Kıdem tazminatında yeni dönem başlıyor!
Kıdem tazminatında ‘bireysel fon’ geliyor. Yeni sistemin taslağına göre, kıdem tazminatında bireysel fon hesabı getirilecek. Bir gün çalışan da kıdem tazminatı hakkından faydalanacak. İstifa eden de işyeri iflas eden de kıdem tazminatını alabilecek. Düzenlemenin detaylarını Star gazetesi yazarı Resul Kurt yazdı
Hükümet, kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi konusunda hazırlıklarını büyük oranda tamamladı. İstanbul Ticaret Odası (İTO)bünyesinde oluşturulan İş Kanunu Çalışma Grubu, iş hayatında yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunmak amacıyla önemli bir rapor hazırladı. Raporu köşesinde okuyucularıyla paylaşan Resul Kurt, Bakanlığın kıdem tazminatını sorun olmaktan çıkaracak, tüm kesimleri ortak bir noktada buluşturacak bir çalışma içerisinde olduğunun altını çizdi. Kurt "Fon yönetiminde sosyal taraflar da yer alacak. Sistem tüm çalışanları kapsayacak ve yasanın yürürlük tarihinden önceki eski haklar mevcut sistemde olduğu gibi işveren üzerinde kalacak." diye yazdı.
İşte o yazı
Kıdem tazminatı, ülkemizin en önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu söylesek abartmış olmayız. Zira hem işçi ve işçi ailelerini, hem de işverenleri yakından ilgilendiren hassas bir konu. İşte, çalışma hayatının en netameli konularına çözüm arayışında olan İstanbul Ticaret Odası (İTO)bünyesinde oluşturulan İş Kanunu Çalışma Grubu, iş hayatında yaşanan sorunlara bir dizi çözüm önerileri sunmak amacıyla önemli bir rapor hazırladı.
Kıdem tazminatında bireysel fon hesabında; bir işçi adına ödenen kıdem primlerinin, sigortalının kişisel hesabına geçirilmesi ve belli şartlar oluştuğunda kıdem tazminatının bu fondan karşılanması söz konusu olacaktır. Yani, eski düzenlemede sadece gerekli koşullar halinde fesih anında ödenen kıdem tazminatı, yeni sistem ile sigorta primine benzer bir niteliğe kavuşacak ve aylık olarak SGK primleriyle birlikte çalışanın kıdem hesabına yatacak.
İşçi-İşveren Ne Diyor?
Mevcut kıdem tazminatı yerine bireysel fon hesabının getirilmesine özellikle TÜRK-İş ve DİSK karşı çıkmakta, mevcut yasanın eksiklerinin ve yanlışlarının giderilmesini arzulamaktadır. Hak-İş ise işçi lehine düzenleme yapılması durumunda karşı çıkmamaktadır.
İşveren tarafı ise, kıdem tazminatında bireysel fon hesabına sıcak bakmakla birlikte, kıdem tazminatı yükünün düşürülmesini talep etmektedir. Esasen kıdem tazminatı tartışmalarının temelinde de mevcutta yüzde 8,33 olan kıdem tazminatı oranının ne kadar olacağı yer alıyor. Yine, kıdem tazminatından yararlanma şartları da önemli bir diğer etkendir. Diğer bir deyişle burada oran ve yararlanma şartları sorunun çözümünde belirleyici olacak.
Kıdem Tazminatı Sorun Olmaktan Çıkacak Mı?
Öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kesinleştirilmiş ve sosyal taraflarla paylaşılmış bir taslak olmadığını, bakanlık bürokrasisinin özveriyle sistemdeki sorunları giderecek ve kıdem tazminatını sorun olmaktan çıkaracak, tüm kesimleri ortak bir noktada buluşturacak bir çalışma içerisinde olduğunu belirtmeliyim.
Yeni sistemin taslağına göre, kıdem tazminatında bireysel fon hesabı getirilecek. Bir gün çalışan da kıdem tazminatı hakkından faydalanacak. İstifa eden de işyeri iflas eden de kıdem tazminatını alabilecek. Fon yönetiminde sosyal taraflar da yer alacak. Sistem tüm çalışanları kapsayacak ve yasanın yürürlük tarihinden önceki eski haklar mevcut sistemde olduğu gibi işveren üzerinde kalacak.
İTO’nun Kıdem Tazminatı Fonu önerisi
İTO tarafından hazırlanan rapora göre, başta yüksek prim ve vergi yükü gelmek üzere istihdam maliyeti azaltılmalıdır. Ücret ve sözleşmelerden alınan damga vergisi kaldırılmalıdır. İşsizlik sigortası ve kıdem tazminatı gibi gelir destek sistemlerinin oluşturulması safhasında işgücü piyasasının özellikleri ve Ülkemizin kendine özgü koşulları dikkate alınmalıdır. Kayıtdışı çalışmaya karşı denetim ve yaptırımlar etkinlikle uygulanmalıdır.
Ülkemizde yürürlükte bulunan birden fazla iş kanununa istinaden farklı kapsam ve koşullara tabi tutulan kıdem tazminatı hakkı, aynı temel koşulların varlığı halinde iş sözleşmesi ile çalışan herkesi kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
İş güvencesi, ihbar tazminatı, işsizlik sigortası ve kıdem tazminatı gerek amaçları ve hukuki nitelikleri, gerekse hak kazanma koşulları ve finansman yöntemleri açısından farklı kurumlar olmakla birlikte, bir taraftan da birbirini tamamlar niteliktedir. Dolayısıyla, kıdem tazminatı tek başına ele alınmamalı; diğer gelir destek sistemleri olan işsizlik sigortası ve iş güvencesine dair düzenlemeler ile birlikte değerlendirilmelidir.
Kıdem tazminatı bireysel hesap sistemi; çalışanın TC Kimlik Numarası ile takip edilebilecek, farklı işverenlerce Fona yatırılan prim tutarlarının, neması ve devlet katkısı ile birlikte ayrı ayrı izlenmesini ve kıdem tazminatı priminin, SGK aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile birlikte ödenmesini temin edecek şekilde kurgulanması gereklidir.
Fon yönetim ve denetiminin Devlet kontrolünde, ağırlıklı olarak işçi ve işveren temsilcileri ile kamu temsilcilerinin yer aldığı bir kurul tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
Kurulacak Fona, işveren tarafından ödenecek prim dışında en az %25 oranında Devlet katkısı sağlanmalı ve Fon devlet güvencesi altına alınmalıdır.Çalışanların hak kaybını önlemek için işverenlerin kıdem tazminatı primlerini düzenli ödemelerini sağlayacak denetim ve yaptırım mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Kıdem Tazminatı sorununun çözümü için işçi ve işveren arasında yüzde yüz mutabakatın sağlanması mümkün görünmüyor. Hem sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem de Başbakanımız sayın Binali Yıldırım’ın daha önceki açıklamalarında da bu yönde mutabakat aranacağı belirtilmişti. Umarız bu yönde asgari müştereklerde uzlaşı sağlanarak kıdem tazminatı konusunda ivedilikle adım atılması mümkün olur.
İşte o yazı
Kıdem tazminatı, ülkemizin en önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu söylesek abartmış olmayız. Zira hem işçi ve işçi ailelerini, hem de işverenleri yakından ilgilendiren hassas bir konu. İşte, çalışma hayatının en netameli konularına çözüm arayışında olan İstanbul Ticaret Odası (İTO)bünyesinde oluşturulan İş Kanunu Çalışma Grubu, iş hayatında yaşanan sorunlara bir dizi çözüm önerileri sunmak amacıyla önemli bir rapor hazırladı.
Kıdem tazminatında bireysel fon hesabında; bir işçi adına ödenen kıdem primlerinin, sigortalının kişisel hesabına geçirilmesi ve belli şartlar oluştuğunda kıdem tazminatının bu fondan karşılanması söz konusu olacaktır. Yani, eski düzenlemede sadece gerekli koşullar halinde fesih anında ödenen kıdem tazminatı, yeni sistem ile sigorta primine benzer bir niteliğe kavuşacak ve aylık olarak SGK primleriyle birlikte çalışanın kıdem hesabına yatacak.
İşçi-İşveren Ne Diyor?
Mevcut kıdem tazminatı yerine bireysel fon hesabının getirilmesine özellikle TÜRK-İş ve DİSK karşı çıkmakta, mevcut yasanın eksiklerinin ve yanlışlarının giderilmesini arzulamaktadır. Hak-İş ise işçi lehine düzenleme yapılması durumunda karşı çıkmamaktadır.
İşveren tarafı ise, kıdem tazminatında bireysel fon hesabına sıcak bakmakla birlikte, kıdem tazminatı yükünün düşürülmesini talep etmektedir. Esasen kıdem tazminatı tartışmalarının temelinde de mevcutta yüzde 8,33 olan kıdem tazminatı oranının ne kadar olacağı yer alıyor. Yine, kıdem tazminatından yararlanma şartları da önemli bir diğer etkendir. Diğer bir deyişle burada oran ve yararlanma şartları sorunun çözümünde belirleyici olacak.
Kıdem Tazminatı Sorun Olmaktan Çıkacak Mı?
Öncelikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kesinleştirilmiş ve sosyal taraflarla paylaşılmış bir taslak olmadığını, bakanlık bürokrasisinin özveriyle sistemdeki sorunları giderecek ve kıdem tazminatını sorun olmaktan çıkaracak, tüm kesimleri ortak bir noktada buluşturacak bir çalışma içerisinde olduğunu belirtmeliyim.
Yeni sistemin taslağına göre, kıdem tazminatında bireysel fon hesabı getirilecek. Bir gün çalışan da kıdem tazminatı hakkından faydalanacak. İstifa eden de işyeri iflas eden de kıdem tazminatını alabilecek. Fon yönetiminde sosyal taraflar da yer alacak. Sistem tüm çalışanları kapsayacak ve yasanın yürürlük tarihinden önceki eski haklar mevcut sistemde olduğu gibi işveren üzerinde kalacak.
İTO’nun Kıdem Tazminatı Fonu önerisi
İTO tarafından hazırlanan rapora göre, başta yüksek prim ve vergi yükü gelmek üzere istihdam maliyeti azaltılmalıdır. Ücret ve sözleşmelerden alınan damga vergisi kaldırılmalıdır. İşsizlik sigortası ve kıdem tazminatı gibi gelir destek sistemlerinin oluşturulması safhasında işgücü piyasasının özellikleri ve Ülkemizin kendine özgü koşulları dikkate alınmalıdır. Kayıtdışı çalışmaya karşı denetim ve yaptırımlar etkinlikle uygulanmalıdır.
Ülkemizde yürürlükte bulunan birden fazla iş kanununa istinaden farklı kapsam ve koşullara tabi tutulan kıdem tazminatı hakkı, aynı temel koşulların varlığı halinde iş sözleşmesi ile çalışan herkesi kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
İş güvencesi, ihbar tazminatı, işsizlik sigortası ve kıdem tazminatı gerek amaçları ve hukuki nitelikleri, gerekse hak kazanma koşulları ve finansman yöntemleri açısından farklı kurumlar olmakla birlikte, bir taraftan da birbirini tamamlar niteliktedir. Dolayısıyla, kıdem tazminatı tek başına ele alınmamalı; diğer gelir destek sistemleri olan işsizlik sigortası ve iş güvencesine dair düzenlemeler ile birlikte değerlendirilmelidir.
Kıdem tazminatı bireysel hesap sistemi; çalışanın TC Kimlik Numarası ile takip edilebilecek, farklı işverenlerce Fona yatırılan prim tutarlarının, neması ve devlet katkısı ile birlikte ayrı ayrı izlenmesini ve kıdem tazminatı priminin, SGK aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile birlikte ödenmesini temin edecek şekilde kurgulanması gereklidir.
Fon yönetim ve denetiminin Devlet kontrolünde, ağırlıklı olarak işçi ve işveren temsilcileri ile kamu temsilcilerinin yer aldığı bir kurul tarafından yürütülmesi sağlanmalıdır.
Kurulacak Fona, işveren tarafından ödenecek prim dışında en az %25 oranında Devlet katkısı sağlanmalı ve Fon devlet güvencesi altına alınmalıdır.Çalışanların hak kaybını önlemek için işverenlerin kıdem tazminatı primlerini düzenli ödemelerini sağlayacak denetim ve yaptırım mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Kıdem Tazminatı sorununun çözümü için işçi ve işveren arasında yüzde yüz mutabakatın sağlanması mümkün görünmüyor. Hem sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem de Başbakanımız sayın Binali Yıldırım’ın daha önceki açıklamalarında da bu yönde mutabakat aranacağı belirtilmişti. Umarız bu yönde asgari müştereklerde uzlaşı sağlanarak kıdem tazminatı konusunda ivedilikle adım atılması mümkün olur.