Sofranızda tarihi geçmiş ürünler olabilir!
Uzmanlar vatandaşları son kullanma tarihinin yanı sıra özellikle ürünlerin fişlerini atmamaları konusunda uyarıyor.
Milyonlarca vatandaşın alışveriş yaptığı marketlerde bazı ürünlerin son kullanma tarihlerinin 'değiştirilebilir' alanlarda olması gıda güvenliği konusunda kafalardaki soru işaretlerini artırıyor. Mevcut sistem, art niyetli üreticilerin tarihi geçen bir ürünün kapağını ileri tarihli yeni bir kapakla değiştirmeyi mümkün kılıyor. Böylece ürünün üretim tarihi geçse de üzerindeki son kullanma tarihi geçmemiş oluyor. Uzmanlar vatandaşları son kullanma tarihinin yanı sıra özellikle ürünlerin fişlerini atmamaları konusunda uyarıyor.
Kamu kurumlarının ve tüketicilerin her geçen gün daha bilinçli bir yaklaşım sergilemesine rağmen Türkiye'de gıda güvenliği konusunda kimi noktalarda halkın sağlığını doğrudan etkileyebilecek yasal boşluklar var.
Ambalajlanmış ürünlerin son kullanım tarihleri, kimi firmalarca art niyetli kullanılmaya oldukça müsait. Özellikle kimi yoğurt firmaları, ürünlerinin son kullanım tarihlerini yoğurdun ambalajına değil, kapağına basıyorlar.
KAPAKLAR DEĞİŞTİRİLİYOR MU?
Bu kapaklara basılan tarihler yoğurdun kendi kabında olmadığından, vatandaşın sağlığını hiçe sayan bir firma sadece kapakları değiştirerek ürünlerini sanki tarihi geçmemiş gibi market raflarında tutabilir.
Yenişafak'tan Sertaç Aksan'ın haberine göre bu mümkün bir durum. Aksi taktirde son kullanma tarihinin ürünün ambalajına değil de kapağına basılıyor olmasının herhangi bir mantıklı açıklaması yok.
İlgili Bakanlıkların bu konuyla ilgili net bir yaptırımı olmaması da üreticiler için işin bir diğer kolay yolu olarak öne çıkıyor.
NE YAPILMALI?
Milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendiren gıda güvenliği konusunda vatandaşların neler yapması gerektiği konusu da oldukça önemli.
Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Dr. Deniz Öner, bu noktada vatandaşların oldukça dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.
Ürünlerin son kullanım tarihine mutlaka bakılmasının önemine vurgu yapan Öner, "Sadece bu yeterli mi? Hayır. Tüketici aldığı ürünle ilgili 3 noktayı mutlaka kontrol etmeli" diyerek, şöyle devam etti:
"Gerek kamu kurumlarının gerekse bizim gibi derneklerin çalışmalarıyla Türkiye'de son yıllarda çok büyük bir bilinçlenme oldu gıda güvenliği konusunda.
Bir ürün alırken 'rengi, kokusu ve tadı' noktasında çok dikkat edeceğiz. Ne alırsak alalım bu 3'lüyü altın kuralımız olarak aklımızın bir yerinde tutmakta fayda var.
Marketler son kullanım tarihi yaklaşan ürünler, elimizin en kolay ulaşabileceği yere, rafların ön sırasına konur. Alırken mutlaka tarih kontrol edilmeli. Eğer arka sıralarda son tüketim tarihi daha geç olan bir ürün varsa o tercih edilmeli.
FİŞLERİNİZİ ATMAYIN
Dr. Öner, bazı kötü durumların gıda ürünlerini yedikten hemen sonra gerçekleşmediği bilgisini de paylaşarak, "48 saat sonra da sağlığınız bozulabilir. Bu nedenle aldığımız ürünlerin fişini atmamak çok önemli. Ürünü nereden aldığınızı bilmek yeter. Üretim yeri, üretim numarası gibi detaylar da fişlerde yer alabiliyor. O zaman ilgili kurumlar da daha nokta atışı bir ceza işlemi uygulayabiliyor" şeklinde konuştu.
Kamu kurumlarının ve tüketicilerin her geçen gün daha bilinçli bir yaklaşım sergilemesine rağmen Türkiye'de gıda güvenliği konusunda kimi noktalarda halkın sağlığını doğrudan etkileyebilecek yasal boşluklar var.
Ambalajlanmış ürünlerin son kullanım tarihleri, kimi firmalarca art niyetli kullanılmaya oldukça müsait. Özellikle kimi yoğurt firmaları, ürünlerinin son kullanım tarihlerini yoğurdun ambalajına değil, kapağına basıyorlar.
KAPAKLAR DEĞİŞTİRİLİYOR MU?
Bu kapaklara basılan tarihler yoğurdun kendi kabında olmadığından, vatandaşın sağlığını hiçe sayan bir firma sadece kapakları değiştirerek ürünlerini sanki tarihi geçmemiş gibi market raflarında tutabilir.
Yenişafak'tan Sertaç Aksan'ın haberine göre bu mümkün bir durum. Aksi taktirde son kullanma tarihinin ürünün ambalajına değil de kapağına basılıyor olmasının herhangi bir mantıklı açıklaması yok.
İlgili Bakanlıkların bu konuyla ilgili net bir yaptırımı olmaması da üreticiler için işin bir diğer kolay yolu olarak öne çıkıyor.
NE YAPILMALI?
Milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendiren gıda güvenliği konusunda vatandaşların neler yapması gerektiği konusu da oldukça önemli.
Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Dr. Deniz Öner, bu noktada vatandaşların oldukça dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.
Ürünlerin son kullanım tarihine mutlaka bakılmasının önemine vurgu yapan Öner, "Sadece bu yeterli mi? Hayır. Tüketici aldığı ürünle ilgili 3 noktayı mutlaka kontrol etmeli" diyerek, şöyle devam etti:
"Gerek kamu kurumlarının gerekse bizim gibi derneklerin çalışmalarıyla Türkiye'de son yıllarda çok büyük bir bilinçlenme oldu gıda güvenliği konusunda.
Bir ürün alırken 'rengi, kokusu ve tadı' noktasında çok dikkat edeceğiz. Ne alırsak alalım bu 3'lüyü altın kuralımız olarak aklımızın bir yerinde tutmakta fayda var.
Marketler son kullanım tarihi yaklaşan ürünler, elimizin en kolay ulaşabileceği yere, rafların ön sırasına konur. Alırken mutlaka tarih kontrol edilmeli. Eğer arka sıralarda son tüketim tarihi daha geç olan bir ürün varsa o tercih edilmeli.
FİŞLERİNİZİ ATMAYIN
Dr. Öner, bazı kötü durumların gıda ürünlerini yedikten hemen sonra gerçekleşmediği bilgisini de paylaşarak, "48 saat sonra da sağlığınız bozulabilir. Bu nedenle aldığımız ürünlerin fişini atmamak çok önemli. Ürünü nereden aldığınızı bilmek yeter. Üretim yeri, üretim numarası gibi detaylar da fişlerde yer alabiliyor. O zaman ilgili kurumlar da daha nokta atışı bir ceza işlemi uygulayabiliyor" şeklinde konuştu.