'Kurun da faizlerin de artmasına karşıyız'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği'nde konuştu. Kurun da faizlerin de artmasına karşı olduğunu belirten Erdoğan "Biz üretimde, istihdamda, yatırımcının dünya ile rakabette gücünün artmasını istiyoruz. Bunun için içeride milli paramızı kullanma kararı aldık" dedi.
İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye ayağa kalkmadan, bölgemizin de medeniyetimizin de ayağa kalkmayacağını, kalkamayacağını her vesileyle bir kez daha görüyoruz ve anlıyoruz. Üzerimizdeki yük ve sorumluluk ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten firmalarımız, TİM gibi çatı kuruluşlarımız, kamunun ilgili tüm birimleri, tempolarını ve hedeflerini bu bilinçle sürekli ileriye taşımak mecburiyetindedirler.
MİLLİ PARA KARARIMIZ BAŞKA ÜLKENİN ALEYHİNE DEĞİL
Finans sektörü denilince tabii olarak aklımıza hemen son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz, kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz.
MERKEZ BANKASI'NA GEREKLİ TALİMATI VERDİK
Biz dolarla birlikte faizin de yükselmesine karşıyız. Biz ülkemizdeki girişimcinin dünya ile rekabet gücünün artmasını istiyoruz. Bunun için milli para kullanma kararı aldık. Rusya'ya dedik ki biz sizden ne alıyorsak Rus Rublesi ile İran ile aynı şekilde. Çin aynı şekilde. Mutabık kaldık ve Merkez Bankası'na talimatı verdik. Açıklanan ekonomik tedbirlerde gördük. KOBİ'lere düşük faizli kredi verecekler. İşte finansmanda inovasyon budur. Biliyorsunuz lazerin keşfedilmesi önemli bir buluş ama bunun hangi alanlarda insanlığın hayatını değiştirebileceği zaman aldı. Şimdi lazer çok geniş bir alanda kullanılıyor. Dolayısıyla bugün kıymeti anlaşılamasada hangi fikrin bir gün insanlığın geleceği için ne kadar faydalı olacağını bilemeyiz. Denemekten ve yanılmaktan taki muvaffak olana kadar pes etmemeliyiz gençler. Üstadın dediği gibi tohum sandıcıdır, bitmezse toprak utansın..
KÜRESEL SALDIRILARA MARUZ KALMASAYDIK TÜRKİYE ÇOK FARKLI BİR NOKTADA OLACAKTI
Yenlikçilik yolunda harcamamız gereken enerjiyi farklı alanlarda kullanmak zorunda kaldık. Her alanda Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine ulaştığımız 2013 2014 yılları aynı zamanda küresel saldırılara maruz kaldığımız zamanlar oldu. Şundan emin olunuz, Türkiye şayet Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı. 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanmış olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolarlara yaklaşacaktı. Bu saldırılar olmasaydı Türkiye bugün çok farklı noktalara gelecekti. Çok sinsi bir oyunla bize diz çöktürmeye çalıştılar. 2013 IMF'e olan borcumuzu sıfırladık. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Biz şu anda dünyanın az gelişmiş ülkelerine birinci sırada ABD'nin ikinci sırada Türkiye'nin yardım ettiği bir durumdayız. Türkiye'nin geldiği noktadan rahatsız olanlar duygularını saklamıyorlar. Biz bu başarıları nasıl elde ettiğimizi unutmadık. Hedeflerimize doğru yürümekten vazgeçmeyiz. Şimdi 20 Aralık'ta Marmaray'dan sonra Avrasya Tüneli'ni de açıyoruz. Kanal İstanbul'un ihalesini de 2017 içinde yapacağız. Bununla da kalmayacağız 2018'de dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız. Türkiye şu anda sadece geleceğe bakıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye ayağa kalkmadan, bölgemizin de medeniyetimizin de ayağa kalkmayacağını, kalkamayacağını her vesileyle bir kez daha görüyoruz ve anlıyoruz. Üzerimizdeki yük ve sorumluluk ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten firmalarımız, TİM gibi çatı kuruluşlarımız, kamunun ilgili tüm birimleri, tempolarını ve hedeflerini bu bilinçle sürekli ileriye taşımak mecburiyetindedirler.
MİLLİ PARA KARARIMIZ BAŞKA ÜLKENİN ALEYHİNE DEĞİL
Finans sektörü denilince tabii olarak aklımıza hemen son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz, kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz.
MERKEZ BANKASI'NA GEREKLİ TALİMATI VERDİK
Biz dolarla birlikte faizin de yükselmesine karşıyız. Biz ülkemizdeki girişimcinin dünya ile rekabet gücünün artmasını istiyoruz. Bunun için milli para kullanma kararı aldık. Rusya'ya dedik ki biz sizden ne alıyorsak Rus Rublesi ile İran ile aynı şekilde. Çin aynı şekilde. Mutabık kaldık ve Merkez Bankası'na talimatı verdik. Açıklanan ekonomik tedbirlerde gördük. KOBİ'lere düşük faizli kredi verecekler. İşte finansmanda inovasyon budur. Biliyorsunuz lazerin keşfedilmesi önemli bir buluş ama bunun hangi alanlarda insanlığın hayatını değiştirebileceği zaman aldı. Şimdi lazer çok geniş bir alanda kullanılıyor. Dolayısıyla bugün kıymeti anlaşılamasada hangi fikrin bir gün insanlığın geleceği için ne kadar faydalı olacağını bilemeyiz. Denemekten ve yanılmaktan taki muvaffak olana kadar pes etmemeliyiz gençler. Üstadın dediği gibi tohum sandıcıdır, bitmezse toprak utansın..
KÜRESEL SALDIRILARA MARUZ KALMASAYDIK TÜRKİYE ÇOK FARKLI BİR NOKTADA OLACAKTI
Yenlikçilik yolunda harcamamız gereken enerjiyi farklı alanlarda kullanmak zorunda kaldık. Her alanda Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine ulaştığımız 2013 2014 yılları aynı zamanda küresel saldırılara maruz kaldığımız zamanlar oldu. Şundan emin olunuz, Türkiye şayet Gezi olaylarını, FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı ve 15 Temmuz silahlı darbe girişimlerini, PKK ve DEAŞ örgütlerinin kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı, bugün çok başka bir noktada bulunacaktı. 800 milyar doları aşan milli gelirimiz, trilyon dolara dayanmış olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyar dolarlara yaklaşacaktı. Bu saldırılar olmasaydı Türkiye bugün çok farklı noktalara gelecekti. Çok sinsi bir oyunla bize diz çöktürmeye çalıştılar. 2013 IMF'e olan borcumuzu sıfırladık. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Biz şu anda dünyanın az gelişmiş ülkelerine birinci sırada ABD'nin ikinci sırada Türkiye'nin yardım ettiği bir durumdayız. Türkiye'nin geldiği noktadan rahatsız olanlar duygularını saklamıyorlar. Biz bu başarıları nasıl elde ettiğimizi unutmadık. Hedeflerimize doğru yürümekten vazgeçmeyiz. Şimdi 20 Aralık'ta Marmaray'dan sonra Avrasya Tüneli'ni de açıyoruz. Kanal İstanbul'un ihalesini de 2017 içinde yapacağız. Bununla da kalmayacağız 2018'de dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız. Türkiye şu anda sadece geleceğe bakıyor.