Selçuk İnan: Bıktım artık
Galatasaray'ın kaptanı Selçuk İnan, Beşiktaş mücadelesi sonrasında konuk olduğu programda karşılaşmayı değerlendirdi. Ayrıca kendisinin söylemedikleri hakkında da yapılan haberlerin çıkmasını yalanlamaktan da bıktığını dile getirdi.
Spor Toto Süper Lig'in 16. haftasında Beşiktaş'ı 2-0'lık skorla geçen Galatasaray'da kaptan Selçuk İnan, TRT'de yayınlanan Stadyum programına konuk oldu. Burada açıklamalarda bulunan Selçuk sözlerine, Beşiktaş derbisini anlatarak başladı: Gerçekten o sahada oynamak kolay değildi. Ben Beşiktaşlı futbolcu arkadaşlarımla da konuştum. Allah onlara kolaylık versin. Gerçekten zor bir zeminde mücadele ediyorlar. Çünkü o sahada oynamak zor. İyi oynamak da zor, konsantre olmak da zor. İki takım da çok iyi bir mücadele etti. Ancak sizin de söylediğiniz gibi bizim için daha önemli bir maç olduğu için inanmıştık ne olursa olsun bu maçı kazanacaktık zaten, kazandığımız için de çok mutluyuz. Bu maç başka statta oynansaydı bizim için daha iyi olurdu. Sahaya göre daha iyi oynayan taraf bizdik." dedi.
Hamza Hamzaoğlu'nun gelmesiyle birlikte nelerin değiştiği ile ilgili soruya cevap veren Selçuk, "Dışardan baktığınız zaman, 'Prandelli böyle, Mancini böyle, başkası böyle' diyebilirsiniz ama açıkçası ben de bıktım artık bu tür şeylere cevap vermekten. Yalanlamaktan. Benim adıma da bir sürü haber yapıldı biliyorsunuz Prandelli falan Mancini dönemi. Bu hocaların kendi oyun anlayışları vardır. Bu bizi ilgilendirmez, biz bize verilen görevi yaparız ne olursa olsun. Prandelli kendisini kanıtlamış bir hoca dünyada. Ama Galatasaray'da istedikleri tutmayabilir. Bu normaldir. Ama insanlar, 'Prandelli döneminde oynamadınız, Hamza hocayla oynuyorsunuz'. Böyle bir şey yok futbolda. Hocalar ne isterse biz onu yaparız. Prandelli İtalyan olduğu için daha çok defansif oynuyordu. Ama tekrar söylüyorum. Gerçekten inanılmaz bir insan, onu çok seviyorum. Benim hakkımda da 'İyi ki Prandelli gitti' dediler. Hayatım boyunca böyle bir şey söylemem. Buradan taraftarlara da söylemek istiyorum. Galatasaray kaptanı olarak, bırakın Galatasaray kaptanlığını benim adamlığıma yakışmaz." sözlerini sarf etti.
"MAKSİMUM SEVİYEYE ULAŞMADIK, DAHA VAR"
"Hamza Hoca bizi tanıyor. Hamza Hoca elimde sihirli değnek yok dedi ama bizi tanıması, içimizdekileri dışarı çıkarması bizi bir üst seviyeye çıkardı diyebiliriz. Biz maksimum seviyeye ulaşmadık, daha çok var. Bu maçtan sonra bütün takıma sorsanız, kimse kendi performansından memnun değildir. Ben memnun değilim, çok basit hatalar yaptık. Daha doğru tercihler yapsak, daha farklı bir skor olabilirdi."
"YAN PAS, GERİ PAS, ÇOK SÖYLÜYORLAR"
"Gol pası atmayı düşündüm ama kimseyi göremedim. O ara göz ucuyla Tolga'nın önde olduğunu gördüm. Güvendim kendime. Tolga iyi kaleci tabii, onu oradan çıkarması falan.
Yan pas, geri pas, çok yorumcu söylüyor. Oynadığım mevki, ne zaman ileri, ne zaman geri gitmeyi bilmek gereken bir mevki. Oyunu dinlendirmek gerekebiliyor. Bizim takımda en çok ileri oynayan Muslera, geri oynayamaz gol olur. En çok geri olanlar da Burak ve Umut ama sürekli gol atıyorlar. Ben de ayağıma aldığım zaman sürekli ileri atarım topu. Uzun atarım, final pası atarım. Ben bir oyun kurucuyum. İLk geldiğim sene biraz fazla atmış olmam insanları yanıltmış olabilir. Benim önümde 4 ofansif oyuncu oynuyorsa yerimi bırakıp gidemem.
Tabii eleştirebilirsiniz ama hocalarım da öyle bir kadro çıkarıyor ki bazen, orada durup yardımcı olmam gerekiyor. Ben hocaların dediklerini mi yapmayalım, yoksa taraftarın istediğini mi? Ben 15 yıldır hep hocamın istediklerini yaptım. Yine aynı şekilde devam edeceğim. Futbol bir takım oyunudur. Sneijder'in yerine koşmak, Umut'un Burak'ın yerine koşarım, hoşuma gider. Ben 1.5 yıl sol açık oynadım, ben burada faydalı olamam demedim. Ne görev verilirse, o görevi yaparım. Hamza Hocam beni kendi mevkimde oynatıyor, böyle daha rahatım."
"OLCAN ÇOK DUYGUSAL"
"Oyun olarak keşke devre bitmeseydi, fiziksel olarak da bitmesi iyi oldu. Çok maç yaptık. Gerçekten bir fiziksel olarak düşüş başlamıştı. Belki bu anlamda faydalı oldu.
Bazı arkadaşların kenarda durması üzücü. Anlayabiliyorsunuz. Hem hoca için, hem takım için çok zor bir şey. Kendim başta olmak üzere, hepimizin vereceği daha çok şey var. Olcan'ı, Bruma'sı, Pandev bunlar önemli oyuncular. Bütün büyük takımların kadrosunda görmek isteyeceği oyuncular. Olcan, Prandelli döneminden çok etkilendi. Olcan, soğukkanlıdır, öyle görünür dışarıdan. Onun mutlu olması için oynaması lazım. Oynaması gerektiğini düşünüyor. Olcan bizim için çok önemli, çok yetenekli. Çok duygusaldır. Bu dönemi geçince bizim için çok faydalı olacak."
"VELİ'YE YAPMA, KIRMIZI DEDİM"
"Olcay, burada Melo'ya sert bir faul yaptı sonra da kızdı. Gol sevincinin abartılı olduğunu düşündü ve bence ona kızdı. Veli'nin yaptığı kırmızı kart. Bir oyuncunun diğerine vurma hakkı yok. Adrenalinle bir şeyler söyleyebilir ama fiili bir şeyler yapmaması lazım. Yani biriyle konuşuyorsunuz, o size bir şey yapıyor ama siz bir şey yapamıyorsunuz. Bence her dokunma kırmızı kart olmalı. Orada Veli'ye yapma kırmızı kart görürsün dedim. Hepsi bizim arkadaşımız, kırmızı kart görmesini istemem. Diğerleri, bırak kırmızı kart görsün dedi ama. Sneijder gözüme geldi dedi, tırmalamış gibi."
"FEDAKARLIK YAPTI DENSİN İSTEMEM"
"Arsenal maçı beni çok üzdü. Beni çok kıran insan oldu. Galatasaray'a nasıl geldiğimi anlatmak istemiyorum tekrar. Ben Galatasaraylıyım, Galatasaray için her şeyi yaparım. Ben bundan önce hangi takımda oynasam öyle oynadım. Fedakarlık, sakat sakat oynadı denmesine de gerek yok. Profesyoneliz, para kazanıyoruz. Ben birçok maça hastalıkla, sakatlıkla çıktım. Fedakarlık yaptı densin istemem. Sakatlık ya oynatır, ya oynatmaz, benim düşüncem bu."
"SAYGIM SONSUZ DEDİM, ÇEKİLDİM"
"Arsenal maçından önce hoca çok yıprandığımı, ilerideki fikstürde ihtiyacı olduğunu söyledi. Beni performanstan değil de sakatlıktan korktuğu için oynatmak istedi. Ben ne olursa olsun oynamak istedim. Hazır değilsiniz, taktik derseniz anlarım ama hastalık, sakatlık diyorsanız ben iyiyim dedim. Saygım sonsuz dedim, çekildim. Bazı programlar yapılıyor ama futbol ülkemizde yeterli değil deniyor ya, biz futbolcu olarak bir şeyler yapmaya hazırız ama bizim bir şeyler yapmamız yetmiyor. Herkesin bir şeyler yapması lazım."
"OYUN TAMAMIYLA DIŞARI ÇIKTI"
"Ben Anadolu'da bir maç izliyorum, bir takım mağlupsa, oyundan çıkan oyuncu yuhlanıyor. E bir sonraki hafta var. Küme düşmek istemiyorsan, o oyuncuya ihtiyacın var. Oyun tamamıyla dışarı çıktı, başka yerlere bakılıyor. Bu bu kadar kazanıyor, bu buradan geldi, aman bunu eleştirmem lazım, Selçuk şöyle, Oğuzhan böyle, Arda falan tamam. Biz tabii ki elimizden geleni yapacağız, yapıyoruz da. Sadece tek bir taraftan değil, her pencereden bakılmalı."
"FUTBOLUN ÖTEKİ TARAFLARINI SEVİYORUZ"
"Biz futbolu konuşmalıyız. Selçuk, Arsenal maçında oynamadı, kız arkadaşının yanına mı gitti. Böyle şeyler konuşuluyor bizim ülkemizde. Şimdi maçlara çıkıyoruz, en azından Galatasaray, Kayseri'ye gidiyorsa stadyumun dolup taşması lazım. Ben de bir taraftardım. Ben hayatımda amatör maç kaçırmazdım. Maddi konular dışında konuşuyorum ama insanlar futbolu sevmeli. Ülkemizde U20 Dünya Kupası oynandı. Ben Hollanda'da oynadım, 30 bin kişiye oynuyorduk. Bizim ülkede stadyumlar boş. Biz futbolu değil, futbolun öteki tarafını seviyoruz. Selçuk bu kadar kazanıyor, Sneijder bu kadar paraya geldi, Demba Ba bu parayı alıyor falan.
Kayseri Erciyesspor - Kasımpaşa maçını izledim, hiç kimse yoktu maçta."
"FORMAYI BIRAKMAM BİR BİRİKİMDİ"
"Fenerbahçe maçında forma bırakma olayı bir birikimdi. Çok duygusal bir insanım. Ben o olayda sonra her şeyi alttan almaya başladım. 1-0 öndeyken bile yuhlanmak zoruma gitti. Ben Galatasaray'dan aldığımın iki üç katını kazanabilirdim başka takımlarda. 3 yılda 5 kupa, kupa, 2 Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma kötü mü? Başka etkenler vardı, insanlar onu konuşuyordu. Yemek yemeye gidiyoruz, gece dışarı çıkıyor deniyor. Bir tanesi yazı yazıyor, bu geçen sene iyiydi, nasıl böyle falan. Ben orada formayı yere atmadım. Artık istenmediğimi düşündüm ve formayı bıraktım."
"SELÇUK'UN, BURAK'IN YUHLANMASI ALIŞKANLIK"
"Galatasaray'dan ayrılmayı düşünmedim. Ben başkanla sözleşme konusunda da sadece 5 dakika görüştüm. Bana Galatasaray'ın ihtiyacı olduğunu, futbolu Galatasaray'da bırakmam gerektiğini söyledi. Para konuşmadım başkanla. Benimle 5 yıl daha uzatmaya hazır olduklarını söyledi, ben de gurur duydum. Sözleşmeniz, teklifiniz hazırsa ben de hazırım dedim, düşünmedim, imzalamadım. O maçtan önce daha farklı bakıyordum, ben de bir şeyler değişti orada. Trabzon'da da aynı şeyi yaşadım. Trabzonspor maçı oynuyorsanız, 3 gol yiyoruz. Benim gollerle bir alakam da yok. 3-0 oldu, hani Selçuk nerede!
Selçuk'un, Burak'ın yuhlanması bir alışkanlık haline geldi. Diğer oyuncular böyle olunca bir rahatladı. Sorun olursa kabahatli belli. Bu takıma da zarar veriyor. Şimdi bu iş değişti biraz biraz."
"OLİMPİYAT BATAKLIK GİBİ"
"Bu kadar büyük oyuncuyu Türkiye'ye getiriyorsanız, kaliteyi görmek için daha iyi zemin vermelisiniz. Bu zeminde oynamak kolay değil. Olimpiyat yeşil görünüyor ama öyle değil. Bataklık gibi."
"ABDULLAH HOCA BENİ O AN İÇİN KAYBETTİ"
"Estonya maçında attığım golden sonra verdiğim tepki. Abdullah Hoca, Selçuk olayı yıprattı dedi ama ben bir şey yapmadım, basın yaptı. Basın, Hollanda maçından önce Selçuk niye oynamıyor falan dedi. Hoca Burak ile beni çağırıp anlattı, bana Hollanda maçında berabere bitmesi yetiyor, Estonya maçında oynayacaksın, size orada ihtiyacım var dedi.
Estonya maçında da, basına tepki olarak beni oynatmadı. Ben Galatasaray kaptanıyım. Bana bir söz veriliyor. Beni o an için kaybetti. Bu insanın düşürür. Yanlış anlaşıldık tabii. Ben Abdullah Hoca'yı çok seviyorum. Ben nasıl etkilendiysem, o da etkilenmiştir.
Hamza Hamzaoğlu'nun gelmesiyle birlikte nelerin değiştiği ile ilgili soruya cevap veren Selçuk, "Dışardan baktığınız zaman, 'Prandelli böyle, Mancini böyle, başkası böyle' diyebilirsiniz ama açıkçası ben de bıktım artık bu tür şeylere cevap vermekten. Yalanlamaktan. Benim adıma da bir sürü haber yapıldı biliyorsunuz Prandelli falan Mancini dönemi. Bu hocaların kendi oyun anlayışları vardır. Bu bizi ilgilendirmez, biz bize verilen görevi yaparız ne olursa olsun. Prandelli kendisini kanıtlamış bir hoca dünyada. Ama Galatasaray'da istedikleri tutmayabilir. Bu normaldir. Ama insanlar, 'Prandelli döneminde oynamadınız, Hamza hocayla oynuyorsunuz'. Böyle bir şey yok futbolda. Hocalar ne isterse biz onu yaparız. Prandelli İtalyan olduğu için daha çok defansif oynuyordu. Ama tekrar söylüyorum. Gerçekten inanılmaz bir insan, onu çok seviyorum. Benim hakkımda da 'İyi ki Prandelli gitti' dediler. Hayatım boyunca böyle bir şey söylemem. Buradan taraftarlara da söylemek istiyorum. Galatasaray kaptanı olarak, bırakın Galatasaray kaptanlığını benim adamlığıma yakışmaz." sözlerini sarf etti.
"MAKSİMUM SEVİYEYE ULAŞMADIK, DAHA VAR"
"Hamza Hoca bizi tanıyor. Hamza Hoca elimde sihirli değnek yok dedi ama bizi tanıması, içimizdekileri dışarı çıkarması bizi bir üst seviyeye çıkardı diyebiliriz. Biz maksimum seviyeye ulaşmadık, daha çok var. Bu maçtan sonra bütün takıma sorsanız, kimse kendi performansından memnun değildir. Ben memnun değilim, çok basit hatalar yaptık. Daha doğru tercihler yapsak, daha farklı bir skor olabilirdi."
"YAN PAS, GERİ PAS, ÇOK SÖYLÜYORLAR"
"Gol pası atmayı düşündüm ama kimseyi göremedim. O ara göz ucuyla Tolga'nın önde olduğunu gördüm. Güvendim kendime. Tolga iyi kaleci tabii, onu oradan çıkarması falan.
Yan pas, geri pas, çok yorumcu söylüyor. Oynadığım mevki, ne zaman ileri, ne zaman geri gitmeyi bilmek gereken bir mevki. Oyunu dinlendirmek gerekebiliyor. Bizim takımda en çok ileri oynayan Muslera, geri oynayamaz gol olur. En çok geri olanlar da Burak ve Umut ama sürekli gol atıyorlar. Ben de ayağıma aldığım zaman sürekli ileri atarım topu. Uzun atarım, final pası atarım. Ben bir oyun kurucuyum. İLk geldiğim sene biraz fazla atmış olmam insanları yanıltmış olabilir. Benim önümde 4 ofansif oyuncu oynuyorsa yerimi bırakıp gidemem.
Tabii eleştirebilirsiniz ama hocalarım da öyle bir kadro çıkarıyor ki bazen, orada durup yardımcı olmam gerekiyor. Ben hocaların dediklerini mi yapmayalım, yoksa taraftarın istediğini mi? Ben 15 yıldır hep hocamın istediklerini yaptım. Yine aynı şekilde devam edeceğim. Futbol bir takım oyunudur. Sneijder'in yerine koşmak, Umut'un Burak'ın yerine koşarım, hoşuma gider. Ben 1.5 yıl sol açık oynadım, ben burada faydalı olamam demedim. Ne görev verilirse, o görevi yaparım. Hamza Hocam beni kendi mevkimde oynatıyor, böyle daha rahatım."
"OLCAN ÇOK DUYGUSAL"
"Oyun olarak keşke devre bitmeseydi, fiziksel olarak da bitmesi iyi oldu. Çok maç yaptık. Gerçekten bir fiziksel olarak düşüş başlamıştı. Belki bu anlamda faydalı oldu.
Bazı arkadaşların kenarda durması üzücü. Anlayabiliyorsunuz. Hem hoca için, hem takım için çok zor bir şey. Kendim başta olmak üzere, hepimizin vereceği daha çok şey var. Olcan'ı, Bruma'sı, Pandev bunlar önemli oyuncular. Bütün büyük takımların kadrosunda görmek isteyeceği oyuncular. Olcan, Prandelli döneminden çok etkilendi. Olcan, soğukkanlıdır, öyle görünür dışarıdan. Onun mutlu olması için oynaması lazım. Oynaması gerektiğini düşünüyor. Olcan bizim için çok önemli, çok yetenekli. Çok duygusaldır. Bu dönemi geçince bizim için çok faydalı olacak."
"VELİ'YE YAPMA, KIRMIZI DEDİM"
"Olcay, burada Melo'ya sert bir faul yaptı sonra da kızdı. Gol sevincinin abartılı olduğunu düşündü ve bence ona kızdı. Veli'nin yaptığı kırmızı kart. Bir oyuncunun diğerine vurma hakkı yok. Adrenalinle bir şeyler söyleyebilir ama fiili bir şeyler yapmaması lazım. Yani biriyle konuşuyorsunuz, o size bir şey yapıyor ama siz bir şey yapamıyorsunuz. Bence her dokunma kırmızı kart olmalı. Orada Veli'ye yapma kırmızı kart görürsün dedim. Hepsi bizim arkadaşımız, kırmızı kart görmesini istemem. Diğerleri, bırak kırmızı kart görsün dedi ama. Sneijder gözüme geldi dedi, tırmalamış gibi."
"FEDAKARLIK YAPTI DENSİN İSTEMEM"
"Arsenal maçı beni çok üzdü. Beni çok kıran insan oldu. Galatasaray'a nasıl geldiğimi anlatmak istemiyorum tekrar. Ben Galatasaraylıyım, Galatasaray için her şeyi yaparım. Ben bundan önce hangi takımda oynasam öyle oynadım. Fedakarlık, sakat sakat oynadı denmesine de gerek yok. Profesyoneliz, para kazanıyoruz. Ben birçok maça hastalıkla, sakatlıkla çıktım. Fedakarlık yaptı densin istemem. Sakatlık ya oynatır, ya oynatmaz, benim düşüncem bu."
"SAYGIM SONSUZ DEDİM, ÇEKİLDİM"
"Arsenal maçından önce hoca çok yıprandığımı, ilerideki fikstürde ihtiyacı olduğunu söyledi. Beni performanstan değil de sakatlıktan korktuğu için oynatmak istedi. Ben ne olursa olsun oynamak istedim. Hazır değilsiniz, taktik derseniz anlarım ama hastalık, sakatlık diyorsanız ben iyiyim dedim. Saygım sonsuz dedim, çekildim. Bazı programlar yapılıyor ama futbol ülkemizde yeterli değil deniyor ya, biz futbolcu olarak bir şeyler yapmaya hazırız ama bizim bir şeyler yapmamız yetmiyor. Herkesin bir şeyler yapması lazım."
"OYUN TAMAMIYLA DIŞARI ÇIKTI"
"Ben Anadolu'da bir maç izliyorum, bir takım mağlupsa, oyundan çıkan oyuncu yuhlanıyor. E bir sonraki hafta var. Küme düşmek istemiyorsan, o oyuncuya ihtiyacın var. Oyun tamamıyla dışarı çıktı, başka yerlere bakılıyor. Bu bu kadar kazanıyor, bu buradan geldi, aman bunu eleştirmem lazım, Selçuk şöyle, Oğuzhan böyle, Arda falan tamam. Biz tabii ki elimizden geleni yapacağız, yapıyoruz da. Sadece tek bir taraftan değil, her pencereden bakılmalı."
"FUTBOLUN ÖTEKİ TARAFLARINI SEVİYORUZ"
"Biz futbolu konuşmalıyız. Selçuk, Arsenal maçında oynamadı, kız arkadaşının yanına mı gitti. Böyle şeyler konuşuluyor bizim ülkemizde. Şimdi maçlara çıkıyoruz, en azından Galatasaray, Kayseri'ye gidiyorsa stadyumun dolup taşması lazım. Ben de bir taraftardım. Ben hayatımda amatör maç kaçırmazdım. Maddi konular dışında konuşuyorum ama insanlar futbolu sevmeli. Ülkemizde U20 Dünya Kupası oynandı. Ben Hollanda'da oynadım, 30 bin kişiye oynuyorduk. Bizim ülkede stadyumlar boş. Biz futbolu değil, futbolun öteki tarafını seviyoruz. Selçuk bu kadar kazanıyor, Sneijder bu kadar paraya geldi, Demba Ba bu parayı alıyor falan.
Kayseri Erciyesspor - Kasımpaşa maçını izledim, hiç kimse yoktu maçta."
"FORMAYI BIRAKMAM BİR BİRİKİMDİ"
"Fenerbahçe maçında forma bırakma olayı bir birikimdi. Çok duygusal bir insanım. Ben o olayda sonra her şeyi alttan almaya başladım. 1-0 öndeyken bile yuhlanmak zoruma gitti. Ben Galatasaray'dan aldığımın iki üç katını kazanabilirdim başka takımlarda. 3 yılda 5 kupa, kupa, 2 Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma kötü mü? Başka etkenler vardı, insanlar onu konuşuyordu. Yemek yemeye gidiyoruz, gece dışarı çıkıyor deniyor. Bir tanesi yazı yazıyor, bu geçen sene iyiydi, nasıl böyle falan. Ben orada formayı yere atmadım. Artık istenmediğimi düşündüm ve formayı bıraktım."
"SELÇUK'UN, BURAK'IN YUHLANMASI ALIŞKANLIK"
"Galatasaray'dan ayrılmayı düşünmedim. Ben başkanla sözleşme konusunda da sadece 5 dakika görüştüm. Bana Galatasaray'ın ihtiyacı olduğunu, futbolu Galatasaray'da bırakmam gerektiğini söyledi. Para konuşmadım başkanla. Benimle 5 yıl daha uzatmaya hazır olduklarını söyledi, ben de gurur duydum. Sözleşmeniz, teklifiniz hazırsa ben de hazırım dedim, düşünmedim, imzalamadım. O maçtan önce daha farklı bakıyordum, ben de bir şeyler değişti orada. Trabzon'da da aynı şeyi yaşadım. Trabzonspor maçı oynuyorsanız, 3 gol yiyoruz. Benim gollerle bir alakam da yok. 3-0 oldu, hani Selçuk nerede!
Selçuk'un, Burak'ın yuhlanması bir alışkanlık haline geldi. Diğer oyuncular böyle olunca bir rahatladı. Sorun olursa kabahatli belli. Bu takıma da zarar veriyor. Şimdi bu iş değişti biraz biraz."
"OLİMPİYAT BATAKLIK GİBİ"
"Bu kadar büyük oyuncuyu Türkiye'ye getiriyorsanız, kaliteyi görmek için daha iyi zemin vermelisiniz. Bu zeminde oynamak kolay değil. Olimpiyat yeşil görünüyor ama öyle değil. Bataklık gibi."
"ABDULLAH HOCA BENİ O AN İÇİN KAYBETTİ"
"Estonya maçında attığım golden sonra verdiğim tepki. Abdullah Hoca, Selçuk olayı yıprattı dedi ama ben bir şey yapmadım, basın yaptı. Basın, Hollanda maçından önce Selçuk niye oynamıyor falan dedi. Hoca Burak ile beni çağırıp anlattı, bana Hollanda maçında berabere bitmesi yetiyor, Estonya maçında oynayacaksın, size orada ihtiyacım var dedi.
Estonya maçında da, basına tepki olarak beni oynatmadı. Ben Galatasaray kaptanıyım. Bana bir söz veriliyor. Beni o an için kaybetti. Bu insanın düşürür. Yanlış anlaşıldık tabii. Ben Abdullah Hoca'yı çok seviyorum. Ben nasıl etkilendiysem, o da etkilenmiştir.