Binlerce şirket iflasın eşiğinde!
Her geçen gün iflaslara yeni biri ekleniyor. Euler Hermes`in Türkiye Genel Müdürü Özüner "Yıl sonu 16 bin olan iflas sayısı beklentisini 17 bin 265`e revize ettik" dedi.
İflaslarla ilgili tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, iflas erteleme uygulamasında eksiklerin olduğunu ve bunların düzeltilmesi gerektiğini ifade ederken her geçen gün iflaslara yeni biri ekleniyor.
Alacak sigortasında dünyanın önde gelen şirketlerinden Euler Hermes'in Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner, "İflaslarda bu yıl yüzde 6 artış bekliyorduk.Bunu revize ediyoruz ve yüzde 15’e çıkaracğız. Çünkü Kasım-Aralık-Ocak ayları çok kötü geçti. Yıl sonu 16 bin olan iflas sayısı beklentisini 17 bin 265'e revize ettik. Tatsız gidiyor" dedi.
Habertürk'ten Ufuk Korcan'ın haberine göre, iflas erteleme başvurularının da bu rakamların içinde yer aldığını belirten Özüner şöyle devam etti: "İflas erteleme daha çok şu anda. İflaslardaki artış şu anda Çin’de yüzde 25, Brezilya’da yüzde 36. İflas erteleme süreci bazı ülkelerde çok iyi yönetiliyor. Amerika’da çok doğru bir sistem var keşke bizde de öyle olsa. Amerika’daki sistem şöyle yürüyor: Global otomotiv firmaları bile girdi. 2008 krizinde mesela. Bilirkişi orada sektörel bilirkişi. Dolayısıyla otomotiv sektörüyse iflas ertelemeye giren ve şirkete gelen kayyum da otomotiv sektörünü bilen biri. İlk gün kreditörleri çağırıyor, bizi, bankaları... Diyor ki biz böyle böyle korumaya giriyoruz ama nasıl destekleyeceksiniz? Bir finansal plan yapılacak. Sonra ikinci bir kreditör grubu çağırıyor.
Diyor ki siz de fonlayacaksınız. Ve yeni fonlayacaklar iflas ertelemeden sonra alacaklı olarak birinci sıraya çıkıyorlar. Bu o kadar sağlıklı bir şeyki firmayı yeniden harekete geçiriyorsunuz. Bize diyor ki yeni tedarik limiti verin. Çünkü buna suni tenefüs yapmamız lazım. Böylece firmalar bir buçuk iki senede o finansal planlarını kreditörlerle paylaşıyorlar, üç ayda bir rapor veriyorlar. Sanki kayyum kreditörlerle birlikte bir işbirliği yapmış gibi. Bizde ise kayyum geldiği anda bütün ilişki kesiliyor. İflas edinceye kadar hiçbir haberimiz yok o firmadan."
EN FAZLA İFLAS HANGİ SEKTÖRDE?
Özlem Özüner, sigortaladıkları sektörler arasından en fazla iflasın gıda, demir-çelik ve kimyada olduğunu vurguladı. "Gıdada bakliyatçılar, gıda perakendecileri iflas yaşıyor" diyen Özüner, "Orada konsolidasyon var şu anda. Geleneksel yapılar bozuluyor aslında. Bir de bunlar çok daha küçük yapılar olmalarına rağmen birleşiyorlardı. O satın almalarda yüksek finansman kullanıyorlardı. Ekonomik büyüme düşünce, tüketim eğilimleri düşünce büyük yatırımla büyük finansmanla boylarından büyük iş yapmış oldukları için batıyorlar. Emtia fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra bizim demir çelik sektörümüzün şöyle bir sıkıntısı var. Türkiye hep yüzde 7-8 büyüyecekmiş gibi düşünüp dev yatırımlar yaptılar. Oysa 2008 krizinden sonra Türkiye’de büyüme hep standart ama yavaşlama var. O yüzden biraz ayağımı yorganıma göre uzatayım tavrı yoktu. Nasıl bir zamanlar tekstilde herkes tekstil makinesi alıp deli gibi yatırım yaptı. Bütün yurtdışı makinecileri sevindirdik. Sonra o kadar kapasite olmadığı ortaya çıktı. Bazen şirketlerin daha yavaş daha sindirerek büyümesi aslında akıllıca oluyor. Avrupa’da küçücük şirketler var, onlar da bilir herkesi almayı, bütün makinelerle bir anda yatırım yapmayı, ama yapmıyorlar. Daha düşük büyüme dönemlerine alıştırmışlar kendilerini" diye konuştu.
'TÜRKİYE KELEPİR ŞİRKET PAZARINA DÖNECEK'
Finansal zorlukların ardından şirketlerin aktif değerlerinin ucuzladığına dikkat çeken Özüner, Türkiye'nin kelepir şirket pazarına döneceğini kaydetti. Özüner şunları söyledi: "Aktifler çok ucuzluyor. Satın almalar bekleyebiliriz ama henüz değil bence. Daha da ucuzlamasını bekliyor olabilir yabancılar. Bence 2017 daha uygun bir zemin olacak. Yabancılar pusuya yattı. Aslında Türkiye’deki şirketler de pusuya yatmalı. Çünkü dünyada da işler çok iyi değil ve dünyada da aktif fiyatları düşen ülkeler var. Yani ben niye gidip başka ülkelerde kelepir şirket bakmayayım. Türkiye’de kendimi aşırı pompalamasam orta ölçekte kalsam ama dışarıdaki fırsatlara baksam daha sağlıklı bir büyüme sağlarım. Bence yatırımcılarımızda o hata var. Tek pazara tek büyüme hikayesine odaklanma hatası var.
Otomotiv yan sanayide güzel şeyler duyuyorum. Yurtdışında önemli otomotiv yan sanayi merkezlerindeki daha küçülmüş aktifleri ucuzlamış şirketleri alıyorlar. Otomotivin birleştirici metaryellerini yapan, Türkiye’de agresif büyümeyip İspanya ve Hindistan’da yatırım yapan şirketler var örneğin. Sonuçta biz Avrupa’nın çok yakınındayız ve Avrupa’ya üretim merkezi olabilecek çok sektörümüz var. Bunu sağlam adımlarla yapmamız lazım, her zaman likidite oluk oluk akmıyor. Ne zamaki büyüme Türkiye’de biraz yavaşladı o zaman şirketlerin de kendi büyümesini yavaşlatmaları gerekti ama birbirleriyle feci rekabete giriyorlar, o makine almış ben de alayım, o yatırım yapmış ben de yapayım diye. Sonra ilk yavaşlamada herkes ortada. Endeksimize göre Rusya, Brezilya, Çin bizden daha kötü iflaslarda. Onların 2015’te başladı. Biz biraz geriden geliyoruz ama ocak şubatta epey bir hızlanarak geldik. Yılın geneline bakmak lazım."
Alacak sigortasında dünyanın önde gelen şirketlerinden Euler Hermes'in Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner, "İflaslarda bu yıl yüzde 6 artış bekliyorduk.Bunu revize ediyoruz ve yüzde 15’e çıkaracğız. Çünkü Kasım-Aralık-Ocak ayları çok kötü geçti. Yıl sonu 16 bin olan iflas sayısı beklentisini 17 bin 265'e revize ettik. Tatsız gidiyor" dedi.
Habertürk'ten Ufuk Korcan'ın haberine göre, iflas erteleme başvurularının da bu rakamların içinde yer aldığını belirten Özüner şöyle devam etti: "İflas erteleme daha çok şu anda. İflaslardaki artış şu anda Çin’de yüzde 25, Brezilya’da yüzde 36. İflas erteleme süreci bazı ülkelerde çok iyi yönetiliyor. Amerika’da çok doğru bir sistem var keşke bizde de öyle olsa. Amerika’daki sistem şöyle yürüyor: Global otomotiv firmaları bile girdi. 2008 krizinde mesela. Bilirkişi orada sektörel bilirkişi. Dolayısıyla otomotiv sektörüyse iflas ertelemeye giren ve şirkete gelen kayyum da otomotiv sektörünü bilen biri. İlk gün kreditörleri çağırıyor, bizi, bankaları... Diyor ki biz böyle böyle korumaya giriyoruz ama nasıl destekleyeceksiniz? Bir finansal plan yapılacak. Sonra ikinci bir kreditör grubu çağırıyor.
Diyor ki siz de fonlayacaksınız. Ve yeni fonlayacaklar iflas ertelemeden sonra alacaklı olarak birinci sıraya çıkıyorlar. Bu o kadar sağlıklı bir şeyki firmayı yeniden harekete geçiriyorsunuz. Bize diyor ki yeni tedarik limiti verin. Çünkü buna suni tenefüs yapmamız lazım. Böylece firmalar bir buçuk iki senede o finansal planlarını kreditörlerle paylaşıyorlar, üç ayda bir rapor veriyorlar. Sanki kayyum kreditörlerle birlikte bir işbirliği yapmış gibi. Bizde ise kayyum geldiği anda bütün ilişki kesiliyor. İflas edinceye kadar hiçbir haberimiz yok o firmadan."
EN FAZLA İFLAS HANGİ SEKTÖRDE?
Özlem Özüner, sigortaladıkları sektörler arasından en fazla iflasın gıda, demir-çelik ve kimyada olduğunu vurguladı. "Gıdada bakliyatçılar, gıda perakendecileri iflas yaşıyor" diyen Özüner, "Orada konsolidasyon var şu anda. Geleneksel yapılar bozuluyor aslında. Bir de bunlar çok daha küçük yapılar olmalarına rağmen birleşiyorlardı. O satın almalarda yüksek finansman kullanıyorlardı. Ekonomik büyüme düşünce, tüketim eğilimleri düşünce büyük yatırımla büyük finansmanla boylarından büyük iş yapmış oldukları için batıyorlar. Emtia fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra bizim demir çelik sektörümüzün şöyle bir sıkıntısı var. Türkiye hep yüzde 7-8 büyüyecekmiş gibi düşünüp dev yatırımlar yaptılar. Oysa 2008 krizinden sonra Türkiye’de büyüme hep standart ama yavaşlama var. O yüzden biraz ayağımı yorganıma göre uzatayım tavrı yoktu. Nasıl bir zamanlar tekstilde herkes tekstil makinesi alıp deli gibi yatırım yaptı. Bütün yurtdışı makinecileri sevindirdik. Sonra o kadar kapasite olmadığı ortaya çıktı. Bazen şirketlerin daha yavaş daha sindirerek büyümesi aslında akıllıca oluyor. Avrupa’da küçücük şirketler var, onlar da bilir herkesi almayı, bütün makinelerle bir anda yatırım yapmayı, ama yapmıyorlar. Daha düşük büyüme dönemlerine alıştırmışlar kendilerini" diye konuştu.
'TÜRKİYE KELEPİR ŞİRKET PAZARINA DÖNECEK'
Finansal zorlukların ardından şirketlerin aktif değerlerinin ucuzladığına dikkat çeken Özüner, Türkiye'nin kelepir şirket pazarına döneceğini kaydetti. Özüner şunları söyledi: "Aktifler çok ucuzluyor. Satın almalar bekleyebiliriz ama henüz değil bence. Daha da ucuzlamasını bekliyor olabilir yabancılar. Bence 2017 daha uygun bir zemin olacak. Yabancılar pusuya yattı. Aslında Türkiye’deki şirketler de pusuya yatmalı. Çünkü dünyada da işler çok iyi değil ve dünyada da aktif fiyatları düşen ülkeler var. Yani ben niye gidip başka ülkelerde kelepir şirket bakmayayım. Türkiye’de kendimi aşırı pompalamasam orta ölçekte kalsam ama dışarıdaki fırsatlara baksam daha sağlıklı bir büyüme sağlarım. Bence yatırımcılarımızda o hata var. Tek pazara tek büyüme hikayesine odaklanma hatası var.
Otomotiv yan sanayide güzel şeyler duyuyorum. Yurtdışında önemli otomotiv yan sanayi merkezlerindeki daha küçülmüş aktifleri ucuzlamış şirketleri alıyorlar. Otomotivin birleştirici metaryellerini yapan, Türkiye’de agresif büyümeyip İspanya ve Hindistan’da yatırım yapan şirketler var örneğin. Sonuçta biz Avrupa’nın çok yakınındayız ve Avrupa’ya üretim merkezi olabilecek çok sektörümüz var. Bunu sağlam adımlarla yapmamız lazım, her zaman likidite oluk oluk akmıyor. Ne zamaki büyüme Türkiye’de biraz yavaşladı o zaman şirketlerin de kendi büyümesini yavaşlatmaları gerekti ama birbirleriyle feci rekabete giriyorlar, o makine almış ben de alayım, o yatırım yapmış ben de yapayım diye. Sonra ilk yavaşlamada herkes ortada. Endeksimize göre Rusya, Brezilya, Çin bizden daha kötü iflaslarda. Onların 2015’te başladı. Biz biraz geriden geliyoruz ama ocak şubatta epey bir hızlanarak geldik. Yılın geneline bakmak lazım."