Döviz cinsinden iç borç sert düştü
Dolarizasyon riskini taşıyan iç borç stokunda bu yılki değişim TL’ye oldukça hızlı bir kayış olduğunu ortaya koydu. Geçen yıl sonunda döviz ve altının iç borç stokundaki oranı yüzde 25,63 seviyesindeydi 5 Temmuz itibariyle bu oran yüzde 18,52’ye kadar indi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı genel seçim sonrası değişen yeni para ve maliye politikasında iç borçlanmanın yapısında da önemli değişikliklere gitti. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre iç borçlanmada TL'nin ağırlığı oldukça artarken döviz ve altın cinsi borçlanmaların payı geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı iç borç stoku DİBS listesinden yapılan hesaplamalara göre geçen yıl sonunda altın ve döviz cinsi iç borçların toplam iç borç stoku içindeki oranı yüzde 25,63 idi, bu yıl 5 Temmuz itibariyle bu oran yüzde 18,52'ye sert geriledi. Merkezi yönetim iç borç stoku 2020 yılından sonra artış trendine girdi.
Özellikle düşük faiz politikasının uygulandığı 2021 ve 2023 arası dönemde artış ivmelendi. Enflasyonun da hızla yükselmesi ve döviz kurlarında sert hareketler yaşanmasıyla 2023 yılında çok yüksek seviyelere ulaştı. İç borç stokunun yapısı 2020'den sonra döviz ve altına da kaymaya başladı.
2012-2017 arası sıfır döviz ve altın
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yapılan hesaplamalara göre 2003 yılında iç borç stokunda döviz ve altın cinsi bölüm yüzde 21,91'lik bir oranda bulunuyordu. 2001 ve 2002 krizleri sonrasında iç borç stokunda döviz ve altının payının yüksek olması aslında beklenen de bir sonuçtu. Uygulanan ekonomik programla birlikte 2004'te bu oran yüzde 17,58'e, 2005'te yüzde 15,5'e, 2006'da yüzde 13,79'a, 2007'de yüzde 10,24'e inen iç borç stokunda döviz ve altının payı 2008 ve 2009'da tek haneye gerilerken 2010 ve 2011'de yüzde 1 seviyelerinde gerçekleşti. 2012'den 2017'ye kadar iç borç stoku TL cinsi oluştu ve döviz ile altın cinsi iç borçlanma yapılmadı.
Bu yılların ardından 2018 ile birlikte yeniden döviz ve altın cinsi borçlanma iç borç stokunda yer almaya başladı 2019'da bu cins enstrümanların iç borç stokundaki payı birden yüzde 11,46'ya çıktı. Hatırlanacağı üzere 2008 yılı son çeyreğinde başlayan küresel kriz 2009'da Türkiye ekonomisinin de küçülmesi sonucunu doğurmuştu.
Döviz arttıkça Hazine’nin yükü arttı
Genel seçim öncesi uygulanan düşük faiz politikası döneminde yükselen CDS, dış finansman imkanlarındaki daralma, borçlanma maliyetlerinde artış iç borçlanmada da döviz ve altın cinsi borçlanmanın yükselmesi sonucunu doğurdu. Bu iç borçta da dolarizasyon riskini gündeme getirdi, döviz arttıkça Hazine'nin yükünün de artması sonucu doğdu. 2020 pandemi yılında döviz ve altın cinsi borçların toplam borç içindeki payı yüzde 25,08'e yükseldi, 2021'de yüzde 29,37 ile en yüksek seviyesini gördü. 2022'de yüzde 26,94'e çekilen oran 2023 yılını ise yüzde 25,63 pay ile kapattı. 2023 Haziran'da göreve gelen yeni ekonomi yönetiminin TL cinsi borçlanmaya ağırlık vermeye başlamasıyla oran gerilemeye başladı asıl net düşüş ise 2024 yılında görüldü. 5 Temmuz itibariyle döviz ve altın cinsi borçların toplam iç borç stoku içindeki payı yüzde 18,52'ye kadar indi. Bu 2023 sonundaki yüzde 25,63 orana göre tam 7.11 puanlık düşüşe işaret ediyor.
Ağustos ve eylül planında yok
Hazine’nin TL cinsi borçlanmaya ağırlık verse de geçen hafta yine altın cinsi kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi. Haziranda altına dayalı tahvil ve kira sertifikası, mayısta Euro cinsi devlet tahvili ve kira sertifikası, nisanda altın tahvili ve kira sertifikası, martta altın tahvili ve kira sertifikası, şubatta altın ile Euro cinsi tahvil ve kira sertifikası ihracı yapan Hazine’nin iç borçlanma stratejisine göre ise ağustos ve eylülde altına veya dövize dayalı borçlanma planı bulunmuyor.
Hazine’den dolar cinsi tahvil ihracı için yetki
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2024 yılı dış finansman programı çerçevesinde ABD doları cinsinden 2032 vadeli bir tahvil ihracı gerçekleştirmek üzere dün BNP Paribas, Citi, J.P. Morgan ve Standard Chartered’a yetki verdi. Hazine'nin dolar cinsi 2032 vadeli tahvil ihracında ilk getiri beklentisi yüzde 7,625'li seviyeler olarak açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen ay bayram haftasını Londra’da yabancı yatırımcılarla görüşerek geçirirken EKONOMİ ziyaretin ardından yabancı yatırımcıların Eurobond ihracına çıkılmasını beklediklerini yazmıştı. Hazine bu yıl şubat ve marttaki ihraçlarla 5.2 milyar dolarlık dış finansman sağladı.
Bu yılki dış borçlanma hedefi 10 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Hazine şubat ayında 10 yıl vadeli dolar cinsi Eurobond ihracında yatırımcıya getiri yüzde 7,875 olmuş 3 milyar dolarlık ihraç tutarının 3 katından fazla talep geldi. Mart ortasındaki 6 yıl vadeli ve Euro cinsinden ve 2 milyar Euro olarak tamamlanan ihraca 5 katı aşan talep gelirken yatırımcıya getiri yüzde 6,125 oldu. Hazine’nin projeksiyonlarına göre temmuzda 1 milyar dolar, ağustos 3 milyar dolar, eylülde 1.4 milyar dolar ve kasımda 4.2 milyar dolar yüklü dış borç ödemeleri bulunuyor. Bu yılki iki ihraçta gerçekleşen yatırımcıya getiri oranları da önceki yıllara göre oldukça düşük seviyelerde oluştu.
Yurtdışı piyasalar uzmanları programa inancın arttığı ve Bakan Şimşek’in de ziyaretlerinde yarattığı ortamın ardından tahvil ihraçlarında yatırımcıya getiri oranlarının daha olumlu seviyelerde oluşabileceğini de vurguladı.
Hazine’nin iki ihracına yoğun talep geldi
Hazine ve Maliye Bakanlığı, dün düzenlediği 2 ihaleyle rekabetçi olmayan teklifler dahil toplam 55.7 milyar lira borçlandı. 4 yıl vadeli TLREF'e endeksli devlet tahvili ihalesinde net satış 19 milyar 316 milyon TL, nominal teklif 57 milyar 303 milyon TL ve dönemsel faiz yüzde 12,64 olarak belirlendi. 4 yıl vadeli TLREF'e Endeksli Devlet Tahvili ihalesi öncesinde kamuya satış gerçekleşmezken, piyasa yapıcılarına 14 milyar TL net satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 21 milyar 971.5 milyon TL oldu. 4 yıl vadeli sabit kuponlu devlet tahvili ihalesinde net satış 10 milyar 659.9 milyon TL, nominal teklif 21 milyar 180 milyon TL ve ortalama bileşik faiz yüzde 30,54 olarak gerçekleşti.
4 yıl vadeli Sabit Kuponlu Devlet Tahvili ihalesi öncesinde ise kamuya 750 milyon TL, piyasa yapıcılarına 11 milyar TL net satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 17 milyar 646 milyon TL oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı önceki gün düzenlediği iki ihalede de rekabetçi olmayan teklifl er dahil net satış tutarı 19 milyar 718.1 milyon lira olarak gerçekleşti. 7 yıl vadeli değişken faizli devlet tahvili ihalesinde net satış 3 milyar 692.3 milyon TL ve dönemsel faiz yüzde 23,38 oldu.