politika açıklamasında, kademeli ve yavaş faiz artışlarına vurgu yaparken, enflasyonun orta vadede yüzde 2 hedefine ulaşmasının beklendiği söylendi. Fed'in faiz artırımına gitmesinin ardından kuru dolara peg ülkeler faiz artırımına başladı. Peki, politikasını Fed'e endeksleyen Merkez Bankası yılın son PPK toplantısında faiz artıracak mı?. İşte Türkiye'nin yakın zamandaki ekonomik geleceğine dair değerlendirmelerilyle uzmanların faiz beklentileri:
Alan Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut
FED HIZLANIRSA TÜRKİYE'DE NELER OLUR?
Fed endişesi şimdilik bitti. ABD'de makroekonomik verilerin olumlu gelmeye devam etmesi kademeli ve yavaş olacağı vurgulanan adımların hızının artması olasılığını da beraberinde getirebilir.
Hız artarsa bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde stres yaratacak ve bu stres öncekinden çok daha baskın olacaktır. Hızlanma olursa bizim de faizlerde yukarı yönlü seyir başlar, bu da büyümeyi etkiler.
ENFLASYON BEKLENTİLERİ: BİZİ ASIL VURACAK OLAN EMTİAYA BAĞLI ENFLASYON
Bizi asıl vuracak kısım emtiaya bağlı enflasyonda bir artıştır. Bizim son dönem hikayemiz emtia fiyatlarındaki düşüş üzerine kurulmuştu. Petrolde düşüş cari açıkta azalışa yol açtı bu da endeksimizi destekledi. Ancak önümüzdeki sene emtia fiyatlarında dipten bir dönüş olursa Türkiye'ye dair bütün beklentiler değişecek.
1. Emtiada yükseliş ABD'de faiz artışında hızlanma
2. Bizim hikayemizin bitmesi ve Fed'in faiz artışının bu sefer daha sert fiyatlanması
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
Kamu finansmanındaki olumlu seyir var, düşen cari açık ve siyasi istikrar hikayemizin olumlu tarafları. Ekonomi yönetiminin sözel yönlendirmeleri piyasaya destek olabilmesi, Suriye ve Irak tarafında gerginliklerin yatışması Türkiye için pozitif tarafta kalma şansını yaratabilir.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkez Bankası hep faizi bastırdı, faiz silahını büyümeyi etkilememek adına çok kullanmadı. Merkez Bankası'nın şu aşamada yapacak bir şeyi yok. Fed kararından sonra oynaklığın az olması bizim bankamızın işini kolaylaştırdı. Ancak ABD'de hızlanma olur da ikinci faiz artırımı konuşulmaya başlanırsa TCMB bir aksiyon alabilir.
Yapısal reform kapsamında tüketimden çok ihracatı destekleyici, büyüme kompozisyonunu değiştirici adımların atılması, hemen sonuçları görülmese de, piyasanın moralini yükseltecektir.
Emtianın özellikle petrol fiyatlarındaki seyrin de iyi takip edilmesi gerekiyor. Eğer emtia fiyatlarında kuvvetli bir dönüş olursa Fed yine hızlanacak ve Türkiye'nin hikayesi temelden değişecektir.
Saxo Capital Menkul Değerler Stratejisti Cüneyt Paksoy
ENFLASYON BEKLENTİLERİ: KIRILGANLIKLARA VE KURAKLIĞA DİKKAT
1. Enflasyon şimdilik merkezin istediği patikada gitmiyor ama 2016 senesi için kur tarafından önemli bir yükseliş olmazsa, emtia fiyatları özellikle petrol bu seviyelerde kalırsa veya çok yükselmezse enflasyonda bir iyileşme mümkün görünüyor.
2. İyileşme hızlı olmasa da en azından çift haneler üzerine çıkmadan yüzde 7'lere doğru inen bir enflasyon Merkez Bankası'na manevra alanı yaratır.
3. Enflasyonun yüzde 7 altına düşmesi için merkezin politikaları yanında farklı dinamikler gerekiyor. Tüketiminin üzerinde üreten bir Türkiye enflasyonda başarı sağlayabilecektir. Burada da üretime yönelik yapısal reformların bir an önce yapılması gerekliliği öne çıkıyor.
4. Enflasyon hala kırılgan değişkenlere bağlı.
* Kurdaki bir yükselişe hemen cevap veriyor. * Bunun yanında kuraklığın tarım üzerindeki etkileri de dikkatle izlenmeli.
* Rusya ile yaşanan gerginlik nedeniyle iç pazarda kalan ihraç tarım ürünleri fiyatları aşağı itecek olsa da kuraklık bu etkiyi silebilir.
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
TL bir süredir zaten pozitif ayrışıyor. Siyasi istikrar çıpası, yatırım yapılabilir derecemizi korumamız, cari açıkta iyileşme, büyümenin beklenti üzerinde olması, yapısal reformların gerçekleştirileceğinin söylenmesi, AB ile bütünleşme gibi etkenler içeride bir miktar pozitif algı oluşturuyor.
“Çin ve Suriye hikayelerine dikkat”
Dolar kurunda 3,10 – 3,15 seviyeleri hala teknik olarak potada olduğunu unutmadan merkezin bundan sonra açıklayacağı parasal önlemler kamu tarafında bir bütçe dengesizliği getirmezse şimdiki pozitif algının uzunca bir süre devam edeceğini söyleyebiliriz. Dolar küresel hareketlerle yukarı yönlü hareketler gerçekleştirse de dalga boyu kısa olacak. Yurtiçindeki olumlu seyrin devam etmesi yanında Çin ve Suriye başlıklarında negatif gelişmeler olmaması gerekiyor.
Cari açıkta petrole bağlı iyileşme devam ettikçe, büyüme iyi geldikçe ve ihracat iyileştikçe merkezin oynamaya yeri olacaktır. İhracat rakamlarında hala anlamlı bir iyileşme yok. Bundan sonra Avrupa ve diğer önemli pazarlara yapılacak ihracatın, özellikle Rusya'nın kısa vadeli kaybından sonra, önemi iyice artmıştır.
“Yüzü Batı'ya dönük bir Türkiye”
Avrupa Birliği ile müzakerelere tekrar başlanması ve İsrail ile yakınlaşmanın tam bir anlaşmaya dönmesi para piyasaları tarafından da olumlu karşılanacaktır. Zira yüzü batıya dönük bir Türkiye'nin sermaye akışında da anlamlı iyileşmeler olacaktır.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkezin iki ana hedefi var. Birincisi enflasyonda iyileşmeyi sağlamak, ikincisi fiyat istikrarı noktasında kur ve faizin uygun bir patika içinde ilerlemesini sağlamak. Bunu yaparken yabancı sermaye artışını da izlemesi gerekiyor. Şu an dolar kurunda 2,90-2,92 destek test ediliyor. Bu seviyelerde TCMB'den faiz beklentisinin de fiyatlandığı söyleniyor ama gösterge tahvil faizinin 11'in altında, kurun 2,90 TL seviyelerinde olması bence Merkez Bankası'na manevra alanı oluşturuyor. Bankanın bu toplantıda herhangi birşey yapmayıp Fed'in bir sonraki adımına kadar diğer araçları kullanması mümkün olabilir.
"Yüzde 12 aşılmadıkça..."
Merkez Bankası kur ile birlikte faize de bakıyor. Faizde yabancı algısının değiştiği 11-12 bandının altını çiziyorum. Bizim için kritik eşiktir. Oraya her gelindiğinde piyasa tepki veriyor. Yüzde 12'nin aşılması gündeme gelmedikçe TCMB'den agresif bir hareket gelmez.
Cari açıkta petrole bağlı iyileşme devam ettikçe, büyüme iyi geldikçe ve ihracat iyileştikçe merkezin oynamaya yeri olacaktır. İhracat rakamlarında hala anlamlı bir iyileşme yok. Bundan sonra Avrupa ve diğer önemli pazarlara yapılacak ihracatın, özellikle Rusya'nın kısa vadeli kaybından sonra, önemi iyice artmıştır.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Merkez Bankası bundan sonraki toplantılarda çok ölçülü; 25 ile 50 baz puan arasında bir artışa gidebilir. Fed'in faiz artışına rağmen hala manevra alanı var. Artırmazsa sürpriz olmaz. Artırırsa da bunu ancak Fed'in sonraki hamlelerine hazırlık için, Türkiye'ye para girişini canlı tutmak için yapar ki bu da sürpriz olmaz. Ancak koridorun üst bandında oynama yaparsa piyasaların sıkılaştırma algısı ile oynamış olur, burada da farklı tepkiler gelebilir.
KUR 2,75'E KADAR ÇEKİLEBİLİR
Merkez Bankası'nın ilk yapması gereken şey sadeleştirmeyi tamamlamak. Faizi gerçek fonlama maliyetine doğru ayarlamak. Merkez, Fed adım attıkça faiz koridorunun üst bandını düşürmeden oraya doğru ilerleyebilir. Üst bantta indirim yaparsa piyasalarda sıkılaştırmadan vazgeçiyor mu algısı yaratabilir. Herhangi bir değişiklik yapmayıp sıkı para politikası vurgusuna devam edebilir. Önemli miktarda bir artışa giderse kur 2,75 TL'ye geri çekilebilir.
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver Erkan
Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu Fed'in yaklaşık 10 yıl aradan sonra yeniden faiz artırarak faiz aralığını yüzde 0,25 – 0,50 bandına getirmesiydi. Bu hafta da gözler TCMB'de olacak.
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Fed kararları sonrasında ilk işlem gününde TCMB’den beklenen adım geldi. TCMB Başkanı Erdem Başçı ‘’2016 Yılı Para ve Kur Politikası’’ konulu sunumunda Fed’in faiz artırması durumunda ertesi gün yabancı para cinsinden zorunlu karşılıklara müdahale edebileceklerini belirtmişti. Merkez Bankası dolar cinsi tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uyguladığı faiz oranını yüzde 0.24'ten yüzde 0.49'a yükseltti. Halihazırda daha öncesinde sözlü yönlendirmesiyle belirtmiş olduğu hamlenin gelmesi piyasalarda çok ses getirmedi.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Piyasa beklentileri yüzde 7,50 olan politika faiz oranını yüzde 8,0’e yükseltilmesi şeklinde olsa dahi, bizler faiz oranlarında herhangi bir değişiklik beklemiyoruz.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova
Gelişmekte olan piyasalar ya önden yüklemeleri ya da Fed faiz artırım kararının hemen ardından faiz artışı yaptılar ya da faiz artırım sürecindeler.
OLASILIKLAR VE RİSKLER
Merkez Bankası normal şartlarda ne yapabilir: Faiz koridorunun alt bandını yukarı çekerek manşet rakama eşitleyebilir. Ancak bunu yapar mı, şüpheler var çünkü hükümetin geçmişte faiz artırımına olan tepkisi malum.
İkinci bir olasılık ise hazır kurlar gevşemişken sonraki toplantıyı bekleyebilir. Ancak orada da şöyle bir risk var: Fed'in faiz artışından sonra esas beklenti doların değer kazanması idi. Ve karadan sonra bir yükseliş başlasa da henüz gelişmekte olan ülke paraları dolara karşı ciddi değer kazanmadılar. Acaba yılbaşından sonra bekleen hareket olur da dolar yükselişe geçerse Merkez Bankası geç kalmış olur mu?
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Geçmiş söylemelerinden hareketle, yani sadeleşme/normalleşme hedeflerine göre faizde alt bant ve üst bandın yavaş yavaş ortadan kalkması gerekiyor. Buna da gecelik borçlanma faizini (alt bant) politika faizine (haftalık repo ihale faizi) eşitleyerek koridorun alt bandını ortadan kaldırmakla başlanabilir.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Sonuçta, Merkez Bankası 7,25 olan gecelik borçlanma faizinde 25 baz puanlık bir artışa giderek bunu 7,50 olan politika faizi ile eşitlerse temelde faiz artırımı oldu diyemeyiz. Bu örtülü faiz artırımı da piyasada dengeyi bozmaz.
TÜRKİYE İÇİN HİKAYENİN POZİTİF TARAFLARI
Faiz artışı olması durumunda bankanın bağımsızlığına ilişkin tartışmaların tekrar su yüzüne çıkacağını düşünmüyorum zira AB ile yeniden başlayan müzakerelerde bu önemli bir konu ayrıca Mehmet Şimşek de bu konuda teminat verdi.
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan
MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRACAK MI?
Merkez Bankası'nın daha önce Fed'e uyumlu para politikası izleneceği yönündeki açıklamaları ve zorunlu karşılıklara uygulanan faizin yükseltilmesi bize 25 baz puanlık artışın daha olası olduğunu düşündürüyor.
KAÇ PUAN ARTIRIR?
Bizim beklentimiz politika faizinde ve alt koridorda 25 baz puanlık bir atış yapılacağı yönünde. Piyasa 50 baz puanlık artış bekliyor.
“PPK'NIN HERKESİ MEMNUN ETMESİ ZOR”
25 baz puanlık artışın, genel beklentinin altında kalmasına istinaden piyasatı tatmin etmeyeceğini ve oynaklığı artıracağını düşünüyoruz. Bu durumda kursda yukarı yönlü hareketler gözlenebilir.
50 baz puan artış olursa siyasi kanattan eleştiri gelebilir, bu da Merkez Bankası'nın bağımsızlık tartışmalarını tekrar gündeme getirebilir. Nihayetinde son üç dört aylık süreçte piyasada beklentiler geniş bir yelpazeye dağıldı. Bu yüzden faiz artışı olmaması, 25 baz puanlık artış, 50 baz puanlık artış veya fazlası, her ne olursa olsun bir taraf bu adımlara hazır olmayacak ve pozisyonunu değiştirmek zorunda kalacak. PPK'nın herkesi memnun etmesi zor.
Kaynak:Fulya Öktem/ Haberturk.com