10 yıldır böylesi görülmedi!
Türkiye'nin dünya pazarında belirleyici konumda olduğu kuru incirde bu sezon 72 bin ton rekolte bekleniyor. Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Celep "Bu sezon son 10 yılın en kaliteli ürününü bekliyoruz" dedi.
Türkiye'nin üretimi ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde 2016-2017 sezonunda, önceki döneme göre yüzde 8 düşüşle 72 bin tonluk rekolte bekleniyor. Üretimde gerilemeye rağmen yüksek ürün kalitesinin ihracata olumlu yansıması öngörülüyor.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) koordinatörlüğünde ziraat odaları, ihracatçı birlikleri, tarım il müdürlükleri ve araştırma enstitülerinin katılımıyla oluşturulan kuru incir rekolte tahmin heyeti, çalışma sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Heyet, İTB'de düzenlenen toplantıda, 2016-2017 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesinin hava şartlarının normal seyretmesi halinde geçen yıla göre yüzde 8 düşüşle 72 bin ton olacağını açıkladı.
Hastalık ve zararlı etkisinin geçen yıla göre daha az olduğu görülen kuru incirde piyasaya arz edilecek kaliteli kuru incir miktarının geçen sezonla aynı seviyede olacağı tahmin ediliyor.
'TAMAMINI SATACAĞIZ'
Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, kuru incirde güzel bir sezona başladıklarını belirtti.
Dünya genelinde artan talep nedeniyle sektörün son yıllarda ürettiğinin tamamını satar pozisyona ulaştığına dikkati çeken Celep, "Bu sezon son 10 yılın en kaliteli ürününü bekliyoruz. Ürünün tamamını satacağımız bir sezon olacak. Pazarlama sorunumuz olmayacak. Geçen sezonu yüzde 15 ihracat artışıyla kapatmıştık. Bu sene de artış bekliyoruz." dedi.
İTB Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen de kuru incirin 40 bin üreticinin geçim kaynağı olduğuna işaret etti.
Kuru incirin yıllık 250 milyon dolarlık döviz getirisine sahip olduğunu hatırlatan Şen, bu sektörde, dünya pazarındaki hakimiyetin devamını sağlayacak politikalar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
İncir üretim bölgelerindeki Jeotermal santrallerin sayısının artmasının üreticiyi kaygılandırdığını anlatan Şen, elektrik üretimine karşı olmadıklarını ancak santrallerin sıvı ve gaz salımlarının standartlar içinde yapıldığının denetlenmesini istedi.
Kuru incirin hidrojen peroksitle beyazlatılması sorununa da değinen Şen, "Özellikle pazarlarda satılan beyaz renkteki kuru incirlerin alınmaması gerekiyor." diye konuştu.
Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü Müdürü Selim Arpacı da jeotermal santrallerinin kuru incire etkisi konusundaki bilimsel araştırmanın devam ettiğini bildirdi.
Santrallere yakın ağaçların yapraklarında bor oranının yüksek olduğunun saptandığını söyleyen Arpacı, "Henüz tehlikeli sınırın altında olan bu oran jeotermal sahalara yönelik denetimlerle düşürülebilir." diye konuştu.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) koordinatörlüğünde ziraat odaları, ihracatçı birlikleri, tarım il müdürlükleri ve araştırma enstitülerinin katılımıyla oluşturulan kuru incir rekolte tahmin heyeti, çalışma sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Heyet, İTB'de düzenlenen toplantıda, 2016-2017 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesinin hava şartlarının normal seyretmesi halinde geçen yıla göre yüzde 8 düşüşle 72 bin ton olacağını açıkladı.
Hastalık ve zararlı etkisinin geçen yıla göre daha az olduğu görülen kuru incirde piyasaya arz edilecek kaliteli kuru incir miktarının geçen sezonla aynı seviyede olacağı tahmin ediliyor.
'TAMAMINI SATACAĞIZ'
Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, kuru incirde güzel bir sezona başladıklarını belirtti.
Dünya genelinde artan talep nedeniyle sektörün son yıllarda ürettiğinin tamamını satar pozisyona ulaştığına dikkati çeken Celep, "Bu sezon son 10 yılın en kaliteli ürününü bekliyoruz. Ürünün tamamını satacağımız bir sezon olacak. Pazarlama sorunumuz olmayacak. Geçen sezonu yüzde 15 ihracat artışıyla kapatmıştık. Bu sene de artış bekliyoruz." dedi.
İTB Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen de kuru incirin 40 bin üreticinin geçim kaynağı olduğuna işaret etti.
Kuru incirin yıllık 250 milyon dolarlık döviz getirisine sahip olduğunu hatırlatan Şen, bu sektörde, dünya pazarındaki hakimiyetin devamını sağlayacak politikalar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
İncir üretim bölgelerindeki Jeotermal santrallerin sayısının artmasının üreticiyi kaygılandırdığını anlatan Şen, elektrik üretimine karşı olmadıklarını ancak santrallerin sıvı ve gaz salımlarının standartlar içinde yapıldığının denetlenmesini istedi.
Kuru incirin hidrojen peroksitle beyazlatılması sorununa da değinen Şen, "Özellikle pazarlarda satılan beyaz renkteki kuru incirlerin alınmaması gerekiyor." diye konuştu.
Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü Müdürü Selim Arpacı da jeotermal santrallerinin kuru incire etkisi konusundaki bilimsel araştırmanın devam ettiğini bildirdi.
Santrallere yakın ağaçların yapraklarında bor oranının yüksek olduğunun saptandığını söyleyen Arpacı, "Henüz tehlikeli sınırın altında olan bu oran jeotermal sahalara yönelik denetimlerle düşürülebilir." diye konuştu.