Banka bilançolarında beklentileri aşan kâr
Bankalar yılın ilk yarısında açıkladıkları bilançolarla beklentilerin üzerinde kâr elde etti. Borsaya kote bankaların 6 aylık kârları 154 milyar TL’yi geçerken geçen yıl bu rakam 111 milyar TL civarındaydı. Moody’s de dün yaptığı açıklamayla Tük bankacılık sektörünün görünümünü negatiften durağana çevirdiğini duyurdu.
Borsada halka açık olan bankalar ilk 6 aylık bilançolarını açıkladı. Bankaların kârı ortalama yüzde 48’i buldu. Bankaların geçen yılın ilk yarısında 111 milyar 070 milyon TL olan net kârı bu yıl 154 milyar 348 milyon liraya yükseldi.
En yüksek kâr açıklayan banka 31,5 milyar TL ile İş Bankası olurken, Onu 31 milyar TL kâr ile Akbank, 24 milyar 116 milyon TL net kâr ile Yapı Kredi takip etti. Vakıfbank dışında bütün bankaların kârlarını artırdığı görüldü. Bankaların ikinci çeyrek bilançoları açıklanmadan önce aracı kurumların bilançolara dair yatay bir seyir beklentisi vardı. Buna sebep olarak net faiz gelirlerindeki daralmanın güçlü ticari kâr ile dengelenmesi beklentisi gösteriliyordu.
Ancak bankalar tüm analizleri şaşırtarak beklentilerin üzerinde bir kâr açıkladı. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz bankacılık analisti özellikle Akbank, Albaraka Türk, Garanti BBVA ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) bilançolarında beklentilerin çok üzerinde bir performans görüldüğünü, buna karşılık kamu bankalarının kârlarında baskılanma olduğunu söyledi.
Moody’s’in ortodoks politikalara vurgu yaparak Türk bankalar için görünümü negatiften durağana çevirmesini de değerlendiren analist, “Yeni ekonomi yönetiminin olumlu karşılanan süreç yönetiminin korunması halinde benzer pozitif haber akışlarının devam etmesini bekleriz” dedi.
“Kamu bankalarının net kârı keskin düştü’’
Geçtiğimiz çeyrekte bankacılık sektöründe Akbank, İş bankası, TSKB ve Garanti Bankası liderliğinde beklentileri aşan makul sonuçlar açıklandığını söyleyen Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Ali Kerim Akkoyunlu, “2'nci çeyrekte TL’deki değer kaybı kaynaklı bankaların ticaret karlarında FX alım satım, hedge geliri vb. kaynaklı oldukça güçlü artışların net kârdaki marj kaynaklı kârlılık düşüşlerini sınırladıklarını söyleyebiliriz. Kamu bankaları tarafında ise özel bankalara kıyasla marj kayıplarının oldukça derin olması sebebiyle net kârda keskin düşüşler gördük.
Genel olarak bankacılık sektörü ana faaliyetlerine baktığımızda net faiz marjlarındaki kayıp hem TÜFE’ye endeksli tahvillerin göreceli muhafazakar değerlenmesi hem de TCMB düzenlemeleri kaynaklı çekirdek marjlardaki kayıplar sebebiyle derindi. Burada TCMB düzenlemelerinden yapısı gereği etkilenmeyen TSKB’yi dışarıda tutarsak tüm bankalarda TL kredi-mevduat makasının ilk çeyrekteki gibi daralmaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bunun haricinde ana bankacılık faaliyetlerinden olan net ücret komisyon gelirlerinde bu çeyrekte de güçlü artış ivmesini korunurken, operasyonel giderlerin ise ilk çeyrekteki tek seferlik deprem bağışı etkisi sebebiyle bu çeyrekte yatay kaldığını, yıllık olarak ise enflasyonun üzerinde artış gösterdiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Moody’s Türk bankalarının görünümünü negatiften durağana çevirdi
Geçen hafta Türkiye’nin ortodoks politikalara dönmesi durumunda not artışı olabileceği mesajını veren Moody’s şimdi de Türk bankalarının görünümünü değiştirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada Türk bankacılık sistemi için görünümün durağan olarak değiştirildiği belirtildi.
Değerlendirmede Türk bankaları için faaliyet ortamının, ekonomik büyümede beklenen yavaşlama ve devam eden yüksek enflasyon nedeniyle zorlu ve dalgalı olmaya devam ettiğini belirten Moody’s hükümetin Mayıs 2023’teki seçimlerin ardından ortodoks politikalara dönme yönündeki ilk adımlarının, Türk bankaları için faaliyet koşullarını desteklediğini ifade etti.
Moody’s’in değerlendirmesine göre çok yüksek enflasyon, daha yüksek vergiler ve liranın değerinde daha fazla bozulma, tüketici harcamaları üzerinde baskı oluşturacak ve borçluların geri ödeme kapasitesini zayıflatarak bankaların varlık kalitesini baskı altına alacak.
TL’deki değer kaybı ve kredi hacmindeki genişlemenin, 2022’ye kıyasla daha yavaş olsa da, görünüm döneminde sektörün sermaye yeterliliğini zorlayacağını ifade eden Moody’s kârlılığın 2022’de kaydedilen zirvelere göre normalleşeceğini ama yine de güçlü kalmaya devam edeceğini belirtti. Moody’s değerlendirmesinde bankaların dış fonlama pozisyonu ve dolarizasyon seviyelerinin iyileştiğini ve özellikle yabancı para olmak üzere likiditenin yeterli kalmasını beklediklerini ifade etti.
En yüksek kâr açıklayan banka 31,5 milyar TL ile İş Bankası olurken, Onu 31 milyar TL kâr ile Akbank, 24 milyar 116 milyon TL net kâr ile Yapı Kredi takip etti. Vakıfbank dışında bütün bankaların kârlarını artırdığı görüldü. Bankaların ikinci çeyrek bilançoları açıklanmadan önce aracı kurumların bilançolara dair yatay bir seyir beklentisi vardı. Buna sebep olarak net faiz gelirlerindeki daralmanın güçlü ticari kâr ile dengelenmesi beklentisi gösteriliyordu.
Ancak bankalar tüm analizleri şaşırtarak beklentilerin üzerinde bir kâr açıkladı. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz bankacılık analisti özellikle Akbank, Albaraka Türk, Garanti BBVA ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) bilançolarında beklentilerin çok üzerinde bir performans görüldüğünü, buna karşılık kamu bankalarının kârlarında baskılanma olduğunu söyledi.
Moody’s’in ortodoks politikalara vurgu yaparak Türk bankalar için görünümü negatiften durağana çevirmesini de değerlendiren analist, “Yeni ekonomi yönetiminin olumlu karşılanan süreç yönetiminin korunması halinde benzer pozitif haber akışlarının devam etmesini bekleriz” dedi.
“Kamu bankalarının net kârı keskin düştü’’
Geçtiğimiz çeyrekte bankacılık sektöründe Akbank, İş bankası, TSKB ve Garanti Bankası liderliğinde beklentileri aşan makul sonuçlar açıklandığını söyleyen Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Ali Kerim Akkoyunlu, “2'nci çeyrekte TL’deki değer kaybı kaynaklı bankaların ticaret karlarında FX alım satım, hedge geliri vb. kaynaklı oldukça güçlü artışların net kârdaki marj kaynaklı kârlılık düşüşlerini sınırladıklarını söyleyebiliriz. Kamu bankaları tarafında ise özel bankalara kıyasla marj kayıplarının oldukça derin olması sebebiyle net kârda keskin düşüşler gördük.
Genel olarak bankacılık sektörü ana faaliyetlerine baktığımızda net faiz marjlarındaki kayıp hem TÜFE’ye endeksli tahvillerin göreceli muhafazakar değerlenmesi hem de TCMB düzenlemeleri kaynaklı çekirdek marjlardaki kayıplar sebebiyle derindi. Burada TCMB düzenlemelerinden yapısı gereği etkilenmeyen TSKB’yi dışarıda tutarsak tüm bankalarda TL kredi-mevduat makasının ilk çeyrekteki gibi daralmaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bunun haricinde ana bankacılık faaliyetlerinden olan net ücret komisyon gelirlerinde bu çeyrekte de güçlü artış ivmesini korunurken, operasyonel giderlerin ise ilk çeyrekteki tek seferlik deprem bağışı etkisi sebebiyle bu çeyrekte yatay kaldığını, yıllık olarak ise enflasyonun üzerinde artış gösterdiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Moody’s Türk bankalarının görünümünü negatiften durağana çevirdi
Geçen hafta Türkiye’nin ortodoks politikalara dönmesi durumunda not artışı olabileceği mesajını veren Moody’s şimdi de Türk bankalarının görünümünü değiştirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada Türk bankacılık sistemi için görünümün durağan olarak değiştirildiği belirtildi.
Değerlendirmede Türk bankaları için faaliyet ortamının, ekonomik büyümede beklenen yavaşlama ve devam eden yüksek enflasyon nedeniyle zorlu ve dalgalı olmaya devam ettiğini belirten Moody’s hükümetin Mayıs 2023’teki seçimlerin ardından ortodoks politikalara dönme yönündeki ilk adımlarının, Türk bankaları için faaliyet koşullarını desteklediğini ifade etti.
Moody’s’in değerlendirmesine göre çok yüksek enflasyon, daha yüksek vergiler ve liranın değerinde daha fazla bozulma, tüketici harcamaları üzerinde baskı oluşturacak ve borçluların geri ödeme kapasitesini zayıflatarak bankaların varlık kalitesini baskı altına alacak.
TL’deki değer kaybı ve kredi hacmindeki genişlemenin, 2022’ye kıyasla daha yavaş olsa da, görünüm döneminde sektörün sermaye yeterliliğini zorlayacağını ifade eden Moody’s kârlılığın 2022’de kaydedilen zirvelere göre normalleşeceğini ama yine de güçlü kalmaya devam edeceğini belirtti. Moody’s değerlendirmesinde bankaların dış fonlama pozisyonu ve dolarizasyon seviyelerinin iyileştiğini ve özellikle yabancı para olmak üzere likiditenin yeterli kalmasını beklediklerini ifade etti.