S&P, 'negatif faiz' etkilerine ilişkin rapor yayımladı
Kuruluş, Avrupa'dan gelen verilerin, negatif faizin ekonomik faaliyetler üzerinde olumlu etki yarattığını gösterdiğini belirterek, bankaları kârlılık konusunda uyardı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P) negatif faiz oranı politikasının sektör, pazar ve ekonomiler üzerindeki etkisini incelediği raporu yayımladı.
Raporda, küresel finansal krizin ardından dünya çapında politika yapıcılar ile Merkez Bankalarının, deflasyonist baskılarla mücadele etmek ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için geleneksel olmayan birçok para politikalarını takip ettiği belirtildi.
Negatif faiz oranının, en son para politikası setine eklenen araçlardan olduğu anımsatılan raporda, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) yanı sıra, Danimarka, Japonya, İsveç ve İsviçre Merkez Bankalarının da bu politikayı benimsediği kaydedildi.
Raporda, negatif faiz oranının etkilerine yönelik bulgulara ilişkin şu ifadelere yer verildi:
'Kârlılığa zarar verebilir'
"Avrupa'dan gelen veriler, negatif faiz oranlarının banka kredilerinin büyümesini teşvik etmek ve euro değerini düşürmek yoluyla ekonomik faaliyetler üzerinde istenilen olumlu etkiyi yarattığını gösteriyor. Japonya'nın ekonomik performansı açısından benzer etkiyi bulmak için ise çok küçük kanıt var ve Japon yeni istenildiği gibi performans sergileyemedi. Negatif faiz oranı politikası uzun bir süre devam ederse ekonomide finansal aktivitenin canlanmasına yardımcı olan bankaların kârlılığına zarar verebilir ve kredi aktarım mekanizmasını zayıflatabilir. Siyasi koşullar, ekonomileri canlandırmak için uygulanan mali politikaların kullanımını güçleştirmekte, bu durum da negatif faiz oranları gibi para politikası araçlarının artmasına yol açmaktadır."
Raporda, negatif faiz politikasının etkisinin, İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılma kararı alması, bu kararın ardından sterlindeki değer kaybı ve İngiltere Merkez Bankasının ağustos ayı başında duyurduğu parasal gevşeme gelişmeleriyle daha da belirsizleştiğine vurgu yapıldı.
ECB'nin negatif faiz politikası uygulamasındaki hedefin, öncelikle dolara odaklanma olduğu aktarılan raporda, "Dolara kıyasla sterlinin değerinde başka bir dalgalanma yaşanması ECB'nin hedeflerini zorlaştırabilir." değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, küresel finansal krizin ardından dünya çapında politika yapıcılar ile Merkez Bankalarının, deflasyonist baskılarla mücadele etmek ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için geleneksel olmayan birçok para politikalarını takip ettiği belirtildi.
Negatif faiz oranının, en son para politikası setine eklenen araçlardan olduğu anımsatılan raporda, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) yanı sıra, Danimarka, Japonya, İsveç ve İsviçre Merkez Bankalarının da bu politikayı benimsediği kaydedildi.
Raporda, negatif faiz oranının etkilerine yönelik bulgulara ilişkin şu ifadelere yer verildi:
'Kârlılığa zarar verebilir'
"Avrupa'dan gelen veriler, negatif faiz oranlarının banka kredilerinin büyümesini teşvik etmek ve euro değerini düşürmek yoluyla ekonomik faaliyetler üzerinde istenilen olumlu etkiyi yarattığını gösteriyor. Japonya'nın ekonomik performansı açısından benzer etkiyi bulmak için ise çok küçük kanıt var ve Japon yeni istenildiği gibi performans sergileyemedi. Negatif faiz oranı politikası uzun bir süre devam ederse ekonomide finansal aktivitenin canlanmasına yardımcı olan bankaların kârlılığına zarar verebilir ve kredi aktarım mekanizmasını zayıflatabilir. Siyasi koşullar, ekonomileri canlandırmak için uygulanan mali politikaların kullanımını güçleştirmekte, bu durum da negatif faiz oranları gibi para politikası araçlarının artmasına yol açmaktadır."
Raporda, negatif faiz politikasının etkisinin, İngiltere'nin Avrupa Birliğinden ayrılma kararı alması, bu kararın ardından sterlindeki değer kaybı ve İngiltere Merkez Bankasının ağustos ayı başında duyurduğu parasal gevşeme gelişmeleriyle daha da belirsizleştiğine vurgu yapıldı.
ECB'nin negatif faiz politikası uygulamasındaki hedefin, öncelikle dolara odaklanma olduğu aktarılan raporda, "Dolara kıyasla sterlinin değerinde başka bir dalgalanma yaşanması ECB'nin hedeflerini zorlaştırabilir." değerlendirmesi yapıldı.