Yılın Merkez Bankası Başkanı: Erdem Başçı
The Banker seçti...
The Banker, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'yı Avrupa'da ve dünyada "Yılın Merkez Bankası başkanı" seçti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, The Banker tarafından "Avrupa'da ve dünyada Yılın Merkez Bankası Başkanı" seçildi.
1928 yılında kurulan ve küresel finans piyasaları tarafından yakından takip edilen The Banker Dergisi, Başçı'nın "Yılın Merkez Bankası Başkanı" ödüllerinin 2012'de ekonomik türbülansında ülkelerinin ekonomilerini başarıyla yöneten yetkililere verildiğini vurguladı.
The Banker, Başçı'nın "Dünyada ve Avrupa'da Yılın Merkez Bankası Başkanı" olarak seçilmesine gerekçe olarak şu ifadeleri kullandı:
"Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD ve Avrupa'daki çok düşük faiz oranları ve bunun sonucu olarak gelişmekte olan piyasa varlıklarına akın eden sermaye nedeniyle, uzun yıllardır muhalefet ettiği sermaye kontrolleriyle ilgili duruşunu 2012 yılı Aralık ayında değiştirdi. 2011 yılında Çin'den sonra dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olan ve bunu kambiyo kontrolü olmaksızın başaran Türkiye bu sıcak paranın geldiği önemli istikametlerden biri oldu. Bu durum Türk Lirası üzerinde değerlenme baskısı oluşturuyordu ama Erdem Başçı, IMF'nin bu çarpıcı politika değişikliği karşısında para politikasında bir değişikliğe gitmeye gerek görmedi. Çünkü; Erdem Başçı, (Özenle tasarlanmış makro ihtiyati politika araçları uygulandığı zaman, sermaye kontrollerine başvurmadan sermaye akımlarında istikrar sağlanabileceğini) söylüyordu.
Başçı'nın böyle düşünmesinin nedeni Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dalgalı döviz kuru rejimini muhafaza ederken sıcak para girişlerini yumuşatmak için tasarlanan yenilikçi politikaları, diğer gelişmekte olan ülkelerden önce uygulaması olabilir. 2010 yılı sonundan itibaren, Türk lirasındaki değerlenme baskısını engellemek için yapılan bir dizi faiz indiriminin tasarımı ve icra edilmesinin merkezinde de Erdem Başçı bulunuyordu. TCMB bu dönemde politika faizinin yanında bir de faiz koridoru uygulamasına başladı. Bu durum güçlü sermaye akımlarının daha düşük getiri sağlamasına yol açtı ve böylece getiri arayışında olan yabancı paranın Türkiye'ye gelmesini yavaşlattı.
Yıllık kredi artışı yüzde 30'dan fazla olduğu için düşük faiz oranlarından korunmak ve aşırı ısınmayı önlemek amacıyla bir çeşit parasal sıkılaştırma yapılması gerekliydi. Bu sıkılaştırma yüksek zorunlu karşılık oranları ile sağlandı. Bankalar faiz artış sinyaline daha alışkın olduklarından bu durumu önce yadırgadılar, ama TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun ortak çalışması sinyalin doğru anlaşılmasını sağladı."
MERKEZ BANKASI'NIN YENİ POLİTİKALARI
Bu dönemde Erdem Başçı'nın "Talep bileşimi ve sermaye akımlarının finansman yapısının istenilen yönde hareket etmeye başladığını ve iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin 2011 ortalarından itibaren devam ettiğini" ifade ettiğini belirten Dergi, Merkez Bankası'nın son dönemde Rezerv Opsiyonu Mekanizması'nı (ROM) uygulamaya koyduğunu ve bu mekanizmanın, bankaların TL zorunlu karşılıklarının yüzde 60'a kadarını döviz, yüzde 30'a kadarını ise altın olarak tutmalarına imkan verdiğini hatırlattı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın, "Bu mekanizmanın para politikasının esnekliğini artırdığını ve Türkiye'nin karşılaştığı kısa dönem sermaye akımları için otomatik dengeleyici olduğunu" söylediği de hatırlatılan dergide, şöyle denildi:
"Sonuçlar en azından şimdiye kadar yumuşak inişin gerçekleştiğini ve korkulan sert büyüme ve daralma senaryosunun gerçekleşmediğini göstermekte. Ancak Erdem Başçı hala teyakkuz halinde ve önemli gördüğü bazı noktalara dikkat çekiyor; 'Euro Bölgesinde daha acil olarak gereksinim duyulan adımlar atılıyor. ABD ve Japonya'da ise öncelik maliye politikasındaki belirsizliğin bir an önce azaltılmasındadır. Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir müddet düşük seviyelerde kalacağı beklentisi alternatif getiri arayışını canlı tutmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığın sürmesi yüksek bir olasılık olarak görülmektedir. Böyle bir konjonktürde zengin politika araç çeşitliliği, gelişmekte olan ülkeler için çok değerli olacaktır."
Bu arada, 2012 yılında, Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney Amerika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı, Filipinler Merkez Bankası Başkanı Amando Tetangco Asya-Pasifik'te Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi. Suudi Arabistan Merkez Bankası Fahad El-Mübarek Ortadoğu'da Yılın Merkez Bankası Başkanı ve Angola Merkez Bankası Başkanı Jose Massano da, Afrika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi.
Geçen yıl dünyada yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülüne Meksika Merkez Bankası Başkanı Agustin Carstens layık görülmüştü.
Ekonomistler, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın The Banker Dergisi tarafından ''Avrupa'da ve dünyada Yılın Merkez Bankası Başkanı'' seçilmesine ilişkin görüşlerini AA'ya değerlendirdi.
Standard Bank Gelişen Piyasalar Ekonomisti Tim Ash, ''Bu büyük bir başarı'' dedi.
Ash, ''Bu büyük bir başarı. Bence Başçı son derece etkileyici bir Merkez Bankası Başkanı. Başçı entellektüel olarak son derece güçlü ve inanılmaz derece de inovatif bir şekilde düşünerek, çemberin dışına çıkma cesareti gösteren bir başkan'' dedi.
Avrupa Merkez Bankası'nın piyasaya büyük ölçüde likidite akıtmasının da Türkiye Merkez Bankası'nın politikalarını desteklediğini belirten Ash, ''Bence şans da Başçı'dan yanaydı. Avrupa Merkez Bankası'nın uzun vadeli yeniden finansman operasyonları (Long Term Refinancing Operations) 2012 yılının başlarında Başçı'nın politikalarına yardımcı oldu'' değerlendirmesinde bulundu.
OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin, bu haberin onur verici olduğunu belirterek, 2012 yılının Türkiye ekonomisi açısından zor bir yıl olduğunu ve Türkiye ekonomisinin bu zor yılı Merkez Bankası'nın yaratıcı çözümleri ile başarılı bir şekilde atlattığını söyledi.
MB'nin son derece başarılı olduğunu ifade eden Girgin, MB'nin ekonomideki en önemli aktör ve kredibilitesinin çok ciddi şekilde artmış durumda olduğunu kaydederek, ''2013 yılında da MB'nin politikaları ve MB Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamaları ekonomiye yön verecek'' dedi.
Trusted Sources Türkiye Ekonomisti Şevin Ekinci, ise Merkez Bankası'nın aldığı kararların bütün piyasa yöneticileri tarafından izlendiğini ve çok yoğun şekilde uygulanmayan para politikası kullandıklarını kaydetti.
Ekinci, piyasa aktörlerinin verilen kararları başta anlamakta zorluk çektiğini, ancak bunun sonucunda başarıya ulaştığını ifade ederek, ''Uygulanan politikalarda, kredi artış hızı ve enflasyonu düşürmek hedefleniyordu. Bunda da başarıya ulaşıldı. Bir yıl önce Merkez Bankası yaylım ateşine tutuldu. Ama şu andaki rakamlar doğru adımların atıldığını gösteriyor. Erdem Başçı, şu anda edindiği unvanı haklı bir şekilde kazandı. Uygun bir karar olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
Erste Securities İstanbul Başekonomisti Nilüfer Sezgin, Türkiye'de uygulanan para politikasını yenilikçi ve oldukça kalifiye olduğunu düşündüğünü belirterek, ''Bu nedenle böyle bir ödülü sürpriz olarak karşılamıyorum. Uygulanan politikalar neticesinde gelen başarının bir sonucudur. Türkiye'de çok değişik bir uygulama var. Daha önce dünyada benzeri uygulanmamış bir şey ve bunu uygulamaktada da oldukça başarılı bizim Merkez Bankası. Sonuçlardan da belli. O nedenle sürpriz olarak görmüyorum'' dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, The Banker tarafından "Avrupa'da ve dünyada Yılın Merkez Bankası Başkanı" seçildi.
1928 yılında kurulan ve küresel finans piyasaları tarafından yakından takip edilen The Banker Dergisi, Başçı'nın "Yılın Merkez Bankası Başkanı" ödüllerinin 2012'de ekonomik türbülansında ülkelerinin ekonomilerini başarıyla yöneten yetkililere verildiğini vurguladı.
The Banker, Başçı'nın "Dünyada ve Avrupa'da Yılın Merkez Bankası Başkanı" olarak seçilmesine gerekçe olarak şu ifadeleri kullandı:
"Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD ve Avrupa'daki çok düşük faiz oranları ve bunun sonucu olarak gelişmekte olan piyasa varlıklarına akın eden sermaye nedeniyle, uzun yıllardır muhalefet ettiği sermaye kontrolleriyle ilgili duruşunu 2012 yılı Aralık ayında değiştirdi. 2011 yılında Çin'den sonra dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olan ve bunu kambiyo kontrolü olmaksızın başaran Türkiye bu sıcak paranın geldiği önemli istikametlerden biri oldu. Bu durum Türk Lirası üzerinde değerlenme baskısı oluşturuyordu ama Erdem Başçı, IMF'nin bu çarpıcı politika değişikliği karşısında para politikasında bir değişikliğe gitmeye gerek görmedi. Çünkü; Erdem Başçı, (Özenle tasarlanmış makro ihtiyati politika araçları uygulandığı zaman, sermaye kontrollerine başvurmadan sermaye akımlarında istikrar sağlanabileceğini) söylüyordu.
Başçı'nın böyle düşünmesinin nedeni Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dalgalı döviz kuru rejimini muhafaza ederken sıcak para girişlerini yumuşatmak için tasarlanan yenilikçi politikaları, diğer gelişmekte olan ülkelerden önce uygulaması olabilir. 2010 yılı sonundan itibaren, Türk lirasındaki değerlenme baskısını engellemek için yapılan bir dizi faiz indiriminin tasarımı ve icra edilmesinin merkezinde de Erdem Başçı bulunuyordu. TCMB bu dönemde politika faizinin yanında bir de faiz koridoru uygulamasına başladı. Bu durum güçlü sermaye akımlarının daha düşük getiri sağlamasına yol açtı ve böylece getiri arayışında olan yabancı paranın Türkiye'ye gelmesini yavaşlattı.
Yıllık kredi artışı yüzde 30'dan fazla olduğu için düşük faiz oranlarından korunmak ve aşırı ısınmayı önlemek amacıyla bir çeşit parasal sıkılaştırma yapılması gerekliydi. Bu sıkılaştırma yüksek zorunlu karşılık oranları ile sağlandı. Bankalar faiz artış sinyaline daha alışkın olduklarından bu durumu önce yadırgadılar, ama TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun ortak çalışması sinyalin doğru anlaşılmasını sağladı."
MERKEZ BANKASI'NIN YENİ POLİTİKALARI
Bu dönemde Erdem Başçı'nın "Talep bileşimi ve sermaye akımlarının finansman yapısının istenilen yönde hareket etmeye başladığını ve iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin 2011 ortalarından itibaren devam ettiğini" ifade ettiğini belirten Dergi, Merkez Bankası'nın son dönemde Rezerv Opsiyonu Mekanizması'nı (ROM) uygulamaya koyduğunu ve bu mekanizmanın, bankaların TL zorunlu karşılıklarının yüzde 60'a kadarını döviz, yüzde 30'a kadarını ise altın olarak tutmalarına imkan verdiğini hatırlattı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın, "Bu mekanizmanın para politikasının esnekliğini artırdığını ve Türkiye'nin karşılaştığı kısa dönem sermaye akımları için otomatik dengeleyici olduğunu" söylediği de hatırlatılan dergide, şöyle denildi:
"Sonuçlar en azından şimdiye kadar yumuşak inişin gerçekleştiğini ve korkulan sert büyüme ve daralma senaryosunun gerçekleşmediğini göstermekte. Ancak Erdem Başçı hala teyakkuz halinde ve önemli gördüğü bazı noktalara dikkat çekiyor; 'Euro Bölgesinde daha acil olarak gereksinim duyulan adımlar atılıyor. ABD ve Japonya'da ise öncelik maliye politikasındaki belirsizliğin bir an önce azaltılmasındadır. Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir müddet düşük seviyelerde kalacağı beklentisi alternatif getiri arayışını canlı tutmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığın sürmesi yüksek bir olasılık olarak görülmektedir. Böyle bir konjonktürde zengin politika araç çeşitliliği, gelişmekte olan ülkeler için çok değerli olacaktır."
Bu arada, 2012 yılında, Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney Amerika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı, Filipinler Merkez Bankası Başkanı Amando Tetangco Asya-Pasifik'te Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi. Suudi Arabistan Merkez Bankası Fahad El-Mübarek Ortadoğu'da Yılın Merkez Bankası Başkanı ve Angola Merkez Bankası Başkanı Jose Massano da, Afrika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi.
Geçen yıl dünyada yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülüne Meksika Merkez Bankası Başkanı Agustin Carstens layık görülmüştü.
Ekonomistler, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın The Banker Dergisi tarafından ''Avrupa'da ve dünyada Yılın Merkez Bankası Başkanı'' seçilmesine ilişkin görüşlerini AA'ya değerlendirdi.
Standard Bank Gelişen Piyasalar Ekonomisti Tim Ash, ''Bu büyük bir başarı'' dedi.
Ash, ''Bu büyük bir başarı. Bence Başçı son derece etkileyici bir Merkez Bankası Başkanı. Başçı entellektüel olarak son derece güçlü ve inanılmaz derece de inovatif bir şekilde düşünerek, çemberin dışına çıkma cesareti gösteren bir başkan'' dedi.
Avrupa Merkez Bankası'nın piyasaya büyük ölçüde likidite akıtmasının da Türkiye Merkez Bankası'nın politikalarını desteklediğini belirten Ash, ''Bence şans da Başçı'dan yanaydı. Avrupa Merkez Bankası'nın uzun vadeli yeniden finansman operasyonları (Long Term Refinancing Operations) 2012 yılının başlarında Başçı'nın politikalarına yardımcı oldu'' değerlendirmesinde bulundu.
OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin, bu haberin onur verici olduğunu belirterek, 2012 yılının Türkiye ekonomisi açısından zor bir yıl olduğunu ve Türkiye ekonomisinin bu zor yılı Merkez Bankası'nın yaratıcı çözümleri ile başarılı bir şekilde atlattığını söyledi.
MB'nin son derece başarılı olduğunu ifade eden Girgin, MB'nin ekonomideki en önemli aktör ve kredibilitesinin çok ciddi şekilde artmış durumda olduğunu kaydederek, ''2013 yılında da MB'nin politikaları ve MB Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamaları ekonomiye yön verecek'' dedi.
Trusted Sources Türkiye Ekonomisti Şevin Ekinci, ise Merkez Bankası'nın aldığı kararların bütün piyasa yöneticileri tarafından izlendiğini ve çok yoğun şekilde uygulanmayan para politikası kullandıklarını kaydetti.
Ekinci, piyasa aktörlerinin verilen kararları başta anlamakta zorluk çektiğini, ancak bunun sonucunda başarıya ulaştığını ifade ederek, ''Uygulanan politikalarda, kredi artış hızı ve enflasyonu düşürmek hedefleniyordu. Bunda da başarıya ulaşıldı. Bir yıl önce Merkez Bankası yaylım ateşine tutuldu. Ama şu andaki rakamlar doğru adımların atıldığını gösteriyor. Erdem Başçı, şu anda edindiği unvanı haklı bir şekilde kazandı. Uygun bir karar olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
Erste Securities İstanbul Başekonomisti Nilüfer Sezgin, Türkiye'de uygulanan para politikasını yenilikçi ve oldukça kalifiye olduğunu düşündüğünü belirterek, ''Bu nedenle böyle bir ödülü sürpriz olarak karşılamıyorum. Uygulanan politikalar neticesinde gelen başarının bir sonucudur. Türkiye'de çok değişik bir uygulama var. Daha önce dünyada benzeri uygulanmamış bir şey ve bunu uygulamaktada da oldukça başarılı bizim Merkez Bankası. Sonuçlardan da belli. O nedenle sürpriz olarak görmüyorum'' dedi.