Bankaların sonu çok kötü olacak!

İngiliz The Economist dergisi bu haftaki sayısında " Küresel Bankaların Sonu" başlıklı makalede küresel banka devlerini sert eleştirdi

Bankaların sonu çok kötü olacak!

Küresel ağlarıyla uluslararası bankaların başlarının tekrar belada olduğu ifade edilen yazıda, "yünlü hantal mamuta" benzetilen finans devlerinin kendilerine çeki düzen vermemeleri durumunda nesli tükenen mamutlarla aynı acı kaderi paylaşıcağına dikkat çekiliyor.

İşte o yazıda öne çıkan satırbaşları:

"Sonları mamutlar gibi olabilir"

Bankalar tekrar büyük sorunlarla yüz yüze. Bu kez sorunla karşı karşıya olan saedece yatırım bankası Lehman Brothers ya da mortgage uzmanı Northern Rock değil, avuç dolusu dev küresel ağ bankaları. Bu hantal dev işletmeler finans dünyasının tüylü mamutları gibi, eğer performanslarını düzeltmezlerse tıpkı onlar gibi ağır bir kaderi hak edecekler.

"Yönetici kadro ipin ucunda"

Bankalar üzerindeki baskı şiddetli. Geçtiğimiz ay JP Morgan Chase yatırımcısına performansını anlatırken zorlandı. Citigroup ABD Merkez Bankası Fed'in yıllık sınavsonuçlarını bekliyor. Geçen yılki gibi başarısız olursa yönetici kadrosu ipin ucuna gidecek. Yılardır zayıf performans sergileyen Deutsche Bank stratejisini gözden geçiriyor. Dünyanın yerel bankası HSBC ise İsviçre şubesindeki vergi skandalı operasyonu ve düşük gelir ile başı fena belada.

Kağıt üzerinde mantıklı ama...

Kağıt üzerinde küresel bankalar mantıklı görünüyor. Likiditenin uluslararası arenada hareketini sağlıyor, risk yönetimini olanaklı kılıyorlar. Modern hayatımıza küreselleşmenin 90'lı yıllarda girmesiyle birlikte birçok banka dünyayı kapsayan bankacılığı derinden cazip buldu. Ancak uygulamada küresel bankaları işletmek kabus olmuştur. Dünya geneline yayılma kalıntıları çok geniş bir alana serpilmiş durumda.

Kara para aklama, ambargo delmeler

Citibank'ın 101 ülkede, 241 bin çalışanı ve 10 bin ofis binası bulunuyor. En iyi küresel banka uygulamasının içi boş. Bankalar cürümleri kolaylaştırmakla suçlanıyor. HSBC ve Citigroup'un Meksika'da "kara para aklama"sı, Standard Chartered ve BNP Paribas'ın "yaptırım delme" gibi olayları bunlara dahil. 2012 yılında 6 milyar dolarlık kaybına rağmen JP Morgan'ın patronu Jamie Dimon'dan başka herşeyin kontrolünde olduğunu gösterecek bir tepe yöneticisi bulunmuyor. Royal Bank of Scotland (RBS) küresel pazarda yeterince zorlanınca uluslararası arenadan geri çekilerek yerel pazara dönme kararı aldı. Citi ve HSBC gibi gibi diğer bankalar da küresel varlıklarını küçültme kararı aldı.

Denetçiler bankaları sıkı kontrole aldı

Bütün bunlarda finansal krizden bu yana uygulamaya konulan bankacılık düzenleme dalgası kısmen suçlanabilir. Düzenleyiciler 2007-08 mali krizden sonra Citi ve RBS gibi bankaların tam ölçekli bir kurtarma operasyonuna gerek duymasına karşın küresel bankaları parçalama kararını almadı. Parçalama batmak için çok büyük olan bankaların katlanarak artmasına neden olacağı için denetçiler onları daha sıkı kontrol altına aldı.

Yüzde 92 daha fazla sermayeye sahipler

JPMorgan Chase, Citi, Deutsche ve HSBC birlikte 2007 yılına oranla yüzde 92 daha fazla sermaye taşıyor. Ulusal düzenleyiciler bankaların yerel operasyonlarını adeta halka çiti ile çevirmek istiyor. Tüm yeni kurallara uymanın maliyeti büyüktür. HSBC bir önceki yıla kıyasla yarı yarıya artarak 2014'te toplam 2.4 milyar dolar uyum cezası ödedi.

Hissedarları tarafından parçalanacaklar

Küresel bankalar şimdi farklı bir sınavdan çakmak üzereler. O sınavda hissedar değeri...Küresel bankaların çoğu özkaynak getiri yapmakta çok zorlanıyor. Geçtiğimiz yıl sermayesinin yarısı kadar yatırım yapılan büyük küresel bankalar yüzde 10 oranında özkaynak getirisi yapmakta bile başarısız oldu. Eğer Citi ve HSBC gibi bankalar ellerini çabuk tutmaz ve gerekli performansı sergileyemezlerse hoşnut olmayan hissedarları tarafından parçalanacaklar.