Başbakan Yıldırım Dünya Enerji Kongresi'nde konuştu

Başbakan Yıldırım'ın Dünya Enerji Kongresi Açılış Oturumu'nda önemli açıklamalarda bulundu

Başbakan Yıldırım Dünya Enerji Kongresi'nde konuştu

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi Açılış Oturumu'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen kongre, dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın konuşmasıyla açılmıştı. Kongre 13 Ekim tarihine kadar sürecek.

İşte Başbakan Yıldırım'ın Dünya Enerji Kongresi Açılış Oturumu'ndaki konuşmasından notlar;

* Kongrenin düzenlenmesinde önemli rol oynayan başta Dünya Enerji Kongresi'ne ve Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na teşekkür ediyorum. Enerjinin bütün alt sektörlerinin farklı açılardan ele alınacağı 65 oturum yapılacak ve yaklaşık 250 konuşmacı bilgilerini aktaracak ve kapsamlı bir bilgi alışverişi sağlanacak.

* Kayda değer görüşmelerin yapılması ve anlaşmaların sonuçlandırılması için de önemli bir fırsattır. Enerji olimpiyatları tanımının hakkının verileceğine inancım tamdır. Olimpiyatlar için kullanılan bir slogan var 'daha güçlü daha yükseğe' Enerji arzının güvenliği ve makul fiyatlarla erişim her ülke için ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir.

* Ancak fiyatlar bağlamında çok yükseğe çıkmayalım. İstikrarı sürdürelim. Enerji arzının güvenliği, çeşitliliği ve enerji kaynaklarına güvenli ve makul fiyatlarla erişim güvenlik kapsamına gelmiştir. Ekonomik büyüme ve refah, devletler arasındaki ilişkilerinin doğasını, savunma politikalarını ve dünya barışını etkileyecek bir nitelik kazanmıştır. Böyle bir ortamda enerji alanında karşılıklı menfaatlerin gözetildiği uluslararası ilişkiler hiç ama hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır.

* Çeşitlendirilmiş güzergahlar üzerinden makul fiyatlarla enerji güvenliğinin ana hedefi olmayı sürdürecektir. Fosil yakıtların makul fiyatlarla kesintisiz akışının enerji güvenliğinin ana hedefi olacağını bilmeliyiz. Orta Doğu, Rusya, Orta Asya'da da önemini koruyacaktır. Nükleer enerjiye olan ihtiyaç devam ediyor. Genel eğilim nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdürmek tarafındadır. Küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişimler görüyoruz. Dünya enerji haritası değişmekte ve yeni oyuncular ortaya çıkmaktadır.

* Değerli konuklar Türkiye dinamik ve büyüyen bir ekonomiye sahiptir. İthalat bağımlılığı halen yüzde 72 seviyesinde. OECD ülkeleri içinde geçtiğimiz 10 yıl içinde enerji talep artışının en hızlı geliştiği ülke Türkiye'dir. Çin'den sonra 2. ülkeyiz. 3 katı hızla artan enerji ihtiyacımız şu anki kapasitemizin 2 katı olacaktır. Sürdürülebilir, kapsayıcı, kararlılıkla katkı sunmaya devam edeceğiz.

* Enerji sepetimizin yüksek enerji için gerekli esnekliğin artmasıdır. Elektrikte tam 2 katına kurulu gücümüzü çıkardık. Yeni santralleri devreye alıyoruz. Yenilenebilir enerjinin yükselen eğilimini yakından izlemekte. Önem ve önceliğini anlamaya özen göstermekte. Düşen maliyetleri yenilenebilirle özellikle güneş ve rüzgara yenilerini eklemekteyiz. Elektrik üretiminde oranı yüzde 32'ye ulaşmış durumda. Artan taleple bu oranı muhafaza etmek bile önemli. 2023 hedefimiz bu oranın üzerine çıkılmasıdır. Jeotermal enerjimiz de gözardı edilmemelidir. Bu konuda ilk 5 ülkeden biriyiz.Elektrik iletim ve dağılım sistemimize de önemli katılımlar eklenmiştir. Şimdi ki hedefimiz Mavi Akım'dan sonra Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı projesini süratle hayata geçirmektir. Güney gaz koridorunun bel kemiğini TANAP tesis edecektir. çeşitli halkalardan meydana geldiğini ve bir halkadaki sorunun diğerlerini etkileyeceğini unutmamız lazım.

* Arz güvenliğine katkı sağlayan projelerle desteklenmektedir. Depolama, sıvılaştırılmış doğalgaz tesisleri ve altyapı çalışmaları süratle devam etmektedir. Ana hedeflerimizden biri sağlam dengeli sürdürülebilir bir enerji sepeti oluşturmalıyız. Nükleeri de kattık. Toprak üretimizin yüzde 10'u nükleer güç santrallerimizden karşılanacak. 2 nükleer projemiz bulunuyor. Yeni nükleer güç santrali gündemdedir. Enerji olmadan kalkınmadan, eğitimden, ısınmadan bahsedemeyiz. G20 Başkanlığımız sırasında enerjiye erişim konusuna değindik. Sahraaltı dolayısıyla G20 olarak bu bölgeye yoğunlaştık. Türk Milli Komitesi desteğiyle kongre sonunda görüş alışverişinin Afrika'ya ayrılmış olmasını isabetli buluyoruz.