Düzenli işte çalışmayana ev yok!
Türkiye'de artan işsizlik, ev sahiplerini ayrımcılığa yönlendiriyor. Kirasını alamayacağı korkusuyla ilanlara kurumsal bir iş yerinde çalışan ya da memur olanlara yönelik olduğu ifadeleri ekleniyor. Vatandaşları zor duruma sokan bu durum, uzmanlarca nasıl karşılanıyor?
Koronavirüs salgını ve artan işsizlik oranı, kiracılıkta yeni bir dönemi daha başlattı. Önceden bekar ve dullara evini kiraya vermek istemeyen ev sahipleri şimdi de kiracısının, düzenli maaş alan ‘kurumsal çalışan’ olup olmadığına bakıyor.
Yönetmelik ne diyor?
‘Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik’te yer alan hükümler, mülk sahiplerinin verdiği ‘sahibinden’ ilanları kapsamadığı için bu ilanlara yaptırım uygulanamıyor. Daha önce ‘bekara’ ev vermeyen ev sahipleri hakkında CİMER’e yapılan şikayetler Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na sevk edilmiş, ‘ayrımcılık yasağının’ ihlali gerekçesiyle mülk sahiplerine para cezası verilmişti. Ancak mal sahiplerinin kiracının mesleğine ilişkin tercihinin bu kapsamda olup olmadığı şimdilik tartışmalı. Konuyu uzmanlar değerlendirdi.
‘Cezai işlem gerektirir’
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, toplum olarak daha anlayışlı ve dayanışma içerisinde olmanın önemine vurgu yarak, böyle bir süreçte ortaya çıkan kiracı seçme trendinin ‘ayrımcılık’ olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Benzer uygulamaların daha önce bekara ve dullara ev verilmeyerek yapıldığını hatırlatan Koçal, şöyle devam etti:
“Bu tür ilanlar, uygulamalar, insan onurunu inciten, insan haklarına aykırı, kişilerin eşit muamele görme hakkına karşı, haklardan yararlanma ayrımcılığıdır. Toplumu ayrıştırmaya yönelik bu tür uygulamalar önlenmelidir. Kurumsal firmalarda çalışamamak, memur olamamak insanların kendi istekleri değil. 6701 Sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu 20/04/2016’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun 5. maddesine göre bu tür ayrımcılık yapmak kanuna aykırıdır ve cezai işlem gerektiriyor.”
‘Böyle bir yaklaşım doğru değil’
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, sahibinden verilen ilanlara karşı cezai yaptırım uygulanmadığını belirtirken, emlakçı tarafından ise bu kapsamda verilebilecek ilanların ‘mülk sahibinin tercihi’ olduğunu anlattı.
Aşa, “Emlakçı, ilanlara mal sahibinin talebine yönelik bazı kriterler koyabiliyor ama bunu yapmadan mutlaka mülk sahiplerine öneriler sunulur ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığı paylaşılır. Yeni yönetmelik internet sitelerine de sorumluluk yüklüyor. Yanıltıcı ilanların hızla kaldırılması isteniyor. Ancak bu durumda, yani mülk sahibi tarafından verilen ilana karşı uygulanamıyor” dedi.
‘Geliri azalan çalışanlar oldu’
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, mülk sahibinin, kanuna aykırı bir düzenleme yaşanmadığı müddetçe, kiracısını seçmekte özgür olduğunu belirtti. Pandemi sürecinin çalışanlar açısından birçok zorluk getirdiğini anlatan Kiraz, “Nisan-mayıs döneminde ve şimdi yeni kısıtlamalarla işlerini kaybeden, geliri azalan çalışanlar oldu. Bu dönemde kiralarını ödemek konusunda sıkıntıya da düştüler. Diğer taraftan ev sahibi açısından bakınca; sadece kira geliri ile geçinen ev sahipleri de var. Bir kişi malını satmaya, kiralamaya zorlanamaz. Pandemi döneminde ortaya çıkan koşullar ev sahibi tarafında, kişiyi, gelirini garanti almaya yönlendirmiş olabilir” diye konuştu.
Yönetmelik ne diyor?
‘Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik’te yer alan hükümler, mülk sahiplerinin verdiği ‘sahibinden’ ilanları kapsamadığı için bu ilanlara yaptırım uygulanamıyor. Daha önce ‘bekara’ ev vermeyen ev sahipleri hakkında CİMER’e yapılan şikayetler Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na sevk edilmiş, ‘ayrımcılık yasağının’ ihlali gerekçesiyle mülk sahiplerine para cezası verilmişti. Ancak mal sahiplerinin kiracının mesleğine ilişkin tercihinin bu kapsamda olup olmadığı şimdilik tartışmalı. Konuyu uzmanlar değerlendirdi.
‘Cezai işlem gerektirir’
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, toplum olarak daha anlayışlı ve dayanışma içerisinde olmanın önemine vurgu yarak, böyle bir süreçte ortaya çıkan kiracı seçme trendinin ‘ayrımcılık’ olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Benzer uygulamaların daha önce bekara ve dullara ev verilmeyerek yapıldığını hatırlatan Koçal, şöyle devam etti:
“Bu tür ilanlar, uygulamalar, insan onurunu inciten, insan haklarına aykırı, kişilerin eşit muamele görme hakkına karşı, haklardan yararlanma ayrımcılığıdır. Toplumu ayrıştırmaya yönelik bu tür uygulamalar önlenmelidir. Kurumsal firmalarda çalışamamak, memur olamamak insanların kendi istekleri değil. 6701 Sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu 20/04/2016’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun 5. maddesine göre bu tür ayrımcılık yapmak kanuna aykırıdır ve cezai işlem gerektiriyor.”
‘Böyle bir yaklaşım doğru değil’
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, sahibinden verilen ilanlara karşı cezai yaptırım uygulanmadığını belirtirken, emlakçı tarafından ise bu kapsamda verilebilecek ilanların ‘mülk sahibinin tercihi’ olduğunu anlattı.
Aşa, “Emlakçı, ilanlara mal sahibinin talebine yönelik bazı kriterler koyabiliyor ama bunu yapmadan mutlaka mülk sahiplerine öneriler sunulur ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığı paylaşılır. Yeni yönetmelik internet sitelerine de sorumluluk yüklüyor. Yanıltıcı ilanların hızla kaldırılması isteniyor. Ancak bu durumda, yani mülk sahibi tarafından verilen ilana karşı uygulanamıyor” dedi.
‘Geliri azalan çalışanlar oldu’
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, mülk sahibinin, kanuna aykırı bir düzenleme yaşanmadığı müddetçe, kiracısını seçmekte özgür olduğunu belirtti. Pandemi sürecinin çalışanlar açısından birçok zorluk getirdiğini anlatan Kiraz, “Nisan-mayıs döneminde ve şimdi yeni kısıtlamalarla işlerini kaybeden, geliri azalan çalışanlar oldu. Bu dönemde kiralarını ödemek konusunda sıkıntıya da düştüler. Diğer taraftan ev sahibi açısından bakınca; sadece kira geliri ile geçinen ev sahipleri de var. Bir kişi malını satmaya, kiralamaya zorlanamaz. Pandemi döneminde ortaya çıkan koşullar ev sahibi tarafında, kişiyi, gelirini garanti almaya yönlendirmiş olabilir” diye konuştu.