"Aile şirketlerini kadınlar yıkıyor!"

Ünlü işadamından ilginç tespit...

Kiler Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Kiler, Türkiye'de aile şirketlerinin yüzde 95'inin dağıldığını ve buna aileye sonradan giren eşlerin neden olduğunu iddia etti. "Aile şirketlerini kadınlar yıkıyor." diyen Ümit Kiler, aile şirketi olan işadamlarına eş, çocuk ve diğer akrabalarla ilişkilerini düzenleyecek kurallar koymaları gerektiği önerisinde bulundu. Kiler, şirket sahiplerine "Mutlaka bir aile anayasanız olsun." tavsiyesini yaptı.
Konya'da Genç Aktif İşadamları Derneği Yönetim Kurulu'nun düzenlediği 'Başarı Hikayeleri' konulu programa katılan Ümit Kiler, Türkiye'de aile şirketlerinin hızla dağılmasının temelinde ailevi sorunlar olduğuna dikkat çekti. ABD'de aile şirketlerinin yüzde 96'sının ayakta durmasına karşın Türkiye'deki aile şirketlerinin 3-4 yılda yüzde 95'inin dağıldığını aktaran Kiler, bunun nedeninin şirket yöneticisi olan kardeşlerin evlenmeleriyle aileye sonradan dahil olan kadınlar olduğunu savundu. Programa katılan işadamlarına seslenen Ümit Kiler, "Türkiye'deki aile şirketleri neden dağılıyor, bunu kendinize hiç sordunuz mu? Aile şirketlerini kadınlar yıkıyor." ifadelerini kullandı.
"KADINLAR ARASINDA KISKANÇLIK VE REKABET BAŞLIYOR"
Baba veya kardeşlerin yıllarca çalışarak çok gayret edip gece gündüz demeden şirketler kurduğunu anlatan Ümit Kiler, zamanla kardeşlerin evlenmeye başladığını ve aileye başka kadınların girdiğini dile getirdi. O zamana kadar hiçbir problem yaşanmamasına karşın, evliliklerin ardından kardeşlerin hanımları arasında rekabet, kıskançlık ve dedikodu başlamasıyla şirketin zamanla çökme noktasına ulaştığını kaydetti. Kiler, şöyle devam etti: "Evliliklerin ardından bir müddet sonra çocuklar da büyüyüp işin başına girmesi ile orada artık lastik patlıyor. Niye, çünkü evde lider yok. İki –üç kardeş eşit sorumlulukta. Hepsi eşit yükümlülükte ve hepsi eşit yönetimde, kimsenin kimseye üstünlüğü yok. Daha sonra eşlerden biri kocasına 'Biz çocuğumuzu ağır işlerde çalıştırıyoruz kardeşin çalıştırmıyor. Sen çocuğunun düşmanısın.' diye dır dır edip eşinin başını yiyor."
Kiler, aile içerisinde yaşanan sorunların ilerleyen zamanda daha da büyüdüğünü işadamı arkadaşlarından örnekler vererek, şöyle anlattı: "Bir müddet sonra da kadınlar arasında rekabet başlıyor. 'O şunu aldı, o bunu aldı, ben de şunu alacağım' diye kocasının başını biraz da orada şişirmeye başlıyorlar. Bakıyor ki adamlar sıkıntı var. 'Bunları (eşlerini) uzaklaştıralım birbirlerinden' deyip evleri ayırıyorlar. O zaman daha büyük tehlike, işte o noktadan sonra aile ile birlikte şirket de batıyor."
"HANIMINA ELTİSİNİN EVİNE GİTMEYİ YASAKLADI"
Bir arada yaşayan kardeşlerin evlerini ayırmasından sonra sorunun daha da büyümeye başladığını ifade eden Kiler, bu sefer de eşler arasında kıskançlıkların baş gösterdiğini aktardı. Bursa'daki işadamı arkadaşının başına gelen bir hikâyeyi anlatan Kiler, arkadaşının kıskançlıklar üzerine eşine kardeşinin hanımıyla görüşmeyi yasakladığını aktardı. Kiler, arkadaşının kendisine anlattığı sorununu da onun dilinden katılımcılarla paylaştı: "Bizim hanımlar birbirleriyle hiç görüşmezler. Onlar birbirlerinin evine gittikleri zaman akşam eve gelince kavga ediyorlar. O gidiyor, onun evindekini bir şey görüyor; akşam eve gelince 'ben de isterim ondan, bizim niye yok' diyor. Bu yüzden biz kardeşler olarak yasak koyduk. Dışarıda görüşürüz ama hanımları birbirleriyle hiç görüştürmeyiz."
Kadınların, birbirlerinin evlerini görmediği zaman bu kez de farklı sorunların baş gösterdiğini çevresinden örnekler vererek anlatan Kiler, "Kadınlar birbirlerinin evlerini görmediği zaman da biri diyor 'benim evim şöyle olsun', diğeri diyor 'benim evim şöyle olsun.' Böyle devam ederken kardeşlerden birinin şarteli atıyor, patlama noktasına geliyor ve sonunda kardeşine bir laf söylüyor. Veya sadece aile büyükleri hayatta diye onları kırmamak adına zorla sürdürülen bir birliktelik oluyor. Baba ve anne vefat ettiğinde aradaki bütün bağ kopuyor ve eşler ayrılmaya başlıyorlar. Aile şirketlerimizin kötü gitmesinin nedeni budur."
'AİLENİZİN BİR ANAYASASI OLSUN'
Programa katılan işadamlarına bazı tavsiyelerde de bulunan Kiler, aile şirketi olan ailelerin bir 'aile anayasası' olması gerektiğine değindi. Şirketi, tamamen çocuklardan ve kendilerinden sonra gelecek nesilden korumaya yönelik olarak çalıştıklarını aktaran Kiler, holding olarak 2005 yılından beri aile içinde uyulması gereken kurallar üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
Kiler, "Biz 2005 yılından beri çocuklarımız ve bizden sonraki nesil, bu şirkete zarar vermesin diye düşünüp bir aile anayasası oluşturmaya çalışıyoruz. Bu şirkete birinin zarar vermemesi için bunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. 2005'ten beri hala yapamamışız. Bunu yapmanız çok zor. Şirketin yönetimini yapabiliyorsunuz, ama kimler şirkete nasıl girecek şirketten nasıl çıkacak, evlenenlerin durumu ne olacak, gelinin durumu ne olacak, damadın durumu ne olacak diye hepsini düşündüğünüz zaman olmuyor. Bunu yapabilecek aile sayısı ülkemizde gerçekten çok az. Bizim şirketimizde üniversiteyi bitiren bir yeğen var, o da şirkette satın almada görev alarak başladı. Onun haricinde hepsinin başlayacağı yerler belli. 'Şuradan başlayacaksın, şu kadar maaşla başlayacaksın, şu eğitimini yaparsan şuraya girebilirsin, şu eğitimini yaparsan şu arabaya binebilirsin. Hepsinin kriterlerini belirlemişiz. Tamamen çocuklardan ve bizden sonraki nesilden şirketi nasıl koruyabiliriz diye çalışıyoruz. Hepsi pırlanta gibi çocuklar ama biz Türkiye'de yaşanan tehlikeleri görünce bu sistemi kurmak istedik." açıklamasında bulundu.
Sonraki Haber